bilglik 6

596 Bilgilik
Simyacılar her zaman Büyük İşin anahtarını sadece maddeyle yapılan deneylerde değil, aynı
zamanda araştırmalarında sihir ve astroloji unsurlarını da aramışlardır. Bu kuralı izleyen bazı
simyacılar, astrolojiyi simya ile yakından ilişkilendirdiler ve gezegenlerin etkisinin olumlu olup
olmadığını sorgulamadan deneylerine asla başlamadılar.
Simyanın gizli özellikleri, katı bilimin aksine simyacıların dünya görüşünde ortaya çıktı,
simyacılar üç dünya olduğuna inanıyorlardı: maddi, insani ve ilahi. "Maddi dünyada kükürt, cıva
ve tuza, her şeyin başlangıcına ve tek bir maddeye sahibiz; insan dünyasında veya mikro kozmosta
- insanda birleşmiş beden, ruh ve ruh; ilahi dünyada - üç Tek Tanrı'daki Kutsal Üçleme'nin
yüzleri" [17, c.50].
Ayrıca, dini dünya görüşüne özgü fikirlerin izini sürmek, simyacıların ana uğraşları olan büyük
işi, varlığın üç seviyesinde üretilen üçlü bir süreç olarak anlamalarında izlenebilir.
"Büyük İşin üçlü bir amacı vardır. Maddi dünyada - metallerin dönüştürülmesi, onları altına,
mükemmelliğe getirilmesi; mikro kozmosta - insanın ahlaki mükemmelliği; ilahi dünyada - İlahi
Olan'ın O'nun Görkeminde tefekkürü " [17, c.51].
Benzer şekilde, mistik ve dini fikirlerin izleri, simyacıların dünyayı oluşturan üç elementin özüne
ilişkin anlayışlarında izlenebilir. Simyacılar Kükürt, Cıva ve Tuz ile sadece kimyasal elementleri
değil, aynı zamanda sırasıyla Madde, Hareket ve Kuvvet olarak algıladılar.
Simyacıların dünya görüşünde, dünyanın kökenine ilişkin dini resimlerle açık benzerlikleri olan,
maddenin kökenine ilişkin net bir kozmogonik teori vardır.
Merkür veya Merkür pasif - dişil bir ilke - madde olarak hareket eder; Kükürt - aktif prensip, aktif
- eril. Ve Tuz, Sülfürün pasif Merkür'den maddi dünyanın tüm unsurlarını yaratmasını sağlayan
güçtür.
Benzer şekilde, dini fikirlerin unsurları, simyacıların temel kavramına yansır - "birincil madde"
fikri veya chyle; simyacılar aynı zamanda evrenin birleşik gücünü de kabul ettiler, aslında onlar
tarafından panteist bir şekilde anlaşılan ilkel maddeyi Tanrı ile özdeşleştirdiler.
Simyacılar, simyasal Mutlak veya filozofun taşının yalnızca maddeleri karıştırarak değil, sihir
yoluyla - büyüler ve ritüeller yardımıyla elde edildiğine inanıyorlardı. Simyasal işler için tarifler
bazen paradoksal ve saçmadır ve malzemeyi önemsiz olanla karıştırır, örneğin "... beş ons kükürt
ve üç ons öfke alın." [12, c.61].
Simyacılar, kendisi bir sihirbaz olmadıkça kimsenin başarılı bir şekilde deney yapamayacağına
açıkça ikna olmuşlardı, bir simyacının simya çalışmasına başlamadan önce astrolojik araştırma
yapması veya büyülü bir ritüel gerçekleştirmesi oldukça doğaldı.