13.11.2023 Views

bilglik 6

Muhtelif konular

Muhtelif konular

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

532 Bilgilik

cevap verdi. Başka hiçbir şey söylemedi, “Güzelliği özlüyorum” dedi sadece ama ben ne demek

istediğini anladım. Sonra güzellik hakkında bir kitap yazmaya karar verdim.

Yani bu sıralar güzellik üzerine düşünüyorsunuz. Düşünceleriniz neye benziyor peki?

Düşünmek benzerlikleri anlamaktır. şuanda yaşadığım bir olayla geçmişte yaşadığım olaylar

arasındaki veya aynı anda gelişen olaylar arasındaki benzerlikleri bir anda fark ettiğim çok oluyor.

Bunlar arasındaki ilişkilerin izini sürüyorum.

Peki sizce güzellik nedir?

Şuanda yaşanan ve şimdide popüler olan şeyler arasındaki benzerlikleri fark ediyorum. Örneğin,

ağda, Jeff Koon’un heykelleri ile iPhone arasındaki benzerlik gibi.

Vücudunuzdaki tüylerden kurtulmayı bir akıllı telefon ve sanatçıyla mı

karşılaştırıyorsunuz?

Bu üçü arasındaki ortak özelliği görmek oldukça kolay: pürüzsüzlük. Bu pürüzsüzlük günümüzü

şekillendiriyor. LG’nin çıkardığı G-Flex ‘i biliyor musunuz? Bu telefonun oldukça özel bir

kaplaması var: eğer çizilirse bu çizikler zamanla geçiyor, bir nevi kendi kendini iyileştirebilen

organik cilt gibi. Bu sayede akıllı telefonunuz tamamen pürüzsüz kalabiliyor. Bunu görünce kendi

kendime bir nesne üzerindeki birkaç çiziğin ne önemi var ki diye düşündüm. Yüzey pürüzsüzlüğü

için bunca çaba neden? Bu sorunun cevabı bize pürüzsüz akıllı telefon, pürüzsüz cilt ve aşk

arasındaki ilişkiyi veriyor.

Aşk mı? Biraz daha açıklayabilir misiniz?

Akıllı telefonun pürüzsüz yüzeyi kırılgan olmayan, bütün hasarlara karşı dayanıklı bir cilt gibi.

Ama aşk böyle değil. Bugünün dünyasında bizde zarar görmekten kaçmıyor muyuz? Kırılgan

olmak istemiyoruz, karşımızdakine zarar vermekten ya da herhangi bir acı çekmekten sürekli

kaçınıyoruz. Aşk çok fazla bağlılık gerektiriyor, ama biz bağlanmaktan kaçıyoruz çünkü bağlılık

acıyı beraberinde getiriyor. Tutkudan kaçıyoruz ve âşık olmak canımızı çok acıtıyor.

Aşık olmak artık yasak, Fransızca da aşık olmak “tomber amoureux” şelkinde ifade ediliyor yani

“aşka düşmek”. Bu düşüş fazlasıyla olumsuz, ve kesinlikle kaçınılması gereken bir acı. Başka bir

bağlantı da ayrıca dikkatimi çekiyor…

“Beğenme” çağında yaşıyoruz. Facebook’ta “Beğenmeme” gibi bir seçenek yok, yalnızca

“beğenme” seçeneği var ve “beğenme” iletişimi hızlandırırken, “beğenmeme” yavaşlatıyor. Buna

paralel olarak zarar görmek de iletişimi yavaşlatıyor. Artık sanat bile kimseye zarar vermemek

üzerine ilerliyor.

Jeff Koons’un heykellerinde ise hiçbir zarar, hiçbir kırılma, çatlak, yarık, sivri uç hatta birleşme

yerinin izi bile yok. Her şey yumuşak pürüzsüz bir şekilde akıyor. Her ayrıntı yuvarlanmış,

cilalanmış ve pürüzsüzleştirilmiş; Jeff Koons’un sanatı pürüzsüz yüzeyler. Bugünün dünyasında

beğenilme kültürü üzerine. Aynı örnekleri siyaset için de verebilirim.

Siyasetin pürüzsüz olduğunu mu kast ediyorsunuz?

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!