13.11.2023 Views

bilglik 6

Muhtelif konular

Muhtelif konular

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Bilgilik 53

Buradan ayrıldığım zaman da, dedi, buraya dönüp, bu yavrulara ve hayvanlara ekmek

vereceksiniz değil mi? Söz veriyor musunuz? (Zira uzak, çok uzak bir ülkeye geri

dönecekti; kardan, buzdan daha soğuk bir ülkeye…)

Söz verdim ve sözümün tuttum. Tekrar geldim. On beş gün sonra yine aynı yerdeydim.

Aynı sütuna oturdum. Etraf yine muhteşemdi. Güneş yine aynı şekilde parıldıyordu. Ama

bu defa, yalnızdım, eskiden beraber olduğumuz yerde yalnızdım. Ve bana çevredeki

ihtişam azalmış gibi geldi.

Sütunun altındaki delik yine duruyordu. Ama anne köpek yoktu ortada. Uzağa gitmiş

olmayacağını tahmin ettim; bu arada, elimi deliğe sokup içini bir yoklamak aklıma geldi.

Evet, gerçekten içeride yumuşacık tüylere dokundu elim. O zaman hayvanları göreyim

diye ikisini de tuttum, dışarı çıkardım. Ağlayıp, viyakladılar.

Pek fazla çıkmadı sesleri; biraz viyaklama. Ama çok geçmeden, muhtemel bir cinayeti

önlemek maksadıyla, mahallenin bütün köpekleri imdada koşmuştu. Bir anda kendimi

beş yüz köpekten meydana gelmiş bir dairenin içinde buldum. Hepsi de hırlıyordu. Ama

hiçbiri dişlerini göstermiyordu. Çünkü, gayet rahat, ayaklarımın dibinde duran yavrular,

masumiyetimi gösteriyordu onlara. Ama ben, kendimi suçlu buldum ve baldırlarımın

tehlikeyle karşı karşıya olduğunu hissettim. İşte o sırada gerçek bir tiyatro sahnesi

oynanmaya başladı…

Tehlikeden haberdar edilen anne köpek, yavrularını kurtarmak için hadise yerine

yetişmeye çalışıyor; en kötü ihtimali düşünerek, dili bir karış dışarıda deli gibi koşuyordu.

Ama birdenbire beni gördü ve tanıdı.

O zaman en tuhaf, en harikulade sahne cereyan etmeye başladı! Bir an içinde etrafımdaki

köpekler yok oluverdi. Ana köpeğin bir havlaması, onlara tehlike olmadığını ve

dağılmaları gerektiğini anlatmıştı. Ve kendisi… Karnı yere dokunurcasına yere eğilmiş,

ayakkabılarımı yalayarak, aşikâr bir şekilde arkadaşlarının yaptığı muamele için benden

özür diliyordu. Bana nasıl yapmışlardı bunu ve yavruları, şaşkın küçükler, nasıl olmuş da

beni tanımamışlardı. Olur şey değildi bu! Unutmam lazımdı bunu.

Zavallı hayvanın başını okşadıktan sonra, kara ekmek satıcısını çağırınca, birden kalktı

ve çeşitli maskaralıklarla sevincini göstermeye başladı. Ama hemen ardından, analık

vazifesini hatırladı ve başka hiçbir hayvan dünyasında görülmeyecek bir zekâ ve

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!