13.11.2023 Views

bilglik 6

Muhtelif konular

Muhtelif konular

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

52 Bilgilik

bir sabırla bekler. Böyle bir ikram ise bütün bir aile için efsanevî bir ziyafet olur, artık

günlerce oyalanır dururlar.

İşte, bu hikâyeyi yazan ben, günün birinde, kara ekmeği alan o yabancı oldum… Çok iyi

hatırlıyorum, güneşli bir gündü. Aradan yıllar geçti, bir Temmuz günüydü. Evet; 20

Temmuz 1904… Hikâyem gerçektir, görüyorsunuz ya uydurmuyorum. Vakit öyle

sularıydı, Süleymaniye Camii’nin avlusuna girmek üzereydim. Burası, muhteşem

İstanbul’un camilerinin en muhteşemidir. Taş duvarlarla çevrili çok geniş bir avlusu

vardır.

Avluya girmek üzereydim. Yalnız da değildim: Bir dostum vardı yanımda. İkimiz de

yorulmuştuk. Avlunun bir kenarında, yerde, üç büyük porfir sütun vardı. Asırların kahrını

çekerek devrilmiş üç sütun… İşte bu üç sütundan birine yorgun argın oturduk.

Biraz sonra, sütunun altındaki bir delikten bir sokak köpeği çıktı. Gencecik bir dişi

köpekti; sarkık ve yassı memeleri, yavrularına süt vermeyi yeni bitirdiğini gösteriyordu.

Zavallının kemikleri, derisinin altından sivri sivri görünüyordu. Herhalde mahallede

yiyecek pek azdı, hele yavrularını besleyen, onları koruyan bir anneye yetmiyordu. Belli

ki açtı hayvan.

Dostum, köpeği çağırdı; köpek, önce bir düşündü, sonra yaklaştı. Tam o sırada bu

maksatla dolaşan bir kara ekmek satıcısı geçiyordu. Çağırdım adamı ve dostum, çok, pek

çok kara ekmek satın aldı. Şaşkınlıktan deliye dönen hayvan, bir anda, ayaklarının altında,

kendisine bir hafta yetebilecek ekmeği buluvermişti.

Büyük bir minnettarlık hisseden köpek, sevincini ve itimadını hemen göstermek istedi.

Ve bunu belirtmek için de, yeryüzündeki diğer bütün annelerin yapabileceği şeyi yaptı:

Alelacele sütunun altındaki deliğine girdi ve çok geçmeden, ağzında iki minik yavruyla

çıktı. Kendi yavrularıydı bunlar. Ve onları bize gayet merasimli bir şekilde takdim etti.

Güzel yavrulardı. Annelerinin aksine yumuk yumuk, tombul hayvanlardı. Besbelli ki bu

hal, anneye bir gurur veriyordu. Bu zayıflığın sebebini belki de yanlış anlarız diye,

gözlerimizin önünde, aldığımız ekmekleri iki yavrusuna paylaştırdı, fazla kalanları bir

kenara ayırdı. Yavrularından artanları da kendi yedi ki, zaten pek fazla bir şey artmamıştı.

Nihayet bütün aile tekrar yuvaya çekildiler.

O zaman dostum:

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!