13.11.2023 Views

bilglik 6

Muhtelif konular

Muhtelif konular

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

438 Bilgilik

Ey Sevgilim! Sana Hayret Etmez miyim?

el-Futuhatu’l-Mekkiye, “Rabbim sana olan hayretimi daha da arttır.” (bk. ‏"رب زدني فيك تحيرا"‏ -

1/270-271)[1]

Hayret, Allah’ı tanıyan, fakat bunu ifade edemeyen arifin yaşadığı hal anlamında bir tasavvuf

terimidir.

Sözlükte “şaşırmak, yolunu kaybetmek” anlamına gelen hayret kelimesini sûfîler, bir tasavvuf

terimi olarak çeşitli tasavvufî makamlara göre özellikle mârifet ve yakīn kavramlarıyla birlikte

kullanmışlardır.

Allah’ın varlığı ve onun keyfiyeti hakkında olmak üzere iki hayret türünden söz edilmiştir.

(Hücvîrî, Keşfü’l-maḥcûb, s. 488)

Hayreti iki yönden yorumlamak mümkündür:

a) Hayret, bir kimsenin, isim ve sıfatlarını ve onların tecellilerini yakından bilip tanıdığı halde,

Zat-ı akdesin mahiyeti karşısında hiçbir bilgiye sahip olmadığından şaşırıp kalmak, hayret içinde

olmak manasına gelir. Bu hususta peygamberler ve sıddıklar da dahildir.

Hz. Peygamber (salla’llâhu aleyhi ve sellem)’in “Allah’ım! Ben seni hakkıyla medh-u sena

edemem. Sen kendini sena ettiğin gibisin.” (Futuhat, a.g.y)

Hz. Ebu Bekir Sıddık’ın şu “İdraki derk etmekte âciz olmak (aciz olduğunu idrak etmek) bir

idraktir.” (Futuhat, a.g.y) şeklindeki meşhur sözünde de hayreti görebiliriz

Allah’ın varlığı konusunda hayret şirk ve küfür, O’nun keyfiyetiyle ilgili hayret marifettir. Çünkü

O’nun varlığından ârifin şüphesi yoktur; keyfiyeti konusunda ise insan aklı hiçbir bilgiye sahip

değildir.

Buna göre Hakk’ın keyfiyetini anlama çabası içinde hayrete düşmek yakīn alâmetidir. Bu

anlamdaki hayret de bir tür mârifettir.

Zünnûn el-Mısrî, “Allah’ı en iyi tanıyan O’nun hakkında en fazla hayret edendir”; Cüneyd-i

Bağdâdî, “Düşüncenin ulaşabildiği son nokta hayrettir”; Sehl et-Tüsterî, “Mârifetin nihaî

noktası hayrettir.” derken bu hususa işaret etmişlerdir. (Kuşeyrî, er-Risâle, s. 605)

Diğer taraftan Allah’ın zâtını kavramaktan âciz olduğunu idrak eden akıl hayrete düşer. Gerçek

mârifet, Allah karşısında aklın aczini ve yetersizliğini kavramasıdır.

Bazan sûfî, ilâhî tecellileri temaşa ederek hayrete düşer ve bu durumda hayretinin daha da artmasını

diler. Ebû Bekir eş-Şiblî bu hal içindeyken şu sözü söylemişti: “Ey hayrete düşenlerin rehberi,

hayretimi arttır!” (Hücvîrî, s. 353)

Aynı anlayışa sahip olan İbnü’l-Fârız da, “Eğer hayret etmesem hayret bana!” demişti. Şiblî bu

sözü ile Allah’ın varlığı ve sıfatlarının kemali konusundaki mârifeti kabul etmiş, bütün varlıkların

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!