13.11.2023 Views

bilglik 6

Muhtelif konular

Muhtelif konular

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

238 Bilgilik

ABD bizim ekonomik yönden kalkınmamızı istemezdi ve isteyemezdi. Örneğin, 1956'da

Rockefeller, dönemin başkanı Eisenhower'a bir mektup yazar. Mektupta ilk askeri

yardımların hangi ülkeye nasıl yapılacağının bilinmesi gerektiğine dair bölümde ülkeleri

altı gruba ayırıyor, birinci grupta Türkiye var. Diyor ki "Biz askeri paktlarımızı kurmayı

ve sağlamlaştırmayı hedef alan tedbirlere devam etmeliyiz. Büyük ölçüde askeri ve

politik nüfuz garantileyecek genişlikte ekonomik yayılma planını, Asya, Afrika ve diğer

az gelişmiş bölgelerde uygulamak zorundayız. Birinci gruba giren, bizimle dost olan ve

bize uzun vadeli askeri paktlarla bağlanmış olan ülkeler girer. Bu ülkelere yapılacak

yardımlar ve açılacak krediler öncelikle askeri nitelikte olmalıdır. Oltaya yakalanmış

balığın yeme ihtiyacı yoktur. (Örneğin Türkiye) bazı hallerde düşünmenin tersi sonuçlar

verebilir. Yani bağımsızlık eğilimini artırıp mevcut askeri paktları zayıflatabilir. Bu tip

ülkelere doğrudan doğruya iktisadi yardım da yapılabilir ama bu bize uygun, bağlı

hükümetleri iktidarda tutacak ve bize düşman muhalifleri zararsız bırakacak biçim ve

miktarda olmalıdır." Yani bağımsızlık eğilimini artıracak diye bizim ekonomik yönden

kalkınmamızı istemiyor ABD. O halde ekonomik ve askeri yardım içeren şu anlaşmalarda

ekonomik yardımın hiçbir zaman bizi tatmin edici olmayacağı bellidir. Gerçekten de

olmamıştır. Olmaması bir yana AID, DB ve IMF'nin kontrolü altında Türkiye ekonomik

yönden bırakın gelişmeyi sürekli çökertilmiştir. Bugünkü konum bunu gösteriyor. Buna

karşı duranlar olmuştur. Örneğin Menderes 1958 yılında IMF'yi terslemiştir ama peşinden

27 Mayıs gelmiştir. 27 Mayıs'ta ABD'nin parmağı olmadığını söyleyenler yanılırlar.

Çünkü ABD'nin o yıllarda kendi çıkarını önce askerlerle sağlamaya yönelik politikası

gereği Latin Amerika'da da, Endonezya'da da, Yunanistan'da da askeri yönetimler

gelmiştir. Bu ABD'nin o yıllarda uyguladığı bir soğuk savaş taktiğidir. ABD 12 Mart'ta

da, 12 Eylül'de de vardır. Bugün için benzer bir müdahale ihtimali var mı? 12 Eylül'den

sonra taktik değişti. Artık askeri sistem gelmemeliydi. Bugünkü koşullarda yani iktidarın

hedefi göz önüne alındığında orduda iktidar yanlılarının sürekli tasfiye edilmesine karşın

hâlâ yüzde 10-15 iktidarın da personel bulundurabileceğine inandığım için ordu

parçalanabilir korkusunu taşıyorum. En büyük korkum Türkiye'de askeri bir hareketin uç

vermesidir. Çünkü bu kendiliğinden olmayacaktır, arkasında ABD olacaktır. Aşağı yukarı

yarım asırdır biz ABD'nin güdümünde birçok şeyleri yaptık. Kendiliğinden bir hareket

yapılacağı kanısında değilim. Bugünkü hükümeti de ABD yönetiyor bana göre, bugünkü

çelişkiler de ABD'nin işine yarıyor.

ABD-TÜRKİYE Antlaşmaları Özet

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!