13.11.2023 Views

bilglik 6

Muhtelif konular

Muhtelif konular

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Bilgilik 225

2. Fırkasında ise: “Türkiye Hükümeti, bu yardımın amacı, içeriği, genişliği, miktarı ve

ilerleyişi hakkında Türkiye’de tam ve devamlı yayın yapacaktır” deniliyor ve Türkiye

Cumhuriyetinden, halkına ve dünyaya ABD propagandası yapması isteniyordu. Hükümet

de bunu kabul ediyordu.

En önemli madde olduğunu belirtebileceğimiz 4. Maddede ise: “ Türk Hükümeti, yapılan

yardımı, tahsis edilmiş bulunduğu gayeler uğrunda kullanacaktır… Türkiye Hükümeti,

Birleşik Devletler Hükümetinin onayı olmadan, bu neviden hiçbir madde ve bilginin

mülkiyet ve zilyetliğini devredemeyeceği gibi, aynı onay olmadan Türk Hükümetinin

Subay, memur veya ajan sıfatını haiz bulunmayan bir kimseye açıklanmasına ve maddeler

ve bilgilerin verildikleri gayeden başka bir gayede kullanılmasına müsaade etmeyecektir”

denilmekteydi. Bu maddenin ne anlama geldiği, 1964 Kıbrıs olaylarında ve ABD Başkanı

Lyndon Johnson’un 3 Haziran 1964 tarihli mektubuyla anlaşılacaktı. 1964 yılında

Kıbrıs’ta Rumlar, Türkleri Soykırıma uğratmaya başlamışlardı. Türkiye ise ABD’den

aracı olmasını istemiş, ancak ABD, Rumlardan yana görüntü verince, garantörlük

haklarını kullanıp adaya müdahaleye hazırlanmıştı. Bu sırada 3 Haziran 1964 tarihli

Başkan Johnson’un mektubu geldi. Bu kaba mektupta ABD’nin Türkiye ile Yunanistan

arasında çatışma istenmediği, Türkiye bir Sovyet saldırısına hedef olursa yardım

edilmeyebileceği belirtiliyordu. Mektubun son kısmında ise: “Türkiye ile mevcut

Temmuz 1947 antlaşmasının 4. maddesi gereğince, askeri yardımın, veriliş amacında ayrı

amaçlarla kullanılması için ABD’nin onayının alınması gerekmektedir… Mevcut

koşullar altında Türkiye’nin Kıbrıs’a yapacağı bir müdahalede ABD tarafından sağlanmış

olan askeri malzemenin kullanılmasına ABD izin vermemektedir” deniliyordu.

Türkiye’ye, o malzemeler kendi çıkarını korusun diye değil, ABD çıkarlarını Sovyetlere

karşı korusun diye verilmişti. ABD, Türkiye’yi Sovyetlere karşı bir “ön karakolu”,

“fedaisi” olarak görüyordu.

Bu bir ittifak antlaşması değil, sömürge antlaşmasıydı. Türkiye, ABD varlığına kapılarını

açıyordu. Amerikalılar, ülke yönetiminde söz sahibi oluyor, ABD propagandasını Türk

Hükümeti üstleniyordu.

Truman Doktrini, Yunanistan ve Türkiye’ye yardım amacıyla düşünülmemişti. ABD

Emperyalizminin o günün koşullarına uygun olarak meydana gelen bir yansıması idi. Orta

Doğu’da İngiliz Emperyalizmini yerini ABD Emperyalizmi almıştı. Gerçekten de 1956

tarihli Amerikan Senatosu Dış İlişkiler Raporunda şöyle deniliyordu: “ABD yardımı, bir

hükümet girişimi olarak, başkalarının çıkarı için yapılan bir şey değildir. ABD, ne sadaka

veren bir kuruluştur, ne de Amerikan halkının cömert ruhunun dışarıya akmasıdır…

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!