09.10.2023 Views

Yemek Zevki Ekim 2023

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Mutfaklarda ekim zamanı!<br />

Artık havalar yavaş yavaş serinliyor. Her biri ana yemek gibi doyurucu özelliğe sahip<br />

birbirinden leziz çorbaları, sonbahar ve kış ayları boyunca rahatça tüketebilirsiniz.<br />

Kışın en uzun soluklu meyvelerinden C vitamini deposu mandalina ile şurubundan reçeline<br />

çeşit çeşit tarifler yapmanın zamanı geldi.<br />

Salçalık kırmızı biberi tezgahlarda her mevsim bulmak mümkün. Öyle bir tarif paylaşıyoruz<br />

ki hem bu kadar pratik oluşuna hem de lezzetine şaşıracaksınız…<br />

hatice.unalbilen@img.com.tr<br />

yemekzevkicomtr<br />

@yemekzevkicomtr<br />

yemekzevkidergi<br />

Okul çıkışında çocuklar koşa koşa eve geldiklerinde ne bulurlarsa yemesinler, sağlıklı<br />

beslensinler. <strong>Yemek</strong> Stilisti ve Şef Müşerref Kartaler'den çocuklarınız için sağlıklı ve<br />

yapımı kolay tarifler aldık.<br />

Elinizin altında her daim tost ekmeği bulunduranlardansanız kolay bulunabilecek diğer<br />

malzemelerle çok pratik lezzetler yakalayabilirsiniz.<br />

Sonbaharın en sevilen meyvelerinden elma ile hem tatlılar hem yemekler yaptık! Deneyin<br />

mutlaka!<br />

Gülümser Karadayı, özellikle çat kapı misafirlerinize sunacağınız pratik bir menü ile fikir<br />

veriyor. Bu menü için alınacaklar listesinde sadece 1 adet bütün tavuk gözüküyor. Tavuk<br />

etiyle şifa niyetine hastayı ayağa kaldıran çorbası, hazır yufkadan ve tavuk suyundan<br />

hazırlanmış nefis böreği ve didiklenmiş tavuk etli pilav ile ani misafirlerinize küçük bir<br />

ziyafet verebilirsiniz.<br />

İtalyanların incecik hamurlu ünlü galetteye benzer hamuru ile damak tadımıza en yakın<br />

uyarlayabildiğimiz ve çeşitlendirdiğimiz lezzetler çay ve kahve saatinize çok yakışacak!<br />

Hepimiz her gün televizyonlarda alanında uzman olanından olmayanına birçok kişiden<br />

beslenme ile ilgili bir ton söylem dinliyoruz. Bunlardan hangisi doğru, hangisi yanlış<br />

ayırt etmekte tabii ki güçlük çekebilirsiniz. Fakat bu sorunun belli bir cevabı yok! Çünkü<br />

beslenmeniz parmak iziniz kadar özel ve kişiseldir. Bu kadar özel ve kişisel bir durum,<br />

hem de hayati bir durum, televizyonlarda duyduğunu tüm o genellemelere dahil edilemez.<br />

Sadece fikir yürütmenize yardımcı olabilir. Diyetisyen ve Beslenme Uzmanı İrem Çelik, tüm<br />

bu genellemelerin içerisinde en sık tekrar edilen, doğru bilinen 3 yanlışı yazdı…<br />

Her ikisi de o kadar kıymetli ki, kahveyi dantel örtülü gümüş tepside, lokumu en kıymetli<br />

porselen şekerlikte ikram ediyoruz. Bir fincan kahvenin hatırını kırk yıl sayalım, lokumla<br />

tatlı yiyelim tatlı konuşalım diye… Bu tarifimiz size ve sevdiklerinize özel!<br />

Dünyanın en güzel yemeği, aşkla yapılan, zevkle yenilen yemektir. <strong>Yemek</strong> yapma zevkiniz<br />

sonsuz, sevdiklerinizle birlikte oturacağınız sofralarınız daim olsun!<br />

Hatice Ünal Bilen<br />

2


İMTİYAZ SAHİBİ İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.<br />

GRUP BAŞKANI<br />

H. FERRUH IŞIK<br />

GENEL MÜDÜR VE SORUMLU MÜDÜR<br />

Mehmet SÖZTUTAN / mehmet.soztutan@img.com.tr<br />

GENEL YAYIN YÖNETMENİ<br />

Hatice ÜNAL BİLEN / hatice.unalbilen@img.com.tr<br />

REKLAM SATIŞ PAZARLAMA<br />

REKLAM KOORDİNATÖRÜ<br />

Emir Ömer ÖCAL<br />

emir.ocal@img.com.tr<br />

0212 454 22 22<br />

FOTOĞRAF DANIŞMANI<br />

Enes KARADAYI<br />

GÖRSEL YÖNETMEN<br />

Tolga ÇAKMAKLI / tolga.cakmakli@img.com.tr<br />

YAYIN DANIŞMANLARI<br />

Prof Dr. Hüsnü GÜNDÜZ / Doç. Dr. Mehmet Ali ÖZBUDUN<br />

YEMEK DANIŞMANLARI<br />

T.Yücel DEREYAYLA / Eyüp Kemal SEVİNÇ / Metin İŞÇİ / Doğa ÇITÇI<br />

TEKNİK MÜDÜR<br />

Tayfun AYDIN / tayfun.aydin@img.com.tr<br />

RENK AYRIMI Türkiye Gazetesi Renk Ayrım Servisi<br />

İDARE MERKEZİ Merkez Mahallesi 29 <strong>Ekim</strong> Caddesi İhlas Plaza<br />

No:11 A/41 Yenibosna–Bahçelievler/ İSTANBUL Tel: +90 212 454 22 22<br />

BASIM YERİ İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mahallesi 29 <strong>Ekim</strong> Caddesi İhlas Plaza<br />

No:11 A/41 Yenibosna–Bahçelievler/ İSTANBUL Tel: +90 212 454 30 00<br />

Fax: +90 212 454 34 94 www.ihlasmatbaacilik.com<br />

<strong>Yemek</strong> <strong>Zevki</strong> dergisinde yayınlanan yazılar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir. Gönderilen yazılar<br />

yayınlansın veya yayınlanmasın iade edilmez.<br />

Yayınlanan reklamların sorumlulukları firmaya aittir.<br />

e-mail: img@img.com.tr - info@yemekzevki.com.tr<br />

web: www.yemekzevki.com.tr<br />

Yayın Türü: Ulusal, Süreli<br />

BANKA HESABI<br />

İSTMAG MAG. GAZT. YAY. İÇ VE DIŞ.TİC. LTD. ŞTİ<br />

GARANTİ BANKASI<br />

GÜNEŞLİ ŞUBESİ : 295<br />

HESAP NO : 6293152<br />

İBAN NO : TR02 0006 2000 2950 0006 2931 52<br />

Company<br />

: İSTMAG MAG.GAZT.YAY.İÇ VE DIŞ.TİC.LTD.ŞTİ<br />

Bank<br />

: TURKIYE GARANTİ BANKASI<br />

Bank account<br />

: 9073622 EURO<br />

Swift code<br />

: TG BATRIS XXX<br />

Branch<br />

: GÜNEŞLİ BRANCH<br />

Branch code : 295<br />

IBAN code : TR74 0006 2000 2950 0009 0736 22<br />

Yıllık Yurtiçi Abone Bedeli<br />

: 600 TL • Yıllık Yurtdışı Abone Bedeli: 100 Euro<br />

4


Bu çorbalar<br />

alışkanlık<br />

yapacak!<br />

16-20<br />

Elmalı<br />

lezzetlerin<br />

tam zamanı!<br />

Tost ekmekli<br />

pratik tarifler<br />

24-28<br />

30-31<br />

En ekonomik<br />

menü!<br />

38-42<br />

Elmalı Cevizli<br />

Ayva Tatlısı<br />

34-35<br />

Çocuklar sağlıklı<br />

beslensin diye…<br />

36<br />

Bir fincan<br />

kahve, yanında<br />

latilokum…<br />

Ev yapımı yaş<br />

tarhana…<br />

46-47<br />

İncecik bir<br />

hamur ile neler<br />

yaparsınız<br />

neler!<br />

48-52<br />

54<br />

56-59<br />

6


Artisan Koleksiyonu<br />

ŞIKLIĞIN<br />

ESERi<br />

Yeni Emsan Artisan’ın<br />

mix&match yöntemiyle,<br />

sofralarda ve mutfaklarda<br />

emsalsiz bir tarza sahipsiniz.


YENİLER<br />

Beyaz Kağıt’a Stevie’den ödül<br />

Beyaz Kağıt’ın Pazarlama Ekibi, Asperox Sarı Güç için gerçekleştirdiği<br />

başarılı çalışmalarıyla 'İş Dünyasının Oscar’ı' olarak<br />

değerlendirilen Stevie International Business Awards’ta ‘Yılın<br />

Pazarlama Ekibi Gümüş Ödülü’ne layık görüldü. Ödülün önemi<br />

hakkında açıklama yapan Beyaz Kağıt Pazarlama Müdürü Zeynep<br />

Kahraman; “Ekip olarak, Asperox Sarı Güç için gerçekleştirdiğimiz<br />

etkili ve ses getiren pazarlama kampanyalarıyla seçkin<br />

bir jürinin dikkatini çekmeyi başardık. Her yıl 12 binin üzerinde<br />

başvurunun değerlendirildiği böylesi önemli bir platformda, yıl<br />

boyunca gerçekleştirdiğimiz 360 derece pazarlama projeleri,<br />

yenilikçi pazarlama uygulamaları ve iletişim çalışmalarıyla birçok<br />

ülkeden aday olan rakiplerimizi geride bırakmış olmak doğru yolda<br />

ilerlediğimizin, kararlılığımızın ve ortaya koyduğumuz vizyonun<br />

en güçlü göstergesi. Bu vesileyle, uluslararası arenada ülkemizi<br />

ve şirketimizi başarıyla temsil etmekten dolayı ayrıca mutlu ve<br />

gururluyuz.” dedi.<br />

Sağlıklı diyete ceviz<br />

dopingi<br />

Connecticut Üniversitesi<br />

Moleküler Onkoloji Merkezi<br />

tarafından yürütülen yeni bir<br />

bilimsel araştırmaya göre,<br />

sağlıklı bir diyete ceviz dahil<br />

etmek, genel sağlık durumunu<br />

iyileştirme ve kanser riskini<br />

azaltma adına olumlu bir adım<br />

olabilir. Antioxidants bilim<br />

dergisinde yayınlanan araştırma,<br />

cevizin antioksidan ve antiinflamatuar<br />

özelliklerini ve bunların kanseri önleme ve mikrobiyom<br />

ile ilgisini inceliyor. Söz konusu çalışmanın sonuçları, 25-31<br />

Mayıs tarihleri arasında düzenlenen Avrupa Kanserle Mücadele<br />

Haftası münasebetiyle de genel sağlık durumunu iyileştirmek<br />

ve kanser gibi kronik inflamasyon riskini azaltmak için basit bir<br />

adımın ne olabileceğini ortaya koyuyor: sağlıklı bir beslenmeye<br />

ceviz dahil etmek. Ceviz, inflamasyona ve çeşitli kanser türlerine<br />

karşı koruma da dahil olmak üzere sağlığa katkıda bulunan bir<br />

dizi mikro besin ve fitokimyasal içeriyor. Bu bilimsel araştırma,<br />

Kaliforniya Ceviz Komisyonu tarafından dünya çapında 10 ülkedeki<br />

60'tan fazla kurum ve üniversitede desteklenen 225'ten fazla hakem<br />

incelemesinden geçmiş çalışmaların arasına ekleniyor.<br />

Kärcher, tüketici<br />

konseptli ilk<br />

mağazasını açtı<br />

Temizlik teknolojileri<br />

alanında dünyanın öncü<br />

markaları arasında yer alan<br />

Alman Kärcher, Türkiye’de<br />

yeni mağazalar açmayı<br />

sürdürüyor. Büyüme<br />

stratejisi kapsamında ülkemize yatırımlarına devam eden Kärcher,<br />

AVM içerisinde bulunan ve sadece tüketici grubu ürünlerinin satışa<br />

sunulacağı ilk mağazasını Vadistanbul Alışveriş Merkezi’nde açtı ve<br />

böylece Türkiye’deki konsept mağaza sayısını 16’ya çıkardı. Kärcher,<br />

açılışı gerçekleştirilen yeni mağazasında, tüketicilerin ev temizliği<br />

ve bahçe bakımında ihtiyaç duyacakları çözümler için geliştirdiği<br />

ürünlerini satışa sunuyor. Tüketiciler; markanın geniş ürün portföyü<br />

içinde yer alan robot süpürge, dikey süpürge, buharlı temizlik<br />

makinesi, sert zemin temizleme makinesi, çim biçme makinesi,<br />

basınçlı yıkama makinesi gibi birçok teknolojik cihazı, oluşturulan<br />

özel alanda satın almadan önce deneyebiliyor. Ayrıca ürünlerle ilgili<br />

özel eğitimli satış personellerinden detaylı bilgi alabiliyor. Kärcher,<br />

İstanbul, Ankara, Antalya ve İzmir’deki konsept mağazalarının yanı<br />

sıra Türkiye'nin dört bir yanındaki 100'den fazla bayi ve teknik servis<br />

ağı ile de müşterilerine yüksek kalitede hizmet sunuyor.<br />

Sofralarınızın tadına tat katın<br />

En sevdiği yemekleri daha lezzetli hale getirmeyi kim istemez ki?<br />

Bu konudaki en büyük yardımcılarımızdan biri elbette soslar. Trüflü<br />

ve sarımsaklı mayonezden hardala, acı sostan ranch ve chipotle<br />

sosa kadar birçok farklı sos çeşidi ile yemeklerinizin lezzetini<br />

artırabilirsiniz. Üstelik sofralarınıza şef dokunuşu yaptıracak bu<br />

lezzetlere, Metro Türkiye mağazalarında kolayca ulaşmak mümkün.<br />

Yeme içme sektörünün bir numaralı iş ortağı olma hedefiyle<br />

çalışan Metro Türkiye, işletmelerin ihtiyaç duyduğu her türlü<br />

ürünü A’dan Z’ye raflarında barındırıyor. Metro Türkiye’nin ‘Rioba’<br />

markasıyla raflarına taşıdığı soslar, 9 farklı çeşidi ile fast food’tan<br />

et ve tavuk yemeklerine, salatalardan makarna ve deniz ürünlerine<br />

kadar her yemeğe benzersiz bir tat katıyor. Üstelik Rioba sos<br />

çeşitleri, yepyeni sosların bileşeni olarak da kullanılabiliyor. Rioba<br />

soslar, pratik kullanımı ile birlikte zaman tasarrufu da sağlıyor.<br />

En çok tercih edilen tatlar baz alınarak Gastronometro şeflerinin<br />

onayından geçen bu lezzetler, BPA ve PVC içermeyen ambalajlarıyla<br />

raflarda yerini alıyor.<br />

8


YENİLER<br />

Lezzetin yeni<br />

tanımı<br />

Seğmen Fındık<br />

Ezmesi<br />

Seğmen Fındık Ezmesi, doğal<br />

ve taze fındıkların özenle<br />

seçilip işlenmesiyle üretiliyor.<br />

Bu özel işleme yöntemi<br />

sayesinde fındıkların aroması<br />

ve tazeliği korunuyor. Seğmen<br />

Fındık Ezmesi, sağlıklı<br />

ve doğal bir atıştırmalık alternatifi sunuyor. Fındık ezmesinin<br />

kendine has tadını ve sağlığa olan faydalarını bir araya getiren bu<br />

ürün, lezzetin yeni tanımı olmaya aday!<br />

Feast Gıda’ya yeni<br />

Satış ve Pazarlama<br />

Direktörü<br />

E. Özgörkey Grup’un dondurulmuş<br />

gıda markası Feast Gıda’nın yeni “Yurt<br />

İçi ve Yurt Dışı Satış ve Pazarlama<br />

Direktörü” Ali Kemal Kapıcıoğlu oldu.<br />

Kapıcıoğlu yeni görevinde markanın<br />

Türkiye ve satış yaptığı uluslararası<br />

pazarlarının satış ve pazarlama alanındaki<br />

işleyişinin tamamından sorumlu<br />

olacak. 2002 yılında Marmara Üniversitesi Fransızca Siyaset<br />

Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünden mezun olan Kapıcıoğlu,<br />

yaklaşık 21 yıldır satış ve pazarlama alanlarında çeşitli kurumlarda<br />

görev yaptı. Kariyerine Accor Group’ta başlayan Kapıcıoğlu,<br />

ardından Yıldız Holding bünyesinde çalışma yaşamına devam<br />

etti. Ülker markasında Özel Müşteri Yöneticisi olarak başladığı<br />

Yıldız Holding’te 19 yıl boyunca farklı ürün grupları ve kanallarda<br />

satış ve pazarlama müdürlükleri görevini başarıyla üstlendi.<br />

2018-<strong>2023</strong> yılları arasında Yıldız Holding bünyesindeki Kerevitaş<br />

firmasında yağ ve margarin kanalında satış ve pazarlama direktörü<br />

olarak görev alan Kapıcıoğlu; Feast Gıda’da Türkiye Bayi Satış<br />

Müdürlüğü, Türkiye Perakende Satış Müdürlüğü, Ulusal Özel<br />

Müşteriler Satış Müdürlüğü, Dış Ticaret Müdürlüğü ve Pazarlama<br />

Müdürlüğü gibi kritik departmanlara liderlik edecek.<br />

Kahvaltıya daha<br />

fazla yer açın<br />

Yazın sıcak günleri yerini serin havalara<br />

bırakmaya hazırlanırken, evlerde<br />

ise yeniden okula ve yoğun iş hayatına<br />

dönüş heyecanı başladı. Yaz aylarında<br />

ayaküstü atıştırmalıklarla geçiştirilebilen<br />

kahvaltılar yeniden sabahın<br />

erken saatlerindeki yerini alıyor.<br />

Enplus, Sage markasıyla, okula ve işe<br />

yetişme telaşında olanlara son teknoloji<br />

ürünleri sayesinde güne güzel bir<br />

kahvaltıyla başlama fırsatı sunuyor. Sage SDC400 BSS/A Filtre<br />

Kahve Makinesi, Sage STM600 Çay Makinesi, Sage BTA825 Bal<br />

Smart 2'li Ekmek Kızartma Makinesi, Sage BGR250 BSS Adjusta<br />

Sandviç ve Grill Makinesi ve Sage BWM520 BSS Waffle Makinesi<br />

ile kahvaltıları konforlu hale dönüştürüyor.<br />

CarrefourSA, online<br />

yemek sektörüne girdi<br />

30. yaşını “yenilenmeler, yatırımlar<br />

ve yenilikçi iş modelleriyle büyüme<br />

yılı” ilan eden CarrefourSA, organize<br />

gıda perakende sektöründe Lezzet<br />

Arası restoranlarıyla başlayan<br />

yolculuğunu CarrefourSA Mutfak’la online yemek siparişi sektörüne<br />

taşıyor. Yeni yatırımla ilgili konuşan CarrefourSA CEO’su Kutay<br />

Kartallıoğlu, “Bugüne kadar ürünlerimizle mutfaklarına girdiğimiz<br />

müşterilerimizin sofralarına şimdi de profesyonel şeflerimiz<br />

tarafından hazırlanan yemeklerle misafir oluyoruz. CarrefourSA<br />

Mutfak’ta yer alan markalarımızı oluştururken Lezzet Arası restoranlarımızda<br />

elde ettiğimiz datalar sayesinde müşteriler tarafından<br />

en çok tercih edilen yemeklerle ilgili bir araştırma gerçekleştirdik.<br />

Bu araştırma sonucunda BigBowl, Burger Four, Fried<br />

Day Chicken, Hasan Usta Köftevi, L’atelier, Le Penne, Pizza Poli,<br />

Sushi Four, Tarihi Kazancı Pilavcısı ve Urla Balıkçısı olmak üzere<br />

salatadan deniz ürünlerine kadar 10 farklı markayı müşterilerimizin<br />

hizmetine hazır hale getirdik. Menülerde yer alan yemeklerin<br />

tamamı da günlük ve taze olarak hazırlanacak. CarrefourSA<br />

Mutfak’ta kullanılan et, balık, meyve, sebze gibi tüm taze ürünler<br />

CarrefourSA’dan temin edilecek. Müşterilerimiz Getir <strong>Yemek</strong>,<br />

Trendyol ve <strong>Yemek</strong>sepeti’nden sipariş verebiliyor.” dedi.<br />

Muhteşem lezzet<br />

Şimdi Kral Şakir ile raflarda<br />

Çocukların severek izlediği, milyonların<br />

sevgilisi Kral Şakir ve arkadaşları, Anavarza<br />

Bal lezzetiyle buluştu. Çocuklar için<br />

özel olarak Kral Şakir lisansı ile ambalajlanan<br />

ürünler, Anavarza Bal’ın 40 gramlık<br />

ambalajında yer alıyor. Ürün içeriğinde<br />

%100 çam balı kullanılıyor. Anavarza Bal’ın<br />

Adana Kozan’da yer alan ve dünyanın en gelişmiş 10 dolum tesisi<br />

arasında gösterilen tesisinde dolumu gerçekleştirilen ürünler<br />

bir çok seçkin marketin rafında yer almaya başladı. Kral Şakir<br />

Lisanslı tüp ballara ayrıca www.balgurmesi.com adresinden de<br />

sipariş vererek ulaşmak mümkün. Çocuklara bal yeme alışkanlığı<br />

kazandırmak ve onların gelecek tüketim tercihlerinde bal<br />

tüketiminin artırılması amaçlanarak hazırlanan projenin 2024<br />

yılında da sürdürülmesi planlanıyor.<br />

Odağında karbon ayak izini<br />

azaltmak var!<br />

Türkiye’de her 10 evin 7’sinde yer alan<br />

Fairy’nin bütün Avrupa genelinde yaptığı<br />

Yaşam Döngüsü Analizi, bulaşık yıkarken<br />

suyun ısıtılmasının ortaya koyduğu karbon<br />

ayak izini ortaya koyuyor. Analize göre,<br />

suyun ısıtılmasıyla oluşan karbon ayak izi, bulaşık deterjanının<br />

üretiminden dağıtımına ve kullanıma tüm aşamaları kapsayan<br />

sürecin yaşam döngüsünde yarattığı etkide en büyük paya sahip.<br />

Öyle ki bu oluşan karbon ayak izine ilişkin bu pay makinede<br />

yıkamada %72’yken, elde yıkamada %93’e kadar çıkıyor. Oysa<br />

elde yıkarken soğuk su kullanmak emisyonları ortalama %60,<br />

makinede kısa programı seçmek ise ortalama %33 azaltıyor.<br />

Soğuk suda bile etkili ürünleri ile Fairy, bulaşık temizliğinde<br />

üstün performans sunarken, tüketicileri “Ön Yıkama Yapmayı<br />

Bırakmaya, “Düşük Isıda Yıkamaya” ve “Kısa Programa Geçmeye”<br />

teşvik ederek hem çevreyi hem de bütçeyi koruyor. Fairy ile<br />

bulaşıklarda kısa programa geçildiğinde elektrik faturalarında<br />

paket başına 165 TL, bulaşıklar soğuk suda yıkandığında ise yılda<br />

300 TL’ye varan enerji tasarrufu sağlanıyor.<br />

10


Farkını tadın<br />

Tam Otomatik<br />

Kahve Makinesi<br />

Kahve tadının farkını bizzat denemek<br />

ve nefis bir kahve tatmak isterseniz sizi<br />

seçkin mağazalarımıza davet ederiz:<br />

Cucine Lube, Nispetiye Caddesi - Beşiktaş 0212 284 02 93<br />

JHC Kahve Makineleri, Kavacık Mah. - Beykoz 0216 693 16 96<br />

Liebherr Cadde, Bağdat Caddesi - Kadıköy 0216 418 55 35<br />

Nova, Balmumcu Barbaros Bulv. - Beşiktaş 0212 275 23 06<br />

Vektör Ev Aletleri, Nispetiye Cad. - 1. Levent 0212 284 02 94<br />

www.hack.com.tr


YENİLER<br />

50 yıldır<br />

annelerin<br />

yanında<br />

Pınar Süt, 50 yıl önce<br />

nesillerin sağlığı, nesillerin<br />

yarınına katkı<br />

sağlamak için çıktığı<br />

yolculukta, kurduğu<br />

hayali gerçekleştirmiş<br />

olmanın gururunu<br />

reklam filmiyle taçlandırıyor.<br />

Pınar Süt’ün<br />

yeni reklam kampanyasında,<br />

Pınar ile<br />

büyüyen nesiller ekrana yansıtılıyor. Pınar’la büyüyen annelerin<br />

de çocuklarını Pınar’la büyüttüğü, yarın bu çocukların da gelecek<br />

nesilleri Pınar’la büyüteceği mesajı veriliyor. Reklam filminde<br />

annelerin deneyimlerle dolu yolculuğuna duygusal açıdan bir<br />

ayna tutuluyor. Annelik serüveninin tüm aşamalarına yer verilen<br />

reklam filminde; bebeklikten gençliğe, annelerin çocuklarıyla<br />

yaşadığı en özel anlar ekranlara geliyor. Her annenin kendinden<br />

bir parça bulacağı filmin jingle’ı Nil Karaibrahimgil imzasını<br />

taşıyor. Büyümenin farklı aşamalarının, annelerle çocukların<br />

birlikte büyüme serüvenlerinin, mutluluklarının ve zorlu anlarının<br />

ekrana yansıtıldığı filmin yönetmen koltuğunda ise Serter<br />

Tırmık oturuyor.<br />

Yatak odalarında sonbahar rüzgarı<br />

Yıllara dayanan tecrübesi ve inovatif ürünleriyle sağlıklı uyku<br />

ürünleri sunan İşbir Yatak, ev tekstili ürün grubunda yer verdiği<br />

nevresim takımlarıyla yatak odalarında sonbahar rüzgarı estiriyor.<br />

İşbir Home çatısı altında birbirinden özgün tasarımları beğeniye<br />

sunan marka, Casablanca nevresim takımı ile otantik ve şık bir<br />

atmosfer sunuyor. Zamansız tasarımıyla rafine zevklere hitap<br />

eden ve kiremit renginin hakim olduğu tasarım, sonbaharın eşsiz<br />

ruhunu da yatak odalarınıza taşıyor. Özel patentli renk kodu ile<br />

üretilen Casablanca nevresim takımı, yumuşacık dokusu ve nefes<br />

alan yüzeyiyle ön plana çıkıyor. Yüksek kaliteli kumaşı sayesinde<br />

ilk dokunuştan itibaren ayrıcalıklı hissettiren tasarımlar, yatak<br />

odalarınızın favorisi oluyor. Her mevsim rahatlıkla kullanılabilen<br />

nevresim takımları, yüksek kaliteli pamuklu ipliği ve özel 60 tel<br />

iplik dokumasıyla uzun ömürlü kullanım imkanı sağlıyor.<br />

Parmak<br />

yediren çıtır<br />

lezzet<br />

Türkiye’de sofralarda<br />

balığın daha fazla<br />

yer alması amacıyla<br />

kaliteli, güvenilir<br />

ve yenilikçi ürünlerle tüketicilerin karşısına çıkan Dardanel,<br />

çocukları da unutmuyor. Dardanel'in en meşhur, pratik ve nefis<br />

lezzetlerinden biri olan Dardanel Fish Fingers, çocuklara balık<br />

yemeyi sevdirirken lezzetli bir öğün de sunuyor. Dardanel Fish<br />

Fingers, her ısırıkta lezzet patlaması yaşatan üzerindeki çıtır çıtır<br />

kaplaması ve parmak büyüklüğündeki boyutuyla balık yemenin<br />

de en eğlenceli hali. Pratikliğiyle öne çıkan ürün, tercihe göre tavada<br />

ya da fırında pişirilebiliyor. Aynı zamanda kılçıksız bir yapıya<br />

sahip olduğu için de çocuklar tarafından rahat bir şekilde tüketilebiliyor.<br />

Açık denizlerin tertemiz sularından gelen %100 mezgit<br />

filetodan üretilen Dardanel Fish Fingers, doğal bir protein<br />

kaynağı olmasının yanı sıra zengin Omega 3 içeriğiyle çocukların<br />

sağlıklı gelişimine ve büyümelerine destek oluyor. Aileler, koruyucu<br />

içermeyen ürünü güvenle tercih ediyorlar. Uzmanlar, anne<br />

ve babaların kendi öğünlerine de balığı ekleyerek çocuklarına bu<br />

konuda örnek olabileceklerini belirtiyor ve herkese haftada en az<br />

iki kez sofralarında balığa yer vermelerini öneriyor.<br />

Beta Yeni Han’da<br />

1 <strong>Ekim</strong> Dünya<br />

Kahve Günü<br />

kutlaması…<br />

Beta Gıda, 1 <strong>Ekim</strong> Uluslararası<br />

Dünya Kahve Günü’nü 16. yüzyılda<br />

İstanbul’da kahvenin ilk<br />

kavrulduğu yer olma özelliğini<br />

taşıyan sembolik yapılarından<br />

Beta Yeni Han’da, kahveseverlerin<br />

bir araya geldiği özel<br />

bir etkinlikle kutladı. 1 <strong>Ekim</strong> Dünya Kahve<br />

Günü’nde, kahvenin tarihi, kahveye dair<br />

hikâyeler, kahve demleme-saklama-pişirme<br />

yöntemleri gibi başlıklarla, kahve<br />

üstadı Cenk Girginol’un keyifli sohbetini<br />

dinleme imkânı bulan Beta Yeni Han<br />

misafirleri, konuşma sonrası düzenlenen<br />

cupping yarışması ile de keyifli anlar<br />

yaşadı. Yarışmada hazırlanan dünya kahvelerinden her kişi için<br />

5 grup içinde 4'erli fincanlar demlendi, her 4 fincanın 1 tanesi<br />

farklı bir dünya kahvesi olarak belirlendi. Farklı olan kahvenin<br />

tahmin edilmeye çalışıldığı yarışmada 5 grup sonunda seçilen<br />

birinci, ikinci ve üçüncüye hediyeleri takdim edildi. 1978 yılında<br />

faaliyete başlayan ve bugün dünyanın lider çay üreticileri arasında<br />

yer alan Beta Gıda, İstanbul’da Tarihi Yarımada’nın en güzel<br />

noktalarından birinde yer alan Beta Yeni Han’da çay ve kahve<br />

tutkunlarına emsalsiz bir mola imkânı sunuyor. Yerli ve yabancı<br />

turistlerin gözdesi haline gelen Osmanlı’dan günümüze miras<br />

tarihi han, misafirlerini içerisinde yer alan mağazalarda adeta<br />

lezzet turuna çıkarıyor.<br />

12


Mamba


Fotoğraflar: Ayhan ARCA piatto.studio - Yapım: İnci BAK<br />

Misafirlerinize, çocuklarınıza leziz kekler<br />

ve çörekler hazırlarken Yudum Egemden<br />

Riviera Zeytinyağı’nı deneyin!<br />

Kokusu iştah açan yumuşacık keklerinizi, tadı kıvamında zeytin ezmeli<br />

çöreğinizi Yudum Egemden Riviera Zeytinyağı ile parlatın!<br />

Zeytin Ezmeli Çörek<br />

Malzemeler:<br />

• 5-5,5 su bardağı un<br />

(500-550 gram kadar)<br />

• 1 çay bardağı Yudum<br />

Egemden Riviera<br />

Zeytinyağı<br />

• 2 tatlı kaşığı toz şeker<br />

• 1 çay kaşığı tuz<br />

• 30 gram yaş maya veya<br />

1 paket instant maya<br />

• 1,5 su bardağı ılık su<br />

(300 ml)<br />

• 1 çay bardağı zeytin<br />

ezmesi<br />

Üzeri İçin:<br />

• 2 yemek kaşığı Yudum<br />

Egemden Riviera<br />

Zeytinyağı<br />

• 1 yumurtanın sarısı<br />

1 Tepsi<br />

İçin<br />

Hazırlanışı:<br />

Mayayı, şekeri ve ılık suyu bir kasede karıştırın.<br />

10 dakika mayanın aktif olması için bekleyin.<br />

5 bardak unu hamur yoğurma kabında eleyin. Ortasını<br />

havuz gibi açıp mayalı ılık suyu, kalan suyu ve yağı<br />

ekleyin. Pürüzsüz ve yumuşak kıvamlı bir hamur elde<br />

edinceye kadar yoğurun. Hamur çok cıvıksa kalan<br />

unu da kontrollü olarak ilave edebilirsiniz.<br />

Hamuru toparlayıp üzerini temiz bir bezle örtün. Oda<br />

sıcaklığında 1 saat mayalanması için dinlendirin.<br />

Mayalanma süreci bittikten sonra hamurdan 70-<br />

80 gramlık parçalar koparın. Avucunuzun içinde<br />

yuvarlayıp un serpilmiş tepsiye yerleştirin. Her<br />

parçayı silindir şeklinde uzatıp elinizle hafifçe<br />

yassılaştırın. Fırçayla zeytin ezmesi sürün. Hamurun<br />

her iki ucundan tutun ve iç içe geçirip düğüm atın.<br />

Üzerleri için Yudum Egemden Riviera Zeytinyağı ve<br />

yumurta sarısını bir kasede karıştırın. Bu karışımı<br />

çöreklerin üzerine sürün. Yağlı kağıt serili fırın<br />

tepsisine yerleştirin. Tepside yarım saat daha<br />

mayalandırın. Önceden ısıtılmış 170 dereceye ayarlı<br />

fırında, 40-45 dakika pişirin.<br />

14


Yaban Mersinli Bulut Kek<br />

8-10<br />

Kişilik<br />

Malzemeler:<br />

Üzeri İçin:<br />

• 3 adet yumurta<br />

• 200 gram labne peyniri<br />

• 1 su bardağı toz şeker • 1 çay bardağı yaban mersini<br />

• Yarım su bardağı süt • 200 gram süzme yoğurt<br />

• Yarım su bardağı ılık su • 1 yemek kaşığı pudra şekeri<br />

• 1 çay bardağı Yudum Egemden<br />

Riviera Zeytinyağı<br />

• 2,5 su bardağı un<br />

• 1 paket vanilin<br />

• 1 paket kabartma tozu<br />

• 20-25 adet yaban mersini<br />

Hazırlanışı:<br />

Yumurtalarla şekeri mikserde iyice çırpın.<br />

Sütü, ılık suyu, Yudum Egemden Riviera<br />

Zeytinyağı ekleyin. Birkaç dakika daha çırpın.<br />

Elenmiş unu, vanilini, kabartma tozunu da<br />

ekleyin. Birkaç dakika daha çırpın. Karışımı<br />

yağlanmış kek kalıbına dökün. Üzerine yaban<br />

mersinlerini serpin. Önceden ısıtılmış 180<br />

dereceye ayarlı fırında, 40-45 dakika pişirin.<br />

Üzeri için yaban mersinlerini blenderde<br />

ezin. Labne peyniri, pudra şekeri ve yoğurtla<br />

birlikte karıştırın. Karışımı buzdolabında<br />

bekletin. Servis yapmadan önce üzerine<br />

sürün. Dilimleyip servis yapın.<br />

15


Prodüksiyon: İnci BAK Fotoğraflar: Murat ERDOĞAN<br />

Bu çorbalar<br />

alışkanlık yaptıracak!<br />

Artık havalar serinlemeye başladı. Her biri ana yemek gibi doyurucu özelliğe sahip birbirinden leziz<br />

çorbaları, sonbahar ve kış ayları boyunca rahatça tüketebilirsiniz.<br />

4<br />

Kişilik<br />

Bal Kabaklı<br />

Barbunya<br />

Çorbası<br />

Malzemeler:<br />

• 500 gram taze barbunya<br />

• 1 dilim bal kabağı<br />

• 1 çorba kaşığı tereyağı<br />

• 1 çorba kaşığı sıvı yağ<br />

• 1 adet soğan<br />

• 2 diş sarımsak<br />

• 1 adet küçük boy havuç<br />

• 1 kilo domates<br />

• Tuz, taze çekilmiş karabiber, toz kırmızı biber<br />

Üzeri İçin:<br />

• Nar taneleri<br />

• 1 adet kırmızı soğan<br />

• 1 çorba kaşığı tereyağı<br />

Hazırlanışı:<br />

Taze barbunyaları temizleyip tencereye aktarın.<br />

Üzerini iki misli geçecek kadar su ilave edin. 15<br />

dakika haşlayıp siyah suyunu süzün. Tencerede<br />

tereyağı ile zeytinyağını ısıtıp çok ince kıyılmış<br />

sarımsaklar ile soğanı kavurun. Küp şeklinde<br />

kesilmiş havucu ve bal kabağını da ilave edin.<br />

Birkaç dakika kavurup rendelenmiş domatesleri<br />

ekleyin. Yüksek ateşte 5 dakika kaynattıktan<br />

sonra önceden haşlayıp süzdüğünüz barbunyaları<br />

ve üzerini iki parmak geçecek kadar<br />

sıcak suyu ilave edin. Birkaç taşım kaynayınca<br />

ateşi kısın. Kısık ateşte, barbunyalar haşlanıp<br />

hafif dağılıncaya kadar haşlayın. Ocaktan alın,<br />

tuzunu ve baharatını ekleyip tatlandırın. Blenderde<br />

püre haline gelene dek ezin. İsteğe göre<br />

üzerini süslemek için; 1 çorba kaşığı tereyağını<br />

eritip ay şeklinde doğranmış kırmızı soğanı<br />

karamelize edin. Çorbayı sıcak sıcak kaselere<br />

paylaştırın. Üzerine karamelize olmuş kırmızı<br />

soğanı ekleyin ve bir miktar da nar serpiştirin.<br />

16


6<br />

Kişilik<br />

Sebzeli Mercimek Çorbası<br />

Malzemeler:<br />

• 1 çorba kaşığı tereyağı<br />

• 1 çorba kaşığı zeytinyağı<br />

• 1 adet soğan<br />

• 1 adet orta boy havuç<br />

• 2 adet rendelenmiş domates<br />

• 1 çay bardağı kırmızı mercimek<br />

• 1 çay bardağı sarı mercimek<br />

• 1 çorba kaşığı pirinç<br />

• 1,5 litre su<br />

• 1 su bardağı et suyu<br />

• Tuz, taze çekilmiş karabiber<br />

Sebzeli Karışım İçin:<br />

• 1 çorba kaşığı zeytinyağı<br />

• 1 adet kabak<br />

• 2 yaprak pazı<br />

• Tuz, toz kırmızı biber<br />

Hazırlanışı:<br />

Zeytinyağını ve tereyağını tencerede ısıtıp ince kıyılmış<br />

soğanı ve havucu sırasıyla kavurun. Rendelenmiş domatesi<br />

ilave edip birkaç dakika daha kavurun. Yıkayıp süzdüğünüz<br />

mercimekleri ve pirinci de ilave edin. En son su ile et<br />

suyunu ekleyin. Orta ateşte 20 dakika pişirin. Ocaktan alın,<br />

tuzunu ve taze çekilmiş karabiberi ekleyerek tatlandırın.<br />

İsteğe göre blenderde püre haline gelene dek ezdikten<br />

sonra servis yapabilirsiniz. Sebzeli karışım için; Zeytinyağını<br />

ayrı bir tavada ısıtıp zar şeklinde doğranmış kabak<br />

ile ince kıyılmış pazıyı kavurun. Ocaktan alın, tuzunu ve<br />

toz biberini ekleyip tatlandırın. Çorbayı sıcak sıcak servis<br />

kaselerine paylaştırın. Sebzeli karışımı da üzerine dökün.<br />

6<br />

Kişilik<br />

Yoğurtlu Sebze Çorbası<br />

Malzemeler:<br />

• 200 gram kemiksiz kuzu incik<br />

• 1 kilo süzme yoğurt (Oda sıcaklığında olmalı)<br />

• 1 çorba kaşığı nişasta<br />

• 1 adet yumurtanın sarısı<br />

• 1 çorba kaşığı sıvı yağ<br />

• 3 diş sarımsak<br />

• 2 dal pırasa<br />

• 1 adet dolmalık sarı biber<br />

• 1 küçük kase ıspanak kökü<br />

• 1 çorba kaşığı tereyağı<br />

• Tuz, taze çekilmiş karabiber<br />

Hazırlanışı:<br />

Kemiksiz kuzu inciği küçük bir tencereye alın. 1 litre kadar su<br />

ekleyip haşlanmaya bırakın. Daha sonra suyunu çorbada kullanmak<br />

üzere ayırın, eti de didikleyin. Süzme yoğurdu mikserle<br />

çırpın. Nişastayı, 1 çay bardağı soğuk su ve yumurta sarısı ile<br />

pütürsüz bir kıvam elde edene dek ayrı bir kapta çırpın. Nişastalı<br />

karışımı süzme yoğurda ilave edin. Tekrar çırpın. 1 çorba kaşığı<br />

sıvı yağı tencerede ısıtıp sarımsakları kavurun. Zar şeklinde<br />

doğranmış sarı biberi, pırasayı, küçük küçük doğranmış ıspanak<br />

kökünü ve haşlama et suyundan 1 çay bardağı kadarını ekleyip<br />

birkaç dakika kadar kavurun. Ocaktan alıp tuz ve taze çekilmiş<br />

karabiberle tatlandırın. Yoğurtlu karışımı tencereye alın. Sürekli<br />

karıştırarak (kesilmemesi için) kaynatın. Kaynamaya başlayınca<br />

tuzu, 1 çorba kaşığı tereyağını ve 2 su bardağı et suyunu ekleyin.<br />

İçine didiklediğiniz eti ve önceden kavurduğunuz sebzeleri atın.<br />

Bir taşım kaynatıp ocaktan alın.<br />

17


6<br />

Kişilik<br />

Domates Çorbası<br />

Malzemeler:<br />

• 3 adet orta boy domates<br />

• Tuz, taze çekilmiş karabiber<br />

• 1 çay kaşığı tarçın<br />

• 3 tatlı kaşığı zeytinyağı (Domateslerin üzeri için)<br />

• 1 dal taze fesleğen<br />

• 1 çorba kaşığı tereyağı<br />

• 1 çorba kaşığı zeytinyağı<br />

• 1,5 çorba kaşığı un<br />

• 1 tatlı kaşığı domates salçası<br />

• 1 su bardağı domates suyu<br />

• 1 su bardağı süt<br />

• 5-6 su bardağı su<br />

Peynirli Karışım İçin:<br />

• 2 çorba kaşığı tulum peyniri (Tercihen Erzincan tulumu)<br />

• Yarım demet doğranmış maydanoz<br />

Hazırlanışı:<br />

Domatesleri yıkayıp enine ikiye kesin ve yağlı kağıt serili fırın<br />

tepsisine yerleştirin. Üzerine tuzu, taze çekilmiş karabiberi ve<br />

tarçını serpin. Zeytinyağını dökün. Birer yaprak taze fesleğen<br />

yerleştirin. Domatesleri 200 dereceye ayarlı fırında 10-15<br />

dakika közleyin. Domatesleri fırından alın, kabuğunu ayırıp<br />

içini çukur bir kaba alın. Blender yardımı ile ezin. Birer çorba<br />

kaşığı tereyağı ve zeytinyağını tencerede ısıtın. Unu ekleyip<br />

birkaç dakika kavurun. Blenderde ezdiğiniz domates püresini,<br />

domates suyunu ve salçayı ekleyin. 5 dakika kavurun. Sürekli<br />

karıştırarak yavaş yavaş sıcak süt ilave edin. Birkaç kez<br />

karıştırdıktan sonra sıcak suyu ekleyin. 10 dakika kaynatıp<br />

ocaktan alın. İsteğe göre üzeri için kıyılmış maydanoz ile<br />

ufalanmış peyniri karıştırın. Karışımı önce çorba kaselerine<br />

paylaştırın, sonra sıcak sıcak çorbayı kaseye dökün.<br />

6<br />

Kişilik<br />

Yoğurtlu Pirinç<br />

Çorbası<br />

Malzemeler:<br />

• 1,5 kilo yoğurt (Oda ısısında)<br />

• 1 adet yumurtanın sarısı<br />

• 1 çorba kaşığı nişasta<br />

• 1 kahve fincanı pirinç<br />

• 1 çorba kaşığı tereyağı (Tepeleme)<br />

• Tuz<br />

• Yarım demet taze nane<br />

Hazırlanışı:<br />

Tencerede yoğurdu, yumurta sarısını ve 1 çay bardağı<br />

suda inceltilmiş nişastalı suyu iyice çırpın. Tencereyi<br />

ocağa alın, sürekli karıştırarak kaynatın. Kaynamaya<br />

başlayınca yıkayıp süzdüğünüz pirinci ekleyin. Pirinçler<br />

yumuşayınca çok ince kıyılmış taze naneyi, 1 çorba<br />

kaşığı tereyağını ve tuzunu ekleyip ocaktan alın. Çorbanın<br />

kıvamı yoğunsa isteğe göre sıcak su ilave ederek<br />

dengeleyebilirsiniz. Çorbayı ocaktan alın. Arzuya göre az<br />

tereyağında kavrulmuş salça eşliğinde servis yapabilirsiniz.<br />

18


6<br />

Kişilik<br />

Nar Ekşili Soğan<br />

Çorbası<br />

Malzemeler:<br />

• 3 adet soğan<br />

• 2 çorba kaşığı zeytinyağı<br />

• 1 çorba kaşığı tereyağı<br />

• 1 çay bardağı kuru fasulye<br />

• 2 adet karanfil tanesi<br />

• 1,5 litre su<br />

• Bir avuç kereviz yaprağı<br />

• Tuz, top karabiber<br />

• 2 çorba kaşığı nar ekşisi<br />

Hazırlanışı:<br />

Kuru fasulyeyi birkaç saat sıcak suda beklettikten sonra<br />

tencereye aktarın. Karanfil tanelerini ekleyip yumuşayıncaya<br />

kadar haşlayın. Haşlama suyunu daha sonra çorbada<br />

kullanmak üzere ayırın, atmayın.<br />

Ayrı bir tencerede zeytinyağını ve tereyağını ısıtıp irice<br />

doğranmış soğanları kavurun. Fasulyeyi haşladığınız suyu,<br />

fasulyeleri, kereviz yapraklarını, tuzu ve top karabiberi<br />

ekleyin. 5 dakika daha haşlayıp ocaktan alın. Nar ekşisini<br />

ekleyip çorbayı karıştırın. Sıcak sıcak servis yapın.<br />

6<br />

Kişilik<br />

Arpacık Soğanlı<br />

Köz Biber Çorbası<br />

Malzemeler:<br />

• 1 kilo kapya biber<br />

• 3 çorba kaşığı zeytinyağı<br />

• 1 çorba kaşığı tereyağı<br />

• 100 gram labne peyniri<br />

• 10 adet arpacık soğan<br />

• Tuz, kimyon<br />

Hazırlanışı:<br />

Kapya biberleri yıkayıp süzdükten sonra yağlı kağıt serili fırın<br />

tepsisine aktarın. Üzerlerine 1 çorba kaşığı kadar zeytinyağı<br />

gezdirin. 200 dereceye ayarlı fırında közleyin. Közlediğiniz<br />

biberleri fırından alın, soğuyunca çekirdeklerini ve kabuğunu<br />

temizleyin. Közlenmiş biberleri labne peyniri ile mutfak robotunda<br />

püre haline getirin. Kalan 2 çorba kaşığı zeytinyağını<br />

ısıtıp kabuğu soyulmuş arpacık soğanları karamelize olana<br />

dek kavurun. Biber püresini ve kontrollü olarak yavaş yavaş<br />

sıcak suyu ekleyin. Kıvamını elde edince birkaç taşım kaynatın.<br />

Tuzunu ve kimyonunu ekleyerek tatlandırın. Ocaktan alın,<br />

sıcak sıcak servis yapın.<br />

20


Fotoğraflar: Murat ERDOĞAN<br />

Hazırlayan: Müşerref KARTALER - Prodüksiyon: İnci BAK<br />

Elmalı lezzetlerin<br />

tam zamanı!<br />

Sonbaharın en sevilen meyvelerinden elma ile hem tatlılar hem yemekler yaptık!<br />

4<br />

Kişilik<br />

Elmalı ve<br />

Karamelize<br />

Cevizli Salata<br />

Malzemeler:<br />

• 1 büyük kase karışık yeşillik<br />

• Yarım su bardağı ceviz içi<br />

• 1 tatlı kaşığı bal<br />

• 1 adet yeşil elma<br />

• 4 çorba kaşığı lor peyniri<br />

• 4 tatlı kaşığı nar tanesi<br />

Sosu İçin:<br />

• Yarım tatlı kaşığı hardal<br />

• Yarım limonun suyu<br />

• 2 çorba kaşığı sızma zeytinyağı<br />

• Tuz, karabiber<br />

Hazırlanışı:<br />

Ceviz içlerini yapışmaz yüzeyli geniş bir tavada<br />

birkaç dakika kadar, yakmadan kavurun.<br />

Ocaktan alın, bir kaseye veya yağlı kağıt<br />

üzerine aktarıp hemen üzerine bal gezdirerek<br />

tatlandırın.<br />

Salatanın sosu için; Çukur bir kapta hardalı<br />

ve limon suyunu çırpın. Üzerine tuz ve<br />

karabiberi ekleyin. Zeytinyağını yavaş yavaş<br />

ilave ederek pürüzsüz bir sos elde edene<br />

kadar çırpmaya devam edin. Sosunuz<br />

hazırdır. Yeşillikleri yıkayıp süzdükten sonra<br />

iyice kurutun. Geniş bir kasede elinizle iri<br />

parçalar halinde doğrayın. Hazırladığınız sosu<br />

yeşilliklere ilave edip tatlandırın. Yeşil elmayı<br />

iyice yıkayın. Kabuğunu soymadan dilimleyin<br />

ve salataya ekleyin. En son lor peynirini, nar<br />

tanelerini ve karamelize ettiğiniz ceviz içlerini<br />

de ilave edin. Hemen servis yapın.<br />

24


4-6<br />

Kişilik<br />

Etli Yeşil Elma Dolması<br />

Malzemeler:<br />

• 1 adet büyük boy soğan<br />

• 300 gram orta yağlı kıyma<br />

• 1 çorba kaşığı tereyağı<br />

• Tuz, karabiber<br />

• 7-8 dal maydanoz<br />

• 7-8 dal dereotu<br />

• 5 dal nane<br />

• 1 tatlı kaşığı yenibahar (silme)<br />

• 1 çay bardağı pirinç<br />

• 1 adet havuç<br />

• 1 dal pırasa<br />

• 2 çorba kaşığı zeytinyağı<br />

• 1 çay bardağı su<br />

Hazırlanışı:<br />

Pirinci yıkayıp süzdükten sonra tencereye alın. Üzerine su ilave<br />

edin, 2-3 dakika haşlayıp süzün.<br />

Soğanı ince kıyıp tereyağında kıymayla birlikte kavurun. Tuzu,<br />

baharatı, ince kıyılmış yeşillikleri ekleyip tatlandırın. En son,<br />

önceden diri kıvamda haşladığınız pirinci ilave edin. Karıştırıp<br />

ocaktan alın. Elmaların üst kısmını kapak olacak şekilde kesin.<br />

Kestiğiniz parçaları daha sonra kullanmak üzere ayırın.<br />

Elmaların çekirdeklerini ve içlerini (Ne çok kalın ne de çok ince<br />

olmalı) kaşık yardımı ile çıkartın. Hazırladığınız iç malzemeyi<br />

elmaların içine paylaştırın. Tencerenin dibine irice doğradığınız<br />

havuç ile pırasayı yayın. Üzerine zeytinyağını ve suyu dökün,<br />

bir tutam tuzu serpin. Üzerini önceden ayırdığınız kapakla<br />

kapattığınız elmaları tencereye yerleştirin. Önce yüksek ateşte<br />

birkaç dakika kaynatın. Ateşi kısıp 7-8 dakika pişirin. Tencerenin<br />

kapağını açmadan, dolmaları 5 dakika dinlendirin. Sıcak<br />

veya ılık servis yapın.<br />

25


1<br />

Kavanoz<br />

İçin<br />

Elma<br />

Kompostosu<br />

Malzemeler:<br />

• 3 adet elma<br />

• 2 su bardağı su<br />

• 1 su bardağı toz şeker<br />

• 1 adet tarçın çubuğu<br />

• 2-3 adet kurutulmuş gül (isteğe bağlı)<br />

Hazırlanışı:<br />

Su ve şekeri tencerede kaynatın. Elmaları yıkayıp süzün,<br />

önce ikiye sonra da her yarım parçayı dörde bölün.<br />

Yani bir elmadan sekiz eşit dilim elde edin. Böldüğünüz<br />

elma dilimlerinin çekirdeklerini temizleyin. Tencerede<br />

kaynayan şekerli karışıma dilimlenmiş elmaları atın.<br />

Orta ateşte 8-10 dakika kaynatın. Ocaktan alın, sıcakken<br />

önceden sterilize ettiğiniz kavanoza aktarın. Çubuk tarçını<br />

ve kurutulmuş gülü ilave edin. Birkaç dakika bekledikten<br />

sonra kavanozun kapağını sıkıca kapatın. Serin bir yerde<br />

muhafaza edin.<br />

6-8<br />

Kişilik<br />

Elmalı Tart<br />

Malzemeler:<br />

• 2 adet yeşil elma<br />

• 2 adet kırmızı elma<br />

• 2 tatlı kaşığı tarçın<br />

• 2 çorba kaşığı toz şeker<br />

Hamuru İçin:<br />

• 250 gram un<br />

• 150 gram tereyağı<br />

• 50 gram toz şeker<br />

• 1 adet yumurtanın sarısı<br />

• 1 paket vanilya<br />

• Yarım çay bardağı soğuk su<br />

Hazırlanışı:<br />

Hamuru için; Yoğurma kabında unu, tereyağını, şekeri,<br />

vanilyayı ve yumurta sarısını karıştırın. Yarım çay bardağı<br />

soğuk su ilave edip pürüzsüz bir hamur elde edinceye<br />

kadar yoğurun. Hamuru tezgahın üzerine alıp toparlayın.<br />

Streç filmle sarıp buzdolabında yarım saat dinlendirin.<br />

Hamuru buzdolabından alıp un serpilmiş tezgahın üzerine<br />

aktarın ve her tarafı aynı incelikte olacak şekilde açın. Hamurun<br />

üzerine şeker ve tarçının yarısını serpin. İki parmak<br />

genişliğinde şeritler halinde bıçak yardımı ile kesin.<br />

Elmaları yıkayıp kuruladıktan sonra ince ince dilimleyin.<br />

Her dilimi tekrar ikiye bölün. Kalan şeker ve tarçını elmaların<br />

üzerine serpip harmanlayın.<br />

Şerit hamurlardan bir tanesini elinize alın. Tart kalıbının<br />

ortasından başlayıp aralarına birer dilim yeşil ve kırmızı<br />

elma yerleştirerek geniş bir spiral şeklinde sarın. Kalan<br />

şeritleri elmaları kullanarak aynı şekilde tamamlayın.<br />

170 dereceye ayarlı fırında, yaklaşık 30-35 dakika pişirin.<br />

Fırından alın, dilimleyip servis yapın.<br />

26


4<br />

Kişilik<br />

Fırında Yaban<br />

Mersinli Elma<br />

Malzemeler:<br />

• 4 adet kırmızı elma (Tercihen büyük boy ve sert olandan)<br />

• 1 çay bardağı kurutulmuş yaban mersini<br />

• 4 çorba kaşığı iri çekilmiş ceviz içi<br />

• 1 çay bardağı esmer toz şeker<br />

• 1 çay kaşığı tarçın<br />

• 2 çorba kaşığı tereyağı<br />

• 1 tatlı kaşığı rendelenmiş limon kabuğu<br />

Hazırlanışı:<br />

Çukur bir kapta yaban mersinini, ceviz içini, rendelenmiş<br />

limon kabuğunu, tarçını, şekeri ve 1 çorba kaşığı tereyağını<br />

karıştırın. Elmaların kabuğunun yarısını soyun. Tepside<br />

düzgün durmaları için tabanını bıçak yardımı ile çok az keserek<br />

düzleştirin. İçlerini kaşık veya sebze oyacağı yardımı<br />

ile çıkartın. Elmaların içine hazırladığınız iç malzemeden<br />

paylaştırın ve elmaları fırın kabına yerleştirin.<br />

Kalan 1 çorba kaşığı tereyağını eritin. Erittiğiniz tereyağını<br />

fırça yardımı ile elmaların üzerine sürün. Elmaları önceden<br />

ısıtılmış 190 dereceye ayarlı fırında yarım saat pişirin.<br />

Elma Cipsi<br />

6-8<br />

Kişilik<br />

Kırmızı elmaların ortasındaki çekirdekli kısmını sebze<br />

oyacağı ile çıkartın. Çok ince dilimleyip yağlı kağıt<br />

üzerine dizin. Dilimlerin üzerine damak tadınıza göre<br />

toz şeker (Şekersiz de yapabilirsiniz) ve tarçın serpin.<br />

80 dereceye ayarlı fırında, en az 3 saat boyunca (Elinizle<br />

dilimlerin kuru veya ıslak olduğunu kontrol ederek)<br />

kurutun.<br />

28


Fotoğraflar: Murat ERDOĞAN<br />

Hazırlayan: İnci BAK – Büşra GÖZÜAÇIK<br />

Tost ekmekli pratik tarifler<br />

Elinizin altında her daim tost ekmeği bulunduranlardansanız kolay bulunabilecek diğer<br />

malzemelerle çok pratik lezzetler yakalayabilirsiniz.<br />

Ispanaklı ve<br />

Muhlamalı Tost<br />

Malzemeler:<br />

• 8 dilim tost ekmeği<br />

(tercihen büyük boy)<br />

• 1 demet ıspanak<br />

• 1 adet büyük boy kırmızı<br />

soğan<br />

• 2 çorba kaşığı sıvı yağ<br />

• Tuz, karabiber<br />

• Salkım kiraz domates<br />

Muhlama İçin:<br />

• 100 gram dil peyniri<br />

• 100 gram taze kaşar peyniri<br />

• 1 su bardağı sıcak su<br />

• 2 çorba kaşığı tereyağı<br />

• 1 çay bardağı mısır unu<br />

• 1 tutam kimyon<br />

4<br />

Kişilik<br />

Hazırlanışı:<br />

Ispanak kavurması için; Soğanı jülyen doğrayıp sıvı yağda iyice<br />

karamelize olana dek kavurun. İrice doğranmış ıspanakları ekleyip<br />

en fazla 5 dakika kavurun. Ocaktan alın, tuz ve taze çekilmiş<br />

karabiberle tatlandırın. Ekmeklerin her iki tarafını ızgarada<br />

kızartın. Salkım kiraz domatesleri de ister fırında kızartın, ister<br />

tavada kızartın.<br />

Muhlama için; Tereyağını eritip unu kavurun. Sıcak suyu azar<br />

azar ilave ederek karışımı hızlıca karıştırmaya devam edin.<br />

Rendelenmiş peynirleri de ekleyin. Karışım iyice bütünleşince<br />

en son tereyağını ilave edin. Ekmeklerin üzerine önce kavurmuş<br />

olduğunuz ıspanaklı karışımı sonra da muhlamayı paylaştırın.<br />

En son pişmiş kiraz domatesleri yerleştirin. Hemen servis yapın.<br />

Kruton Ekmekli<br />

Salata<br />

Malzemeler:<br />

• Yarım demet roka<br />

• 1 adet kıvırcık marul<br />

• 1 adet küçük boy kırmızı soğan<br />

• 1 çay kaşığı tuz<br />

• 1 adet büyük boy domates<br />

• 1 adet limonun suyu<br />

• 1 tatlı kaşığı nar ekşisi<br />

Kruton İçin:<br />

• 8 dilim tost ekmeği<br />

• 2 çorba kaşığı zeytinyağı<br />

• 1 çay kaşığı kimyon<br />

• 1’er tutam kırmızı pul biber, kekik, toz biber, kişniş<br />

• Tuz<br />

1 Kavanoz<br />

İçin<br />

Hazırlanışı:<br />

Kruton için; Ekmeklerin kenarlarını bıçak yardımı ile kesin.<br />

Ekmekleri küpler halinde eşit parçalara kesin.<br />

Sosu için; Çukur bir kapta zeytinyağını, tuzu ve baharatı<br />

karıştırın. Küp ekmek parçalarını bu sosa bulayın. Önceden<br />

ısıtılmış 200 dereceye ayarlı fırında, iyice kızartın.<br />

Salata için; Yeşillikleri kıyın. Kırmızı soğanı zar şeklinde<br />

doğrayıp 1 çay kaşığı tuz ile iyice ovun. Domatesi de küçük<br />

küçük doğrayın. Tüm salata malzemesini geniş bir kapta<br />

harmanlayın. Üzerine kızartmış olduğunuz krutonları serpin.<br />

Hemen servis yapın.<br />

30


Fesleğenli Tost Omlet<br />

4<br />

Kişilik<br />

Malzemeler:<br />

• 4 dilim tost ekmeği<br />

• 4 adet yumurta<br />

• 2 dal taze fesleğen<br />

• 1 büyük kase ufalanmış beyaz peynir ve lor karışımı<br />

• 1 çay kaşığı çörek otu<br />

Kırmızı Sosu İçin:<br />

• 1 tatlı kaşığı biber salçası<br />

• 1 tatlı kaşığı ketçap<br />

• 1 çorba kaşığı sızma zeytinyağı<br />

• 1’er tutam kimyon, kuru kekik<br />

Hazırlanışı:<br />

Sosu için; Tüm malzemeyi bir kapta karıştırın. Sosu<br />

ekmeklerin üzerine ince bir tabaka halinde sürün.<br />

Peynir karışımını, kıyılmış fesleğeni ve çörek otunu<br />

karıştırıp ekmeklerin üzerine, ortasına yumurta kıracak<br />

şekilde boşluk bırakarak paylaştırın. Ortalarına yumurtalarını<br />

kırın ve 200 dereceye ayarlı fırında yumurtaları<br />

pişirin. Hemen servis yapın.<br />

Damak tadınıza göre<br />

tost ekmeklerinden<br />

pratik pizzalar<br />

hazırlayın!<br />

Tost ekmeklerinin üzerine kırmızı sos, zeytin ezmesi, pesto sos<br />

gibi soslardan ince tabaka halinde sürün. Üzerlerine mozzarella,<br />

kolot, taze kaşar gibi peynirler yerleştirip istediğiniz malzeme<br />

ile zenginleştirin. Önceden ısıtılmış 200 dereceye ayarlı<br />

fırında, peynirleri eritin. Pizzalarınız servise hazır.<br />

4<br />

Kişilik<br />

Kurutulmuş<br />

Domatesli Ekmekler<br />

Malzemeler:<br />

• 12 dilim tost ekmeği (tercihen büyük boy)<br />

• 10-12 yaprak kurutulmuş domates<br />

(tercihen yarı kurutulmuş)<br />

• 1 kase lor peyniri<br />

• 100 gram beyaz peynir<br />

• 1 çorba kaşığı tereyağı<br />

Hazırlanışı:<br />

Tost ekmeklerinin kenarlarını bıçakla kesin. Ekmeklerin<br />

üzerine fırça yardımı ile eritilip ılınmış tereyağı<br />

sürün. Daha sonra merdane yardımı ile tost ekmeklerini<br />

parçalamadan inceltin.<br />

İnceltmiş olduğunuz tost ekmeklerini ısıya dayanıklı<br />

küçük çukur kapların içine yerleştirin.<br />

31


Fotoğraflar: Hande GÖKSAN - Hazırlayan: İnci BAK<br />

En ekonomik menü!<br />

Gülümser Karadayı, özellikle çat kapı misafirlerinize sunacağınız pratik bir menü ile fikir veriyor.<br />

Bu menü için alınacaklar listesinde sadece 1 adet bütün tavuk gözüküyor. Tavuk etiyle şifa<br />

niyetine hastayı ayağa kaldıran çorbası, hazır yufkadan ve tavuk suyundan hazırlanmış nefis<br />

böreği ve didiklenmiş tavuk etli pilav ile ani misafirlerinize küçük bir ziyafet verebilirsiniz.<br />

4 - 6<br />

Kişilik<br />

Tavuklu<br />

Çorba<br />

Malzemeler:<br />

• 2 çorba kaşığı un<br />

• 1 çorba kaşığı tel şehriye<br />

• 1 çorba kaşığı tereyağı<br />

• 1 küçük kase didiklenmiş tavuk göğüs eti<br />

Meyanesi İçin:<br />

• 1 adet yumurta<br />

• 1 adet limonun suyu<br />

• 1 su bardağı sıcak su<br />

Sosu İçin:<br />

• 1 çorba kaşığı tereyağı<br />

• 1 çay kaşığı kırmızı tozbiber<br />

• 1 çay kaşığı domates salçası<br />

Hazırlanışı:<br />

Tereyağını eritip un ve şehriyeyi ekleyerek<br />

kavurun. 2 bardak sıcak tavuk suyu ile 3<br />

bardak sade sıcak suyu ekleyin. Topaklanmaması<br />

için sürekli karıştırarak birkaç<br />

taşım kaynatın.<br />

Meyanesi için yumurtayı, sıcak suyu ve<br />

limon suyunu iyice çırpın. Kaynamakta<br />

olan çorbaya ekleyin. Birkaç dakika sonra<br />

didiklenmiş tavuk etini ekleyin. Ocaktan<br />

alın. Servise sunmadan birkaç dakika kala<br />

üzeri için; tereyağını, toz biber ve domates<br />

salçası ile kavurun. Çorbayı servis kaselerine<br />

paylaştırın. Üzerine bu sosu dökün.<br />

Hemen servis yapın.<br />

32


4 - 6<br />

Kişilik<br />

Tavuklu Pilav<br />

Malzemeler:<br />

• 2 su bardağı pirinç<br />

• 3 su bardağı sıcak tavuk suyu<br />

• 2 çorba kaşığı tereyağı<br />

• 2 çorba kaşığı zeytinyağı<br />

• 1 adet bütün tavuk eti<br />

• 1 çorba kaşığı domates salçası<br />

• 1 çorba kaşığı biber salçası<br />

• Taze çekilmiş karabiber<br />

Hazırlanışı:<br />

Bütün bir tavuğu iyice yıkayıp süzdükten sonra geniş bir tencereye aktarın.<br />

Üzerini kapatacak kadar su ve 1 tatlı kaşığı tuz ilave edip haşlamaya bırakın.<br />

Tavuk eti haşlanınca süzün ve suyunu daha sonra kullanmak üzere<br />

ayırın. Tavuk eti ılınınca didikleyin. Yarısını ayırın.<br />

Tereyağını ile zeytinyağını ısıtıp salçaları kavurun. Pirinci ilave edip birkaç<br />

dakika kavurun. Sıcak tavuk ekleyin. Ateşi kısın. Pirinç suyunu çekene<br />

dek pişirin. İndirmeye birkaç dakika kala karabiberini ekleyerek tatlandırın.<br />

Ocaktan alın. Didiklenmiş tavuk etini üzerine serpin. Dinlendirmeye<br />

bırakın.<br />

33


4-6<br />

Kişilik<br />

Tavuklu ve Cevizli Yufka Börek<br />

Malzemeler:<br />

• 2 adet hazır yufka<br />

• 1/3 didiklenmiş tavuk eti<br />

• 1 çorba kaşığı tereyağı<br />

• Tuz, karabiber, pul biber<br />

• 1 lt tavuk suyu<br />

• 100 gram ceviz içi<br />

Üzeri İçin:<br />

• 1 çorba kaşığı yoğurt<br />

• 1 çorba kaşığı zeytinyağı<br />

Hazırlanışı:<br />

Yufkaları fırın tepsisine üst üste serin. Kenarlarından sarkan<br />

yufkaları zarf şeklinde katlayın. Önceden ısıtılmış 200 dereceye<br />

ayarlı fırında iyice kuruyuncaya kadar kızartın. Yufkayı fırından<br />

alır almaz sıcak tavuk suyu ile üzerine gezdirerek ıslatın.<br />

Didiklenmiş tavuk eti ile tereyağını tavada kavurun. Tuzunu, pul<br />

biberi, karabiberini ve ceviz içini ekleyip tatlandırın. İç malzemeniz<br />

hazır.<br />

İç malzemeyi tavuk suyu ile ıslatılmış yufkanın üzerine serpin.<br />

Rulo şeklinde sarın. Üzeri için zeytinyağı ile yoğurdu çırpın. Bu<br />

karışımı rulo yufkanın üzerine fırça yardımı ile sürün. Önceden<br />

ısıtılmış 200 dereceye ayarlı fırında iyice kızarıncaya kadar<br />

yaklaşık 25-30 dakika pişirin. Dilimleyip servis yapın.<br />

34


Diyette doğru bilinen<br />

3 yanlış<br />

Hepimiz her gün televizyonlarda<br />

alanında uzman olanından olmayanına<br />

birçok kişiden beslenme ile ilgili bir<br />

ton söylem dinliyoruz. Bunlardan<br />

hangisi doğru, hangisi yanlış ayırt<br />

etmekte tabii ki güçlük çekebilirsiniz.<br />

Fakat bu sorunun belli bir cevabı yok!<br />

Çünkü beslenmeniz parmak iziniz<br />

kadar özel ve kişiseldir. Bu kadar özel<br />

ve kişisel bir durum, hem de hayati<br />

bir durum, televizyonlarda duyduğunu<br />

tüm o genellemelere dahil edilemez.<br />

Sadece fikir yürütmenize yardımcı<br />

olabilir.<br />

Tüm bu genellemelerin içerisinde<br />

en sık tekrar edilen, doğru bilinen 3<br />

yanlıştan bahsedeceğim bu sayımızda<br />

sizlere...<br />

Sirkeli Su Kürü<br />

Sabahları aç karnınıza içtiğiniz sirkeli<br />

su, size 1 haftada 8 kilo verdirmez…<br />

Verdiremez! Unutmayın ki hiçbir<br />

besin tek başına ssie kilo verdirme<br />

ya da kilo aldırma gücünde değildir.<br />

Yani hiçbir besin mucizevi değildir!<br />

Beslenme başlı başına bir bütündür<br />

ve tüm resme baktığınız zaman<br />

çeşitlilik ve renklilik görüyor olmanız<br />

gerekmektedir. Tek tip beslenmenin<br />

ya da tek besinin size kilo<br />

verdireceğini düşünmek bu resimde<br />

yer alamayan bir yanlıştır.<br />

Yoğurtlu Limon Kürü<br />

Gece yatmadan önce tüketeceğiniz 1<br />

kase limon ve yarım limonun suyu da<br />

size kilo verdirmez. Hatta çalışmalar<br />

gösteriyor ki; gece vakitlerinde<br />

tüketilen süt ve süt ürünleri uzun<br />

vadede abdominal bölgede (karın<br />

bölgesinde) yağlanmaya sebep<br />

olmaktadır. Yani kaş yaparken göz<br />

çıkartmanız mümkün. Nasıl yani?<br />

Hadi bu kürün işe yararlılığına<br />

inandınız. Sırf plasebo etkisi<br />

sebebiyle ağırlığınızda bir kayıp<br />

gözlemlenmeye başladı. (Bu arada<br />

söylemeden geçmeyelim, bu kayıp<br />

İrem ÇELİK<br />

Beslenme ve Diyet Uzmanı<br />

%70 olasılıkla yağdan değildir ve biz<br />

diyetlerde yağ kaybını hedefleriz,<br />

kas ya da su kaybını değil). Bu küre<br />

uzun vadede devam ettiğiniz sürece<br />

o kaybettiğinizi sandığınız kilolar<br />

abdominal bölgede kalın bir yağ<br />

tabakası oluşumu ile son bulacaktır.<br />

Bu da tam anlamıyla kaş yaparken göz<br />

çıkarttık demek.<br />

Detoks kelimesi geçen her şey<br />

Detoks başlığı altında sıvı beslenmeye<br />

yönlendirildiğiniz takdirde bilin ki çok,<br />

ama çok yanlış yoldasınız. Çünkü sıvı<br />

beslenmek sadece bazı operasyon<br />

sonralarında ve hastalık durumlarında<br />

en son başvurduğumuz seçenektir.<br />

Fizyolojik olarak mevcut olan çiğneme<br />

ve yutma duyumuzun sürekliliği ve<br />

devamlılığı için katı ve yüksek posalı<br />

besinler tüketilmelidir ve bu hayati<br />

bir öneme sahiptir. Eğer sizlere<br />

şok diyetler detoks başlığı altında<br />

uygulanıyor ise kaybettiğiniz kilonun<br />

çoğu kastan ve hızlı geri dönüşü<br />

olacak olan kilolardır unutmayın. 1<br />

haftada eğer 5 kilo verdiyseniz, katı<br />

beslenmeye başladığınız 3. günde<br />

verdiğiniz kilonun 3 kilosunu geri<br />

almış olursunuz. Sürdürülebilir ve<br />

devamı gelmeyecek olan bir beslenme<br />

programı ile kas dokumuzdan kayıp<br />

yaşayarak tartıda eksi kiloları görmek<br />

ne sizi ne de gerçek diyetisyenleri<br />

memnun edecektir. Bu sebeple çeşitli,<br />

renkli ve sadece sıvı olmayan şekilde<br />

beslenmeye özen göstermekte fayda<br />

var.<br />

Bu 3 başlığı toplayıp tek ana fikre<br />

varacak olursak; başkalarının<br />

uyguladığı diyetler sizler için uygun<br />

değildir, bakın uygun olmayabilir<br />

demiyorum, buraya dikkat, uygun<br />

değildir. Uygulanan yanlış diyetler<br />

yüzünden günümüzde oldukça sık<br />

kayıplar vermeye başladık. Beden<br />

algısının sıfır beden ile ölçülmediğini,<br />

en iyi kilonuzun ve görüntünüzün<br />

sizin için en sağlıklı kilo olduğunu<br />

unutmayın. Size özel ve sağlıklı bir<br />

beslenme programı ile ideal kilonuza<br />

ulaşmak sandığınızdan daha kolay ve<br />

kalıcı.<br />

Sağlıklı bedenlerinizde ve sağlıklı<br />

kilonuzda olmak için doğru adımı<br />

attığınız mutlu bir ekim ayı diliyorum!<br />

35


Elmalı Cevizli<br />

Ayva Tatlısı<br />

Malzemeler:<br />

• 3 adet ayva<br />

• 1 adet elma<br />

• 4 kahve fincanı toz şeker<br />

• 2 su bardağı su<br />

• 1 çay kaşığı dolusu tarçın<br />

• Yarım limon<br />

• 1 lt su<br />

• 1 su bardağı California cevizi içi<br />

Hazırlanışı:<br />

Ayvaları soyup ortadan ikiye kesin, ortasını oyarak çekirdeklerini<br />

çıkarın. 1 litre suyu yarım limon suyu ile bir kapta karıştırıp ayvaları<br />

kararmaması için bu suyun içine bırakın. Biraz beklettikten sonra<br />

ayvaları sudan çıkarıp fırın kabına dizin. Toz şekeri ayvaların üzerine<br />

döküp 2 su bardağı suyu ilave ederek kısık ateşte pişmeye bırakın.<br />

Elmaları rendeleyip tarçınla karıştırın. Şekerler eridikten sonra tarçınlı<br />

elma karışımı ile ayvaların ortalarını doldurarak pişirmeye devam<br />

edin. Ayvalar yumuşayıncaya kadar pişirmeyi sürdürün. Ilıdıktan<br />

sonra ayvaları servis tabağına alıp üzerine ceviz serpin. Arzuya göre<br />

yanında kaymak ya da çırpılmış taze krema ile servis edin.<br />

Enerji: 286,11 kcal Protein: 2,83 gr Yağ: 11 gr<br />

Karbonhidratlar: 42,58 gr Lif: 4 gr<br />

36


Hazırlayan ve Prodüksiyon: İnci BAK<br />

Fotoğraflar: Özgür BAKIR<br />

Kış güneşi<br />

Mandalina<br />

Kışın en uzun soluklu meyvelerinden C vitamini deposu mandalina ile şurubundan reçeline çeşit<br />

çeşit tarifler yapmanın zamanı geldi.<br />

4<br />

Kişilik<br />

Mandalina<br />

ve Limonlu<br />

Tavuk Eti<br />

Malzemeler:<br />

• 1 kilo tavuk göğüs eti<br />

• 1 adet limonun suyu<br />

• 1 adet mandalinanın suyu<br />

• 1 tatlı kaşığı toz şeker<br />

• Yarım demet dereotu<br />

• 2 çorba kaşığı zeytinyağı<br />

Garnitürü İçin:<br />

• 1 kilo taze patates<br />

• 2 çorba kaşığı zeytinyağı<br />

• 1-2 tatlı kaşığı toz şeker<br />

• Tuz<br />

• 1 tutam kırmızı toz biber<br />

Hazırlanışı:<br />

Garnitürü için; Taze patateslerin kabuğunu<br />

soyup zeytinyağı, şeker, tuz ve<br />

toz biberle birlikte harmanlayın. Isıya<br />

dayanıklı bir kaba aktarın, 200 dereceye<br />

ayarlı fırında, patatesleri pişirin.<br />

Geniş bir tavaya zeytinyağını, şekeri,<br />

mandalina ve limon suyunun yarısını<br />

dökün. İyice karamelize olunca yarım<br />

kalın jülyen doğradığınız tavuk etlerini<br />

yerleştirin. 5 dakika kızartıp diğer tarafını<br />

çevirin. Kalan limon ve mandalina<br />

suyunu ekleyin. Diğer tarafı da kızarınca<br />

ocaktan alın. Tuzunu ve kıyılmış<br />

dereotunu ilave edip tavanın kapağını<br />

kapatın. Patatesle birlikte sıcak sıcak<br />

servis yapın.<br />

38


1 Kavanoz<br />

İçin<br />

Mandalina Reçeli<br />

Malzemeler:<br />

• 1 kilo mandalina<br />

• 750 gram toz şeker<br />

• 1 çay bardağı mandalina suyu<br />

• 4 – 5 adet karanfil<br />

• 1 adet çubuk tarçın<br />

• 2-3 adet limon tuzu<br />

• 1 çay kaşığı tereyağı<br />

Hazırlanışı:<br />

Mandalinaların kabuklarını soyduktan sonra enine ikiye kesin.<br />

Tencereye alıp üzerine şekerini serpin, 1 su bardağı mandalina suyunu<br />

dökün. Bu şekilde bir gün boyunca oda ısısında bekletin. Bekletme süreci<br />

bittikten sonra ocağın üzerine alın. Orta ateşte kaynamaya bırakın. 10 dakika<br />

kaynatıp limon tuzunu ve tereyağını ilave edin. Bir taşım daha kaynatıp<br />

ocaktan alın. Soğuyunca sterilize edilmiş kavanozlara aktarın. Kavanozların<br />

kapağını sıkıca kapatın.


4 - 6<br />

Kişilik<br />

Etli Bulgur Pilavı<br />

Malzemeler:<br />

Pilav İçin:<br />

• 1 çorba kaşığı tereyağı<br />

• 1 çorba kaşığı sıvı yağ<br />

• 1 adet büyük boy soğan<br />

• 3 adet sivri biber<br />

• 1 adet büyük boy domates<br />

• 1 tatlı kaşığı acı biber salçası<br />

• 2 diş sarımsak<br />

• 1 su bardağı pilavlık bulgur<br />

• 3 su bardağı su<br />

• 1 kase nane, dereotu, maydanoz karışımı<br />

Hazırlanışı:<br />

Kuşbaşı et için; Etleri zar şeklinde doğrayın. Eti pişireceğiniz tavayı iyice<br />

ısıtıp eti kavurun. Mandalina suyunu, tuzu ve kimyonu ilave edin. Kısık<br />

ateşte etler yumuşayana kadar pişirin. İndirmeye yakın tereyağını ekleyin.<br />

Birkaç dakika daha pişirdikten sonra ocaktan alın.<br />

Bulgur için; Soğanı zar şeklinde doğrayıp tereyağı ve sıvı yağda kavurun.<br />

Sivri biberi, kıyılmış sarımsakları, suda inceltilmiş salçayı, zar şeklinde<br />

doğranmış domatesi ekleyin.<br />

5 dakika daha kavurun. Eti, sıcak suyu ve tuzunu ilave edin. Önce yüksek<br />

ateşte 5 dakika pişirin, sonra ateşi kısın. Suyunu çekene kadar pişirin.<br />

Ocaktan alın, kıyılmış yeşillikleri ekleyip tencerenin kapağını kapatın.<br />

Demlenmeye bırakın.<br />

Kuşbaşı Etli Karışım İçin:<br />

• 300 gram kuşbaşı et<br />

• 1 adet mandalinanın suyu<br />

• 1 çay kaşığı kimyon<br />

• Tuz<br />

• 1 çorba kaşığı tereyağı<br />

40


4<br />

Kişilik<br />

Mandalinalı Puding<br />

Malzemeler:<br />

• 4 su bardağı süt<br />

• 1 su bardağı toz şeker<br />

• 2 çorba kaşığı mısır nişastası<br />

(tepeleme)<br />

• 3 adet yumurtanın sarısı<br />

• 2 çorba kaşığı tuzsuz tereyağı<br />

• 1 tatlı kaşığı vanilya aroması ya da<br />

1 paket vanilin<br />

• 1 kutu krema (200 ml)<br />

• 1 su bardağı mandalina püresi<br />

• 1 paket kakaolu petibör bisküvi<br />

Hazırlanışı:<br />

Mandalina püresi için; Mandalinaları soyun. Zarlarını çıkardıktan<br />

sonra mutfak robotuna aktarın. Püre haline getirin.<br />

Puding için; Sütü, şekeri, yumurta sarılarını ve nişastayı tencereye<br />

alın. Çırpma teliyle iyice karıştırın. Kısık ateşte topaklaşmadan<br />

sürekli karıştırarak pişirin. Vanilya aromasını, mandalina püresini<br />

ve tereyağını ilave edin. Birkaç taşım daha kaynatın. Ocaktan alın,<br />

mikserle iyice karıştırın. Oda ısısında ılınınca kremayı ekleyin ve<br />

pütürsüz bir kıvam alana dek mikserle iyice çırpmaya devam edin.<br />

Bisküvilerini mutfak robotunda kum haline gelene dek ezin. Pudingi<br />

servis tabağına dökün, üzerine bisküvi kumunu serpin. Buzdolabında<br />

soğuttuktan sonra servis yapın. İsteğe göre dilimlenmiş mandalina<br />

ve taze nane yaprakları ile süsleyin.<br />

42


6<br />

Kişilik<br />

Mandalinalı<br />

Pasta<br />

Malzemeler:<br />

• 6 adet yumurta<br />

• 250 gram toz şeker<br />

• 250 gram elenmiş un<br />

• 2 paket hamur kabartma tozu<br />

• 2 paket vanilya<br />

• 3 - 4 adet mandalina (tercihen tatlı)<br />

• 1 avuç file badem<br />

İç Malzemesi İçin:<br />

• 2 paket toz kremşanti<br />

• 1 çay bardağı mandalina suyu<br />

• 400 gram labne peyniri<br />

Hazırlanışı:<br />

İç malzemesi için; Tüm malzemeyi çukur bir kaba<br />

alın. Mikser yardımı ile çırpın. Buzdolabına aktarıp<br />

sertleşmesi için yarım saat kadar bekletin. Yumurtaları<br />

ve şekeri köpük köpük olana dek çırpın. Elenmiş<br />

unu ve kabartma tozunu ekleyip spatula yardımı ile<br />

alttan üste doğru havalandırarak malzemeyi iyice<br />

karıştırın. En son vanilyayı ekleyin. Tekrar karıştırın.<br />

Karışımı yağlı kağıt serili dikdörtgen veya kare kelepçeli<br />

kalıba dökün. Önceden ısıtılmış 160 dereceye<br />

ayarlı fırında 35-40 dakika pişirin.<br />

Pişen pandispanyayı fırından alın, enine üçe kesin.<br />

Aralarına kremasını yayın, zarları temizlenmiş mandalina<br />

parçalarını ve file bademi serpin. Üç kat olacak<br />

şekilde pastayı tamamlayın. Buzdolabında birkaç<br />

saat beklettikten sonra dilimleyip servis yapın. İsteğe<br />

göre üzerine kakao-tarçın karışımı serpebilirsiniz.<br />

6<br />

Kişilik<br />

Mandalina<br />

Şurubu<br />

Malzemeler:<br />

• 3 kilo mandalina<br />

• 2 adet portakal<br />

• 2,5 su bardağı toz şeker<br />

• 2 adet karanfil<br />

• 1 adet çubuk tarçın<br />

Hazırlanışı:<br />

Mandalina ve portakalların suyunu sıkıp tencereye<br />

aktarın. Üzerine şekeri, çubuk tarçını ve karanfilleri<br />

ekleyin. Orta ateşte, yarım saat kaynatın. Kaynama<br />

süresince üzerinde biriken köpükleri süzerek alın.<br />

Ocaktan alın. Oda ısısında soğuyunca sterilize edilmiş<br />

kavanoza aktarın. Kapağını iyice kapatın.<br />

Servis için; Damak tadınıza göre soğuk su veya soda<br />

ilave ederek inceltip tatlandırın.<br />

44


Ekşi mayalı<br />

ekmeği sever<br />

misiniz?<br />

Beş altı yaşlarımda köyümüze gitmiştim.<br />

Yer sofrasına kocaman bir somun ekmek<br />

geldi. Bir parça da bana düştü. Ekmekten<br />

bir parça kopardım. Tadı İstanbul’da yediğim<br />

ekmeklere benzemiyordu. Biraz ekşi, fazlaca<br />

pişkin ve daha da önemlisi bana çok sert<br />

gelmişti. Ekşi mayalı ekmek ile ilk tanışmam<br />

bu şekilde oldu. O zaman bu ekmeği çok<br />

garipsemiş, her zaman yediğim pofidik ve<br />

yumuşak İstanbul somununu aramıştım.<br />

Ama şimdi kendine has ekşi tatta ve güzel<br />

kokan o ekmekleri çok daha fazla seviyorum.<br />

Ve arıyorum. Maalesef bulamıyorum.<br />

Günümüzde İstanbul’da ekşi mayalı ekmek<br />

sattığını iddia eden fırınlardan ekşi mayalı<br />

ekmek alıyorum. Köyde yediğim o mis kokulu<br />

ekmeğin lezzetini bulamıyorum. Ama neden?<br />

Bu konuyu biraz açacağım. Bununla birlikte<br />

birkaç cümleyle ekmeğin tarihine de biraz<br />

değineceğim. Ekşi mayalı ekmeğin sağlık<br />

açısından onlarca yararının birkaçından<br />

bahsedip, “Evde ve günümüz fırınlarında ekşi<br />

mayalı ekmek hazırlanabilir mi?” sorusuna<br />

yanıt arayarak yazımı bitireceğim.<br />

Önce ekmeğin tarihiyle başlamakta fayda<br />

var. Aslında ekmeğin tarihi medeniyetler<br />

tarihi kadar eskiye gider. İnsanlık tarıma<br />

başladığında ilk olarak buğday, arpa ve<br />

yulaf gibi hububatları ekmiş ve biçmiştir.<br />

Daha önce duymuş olanınız vardır. İlk<br />

tarımsal faaliyet ve ilk başaklar “Bereketli<br />

Hilal” olarak adlandırdığımız bölgede neşet<br />

etmiştir. Bereketli Hilal bölgesi dediğimiz<br />

coğrafya, Anadolu’yu da içine alan Fırat ve<br />

Dicle arasında uzanan bölgedir. Atalarımız<br />

buğdayı önceleri taşlarla kırmış ve suyla<br />

bulamaç haline getirmişler. Bu bulamaçların<br />

fazla beklemesi sonucunda pıtır pıtır<br />

kaynadığını görmüşler. Bu, günümüzde un<br />

ve su ile hazırlanan hamurun kabarmasını<br />

görmekten başka bir şey değildi. Bu pıtır pıtır<br />

kaynayan hamurları sıcak taşlara koymuşlar.<br />

İlk ilkel ekşi mayalı ekmek böylece ortaya<br />

çıkmış. Pişen bu bulamacın tat ve lezzetinin<br />

çok iyi olduğunu fark etmişler.<br />

Yapılan tarihsel ve arkeolojik çalışmalar<br />

Babil, Mısır, Yunan ve Romalıların ekmeği<br />

sofralarının bir bileşeni olarak kullandıklarını<br />

göstermektedir. M.Ö. 4000’li yıllarda<br />

Babil’de ekmek fırınları açılmış ve M.Ö.<br />

3000’li yıllarda Mısırlılar ekmekçilikte büyük<br />

ilerleme göstermiştir. Hatta Antik Mısır’ın<br />

16 farklı türde ekmek yaptığı araştırmalar<br />

sonucu ortaya çıkarılmıştır. Günümüze en<br />

yakın ekşi mayalı ekmeği ilk defa Mısırlılar<br />

üretmiştir. Yüzyıllar boyu atalarımız<br />

genellikle ekşi mayalı ekmek üretmiş ve<br />

tüketmiştir. Ancak 19. yüzyıldan itibaren<br />

yaşam koşullarının değişmesi, teknolojinin<br />

ilerlemesi, beraberinde hızlı üretim ve<br />

Doç. Dr. Murat DOĞAN<br />

İstanbul Gelişim Üniversitesi<br />

Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan Yardımcısı<br />

tüketim alışkanlıklarını getirmiş, böylece<br />

ekşi hamur kullanımı azalmış ve sanayi tipi<br />

mayalar kullanılmaya başlamıştır.<br />

Biraz önce sormuştum. Neden gerçek ekşi<br />

mayalı ekmek bulmak çok zor? Evet, aslında<br />

bu sorunun yanıtı tüketim alışkanlıklarımızda<br />

saklı. Çok iyi bir fırıncı ve aynı zamanda tez<br />

danışmanı olduğum lisansüstü öğrencimin<br />

bana anlattıklarında gizli. Öğrencim gerçek<br />

ekşi mayalı ekmek yapıyor. Normalde<br />

standart bir ekmek maksimum 4 ila 5 saatte<br />

hazırlanıyorken, ekşi mayalı ekmeğin sadece<br />

mayalama süresi en az 12 saati bulmakta.<br />

Yapılan gerçek ekşi mayalı ekmek, standart<br />

ekmekten kat kat maliyetli ve kaçınılmaz<br />

olarak fiyatı da yüksek oluyor. Bununla<br />

birlikte ekşi maya tadı daha baskın ve daha<br />

dolgun bir ekmek ortaya çıkıyor. Tüketicinin<br />

beklentisi ise genellikle yemesi daha kolay,<br />

pamuksu, hafif tatta ve ekonomik ekmek<br />

olmakta. Tüm bu nedenlerle fırınlarda hakiki<br />

ekşi hamurla hazırlanmış ekmek bulmak çok<br />

zor.<br />

Ekşi mayalı ekmeğin biraz da teknik<br />

kısımlardan söz etmek istiyorum.<br />

Kendiliğinden mayalanan (fermente<br />

olan) ekşi hamurun, hamura katılması ve<br />

hazırlanan hamurun fırınlanması ile ekşi<br />

mayalı ekmek üretilmektedir. Ekşi maya<br />

mikropları iki gruba ayrılabilir. Bunlardan<br />

bir kısmı hamurun kabarmasını sağlayan<br />

maya mikropları ve bir kısmı ekmeğe<br />

kendine has ekşiliği, tadı ve rayihayı veren<br />

Laktik Asit Bakterileridir. Unun içinde doğal<br />

şekilde bulunan veya havadan gelen bu maya<br />

mikropları hamurda karbondioksit çıkışı<br />

sağlar. Yine un içinde bulunan veya çevreden<br />

gelen Laktik Asit Bakterileri asit, etil alkol,<br />

keton ve aldehit çıkışı sağlayarak ekmeğin<br />

45<br />

karakteristik aroma ve lezzetini sağlar.<br />

Ayrıca Anadolu’da yapılan birçok yöresel ekşi<br />

hamur mayalama yöntemi mevcut. Bunların<br />

içinde ilginç olanların birkaçını saymam<br />

gerekirse... Geleneksel olarak Nisan<br />

yağmurları toplanır ve bu suyla ekşi mayalı<br />

ekmek yapılır. Yine buğday başağına düşen<br />

cemre çiğinin kullanılması da çok ilginç. Çam<br />

kozalağı ve ekşi ayran da mayalamak için<br />

kullanılmaktadır.<br />

Ekşi mayalı ekmeğin biraz da sağlık<br />

açısından yararlarının birkaçından söz etmek<br />

istiyorum. Un içinde bulunan fitik asit unla<br />

birlikte hamura, oradan da ekmeğe geçer.<br />

Bu madde insan bağırsağında bazı besin<br />

öğelerinin emilimini engeller. Bunların<br />

içinde en önemlileri mineraller ve özellikle<br />

demirdir.<br />

Şimdi gelelim ekşi mayalı ekmeğe… Ekşi<br />

mayalı ekmek üretimi sırasında ortaya çıkan<br />

Laktik Asit Bakterilerinin fitik asiti yok eden<br />

enzimleri çalışır. Onların birçoğunu ortadan<br />

kaldırmış olurlar. Böylece daha sağlıklı bir<br />

ekmek üretmiş oluruz. Ayrıca bu bakteriler<br />

kısa zincirli yağ asidi ve benzeri sağlığa<br />

yararlı metabolitler üretir.<br />

Son olarak evde veya ticari fırınlarda ekşi<br />

mayalı ekmek nasıl üretilebilir? Birkaç<br />

cümleyle özetleyerek bitirmek istiyorum.<br />

Evde ekşi maya hamuru hazırlayacaksak,<br />

üzüm suyu kullanılmasını öneriyorum.<br />

Ticari fırınlarda ise benzeri şekilde taze<br />

üzüm suyu kullanılarak ekşi maya hamuru<br />

güçlendirilebilir. Böylece ticari maya<br />

(Saccharomyces cerevisiae) kullanılmadan<br />

maya mikroplarının kolaylıkla kabartma<br />

özelliğini hamura kazandırabiliriz.<br />

Hamur hazırlamada su da çok önemli. Su<br />

ne yumuşak olmalı ne de çok sert olmalı.<br />

En ideal olan orta sertlikte su kullanmaktır.<br />

Eğer sert su kullanırsak hamur sertleşir<br />

ve maya için gerekli besin akışı azalır. Su<br />

çok yumuşak olursa glüten çok güçlenir,<br />

yumuşak ve yapışkan bir hamur ortaya<br />

çıkar. Hamurun gaz tutma kapasitesi azalır.<br />

Ekmeğin hacmi küçülür. Kabuk rengi soluk<br />

olur. Ayrıca hamurun tuzu da kararında<br />

olursa (en fazla %1) glüteni güçlendirir. İyi<br />

kabarmış ve hacimli bir ekmek elde edilmiş<br />

olur.<br />

Romancı Frank McCourt’un “Angela'nın<br />

Külleri” romanından bir bölüm ile bitirmek<br />

istiyorum.<br />

“Yüce Allah’ım, eğer cennetin bir tadı varsa, o<br />

biraz tuz ve tereyağı ile pişirilmiş bir yumurta<br />

olmalıdır ve yumurtadan sonra dünyada taze,<br />

sıcak ekmek ve bir fincan tatlı altın çaydan<br />

daha güzel bir şey var mı?”<br />

Sağlıcakla kalın…


Fotoğraflar: Hande GÖKSAN<br />

Ev yapımı yaş tarhana…<br />

Salçalık kırmızı biberi tezgahlarda her mevsim bulmak mümkün. Öyle bir tarif<br />

paylaşıyoruz ki hem bu kadar pratik oluşuna hem de lezzetine şaşıracaksınız.<br />

Yaş Tarhana<br />

Malzemeler:<br />

• 700 gram un<br />

• 250 gram süzme yoğurt<br />

• 2 adet orta boy soğan<br />

• 2 adet orta boy kırmızıbiber<br />

• 2 adet büyük boy domates<br />

• 5-6 adet yeşil biber<br />

• 2 adet salçalık kırmızıbiber<br />

• 1 çorba kaşığı tuz<br />

1 büyük<br />

Boy<br />

Kavanoz<br />

İçin<br />

Hazırlanışı:<br />

Soğanların kabuğunu soyup mutfak robotunda kıyın. Biberlerin<br />

çekirdeklerini temizleyip aynı şekilde mutfak robotunda kıyın.<br />

Domateslerin kabuğunu soyup mutfak robotunda püre haline<br />

gelene dek karıştırın. Domates püresini, biberleri ve soğanları<br />

bir kapta karıştırın. Üzerine süzme yoğurdu ve tuzu ilave edin.<br />

En son elenmiş unu ekleyip bulamaç haline gelene dek yoğurun.<br />

Karışımı sterilize edilmiş kavanozlara aktarıp buzdolabında<br />

muhafaza edin.<br />

46


6<br />

Kişilik<br />

Yaş Tarhana Çorbası<br />

Malzemeler:<br />

• 1 çorba kaşığı salça<br />

• 1 çorba kaşığı tereyağı<br />

• 1-2 diş sarımsak<br />

• 3 çorba kaşığı yaş tarhana<br />

• Su<br />

Hazırlanışı:<br />

Tereyağını tencerede eritip salçayı ve kıyılmış sarımsakları kavurun. 1 litre<br />

suyu ekleyip birkaç taşım kaynatın. Ayrı bir kasede yaş tarhanayı 1 bardak<br />

ılık suda inceltin ve kaynamakta olan suya azar azar ekleyin. Ateşi kısıp<br />

sürekli karıştırarak yoğun bir çorba kıvamına gelene dek pişirin. İsteğe<br />

göre tulum peyniri ve kızarmış ekmek eşliğinde sıcak servis yapabilirsiniz.<br />

Aklınızda bulunsun:<br />

- Çorbayı damak tadınıza göre pul biber, sumak, kuru nane gibi çeşitli baharatlarla<br />

çeşnilendirebilirsiniz.<br />

- Yaş tarhanayı sterilize edilmiş kavanozlarda veya kapaklı kaplarda buzdolabında<br />

birkaç ay muhafaza edebilirsiniz.<br />

- Yaş tarhanayı tatlı biber yerine acı biberle de hazırlayabilirsiniz.<br />

47


Hazırlayan: Müşerref KARTALER Fotoğraflar: Hande GÖKSAN<br />

Çocuklar sağlıklı<br />

beslensin diye…<br />

Çocuklar evlerinde ne bulurlarsa yemesin, sağlıklı beslensin diye oldukça sağlıklı ve yapımı kolay<br />

tarifler hazırladık.<br />

6-8 Adet<br />

İçin<br />

Muzlu Pankek<br />

Malzemeler:<br />

• 2 adet yumurta<br />

• 100 gram un<br />

• 1 paket kabartma tozu<br />

• 1 çimdik karbonat<br />

• 1 tutam tuz<br />

• 1,5 çorba kaşığı toz şeker<br />

• 1 yemek kaşığı tereyağı<br />

• 1 küçük paket krema (200 ml)<br />

• 1 yemek kaşığı sıvı yağ<br />

• 1 adet muz<br />

• Bal<br />

Hazırlanışı:<br />

Elenmiş unu, kabartma tozunu, karbonatı, tuzu ve<br />

şekeri çukur bir kapta harmanlayın. Tereyağını eritip<br />

ılınmaya bırakın. Krema ile yumurtaları önce düşük<br />

sonra da yüksek devirde köpük köpük olana dek<br />

çırpın. Bu karışıma unlu kuru malzemeyi ekleyin.<br />

Tahta bir kaşıkla alttan üste doğru havalandırarak<br />

karıştırın. En son eritilip ılınmış tereyağından ilave<br />

edin. Yapışmaz yüzeyli bir tavayı ocakta ısıtın. Tava<br />

ısındıktan sonra bir fırça yardımıyla tavayı yağlayın.<br />

Altını iyice kısın. Karşımdan 1 yemek kaşığı kadar<br />

alıp dökün. Tavanızın büyüklüğüne göre aynı anda 2<br />

ya da 3 kaşık hamur harcı dökebilirsiniz. Hamurun<br />

üstü tavada göz göz olunca diğer tarafını da çevirin.<br />

Aynı şekilde diğer tarafını da pişirin. Pankekleri<br />

servis tabağına aktarın. Aralarına dilimlenmiş muz<br />

yerleştirip balla tatlandırarak servis yapın.<br />

Müşerref’in Notları:<br />

• Pankek malzemeleri soğuk olmalı.<br />

• Hamuru hazırladıktan sonra buzdolabında 2 gün<br />

boyunca muhafaza edebilir, çocuğunuz okuldan<br />

geldikten sonra buzdolabından çıkararak hemen<br />

hazırlayabilirsiniz.<br />

• Bu karışımdan ortalama 8 pankek çıkıyor. Hamuru<br />

2 gün de kullanabilirsiniz.<br />

48


2<br />

Kişilik<br />

Kavurmalı ve Rokalı Mini Pizza<br />

Malzemeler:<br />

Hamuru İçin:<br />

• 2 su bardağı un<br />

• Çeyrek paket maya<br />

• 1 bardaktan bir parmak daha az ılık su<br />

• 1 tutam toz şeker<br />

• Tuz<br />

Domates Sosu İçin:<br />

• 2-3 adet domates<br />

• 1 çay kaşığı salça<br />

• 1 diş sarımsak<br />

• 1 çorba kaşığı zeytinyağı<br />

• Tuz, karabiber<br />

Üzeri İçin:<br />

• 200 gram rendelenmiş kaşar peyniri<br />

• 7-8 adet zeytin<br />

• 5-6 dilim pastırma<br />

Hazırlanışı:<br />

Unu yoğurma kabında eleyip ortasını havuz gibi açın. Tuzu, şekeri, mayayı<br />

ve azar azar suyu ilave ederek yapışmayan bir hamur elde edene kadar<br />

yoğurun. Bu esnada hamur çok cıvık ise, un ekleyebilirsiniz. Hamurun<br />

üzerini nemli bir bezle örtüp sosu hazırlayana dek oda ısısında bekletin.<br />

Domates sos için domateslerin kabuğunu soyup mutfak robotunda ezin.<br />

Salçayı, sarımsağı, zeytinyağını, tuzu ve karabiberi ekleyin. Orta ateşte<br />

domates suyunu çekene kadar pişirin. Dinlenen hamurdan yumurta<br />

büyüklüğünde parçalar koparıp her parçayı un serpilmiş tezgahın üzerinde<br />

yarım parmak kalınlığında açın. Hamurların üzerine önce domatesli<br />

sostan sürün, sonra da rendelenmiş kaşar peynirinden serpin. Önceden<br />

ısıtılmış 200 dereceye ayarlı fırında hamurun altı kızarıncaya kadar pişirin.<br />

Bu sırada dilimlenmiş zeytin ve doğranmış pastırmaları yerleştirin. Birkaç<br />

dakika daha fırında bekletin. Fırından alın, isteğe göre taze roka ile servis<br />

yapabilirsiniz.<br />

Müşerref’in Notları:<br />

• Sos için yumurta tipi domateslerden kullanırsanız daha<br />

iyi sonuç elde etmiş olursunuz.<br />

• Pizzanın üstünü kendi isteğinize ya da çocuğunuzun<br />

damak zevkine göre çeşitlendirebilirsiniz.<br />

• Pizzanın üzerindeki malzemeyi sebzeden yana<br />

kullanacaksanız sebzeleri önceden pişirmek gerekir.<br />

• Tercihinizi etten yana kullanacaksanız salam, kavurma<br />

ve sosis gibi işlenmiş olanları tercih edebilirsiniz.<br />

49


4<br />

Kişilik<br />

Ton Balıklı Sandviç<br />

Malzemeler:<br />

• Sandviç ekmeği<br />

(dilediğiniz bir çeşit)<br />

• 1 kutu ton balığı ( 80 gram)<br />

• 8-10 adet biberli yeşil zeytin<br />

• 8-10 adet kornişon turşu<br />

• Küçük bir kırmızı soğanın çeyreği<br />

• 1-2 dal dereotu<br />

• 1-2 dal maydanoz<br />

Hazırlanışı:<br />

Ekmek dışındaki tüm malzemeyi küçük küçük doğrayın veya mutfak<br />

robotunda ezin. En son ton balığını ekleyip kaşık yardımı ile karıştırın.<br />

İsteğe göre roka yaprakları ile süsleyip dekoratif bir sandviç elde edebilirsiniz.<br />

Müşerref’in Notları:<br />

Sandviçi hazırlarken çocuğunuzun sevmediği bir malzeme varsa çıkarabilirsiniz.<br />

Daha besleyici olması için 1 adet haşlanmış yumurtayı da<br />

inceceik doğrayıp sandviçe ilave edebilirsiniz.<br />

50


4-6 Kase<br />

İçin<br />

Anne Sütlacı<br />

Malzemeler:<br />

• 1 litre süt<br />

• 150 gram toz şeker (1 su bardağından<br />

• 1 parmak eksik)<br />

• 100 gram pirinç (1 çay bardağı kadar)<br />

• 1 adet çubuk tarçın<br />

• 1 adet çubuk vanilya<br />

Hazırlanışı:<br />

Pirinci yıkamadan tencereye aktarın. Üzerine 2 çay bardağı su ilave edip kaynatın.<br />

Suyu hafif azaldığı zaman sütü ekleyin. 1 adet çubuk vanilyaya bıçakla<br />

hafifçe bir kesik atın. İçinden siyah hafif yapışkan kısmını bıçakla sıyırın ve<br />

ocaktaki karışımın içine atın. Vanilyanın çubuğunu ve tarçın çubuğunu da<br />

karışıma ekleyin. Çok kısık ateşte, pirinçler iyice yumuşayana dek pişirin ve<br />

şekeri ilave edin. 5 dakika sonra ocaktan alın. Vanilya ve tarçın çubuğunu<br />

içinden alın. Oda ısısında ılınınca kaselere paylaştırın. Buzdolabında soğuttuktan<br />

sonra servis yapın.<br />

Müşerref’in Notları:<br />

• Çocuklarınızın tatlı ihtiyacını hazır bisküvilerden veya gofretlerden<br />

alması yerine anne usulü sütlaç tarifim çok doğal ve hafif bir tatlı<br />

alternatifi olacaktır.<br />

• Zamanı iyi değerlendirmek ve ikindi yemeğine yetiştirmek için<br />

sütlacı sabahtan yapmak gerekir. Böylece çocuğunuz okuldan<br />

gelene kadar sütlacınız buzdolabında tam kıvamında soğuyacaktır.<br />

• Sütlaç yapımında uzun ömürlü süt yerine günlük pastörize<br />

sütleri tercih edin.<br />

52


Yazı: Aslıhan IŞIN<br />

Bir fincan kahve,<br />

yanında latilokum…<br />

Her ikisi de o kadar kıymetli ki, kahveyi dantel örtülü gümüş tepside, lokumu en kıymetli porselen şekerlikte<br />

ikram ediyoruz. Bir fincan kahvenin hatırını kırk yıl sayalım, lokumla tatlı yiyelim tatlı konuşalım diye…<br />

Söylenişi zamanla kahvaltıya dönüşen<br />

“kahve altı”, bir zamanlar tiryakiler<br />

için öncesinde bir şeyler yiyerek kahve<br />

içmeye hazırlık öğünü olmuş. İkramı<br />

uzun süren kahve hep Yemen’den gelmiş<br />

ama gönül kahvenin bahane edilmesini<br />

isterse muhabbete doyum olmamış.<br />

Bir fincanında kırk yıllık hatır saklı olan<br />

kahveyi, çocukken içerse kararacağına<br />

inanan son nesil ise bugün orta yaşlarını<br />

yaşıyor.<br />

İthal ürünler gelene kadar başka türlüsü<br />

bilinmediği için bizdeki adı da “kahve”<br />

olan ve zamanla diğerlerinden ayırmak<br />

için adına Türk kahvesi denen kahve,<br />

farklı çeşitleri ve sunumuyla belki de<br />

dünyanın en yaygın içeceği. Lokumun ise<br />

dünyada benzerleri var ama eşi yok; bu<br />

sebeple biz de onu en özel zamanlara<br />

saklıyoruz. Kız istemeye de, bayram<br />

ziyaretine de bir kutu lokumla gidiyoruz<br />

ve hiçbirinden bir fincan kahve içmeden<br />

ayrılmıyoruz. Bizim için her ikisi de o<br />

kadar kıymetli ki, lokumu en kıymetli<br />

porselen şekerliğimizin, kahveyi dantel<br />

örtülerle süslü gümüş tepsilerimizin<br />

içinde, yüzümüzü ağartan misafirlik<br />

kahve fincanlarımızla sunuyoruz.<br />

Kahve de, lokum da yüzyıllardır<br />

biliniyor, seviliyor ve her ikisinin de<br />

adı bugün dahi hayatımızda olan<br />

iki isimle ünleniyor: Ali Muhiddin<br />

Hacıbekir ve Kurukahveci Mehmet<br />

Efendi. Çiğ çekirdek olarak satılan ve<br />

evlerde kavrulup el değirmenlerinde<br />

öğütüldükten sonra pişirilen Türk<br />

kahvesi, ilk kez 1871 yılında Mehmet<br />

Efendi tarafından Tahtakale’deki<br />

dükkanında dibeklerde öğütülüp hazır<br />

satılmaya başlanmış. Zaten bu yüzden<br />

ailenin soyadı Kurukahveci kalmış. O<br />

gün bu gündür kavrulmuş ve öğütülmüş<br />

Türk kahvesi geleneği devam ediyor.<br />

Lokumun bu günlere gelmesinde emeği<br />

geçen isim Ali Muhiddin Hacı Bekir;<br />

1777’de lokumuyla Bahçekapı’daki<br />

ilk dükkanında ünlenmiş, o günden<br />

beri hala lokum denince akla ilk o<br />

geliyor. Çilekli ve portakallı lokumların<br />

ilk üreticisi ise bestekar şekerci Udi<br />

Cemil Bey. 1887’de, Şehzadebaşı’ndaki<br />

dükkanında şekerlemeciliği ile<br />

ünlenmiş. Oğulları 1937 yılında<br />

Kadıköy’de Cemilzade’yi açarak geleneği<br />

devam ettirmişler.<br />

Lokumun adı malum, çok yerde<br />

söylendiği gibi Arapça “boğazı<br />

rahatlatan” anlamına gelen “rahatul<br />

hulkum”dan geliyor. Sonra “rahat<br />

lokum”, daha sonra da “latilokum”<br />

olmuş. Bize gelişi sadece “lokum”.<br />

Aslında malzemesi herkesin her yerde<br />

bulabileceği nişasta, şeker ve su;<br />

bütün mesele pişirilmesinde, çeşidine<br />

göre pişirme süresi değişiyor. Ancak<br />

az pişerse şekil verilemiyor, çok<br />

pişerse sertleşiyor. Piştikten sonra<br />

kalıplara alınıp soğumaya bırakılıyor,<br />

tekrar nişasta ile kaplanıyor. Kahve<br />

ise ağacının kiraza benzeyen çekirdek<br />

meyveleri toplanıp kurutulmasından<br />

sonra elde ediliyor. Tokmaklarla<br />

dövülen öz meyveler kavrulduktan sonra<br />

öğütülüyor.<br />

Bugün dünyanın dört bir yanında farklı<br />

adları, çeşitleri, kültürleri bulunan<br />

kahvenin bizdeki keyfi çok farklı;<br />

çekilmesi, pişirilmesi, sunumu ve<br />

hatta falıyla bambaşka bir gelenek.<br />

Önce “Kahvenizi nasıl içersiniz?” diye<br />

soruluyor, seçenekler sade, az şekerli,<br />

orta şekerli, şekerli. Fincanla ölçülen<br />

su cezvede kahveyle karıştırılıp ateşe<br />

sürülüyor. İlk köpük oluştuğunda<br />

kahve ısınmış demek oluyor ve hemen<br />

köpük fincanlara bölüştürülüyor, çünkü<br />

Türk kahvesinin köpüklüsü makbul.<br />

Fokurdayana kadar cezve yeniden ateşe<br />

sürülüyor. Kaynayan kahve fincanlara<br />

pay ediliyor. Kahve falı ise başka bir<br />

dünya; önce tabak fincanın üzerine<br />

konup birkaç kez döndürülerek ters<br />

çevriliyor. Ters dönen fincanın içinde<br />

şekil alan telve her şeyi anlatıyor:<br />

Mutluluk gözyaşları, kısmet getiren<br />

balıklar, varlık getiren develer, kem<br />

gözler, devlet kapısında bekleyen hayırlı<br />

işler…<br />

Türk kahvesinde süt ya da krema<br />

kullanılmaması, onu kahvenin dünyada<br />

bilinen tadından ayıran en önemli<br />

özelliği; bir diğeri de yanında bir bardak<br />

su ile ikram edilmesi tabii. Kahve<br />

içene, kahve fincanının tabağına zarifçe<br />

yerleştirerek ikram edilen lokum ise<br />

orijinalinde kahveden önce tatlı bir şeyler<br />

yenmesi geleneğine dayanıyor. Zira, bir<br />

zamanlar kahveden önce sulu ya da katı<br />

şekerleme ikram etmek adettenmiş,<br />

ancak yemeklerden sonra kahve tek<br />

başına ikram edilirmiş.<br />

Lokum gırtlağınızı yakmıyor,<br />

üzerine kana kana su içme ihtiyacı<br />

hissettirmiyorsa, kahve boğazınızdan<br />

arkasında adını koyamadığınız<br />

mükemmel bir aroma bırakarak yağ gibi<br />

kayıp gidiyorsa küçük bir ziyafetle karşı<br />

karşıyasınız demektir!<br />

54


Fotoğraflar: Hande GÖKSAN<br />

Incecik bir hamur ile neler<br />

yaparsInIz neler!<br />

İtalyanların incecik hamurlu ünlü ‘galette’ye benzer hamuru ile damak<br />

tadımıza en yakın uyarlayabildiğimiz ve çeşitlendirdiğimiz lezzetler, çay ve<br />

kahve saatinize çok yakışacak…<br />

4 Dilim<br />

İçin<br />

Pestolu Tulum<br />

Peynirli Pide<br />

Malzemeler:<br />

• 4 Türk kahvesi fincanı un<br />

• 1 Türk kahvesi su<br />

• 2 çay kaşığı elma sirkesi<br />

• Yarım çay kaşığı tuz<br />

• 60 gram tereyağı<br />

Üzeri İçin:<br />

• 50 gram ufalanmış tulum peyniri<br />

• 1 yemek kaşığı pesto sos<br />

• 1 tatlı kaşığı zeytinyağı<br />

• 6-7 adet kiraz domates<br />

Hazırlanışı:<br />

Oda ısısında yumuşamış tereyağını mutfak robotuna<br />

alın. Tuzu, sirkeyi ve suyu ilave edip krem<br />

haline getirin. Kontrollü olarak yavaş yavaş un ilave<br />

ederek yumuşak ve ele yapışmayacak kıvamda bir<br />

hamur elde edin.<br />

Hamuru iki yağlı kağıt arasına alın ve merdane<br />

yardımı ile yemek tabağından biraz daha büyük ve<br />

ince bir hamur elde edin. Hamuru açtıktan sonra<br />

bu şekilde (yağlı kağıt arasında) buzluğa aktarın ve<br />

10 dakika bekleyin.<br />

Üzeri için; Kiraz domatesleri dilimleyin, peyniri<br />

ufalayın, pestoyu zeytinyağı ile birlikte inceltin.<br />

Buzlukta çıkardığınız hamurun üzerindeki kağıdı<br />

alın. Alttaki yağlı kağıtla birlikte fırın tepsisine<br />

aktarın. Üzerini fırça yardımı ile önce pesto sos<br />

sürün. Sonra da tulum peynirini serpin. En son<br />

dilimlediğiniz domatesleri yerleştirin. 180 dereceye<br />

ayarlı fırında, 20-25 dakika pişirin. Dilimleyip servis<br />

yapın.<br />

56


4 Adet<br />

İçin<br />

Anjelik Erikli Kalpten<br />

Turtalar<br />

Malzemeler:<br />

• 8 Türk kahvesi fincanı un<br />

• 2 Türk kahvesi su<br />

• 1 tatlı kaşığı elma sirkesi<br />

• Bir tutam tuz<br />

• 120 gram tereyağı<br />

İç Malzemesi:<br />

• 3 adet büyük boy Anjelik eriği<br />

• 4 tatlı kaşığı toz şeker<br />

• 1 çay kaşığı tarçın<br />

Üzeri İçin:<br />

• 1 adet yumurtanın sarısı<br />

• 2 çay kaşığı toz şeker<br />

Hazırlanışı:<br />

Oda ısısında yumuşamış tereyağını mutfak robotuna alın. Bir tutam tuzu,<br />

sirkeyi ve suyu ilave edip krem haline getirin. Kontrollü olarak yavaş yavaş<br />

un ilave ederek yumuşak ve ele yapışmayacak kıvamda bir hamur elde edin.<br />

Hamuru iki yağlı kağıt arasına alın ve merdane yardımı ile yemek tabağından<br />

biraz daha büyük ve ince bir hamur elde edin. Hamuru açtıktan sonra bu<br />

şekilde (iki yağlı kağıt arasında) buzluğa aktarın ve 10 dakika bekleyin.<br />

İç malzemesi için; Anjelik erikleri ince ince dilimleyin. Tarçını ekleyip harmanlayın.<br />

Hamurun üzerindeki yağlı kağıdı alın. Hamurdan kalp şeklindeki<br />

keskin kalıp yardımı ile orta boy hamurlar elde edin.<br />

Kalp hamurlardan bir tanesini yağlı kağıt serili fırın tepsisine yerleştirin. Üzerine<br />

tarçınlı erikler yerleştirin. 1 tatlı kaşığı şekeri de meyvelerin üzerine serpin.<br />

Daha sonra diğer kalp hamuru üzerine yerleştirin ve kenarlarını elinizle<br />

veya çatalın ucuyla da bastırın ki meyveler pişerken hamurdan sızmasın.<br />

Kalan kalp hamurları da aynı şekilde tamamlayın. Üzerlerine yumurta sarısı<br />

sürün, şeker serpin. 180 dereceye ayarlı fırında yaklaşık yarım saat pişirin.<br />

57


2<br />

Kişilik<br />

Erikli ve Muzlu Turta<br />

Malzemeler:<br />

• 4 Türk kahvesi fincanı un<br />

• 1 Türk kahvesi su<br />

• 2 çay kaşığı elma sirkesi<br />

• Bir tutam tuz<br />

• 60 gram tereyağı<br />

İç Malzemesi İçin:<br />

• 2 adet büyük boy Anjelik eriği<br />

• 1 adet muz<br />

• 2 yemek kaşığı damla çikolata<br />

Üzeri İçin:<br />

• 1 adet yumurtanın sarısı<br />

• 1 yemek kaşığı pudra şekeri<br />

Hazırlanışı:<br />

Oda ısısında yumuşamış tereyağını mutfak robotuna alın.<br />

Bir tutam tuzu, sirkeyi ve suyu ilave edip krem haline getirin.<br />

Kontrollü olarak yavaş yavaş un ilave ederek yumuşak<br />

ve ele yapışmayacak kıvamda bir hamur elde edin.<br />

Hamuru iki yağlı kağıt arasına alın ve merdane yardımı ile<br />

kare şeklinde ve ince bir hamur elde edin. Hamuru açtıktan<br />

sonra bu şekilde buzluğa aktarın ve 10 dakika bekleyin.<br />

İç malzemesi için; Erikleri ve muzu küp şeklinde doğrayın.<br />

Damla çikolata ekleyip harmanlayın.<br />

Hamurun yarısına iç malzemeyi yayın. Hamuru malzemenin<br />

üzerine yerleştirin. Hamurun kenarlarını elinizle veya<br />

çatalın ucuyla bastırarak yapıştırın.<br />

Hamurun üzerine yumurta sarısı ile pudra şeker karışımı<br />

sostan fırça yardımı ile sürün. Daha sonra bir bıçak yardımı<br />

ile üzerinde çapraz kesikler oluşturun. 180 dereceye<br />

ayarlı fırında yaklaşık yarım saat pişirin.<br />

58


2<br />

Kişilik<br />

Vişneli ve Çikolatalı<br />

Çörek<br />

Malzemeler:<br />

• 4 Türk kahvesi fincanı un<br />

• 1 Türk kahvesi su<br />

• 2 çay kaşığı elma sirkesi<br />

• Bir tutam tuz<br />

• 60 gram tereyağı<br />

Üzeri İçin:<br />

• 1 adet yumurtanın sarısı<br />

• 1 tatlı kaşığı susam<br />

İç Malzemesi İçin:<br />

• 50 gram bitter çikolata<br />

• 50 gram sütlü çikolata<br />

• 1 çorba kaşığı dondurulmuş vişne<br />

Hazırlanışı:<br />

Oda ısısında yumuşamış tereyağını mutfak robotuna<br />

alın. Bir tutam tuzu, sirkeyi ve suyu ilave edip krem<br />

haline getirin. Kontrollü olarak yavaş yavaş un ilave<br />

ederek yumuşak ve ele yapışmayacak kıvamda bir<br />

hamur elde edin. Hamuru iki yağlı kağıt arasına alın ve<br />

merdane yardımı ile oval şeklinde bir hamur elde edin.<br />

Hamuru açtıktan sonra bu şekilde buzluğa aktarın ve<br />

10 dakika bekleyin.<br />

İç malzemesi için; Çikolatalar ile küçük küçük doğradığınız<br />

vişneleri harmanlayın.<br />

Hamurun üzerindeki yağlı kağıdı alın. Hamurun yarısına<br />

çikolatalı malzemeyi yerleştirin, ikiye katlayıp<br />

karşılıklı kenarları birleştirin. Üzerine yumurta sarısı<br />

sürün, susam serpin. 180 dereceye ayarlı fırında yaklaşık<br />

yarım saat pişirin.<br />

4 Dilim<br />

İçin<br />

Anjelik Erikli<br />

Galette<br />

Malzemeler:<br />

• 4 Türk kahvesi fincanı un<br />

• 1 Türk kahvesi su<br />

• 2 çay kaşığı elma sirkesi<br />

• Bir tutam tuz<br />

• 60 gram tereyağı<br />

İç Malzemesi İçin:<br />

• 4 adet büyük boy Anjelik eriği<br />

• 2 yemek kaşığı toz şeker<br />

Hazırlanışı:<br />

Oda ısısında yumuşamış tereyağını mutfak robotuna<br />

alın. Tuzu, sirkeyi ve suyu ilave edip krem haline<br />

getirin. Kontrollü olarak yavaş yavaş un ilave ederek<br />

yumuşak ve ele yapışmayacak kıvamda bir hamur elde<br />

edin. Hamuru iki yağlı kağıt arasına alın ve merdane<br />

yardımı ile yemek tabağından biraz daha büyük ve ince<br />

bir hamur elde edin. Hamuru açtıktan sonra bu şekilde<br />

buzluğa aktarın ve 10 dakika bekleyin.<br />

Üzeri için erikleri incecik dilimleyin. Hamurun üzerindeki<br />

yağlı kağıdı alın. Erikleri hamurun kenarından 2<br />

cm boşluk kalacak şekilde üzerine dilimler sırt sırta<br />

gelecek şekilde fotoğraftaki gibi dizin. Hamuru kenarından<br />

içe doğru kıvırıp elinizle bastırarak yapıştırın.<br />

Eriklerin üzerine toz şeker serpin. 190 dereceye ayarlı<br />

fırında 20-25 dakika pişirin.<br />

59


Öneri<br />

Yorum<br />

Ruhu<br />

Akdeniz’den<br />

tarzı Asya’dan<br />

Reha TARTICI<br />

Gastronomi Yazarı<br />

Geçtiğimiz yıl İstanbul’daki yeni adresinde hizmet vermeye<br />

başlayan Frankie, Boğaz’ın en özel sahil şeridini şehirle<br />

buluşturan Galataport İstanbul’un en özel noktalarından<br />

birinde yer alıyor.<br />

Tarihi Yarımada ve Boğaz manzarasını aynı anda görmeyi sağlayan<br />

açık ve geniş teras, Frankie deneyimini bambaşka bir seviyeye<br />

çıkarıyor. Mimar Mahmut Anlar ve ekibi tarafından tasarlanan<br />

mekanda, daha açık tonlarda bir renk paleti ve malzeme<br />

seçimiyle yaz hissi veren dokular kullanılmış. Projeye özgü tasarlanan<br />

katmanlı duvar panellerinde ise dikey bahçe ve aynalar<br />

yer alıyor. Özellikle bu aynalar, manzaradan bazı kesitlerin<br />

hoş yansımalarını yakalıyor.<br />

Yeşilin rahatlatan etkisini yaşatan mekanın terasında, gözlerinizi<br />

alamayacağınız manzarayla bütünleşen bir ferahlık mevcut.<br />

Müziği, eğlenceyi ve elbette iddialı bir menüyü birlikte sunan<br />

mekan, açılışından bu yana MediterrAsian mutfağıyla gastronomi<br />

meraklılarının cezbediyor. Mevsime özel tabakların da<br />

eklendiği MediterrAsian menü, ruhunu ve malzemelerini Akdeniz’den,<br />

pişirme tekniklerini ve baharatlarını Asya’dan alıyor.<br />

Yerel malzemeleri mevsiminde kullanma konusunda titizlikle<br />

çalışan Frankie’nin Hint, Thai, Vietnam, Kore mutfak kültürlerini<br />

Akdeniz’in ruhu ile harmanlayan MediterrAsian menüsü,<br />

şehrin göz alıcı manzarasıyla daha da etkileyici hale geliyor.<br />

Frankie’nin “MediterrAsian” menüsü adını Akdeniz’in ruhunu<br />

yansıtan Asya’nın tarzıyla yorumlanmış lezzetlerden alıyor.<br />

Executive Chef Aykut Doğanok imzalı menü Akdeniz bölgesinin<br />

sezonunda seçilmiş en taze ürünlerinin Asya’nın gizemli baharatları<br />

ve sofistike pişirme teknikleri ile birleşiminden doğan<br />

davetkar lezzetlerden oluşuyor.<br />

İlhamını Asya’nın gastronomi kültüründen ve sokak lezzetlerinden<br />

alan bu özel menü zengin baharatlarla harmanlanan<br />

tabaklarıyla etkileyici bir gastronomik deneyim yaşatıyor. Geçtiğimiz<br />

günlerde ziyaret ettiğim Frankie’nin terasında Executive<br />

Chef Aykut Doğanok imzalı bu kışkırtıcı menüyü deneyimledim.<br />

Tadım menüsünde yer alan, cibes, köz soğan, fermente nar ve<br />

patates ekmeği ile servis edilen “Kuzu Brisket”i oldukça etkileyici<br />

bulduğumu bilmenizi istiyorum.<br />

Hem Boğaz’ı hem de Tarihi Yarımada’yı gören bir terasta kendinizi<br />

hayal ettiğinizde, o resmin olmazsa olmazı lezzetli tabaklar<br />

eşliğinde Frankie’nin MediterrAsian menüsünü denemenizi<br />

öneriYORUM.<br />

60


Sanat, zarafet ve lezzetin<br />

buluşma noktası<br />

Wish More Hotel Şişli’nin giriş katında yer alan Olef Restaurant deneyimli Executive Şef<br />

Muhittin Kabasakal imzalı tabakları ile şehrin kalbi Şişli’de adeta bir yıldız gibi parlıyor.<br />

Merkezi konumu ve daima beklentilerden daha fazlasını yerine getirme<br />

misyonuyla hizmet sunan Wish More Hotel Şişli, tarihi Sadıklar<br />

Apartmanı’nın atmosferine yeni bir soluk getirmiş. Kaliteli ve rahat bir<br />

konaklama deneyimi sunan otel, sanat tutkusunu yansıtan eserlerle<br />

misafirlerine sanatla iç içe bir deneyim yaşatıyor.<br />

Otelin giriş katında yer alan ve Akdeniz mutfağı esintileriyle farklı bir<br />

deneyim vadeden restoran, özel reçeteli menüsüyle misafirlerini gastronomik<br />

bir şölene davet ediyor. Adını Süryanice’deki ilk harften alan<br />

Olef, kimliğinde taşıdığı bu mirası kaliteli hizmet anlayışına dönüştürüyor.<br />

Sakin ambiyansı, ışık alan mimarisi, botanik süsleri ve şık dekorasyonu<br />

kapısından giren herkesi etkiliyor. Bu sofistike detaylara ise Şef<br />

Muhittin Kabasakal imzasıyla hazırlanan menü eşlik ediyor.<br />

Muhittin Kabasakal ve ekibi tarafından hazırlanan zengin menü farklı<br />

damak tatlarına hitap ediyor. Tortilla mısır cipsi, ev yapımı guacamole<br />

ve salsa sos eşliğinde hazırlanan Chips & Guacamole, güne mükemmel<br />

bir başlangıç yapmak isteyenler için ideal bir seçim olarak öne<br />

çıkıyor. Sağlıklı bir seçenek arayanlar içinse lor peynirli hardallı limoncello<br />

sos, çilek ve armut ile servis edilen Semiz Otu Salatası yer alıyor.<br />

Dana bonfile parçalarının parmesan ve taze fesleğen ile tamamlanmasıyla<br />

menüdeki yerini alan Orecchiette Ragu ve ızgara kuşkonmaz<br />

ile fırınlanmış baby patateslerin eşlik ettiği Muhittin Şef’in imza<br />

lezzetlerinden Dana Bonfile Olef’in öne çıkan seçenekleri arasında yer<br />

tadıYORUM<br />

alıyor. Tatlılara gelince çıtır baklava hamuru, pastacı kreması, çilek ve<br />

portakal yaprağı ile servis edilen Crispy Funnel damağa olduğu kadar<br />

göze de hitap ediyor.<br />

Wish More Hotel Şişli'nin çatısı altında lezzet tutkunlarını ağırlayan Qarivo<br />

Pizza & Pasta ve Marmo Burger & Drink isimli iki farklı konseptte<br />

hizmet veren lezzet noktası var. Arzu ettiğiniz takdirde her iki markanın<br />

menüsünde yer alan seçenekleri de restoranda deneyimleyebiliyorsunuz.<br />

İtalyan mutfağının sıcaklığını ve zenginliğini yaşamak isteyenler<br />

için el yapımı pizza ve makarnalar, Kabasakal'ın titizlikle seçtiği malzemelerle<br />

hazırlanarak servis ediliyor.<br />

Marmo Burger & Drink’in menüsündeki hamburgerler de oldukça<br />

özenli bir süreçten geçiyor. Mayalanması<br />

üç gün süren hamburger ekmekleri ve ev<br />

yapımı özel soslarla hazırlanan hamburgerler<br />

damaklarda iz bırakıyor. Menüde<br />

yer alan tüm seçeneklerde Marmo Burger<br />

imzalı ev yapımı soslar kullanılıyor. Bu da<br />

hamburgerlerin lezzetine lezzet katıyor.<br />

Wish More Hotel Şişli bünyesinde yer<br />

alan Olef Restaurant’ı damak hafızasını<br />

farklı lezzetlerle geliştirmek isteyenlere<br />

öneriYORUM.<br />

İkinci yılını yeni menüsüyle<br />

karşılıyor<br />

Şef Claudio Chinali’nin mutfağında bulunduğu,<br />

İtalyan esintilerini her adımda<br />

hissedeceğiniz Terrazza Italia, menüsünü<br />

yeniledi. Zorlu Center’ın köprü katındaki<br />

Eataly’nin içerisinde yer alan mekan,<br />

İtalyan mutfağının dünyaca ünlü lezzetlerini<br />

profesyonel bir bakış açısıyla yorumluyor.<br />

Ev konforunda, sıcak ve samimi bir ortamda<br />

misafirlerini karşılayan Terrazza Italia;<br />

geniş teras alanı ve Boğaz manzarasıyla İstanbul’un<br />

popüler buluşma mekanlarından<br />

biri olma özelliği taşıyor.<br />

Pan Latin ve Asya<br />

lezzetleri<br />

İzmir Marriott’un Ege Six Senses Kocataş<br />

Mansions, Istanbul’un bünyesinde yer alan<br />

dünyaca ünlü ödüllü şef Richard Sandoval’ın<br />

restoranı Toro<br />

Latin Gastro Bar, Pan<br />

Latin ve Asya mutfağının<br />

özel lezzetleri, göz<br />

kamaştıran İstanbul<br />

Boğazı manzarası ve<br />

eşsiz ambiyansı ile<br />

misafirlerine unutulmaz<br />

bir deneyim<br />

vadediyor.<br />

61<br />

Yenilenen yüzü ve<br />

menüsüyle göz kamaştırıyor<br />

Şehrin en güzel ve nezih İtalyan restoranı<br />

olan La Mia Luce, güncellenen menüsü<br />

ile büyülü bir deneyim sunuyor. Yenilenen<br />

tasarımlarıyla birlikte, misafirlerine taptaze<br />

lezzetler ve özgün imza kokteylleri sunan<br />

mekan dikkatleri üzerine çekiyor.


.<br />

Sehir , MolasI<br />

Gülhan ÇALISKAN<br />

gulhancaliskan@yahoo.com<br />

Sonbaharın en sevdiğim ayı <strong>Ekim</strong>’den sevgilerimle…<br />

Birlikte aynı molalarda buluşalı üç ay oldu. Şehrin en keyifli etkinlik<br />

duraklarını sizler için keşfetmeye zevkle devam ediyorum. Ama <strong>Ekim</strong>’de bir<br />

başka keyif aldım. Çünkü insanın kendine dönüşü ve kabuk değiştirmesi<br />

açısından mükemmel bir ‘Ay’ bence… Bu detayı düşünerek sizi bu ayın en<br />

keyifli etkinliklerinde unutamayacağınız molalara davet ediyorum… Hadi<br />

öyleyse başlayalım…<br />

Kaş’ta <strong>Ekim</strong> bir başkadır…<br />

Kaş’ın yazı başkadır evet ama <strong>Ekim</strong>’i ise<br />

bambaşkadır… Hem yoğun sıcakların yerini<br />

ılık bir havaya bırakması hem de yoğun<br />

kalabalığın çekilmesiyle Kaş’ı yaşamanın<br />

tam havası diyebilirim. <strong>Ekim</strong> ayında<br />

rotasını Kaş’a çevirenler için konaklama<br />

tavsiyem Kaş’ın yenisi Aphrodite<br />

Hotel olacak. Odanızın manzarasına<br />

Meis Adası’nı sığdırabilir ve tüm Kaş’ı<br />

seyredebilirsiniz. Terasında gün batımının<br />

büyülü manzarasının keyfini alabildiğine çıkarabilirsiniz.<br />

Aphrodite Hotel Kaş’ı farklı kılan bir başka yanı ise, asla<br />

unutamayacağınız kahvaltısı. Kahvaltısında Kaş’ın taze asma<br />

yapraklarından yapılmış dolmadan bir kaktüs meyvesi olan dikenli<br />

incir reçeline, organik pişisinden kahvaltı pizzasına daha çok farklı<br />

lezzetler tatmanız mümkün. Balkonlarında begonvil kokusuyla<br />

karşılandığınız ve birçok keyifli anı sürpriz bırakarak keşfetmenizi<br />

önemle öneriyorum.<br />

Anadolu’dan Urfa<br />

Size isot desem, domates ve<br />

salça desem, bulgur ve et desem.<br />

MSA mutfağı bu ay Urfa’yı<br />

ağırlıyor desem!.. Benim kadar<br />

sizin de dikkatinizi çekecek<br />

bence. Urfa’ya ait yöresel<br />

lezzetlerin hem hikayesini hem<br />

de yapımını öğreneceğiniz bu<br />

eğitimle artık kebapçı aramak<br />

zorunda kalmayacak, kendi evinizde şahane bir yöresel yemek<br />

gecesi yapmaya hazır olacaksınız. Hem acısıyla hem tatlısıyla<br />

damaklardan silinmeyecek yöresel lezzetlerin buluştuğu<br />

“Anadolu'dan - Urfa” eğitimini kaçırmayın.<br />

Kendine has şefin yaşama rehberi<br />

Sağlık problemlerinden kendini önce öğrenmeye sonra mutfağa<br />

adayarak kurtulan Yeşim Kaya, insanların faydalanması amacıyla<br />

tecrübelerini ve bildiklerini bir kitapta topladı.<br />

Kaya’nın Mona Yayınları arasından çıkan “Hayatının Şefi Ol” kitabı<br />

sağlıklı beslenmeye dair notlardan oluşuyor. Alışageldiğimiz yazar<br />

disiplini olmadan, araştırılmış önemli bilgiler ışığında, kalıplaşmış<br />

bilgilerin dışında, tecrübeye dayalı hazırlanmış. Bir yemek<br />

kitabından ziyade yaşam rehberi niteliği taşıyor. Yazarın holistik<br />

yaşam ve beslenme adını verdiği üçlemenin ilki olarak esere<br />

ezberbozan beslenme rehberi de diyebiliriz aslında.<br />

Kitabın tek amacı sağlıklı beslenme yollarını mutfağa gelinceye<br />

kadar anlaşılır biçimde anlatmak. Eser aslında bize kulaktan dolma<br />

bilgilerin işe yaramadığını her satırında yer yer yüksek sesle, yer<br />

yer fısıltıyla anlatıyor. Bütün formülleri bir kenara bırakmamızı,<br />

kendi şefimiz olmaya bakmamız gerektiği bariz olarak vurgulanan<br />

bir gerçek. Hastalığı yenmesine yardımcı olan doktoru da zaten<br />

“Lütfen kendinin doktoru ol, kendi<br />

dozlarını bul. Biz de bunu yapıyoruz.<br />

Seni yalnızca en iyi sen tanıyabilirsin.”<br />

tavsiyesini yapmış kendisine. Kaya’nın<br />

da dediği gibi, televizyonlardan alınan<br />

bir formül ya da başkasına iyi gelen<br />

bir beslenme reçetesi sizin için iyi<br />

olmayabilir.<br />

Unutulmaz yemeklerin izini süren kitap<br />

Geçmiş deyince unutamadığımız anıların yanında hiç şüphesiz tadını unutamadığımız yemekleri de hep hatırlarız.<br />

Peki geçmişe dair yemek istediğiniz bir yemek var mı diye sorsam cevabınız ne olurdu? İşte tam burada geçişin izi<br />

sürülür ve <strong>Yemek</strong> Dedektifleri’nin macerası başlar…<br />

Kyoto’daki sessiz bir sokakta, kimsenin fark etmediği bir restoranda Koişi ve babası Nagare misafirlerine<br />

olağanüstü yemekler hazırlayan baba kızdır. Tek özel noktaları elbette bu değil. Kendilerine “yemek dedektifleri”<br />

diyen baba kız misafirlerine lezzetli yemekleri sunarken aynı zamanda onlara geçmişlerinde unutamadıkları<br />

yemekleri de hazırlıyorlar. Yani belki de şu an hayatta olmayan birinin yaptığı lezzetli yemeğin ya da şimdilerde<br />

kapıları kapalı olan bir restoranın tariflerinin peşine düşüyorlar. Öyle ‘bize özel tarifler’ söylemli bir egoları yok!<br />

Tek amaçları, lezzet aracılığı ile bir bağ kurmak.<br />

Bunu nasıl mı yapıyorlar? İşte bu kitapla….<br />

Japonya’da adından sıkça bahsettiren, dünyada da pek çok dile çevrilen <strong>Yemek</strong> Dedektifleri’nde okuru geçmişle<br />

bugünü birbirine bağlayan yemek kokularının arasında bir macera bekliyor. Hisaşi Kaşivai’nin yazdığı, Derya<br />

Akkuş Sakaue’nin dilimize kazandırdığı <strong>Yemek</strong> Dedektifleri’ni Hep Kitap logosuyla raflarda bulabilirsiniz.<br />

Yeni<br />

Kitap<br />

62


Konteyner Yerleşkelerinde<br />

Film Gösterimi:<br />

11. Uluslararası Antakya<br />

Film Festivali başlıyor!<br />

Depremeden sonra Antakya’da…<br />

Konteyner yerleşkelerinde film gösterimleri, sektörel buluşmalar<br />

ve festival destek etkinlikleri programları ile gerçekleşecek 11.<br />

Uluslararası Antakya Film Festivali, 13 <strong>Ekim</strong> <strong>2023</strong> Cuma günü<br />

yapılacak açılış töreni ile başlıyor.<br />

Festivalde gönüllü konser ve destek çağrısı<br />

Ürettiği arplarla ve verdiği arp konserleri ile hem Türkiye’de hem<br />

de uluslararası sanat çevrelerinde dikkat çeken Zeynep Öykü,<br />

11. Uluslararası Antakya Film Festivali’nde gönüllü arp konseri<br />

verecek. 14 <strong>Ekim</strong> <strong>2023</strong> Cumartesi günü festival kapsamında<br />

gerçekleştireceği konserle ilgili açıklama yapan Öykü tüm sanat<br />

camiasını festivale destek vermeye çağırdı.<br />

Zeynep Öykü “Antakya Varsa Biz De Varız demek için Antakya’ya<br />

gelin”<br />

Antakya’nın kalbinde çok özel bir yeri olduğunu söyleyen sanatçı,<br />

konuyla ilgili şunları söylüyor: “Depremin yaraları hepimizi çok<br />

derinden etkiledi. 4 yıl önce Antakya’daki kiliselerde konserler<br />

vermiştim. Antakya’nın tarihine yakışır bir şekilde Rönesans ve<br />

Orta Çağ döneminden tarihi eserleri festivalde seslendireceğim. 11.<br />

Uluslararası Antakya Film Festivali’ne, 14 <strong>Ekim</strong> <strong>2023</strong>’de arp konseri<br />

vererek katılacağım. Bütün sanatçı dostlarımı ve sanatseverleri,<br />

festivale ve dolayısıyla Antakya’ya destek olmaya çağırıyorum.<br />

Antakya Varsa Biz De Varız demek için Antakya’ya gelin!”<br />

Festival, 19 <strong>Ekim</strong> <strong>2023</strong> Perşembe günü ödüllerin sahiplerini<br />

bulacağı tören ile sona erecek.<br />

MSA popüler<br />

workshoplar<br />

Mutfakta 8 Hafta, Vegan<br />

Bu workshopta 8 haftanın 8’i<br />

de vegan! Artık özel beslenme<br />

alışkanlığınıza uygun şekilde hem<br />

lezzet yelpazenizi genişletmenin<br />

hem de beslenme konusundaki<br />

bilginizi pekiştirmenin vakti<br />

geldi diyorsanız tam size<br />

göre bir aktivite. Bir yandan<br />

vegan mutfağa ait teknikleri MSA’nın<br />

konusunda uzman eğitmen şeflerinden öğrenirken<br />

bir yandan da, öğrendiğiniz teknikleri kahvaltıdan mezeye,<br />

fermantasyon yöntemlerinden vegan proteinlere kadar belki de<br />

şimdiye kadar hiç duymadığınız lezzetler üzerinde uygulayacaksınız.<br />

Sakura mevsiminde sushi<br />

yapmak<br />

Sushi pirinci pişirmeyi ve<br />

sushi yapım tekniklerini<br />

öğrenip hayalinizdekinden<br />

bile daha lezzetli sushi’ler<br />

yapabilirsiniz. Şimdi<br />

gözlerinizi kapatın.<br />

Kendinizi Sakura<br />

mevsiminde, pembe<br />

ve beyaz çiçeklerle dantel gibi işlenmiş bir gökyüzünün<br />

altında hayal edin. Edebildiyseniz Japonya’dasınız. Orada kalın.<br />

Çünkü şimdi Sushi’yi dinliyorsunuz. Dinlemekle kalmıyor, Sushi’yi<br />

oradan alıp MSA eğitmen şeflerinin ellerinde mutfağa taşıyoruz.<br />

Sushi pirinci pişirmeyi ve sushi yapım tekniklerini öğrenip<br />

hayalinizdekinden bile daha lezzetli sushi’ler yapacağınız bu eğitimi<br />

çok seveceğinizden eminim.<br />

İstanbul’un en yeni mekanlarını keşfedin<br />

Şehirde yeni mekan molası! Enfes lezzet deneyimleri ile<br />

İstanbulda yeni mekanlar için keşif molası… Şehirin yeni<br />

mekanlarını sizler için derledim:<br />

Tuzz Restoran, Karaköy<br />

Geçtiğimiz yaz Bodrum’da açılan ve<br />

deneyimleyen herkesin beğenisini alan Tuzz<br />

<strong>Ekim</strong> ayında İstanbul’a geliyor. Şef Nilay<br />

Lale’nin hazırladığı ve her tabağın adeta<br />

sanat eserine dönüştüğü menülerinde dünya<br />

mutfağından lezzetler profesyonel yorumlarla<br />

yer alacak. <strong>Ekim</strong> sonunda açılması<br />

beklenen Tuzz Restoran, Karaköy Bankalar<br />

Caddesi’nde yeni açılan Khai Hotel’in teras katında<br />

olacak.<br />

Adres: Bankalar Cd. Voyvoda Sokak D: 2/1, Beyoğlu/İstanbul<br />

Lacivert, Anadolu Hisarı<br />

Manzarasıyla İstanbul’un ikonik<br />

restoranlarından biri olan Lacivert,<br />

bir süredir devam eden tadilatın<br />

ardından yeniden servis vermeye<br />

başladı. Misafirlerini yenilenen<br />

yüzüyle ağırlamaya başlayan<br />

restoranda çok sevilen brunch’ları<br />

ve akşam yemekleri misafirleriyle<br />

buluşmaya devam ediyor. <strong>Ekim</strong>’de bir akşamüstü keşfetmenizi<br />

öneririm.<br />

Adres: Körfez Cad. 57/A, Beykoz/İstanbul<br />

Arafta Moda<br />

Moda’nın yenisi Arafta Moda köklerden<br />

ilham alarak yeni lezzetler sunan bir<br />

restoran. Salata, başlangıç, meze,<br />

ana yemek ve tatlıdan oluşan menüsü<br />

olan mekanda servis akşam 18.00’de<br />

başlıyor ve gece 24.00’e kadar devam<br />

ediyor. Beşamel soslu patlıcan bonfile,<br />

limonlu levrek mekanın en beğenilen<br />

tatlarından.<br />

Adres: Moda Cad. No:161/B, Kadıköy/<br />

İstanbul<br />

Hakkasan Istanbul, Mandarin<br />

Oriental Bosphorus Istanbul<br />

Dünyanın farklı şehirlerinde toplamda<br />

dört Michelin yıldızı ile yer alan ve<br />

deneyenlerin çok beğendiği Hakkasan<br />

dünyadaki 12’nci, Türkiye’deki ikinci<br />

restoranını İstanbul’a açtı. Mandarin<br />

Oriental Bosphorus içerisinde yer<br />

alan Kanton mutfağıyla tanınan restoranın menüsündeki imza<br />

lezzetler tadabilirsiniz. İstanbul’da farklı bir mekan keşfi için harika<br />

bir adres.<br />

Adres: Kuruçeşme, Muallim Naci Cad. No: 62, 34345 Beşiktaş/<br />

İstanbul<br />

Il Forno Ristorante, Fişekhane<br />

İtalyan lezzetleri sevenler için şehirde<br />

yeni bir restoran var. İlk şubesi<br />

Samsun‘da bulunan Il Forno, ikinci<br />

şubesini Fişekhane’de açtı. Menüsünden<br />

konseptine kadar her detayında İtalyan<br />

ruhunu yansıtan mekan kesinlikle<br />

denemeye değer.<br />

Adres: Fişekhane, Kazlıçeşme, Kennedy<br />

Cad. T Blok/52, İstanbul<br />

63


ALIŞVERİŞSEPETİ<br />

Bitkilerden<br />

gelen güç<br />

Harrem, bitki sularını en sık kullanılan vitaminlerle buluşturarak<br />

saç ve cilt bakımında en büyük destekçiniz olacak serumları<br />

geliştirdi. Harrem Sparkle Tonic serisinde yer alan vitamin<br />

tonik, devrim niteliğindeki formülünde bulunan akgünlük bitkisi<br />

ile ciltteki kolajeni desteklerken cilt kalitesini artırmakta da<br />

önemli bir rol oynuyor. İçeriğindeki Mersin bitkisinin hücre<br />

yenileyici ve dokuları onarıcı etkisi sayesinde saç derisinin<br />

yenilenmesine katkı sağlayan Harrem Hair Care Tonic ise<br />

saç bakım rutininizin ayrılmaz bir parçası olacak. Birbirinden<br />

değerli bitki suları ve E vitamini kullanılarak zenginleştirilen<br />

Harrem Hair Care Tonic, saçların güçlenmesini ve sağlıklı<br />

görünmesini destekliyor. Bitki sularının arındırıcı gücü ile<br />

saç ve saç derisini rahatlatan Harrem Hair Care Tonic, kepek<br />

oluşumunu önlemeye yardımcı oluyor. %100 bitki sularından oluşan ve<br />

çocukların kullanımı için de uygun olan Harrem Hair Care Tonic; renklendirici,<br />

sülfat, paraben ve parfüm içermiyor.<br />

Cildi koruma kalkanı<br />

Güneşin zararlı etkilerinden hasar gören cildinize bakım<br />

yapan, Yoğun Nemlendirici ve Onarıcı Bakım Kremi<br />

Pure Cica yüksek nem ve yoğun onarıcı etkisi sayesinde<br />

cilt bariyerini güçlendiriyor. Daha sağlıklı, dingin ve<br />

yenilenmiş bir cilde kavuşumanıza yardımcı olan Pure<br />

Cica; Aloe Vera, Centella Asiatica, Squalane, Pantenol<br />

ile formüle edilmiş zengin içeriği sayesinde cildi<br />

nemlendirerek, akne, sivilce izi, hafif kızarıklar, tahriş<br />

gibi olumsuzlukları gidererek yenilenmiş ve sağlıklı bir<br />

görünüm kazandırıyor. Yüksek nem özelliği sayesinde<br />

serbest radikallere karşı cildi koruma kalkanı gibi saran<br />

Pure Cica, yumuşak ve nemli tutucu özelliği sayesinde<br />

cilt yüzeyini sakinleştirerek, direncini artırmaya destek<br />

oluyor.<br />

Lizay’ın marka<br />

yüzü yeniden<br />

Burcu Esmersoy<br />

Geçtiğimiz günlerde yeni<br />

koleksiyonların çekimi için Emre<br />

Güven’in objektifine poz veren<br />

Esmersoy, çekim boyunca sergilediği<br />

enerjik tavırlarıyla dikkat çekti. Birbirinden şık ve göz<br />

alıcı tasarımları mücevher tutkunlarıyla buluşturmaya hazırlanan Lizay Pırlanta<br />

prodüksiyon tarafında Noe Production ekibi ile çalışmayı tercih etti. Yoğun<br />

geçen çekimin ardından tüm ekip kutlama yaparak yorgunluk attı. Lizay Pırlanta<br />

Yönetim Kurulu Üyesi Yeliz Serbes Akgün, “Burcu ile geçtiğimiz sene yaptığımız iş<br />

birliğinden çok memnun kaldık, güzel geri dönüşler aldık. Zarafeti ve dinamizmiyle<br />

markamızın imajına çok yakıştığını düşünüyoruz. Onun markaya kattığı ışığı<br />

seviyoruz. Bu sebeple marka yüzü olarak Burcu’yla devam etme kararı aldık.<br />

Umarız ki bu güzel iş birliği daha uzun yıllar devam eder” dedi.<br />

Denim tutkunlarını<br />

unutmadı<br />

Son yılların yükselen trendi Jean Modası, <strong>2023</strong>-<br />

24 Sonbahar/Kış sezonunda da karşımıza çıkıyor.<br />

Baştan aşağı jean giymenin popüler olduğu bu<br />

yeni sezonda; Faik Sönmez, <strong>2023</strong>/24 Kış sezonunu<br />

birbirinden şık parçalardan oluşan bir Denim<br />

Koleksiyonu ile karşılıyor. Koleksiyonda kendinden<br />

desenli ve çizgili jean elbiseler, nakış detaylı jean<br />

montlar ve birçok farklı fit seçeneğe sahip jean<br />

pantolonlar farklı ve konforlu bir stil için anahtar<br />

parçaları oluşturuyor. Denimin konforla birleşerek<br />

trendlere hükmettiği yeni sezonda; yıpratılmış Jean<br />

kumaşlar, maxi paça Jean pantolonlar ve Jean<br />

ceketler, her yerde ve her koşulda karşımıza çıkıyor.<br />

Güneşin renkleriyle<br />

ışıldayın<br />

Good Things, farklı<br />

uygarlıklardan ve<br />

mitolojik hikayelerden<br />

esinlenmeye bu<br />

koleksiyonunda da<br />

devam ediyor. “SUN”<br />

adı verilen koleksiyonda<br />

yaşamın kaynağı<br />

güneşten aldığı ilhamla;<br />

ışığın, sıcaklığın,<br />

yaşamın kaynağı, göğün kalbi, kozmik aklın ve bilinç<br />

üstünün sembolleri yansıtılıyor. Koleksiyon; gösterişli,<br />

çok amaçlı ve çarpıcı parçalarla yine kadının gücüne,<br />

asaletine, güzelliğine, savaşçı ruhuna ve üretkenliğine<br />

dikkat çekmeye devam ediyor. “SUN” kolye ve küpe<br />

modellerinde güneş ve etrafına saçtığı ışınlara vurgu<br />

yapılıyor. Sunrise / Sunset küpe ve kolye tasarımlarında<br />

ise güneşin doğuşunda ve batışında gördüğümüz<br />

renk geçişleri kedi gözü taşının 4 rengi kullanılarak<br />

yansıtılıyor. Koleksiyonda ana malzeme olarak pirinç<br />

ve gümüş kullanıldı. Altın ile kaplanan ürünler sınırlı<br />

sayıda ve tek tek elde üretildi. Doğal taş olarak ise kedi<br />

gözü ve kristaller tercih edildi.<br />

64


1.000 Mbps fiber internet<br />

sizin de hakkınız<br />

İnternet, televizyon, telefon, bulut ve<br />

daha fazla hizmet için<br />

Türksat Kablo

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!