29.05.2023 Views

AVDOĞA_2023 Mayıs Fuar Özel Sayısı

İstanbul Prohunt 2023 Av Silah ve Doğa Sporları Fuarına özel sayı

İstanbul Prohunt 2023 Av Silah ve Doğa Sporları Fuarına özel sayı

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

kımıldamadan ve nefes almadan itina ederek bekleyişimi

sürdürdüm. O sıra, kopoyun sesini duyduğum

yönde, 80-100 metre kadar ilerimde, meşelerin arasından

bir tavşanın sıçradığını fark ettim. Kopoyun

bu tavşanı kovduğunu tahmin ederek, süreğin boş

çıktığını düşündüm ve gergin bekleyişim kendini

gevşemeye bıraktı. Tavşanı dürbüne sokmaya çalışarak,

güya atışa hazır olup olmadığımı denedim

ama maalesef bu işin hiç te o kadar kolay olmadığını

anlamaya başladım. Tüfek elimde başka, omuzladığımda

başka duruyordu. Bir an için bu tüfeğe alışamayacağımı

düşündüm. Acaba yivli almakla hata mı

etmiştim? Neyime yetmiyordu yarı otomatik tüfekle

avlanmak? Ama içimde bir uhdeydi bu, ne pahasına

olursa olsun alışacaktım. Gerekirse onlarca domuzu

kaçırma pahasına da olsa, yine de yivliyle avlanmaya

devam edecektim. Ben değil miydim, elimdeki

yarı otomatiğin menzilini yaran domuzun ardından

bakakaldığımda “Ah şimdi bir yivli olsaydı!” diye iç

geçiren… O zaman ne olursa olsun vaz geçmek yoktu

artık benim için…

Ben bunları hızlı bir şekilde düşünürken, kopoyun

havlayarak tavşanın geldiği patikadan biraz

daha farklı bir yerden çıktığını gördüm. Tavşanın

izinden gelmesi ve onun gittiği yönde takip etmesi

gerekirken, birden geri, tekrar kendi geldiği yöne

dönmesi beni işkillendirdi. Köpek ısrarla havlıyor fakat

tavşanın değil başka bir izin peşinden geri gidiyordu.

Bu tür domuz avlarında sık sık kaçak tavşanlara

rast gelindiğini bilirim fakat kopoyun önünden

kaçak bir tavşanın çıkması beni elbette yanılttı. O

zaman bu kopoy tavşanın değil başka bir şeyin peşindeydi

ve şimdi yaptığım muhasebeye göre bu her

ne ise, benim tüfek dürbünüyle yaptığım nişan alma

hareketlerinden ürkerek geri dönmüştü. Tavşan ise,

o gelen şeyden ürken kaçak bir tavşandı. Kısacası

kucağıma gelen avı, kaçak tavşana dair yorumladığım

hatalı teşhis ile geri göndermiştim.

Bu sefer daha sessiz ve hareketsiz olarak dikkat

kesildim. Çok sürmedi. Bu sefer sol alt yanımdan gelen

meşelerin hışırtısıyla o tarafa yöneldiğimde azılıyı

fark ettim. Az önce yaptığım muhasebe beni haklı

çıkarmıştı. Demek ki az önce kopoy tavşanla değil

bir azılı ile bana doğru geliyormuş ve ben kopoyun

tavşan peşinde olduğunu düşünüp, bu kaçak tavşana

tüfek doğrultup dürbünle bakmaya çalışırken,

benim hareketlerimden huylanarak geri dönmüş ve

bir “U” çizerek tekrar sol alt yanımdan gideceği istikamete

doğru yönelmeye çalışıyordu ve her adımda

yine bana doğru yaklaşıyordu. Mesafe uzak olmamakla

birlikte hızlıca bir karar vermem gerektiğini

düşündüm. Elimdeki yivli ile mi yoksa meşe kütüğüne

dayadığım yarı otomatikle mi atmalıydım? Ani

verdiğim karar yivliden yana oldu. Yivli ile domuza

şimdi atmayacaktım da ne zaman atacaktım? İşte o

gün bu gündü…

Tüfeği omuzladım ve dürbünle domuzu bulmaya

çalıştım ama yoktu. Yüzümü dürbünden çekip, domuzu

gördüğümde işte oradaydı ve çaprazdan bana

doğru yaklaşıyordu. Tekrar dürbüne yattığımda domuzu

yine dürbünün içine sokamıyordum. Artıkılın

ardında devamlı hareket eden koca meşeleri tarıyor

ama bir türlü domuzu göremiyordum. Son kez dürbünü

yüzümden çekip çıplak gözle baktığımda, yaklaşık

10 metre kadar ileriden koca azılının yanladığını

fark ettim. Artık o meşelerin içerisine dalmış, ben

ise yivli ile atış şansını yitirmiştim. Yine de o hırsla

bende, domuzla birlikte meşelerin içine daldım.

Hala bir açık alan, bir şans arıyordum. Aramızda 10

metre mesafe olmasına rağmen ben yukarı taraftan,

azılı ise aşağıdan birbirimize paralel koşuyorduk.

Domuz mu yavaş gidiyordu, yoksa ben mi hızlı koşuyordum

bilemiyorum ama yaklaşık aynı hizada

bir 100 metre ilerlediğimizi hatırlıyorum. Artık nefesimin

kesildiği bir anda, yakın mesafenin verdiği

bir umutla dürbünden bakmadan gelişine bir el atış

yapmak zorunda kaldım. Azılının yönü bizim Ayhan

Abi ile oğlumun bulunduğu istikamete doğru olduğu

için domuz vurulmasa dahi hiç olmazsa amacım,

silah sesi ile onların dikkatlerini çekerek atışa hazır

hale gelmelerini sağlamaktı ve nitekim de öyle olduğunu

sonra bana anlattıklarında anladım. Ben

56

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!