Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
MİKROGRAPHA III Sayfa 9
Marie
Curie
Meryem ALKAYA
Marie Curie (1867-1934), radyoaktivitenin keşfi ve sürdürülmesi için yaptığı çalışmalar
ile bilinen Polonyalı bir Fizikçi ve Kimyagerdir. Nobel ödülünü ilk kazanan
kadınlarından biri olan Curie, bilim tarihi açısından önemli bir yere sahiptir (1).
7 Kasım 1867 Polonya doğumlu Curie’nin babası Wladislaw Sklodowski Matematik ve
Fizik öğretmeni, annesi Bronislawa Sklodowski yurt müdürü idi. Annesini Verem,
kardeşi Sofia’yı Tifüs nedeniyle kaybeden Curie 1885’te Fransa’da Sorbonne
Üniversitesi’ne başladı. 1895’te tanıştığı Pierre Curie ile evlendi. Bu evlilikten sonra
“Maria Skłodowska” yerine “Marie Curie” adını aldı (2).
Marie Curie’nin kocası Pierre, Kristalografi çalışması ile elektrik yüklerinin sıkışması
veya belirli kristallerle mekanik olarak stres uygulanınca üretilen piezoelektrik etkiyi
keşfetti. Henri Becquerel'in yazdığı "Becquerel Işınları" hakkındaki makalesi Curie’nin
dikkatini çekmişti. Curie iki metal yüzey üzerinden bir tanesinin üzerini uranyum tuzu ile
kapladı. Eşinin ürettiği aletler ile uranyumdan çıkan ışınların gücünü bulmak için
ölçümler yaptı. Uranyum iki metal plaka arasında kaldığında hava ile temas edince
üretilen zayıf elektrik akımlarını tespit etti (3). Curie ailesinin bilimsel çalışmalarının arka
arkaya güçlendirerek çoğalttıkları bir dönemde Almanya’da Roentgen “ X-ışınları’’ katı
cisimlerden de geçebilecek çok güçlü bir ışın keşfine imza attı (4).
Marie, 1904 yılında Fransa'da doktorasını tamamlayarak bilim gelişmiş alanında
doktora unvanı alan ilk kadın oldu. Ayrıca o yıl radyoaktivite üzerine yaptığı
araştırmaların sonuçları sayesinde, kocası Pierre Curie ve Henri Becquerel ile Nobel
Fizik Ödülü'nü kazanarak, Nobel Ödülü alan ilk kadın olma başarısı elde etti (2).
Marie, Radyum ve Polonyum çalışmaları nedeniyle 1911'de Nobel Kimya Ödülü'ne
layık görüldü. Bu ödülle birlikte aynı anda iki Nobel Ödülü alan ilk kişi ve hala iki Nobel
Ödülü’ne sahip tek kadın unvanını elde etti. Yaptığı araştırma, bir elementin radyoaktif
işlemlerin ardından başka bir elemente dönüşebileceğini göstermesi sebebiyle oldukça
önemliydi (2).