22.03.2023 Views

Antroposen

Antroposen, Hisar Okulları Coğrafya Kulübü (HisGEO) öğrencileri tarafından hazırlanan tematik bir dergidir.

Antroposen, Hisar Okulları Coğrafya Kulübü (HisGEO) öğrencileri tarafından hazırlanan tematik bir dergidir.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ANTROPOSEN’E HOŞGELDİNİZ

Dönüşen Dünya ve Antroposen

Tarih boyunca Dünya, beş büyük yok oluşa sahne olmuştur. Bu büyük yok oluşların tümü doğal süreçlerin

veya olayların bir eseri olarak belirmiştir. Günümüzde, Dünya üzerinde silinmez izler bırakan insanın hakim olduğu

Antroposen Çağ’da ise yok oluşa ilk kez bir tür sebebiyet verebilir; aktiviteleriyle çevreyi çarpıcı derecede

dönüştüren Homo Sapiens Sapiens, iklim değişikliği gibi global ölçekte sorunlara yol açmakta ve altıncı bir yok oluşa

giden yolu hızla döşemektedir.

Paradigmalar, bilimin gelişimini belirleyen temel unsurlar olup bilimin dünyaya bakışını şekillendirir.

Disiplinlerin şekillendiği varsayımlarda ortaya çıkan çelişkiler zamanla birikir ve giderek imkansızlaşan

rasyonelleştirme çabaları, bir tür krize dönüşür. Bu krizlerin sonucu olarak ortaya yeni varsayımlar çıkar ve bilim

felsefesi ile tarihi alanında çalışmış olan Thomas Kuhn’a göre “paradigma kaymaları” bu şekilde gerçekleşir.

Kuhn’un ifadesiyle “Dünya paradigma

kaymaları ile değişmiyor ama sonrasında bilim

insanlarının çalıştığı dünya farklı oluyor.”. “Yok

Oluşların” tarihi de birçok paradigma kayması

ile şekillenmiştir. On sekizinci yüzyıla kadar hiç

var olmamış “yok oluş” kategorisi, mastodon

azı dişleri gibi fosillerin hiçbir çerçeveye

yerleştirilememesi üzerine başta Cuvier

tarafından ortaya konmuştur. Cuvier, yaşamın

felaketlerle dolu bir tarihi olduğunu öne

sürmüştür ancak on yıl içerisinde ortadan

kaybolmuş birçok tür belirlenmiş ve bu durum

da meydana gelmiş “yok oluşların” sayısının

hızla artmasına sebebiyet vermiştir. Lyell gibi

isimler “Tanrı bilir kaç ani yıkım daha

gerekecek?” benzeri sözlerle Cuvier’in

oluşturduğu çerçeveyi alaya almış ve Cuvier’in

oluşturduğu çerçeve zamanla çatlamıştır.

Darwin ve Lyell’in modellerinde ise yok oluşlar,

ani yıkımlardan ziyade her türün kendi

yetersizliklerinin kurbanı olduğu, türe özel

durumlar olarak sunulmuştur. Fakat iridyum

tabakasının keşfiyle beraber Kretase yok

oluşunda Dünya’ya çarpan bir gök cisminin

etkisi olduğu anlaşılmış ve “ani yıkımlar”ın var

olduğu ortaya konmuştur; sonuç olarak Darwin

ve Lyell’in de çerçevesi çatlamış, Cuvier ve

Darwin ile Lyell’in görüşlerinin sentezini içeren,

yavaş değişimler ile uzun zaman aralıklarında

nadiren ortaya çıkan ani yıkımları bir arada ele

alan yeni bir paradigma ortaya çıkmıştır.

Beş büyük yok oluştan ilki, yaşam

formlarında bir tür patlamanın yaşandığı

Kambriyen döneminden sonra gelen

Ordovisyen Dönemi’nin sonlarına doğru

yaşanmıştır. Ordovisyen Dönemi’nde deniz

familyalarının sayısı üç katını çıkmış ve denizler;

deniz yıldızı, deniz kestanesi gibi günümüzde

hala yaşayan ve konodontlar, tripolitler, deniz

akrepleri gibi günümüzde varlığını

sürdürmeyen birçok canlı ile dolu duruma

gelmiştir.

11

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!