22.03.2023 Views

Antroposen

Antroposen, Hisar Okulları Coğrafya Kulübü (HisGEO) öğrencileri tarafından hazırlanan tematik bir dergidir.

Antroposen, Hisar Okulları Coğrafya Kulübü (HisGEO) öğrencileri tarafından hazırlanan tematik bir dergidir.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

TÜRKİYE BİYOCOĞRAFYASININ GENEL ÖZELLİKLERİ

Prof. Dr. Recep Efe

UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Üyesi – Balıkesir Üniversitesi/Coğrafya

Türkiye kuzey yarıkürede, 26° - 45° doğu

boylamları ile 36° - 42° kuzey enlemleri arasında yer

alır. Yüzölçümü 78 milyon hektar olup, bu alanın 1,1

milyon hektarı iç göl yüzeyidir. Baraj ve doğal göl

yüzeyleri çıkarıldığında kalan alan 769.600 km²’dir.

Türkiye, sahip olduğu bitki ve hayvan türleri bakımından

dünyanın önemli coğrafyalarından biri olup biyoçeşitlilik

bakımından Avrupa’nın en zengin ülkesidir. Türkiye,

Kazdağı Göknar'ından kardelene, sığla ağacından orman

gülüne kadar çok zengin bir bitki örtüsüne sahiptir. Bu

çeşitlilik doğal hayvan topluluklarında da gözlenir.

Semenderden kelere, kulaklı orman baykuşundan

kelaynak kuşuna, yaban keçisinden şah kartala kadar

birçok hayvan türü Türkiye’nin değişik bölgelerinde

görülür. Coğrafi konumu ve sahip olduğu iklim,

jeomorfolojik özellikler dolayısıyla yaklaşık 12 bin bitki

türüne ev sahipliği yapan Türkiye'de 120 memeli,

450'den fazla kuş, 130 sürüngen ve 300 balık türü

vardır.

Üç kıta arasında köprü görevi yapan, üç tarafı, denizlerle çevrili, Türkiye zengin biyoçeşitliliğe sahiptir.

Türkiye, Palearktik Biyocoğrafya (Ekozonu) alanında yer alır. Türkiye biyolojik çeşitlilik açısından adeta küçük bir kıta

özelliği göstermektedir. Bunun nedenleri arasında üç farklı iklim tipinin görülmesi, bünyesinde Avrupa – Sibirya,

Akdeniz ve İran – Turan olmak üzere üç Biyocoğrafya Bölgesini (BCB) bulundurması sahip olduğu topografik jeolojik,

jeomorfolojik ve toprak çeşitliliği, deniz, göl, akarsu, tatlı, tuzlu ve sodalı göller gibi değişik sulak alan tiplerinin

varlığı, 0 – 5000 metreler arasında değişen yükselti farklılıkları ile derin kanyonlara ve çok farklı ekosistem tiplerine

sahip olması, Avrupa ülkelerine göre buzul döneminden daha az etkilenmesi, kuzey Anadolu’yu güney Anadolu’ya

bağlayan Anadolu Diyagonalinin varlığı ve buna bağlı olarak oluşan ekolojik ve floristik farklılıklar ile üç kıtanın

birleşme noktasında yer alması sayılabilir. Özetle Türkiye, tarım, orman, dağ, step, sulak alan, kıyı ve deniz

ekosistemlerine ve bu ekosistemlerin farklı formlarına ve farklı kombinasyonlarına sahiptir.

Palearktik bölgede bulunan Türkiye’de Avrupa-Sibirya, Akdeniz ve İran-Turan olmak üzere üç biyocoğrafya

bölgesine ait bitki türleri bulunur. Ayrıca, orman, dağ, step, sulak alan, kıyı ve deniz ekosistemlerine ve bu

ekosistemlerin farklı formlarına ve farklı kombinasyonları da yer alır. Türkiye’deki Avrupa-Sibirya fitocoğrafya

Bölgesi Kuzey Anadolu’da Hopa’dan Bulgaristan sınırına kadar uzanmaktadır. Burası en yağışlı bölge olup geniş

kısmı ormanlarla kaplıdır. Akdeniz fitocoğrafya Bölgesi, Akdeniz’e kıyısı olan tüm yöreler ile Trakya’nın batı

kısımlarını kaplar ve çok farklı ekosistem tipleri içerir. İran-Turan bölgesi diğerlerine göre daha genişidir ve Orta ve

Doğu Anadolu ile Güneydoğu Anadolu’nun bir kısmını içerisine alır. Bölgede karasal iklim ve step bitkileri hakimdir.

Tüm bu bölgelerin kapsadığı alanların içerisinde, yüksekliğe bağlı olarak dikey yönde de iklim farklılıkları

görülmektedir. Örneğin, Antalya’da sıcak bir iklim hüküm sürerken hemen kuzeyindeki Toros dağlarında kış şartları

görülebilmektedir. Bu durum çok sayıdaki ekosistem ve habitatın oluşmasını ve önemli bir tür çeşitliliğinin ortaya

çıkmasını sağlamıştır. Anadolu, birçok canlının geçmişte ve bugün yayılışını önleyen, bitki ve hayvan coğrafyası

açıdan büyük önemi olan, dağ kütlelerinden oluşmuş bariyerlere sahiptir. Bu engeller sadece Türkiye'deki canlıların

çeşitlenmesini sağlamamış, kıtalar arasında da biyolojik bileşim bakımından önemli farkların ortaya çıkmasına

neden olmuştur. Anadolu'nun bitki ve hayvan türleri bakımından zenginliğinin nedenlerinden birisi de budur.

Özellikle Kuaterner’deki buzul ve buzul arası dönemlerde, bu bariyerler, geçişleri büyük ölçüde önlediği için,

popülasyon farklılaşmalarına ya da yayılışların sınırlanmasına neden olmuştur. Türkiye’de biyoçeşitlilik yatay ve

dikey yönde büyük değişiklik gösterir.

8

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!