Belarus Müslümanları - Diyanet İşleri Başkanlığı
Belarus Müslümanları - Diyanet İşleri Başkanlığı
Belarus Müslümanları - Diyanet İşleri Başkanlığı
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Avrupa’nın diğer ülkelerinde de<br />
olduğunu sanıyorum.<br />
Sadede gelecek olursak, şehirlerin<br />
göbeğindeki bu geleneksel<br />
yapılaşma bize bir şeyler fısıldıyor:<br />
Acaba Ortaçağ’dan beri bu<br />
şehirlere aynı hüviyeti kazandıran,<br />
siyasal iktidarlar ve rejimler değişse<br />
bile kendisi hiç değişmeyen<br />
bu şehircilik anlayışı şu mesajı mı<br />
vermek istiyor?<br />
Ey halkım! Senin kültürünün temel<br />
taşı, şu gördüğün kilisedir.<br />
Sen tarih, kültür ve geleneklerini,<br />
sanat varlıklarını unutma. Asırlarca<br />
önce yaşamış olan dedelerinin<br />
ikamet ettiği evler işte burada,<br />
gözünün önünde duruyor.<br />
Hangi şehirde yaşarsan yaşa, Alman<br />
ulusunun kimliğini yansıtan<br />
kültür ve sanat eserlerini kolaylıkla<br />
gezip görebilirsin. Yeter ki pazaryerine<br />
in. Hem alışverişini yap, kahveni<br />
yudumla ve bu arada kabiliyet<br />
ve hevesini ateşlendir.<br />
Senin de bir meziyetin olsun. Şayet<br />
bir meziyet ve hünerin olursa,<br />
buralarda sana yardımcı olacak<br />
her şeyi bulabilir ve kendini ifade<br />
edebilirsin, emeğini sergileyebilirsin.<br />
Almanya dünyanın en gelişmiş<br />
ve en modern ülkelerinden biri<br />
olmanın yanı sıra, kültürüne ve<br />
geleneklerine de bir o kadar bağlı<br />
bir ülke. Örneğin çevre temizliği<br />
konusunda en küçük bir ihmale<br />
göz yumulmaz. Resmi dairelerine<br />
sükunet ve kibarlık hakim, şekle<br />
değil işe bakarlar. Sadece sporcular<br />
değil, herkes spor yapar ve<br />
yürür. Fakat şehirlerindeki tarihle,<br />
tarihi ve dinî eserlerle iç içelik,<br />
kültür ve sanat alanında meydana<br />
getirilen ortam, yine bu alandaki<br />
teşvik politikası gerçekten gıpta<br />
etmeğe değer.<br />
Biz biliyor ve inanıyoruz ki, klasik<br />
çağlarımızda bizim şehirlerimiz<br />
de böyle bir yapıya ve ayırt edici<br />
bir hüviyete sahipti. Daha Asr-ı<br />
Saadet’ten itibaren ve özellikle<br />
Hz. Ömer’in hilafeti zamanındaki<br />
talimatlarıyla şehirler cami<br />
merkezli olarak kuruluyor veya<br />
İslam’ın boyasıyla boyanıyordu.<br />
Daha sonraki asırlarda ulu camile-<br />
rin veya Selatin camilerinin etrafında<br />
kümelenen külliyeler, medreseler,<br />
han ve hamamlar, arasta,<br />
bedesten yahut kapalı çarşılar<br />
aynı mesajı telkin ediyorlardı.<br />
Ama ne olduysa oldu, 20. yüzyılın<br />
başlarından, özellikle ikinci<br />
yarısından itibaren şehirlerimizin<br />
yoğun trafi kle tanışmasıyla, kontrolsüz<br />
sanayi ve nüfus hareketleriyle,<br />
daha da fecisi, önceden<br />
hazırlanması gereken imar planlarına<br />
göre şehirleşmek yerine, elini<br />
çabuk tutanların diktiği binalara<br />
göre cadde ve sokaklar oluşturuldu.<br />
Artık trafi k uğultusu şehirlerimizin<br />
efendisi olmuştur. Ne yazık<br />
ki, şehirlerimiz medeniyetimizin,<br />
erdemlerimizin teşhir edildiği mekanlar,<br />
milli hüviyetimizin aynası<br />
olmak yerine, insan deposu haline<br />
gelmiştir.<br />
Nüfusu milyonlarla ifade edilen<br />
ve adeta yaşanmaz hale gelen<br />
büyük şehirlerin yanı sıra, son<br />
yıllarda Anadolu’daki şehirler de<br />
bir hercümerç içinde korkunç<br />
birer ejderha haline geliyorlar. Dip<br />
dibe apartmanlar yükseltmekle,<br />
caddeleri birer dehliz haline getirmekle<br />
şehirleştiğimizi sanıyoruz.<br />
Ayakta kalan tarihi ve estetik<br />
binaların dört bir yanını beton<br />
binalarla çevirip adeta gözlerden<br />
saklıyoruz<br />
Kısacası şehirlerimizin bugünkü<br />
hal-i pür melali çocuklarımızın ve<br />
gençlerimizin his ve gönül dünyalarını<br />
harekete geçirmiyor, aksine<br />
daha da köreltiyor. Acaba Yahya<br />
Kemal İstanbul’un bugünkü halini<br />
görseydi, yine “Aziz İstanbul” diye<br />
seslenir miydi?<br />
Yine acaba Tanpınar gelse Beş<br />
Şehir’i yeniden yazacak olsa, o<br />
bir içim su tadındaki kitabını aynı<br />
lezzette yazar mıydı?<br />
Yahut da Rıza Tevfi k acaba camilerimizin<br />
şadırvanında aynı “ab-ı hayat”ı<br />
bulabilir miydi? Ne dersiniz?<br />
Haziran 2011 - 146 39