27.12.2012 Views

Belarus Müslümanları - Diyanet İşleri Başkanlığı

Belarus Müslümanları - Diyanet İşleri Başkanlığı

Belarus Müslümanları - Diyanet İşleri Başkanlığı

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Almanca, dünyada<br />

2.5 milyar insanın<br />

konuştuğu Hint-<br />

Avrupa diller<br />

ailesinin bir alt<br />

grubu Cermen<br />

dil kategorisine<br />

dahildir. Türkçe<br />

ise Ural-Altay<br />

diller ailesinin<br />

bir ferdidir. O<br />

açıdan yapılarında,<br />

gramerlerinde,<br />

ses uyumu ve<br />

cümle düzeninde<br />

birbirinden oldukça<br />

farklılık arz<br />

etmektedir.<br />

Doç. Dr. Ömer Yılmaz<br />

Hamburg Din Hizmetleri Ataşesi<br />

Göçün 50. yılında<br />

Türkçe ve Almanca’nın<br />

birbirleri ile etkileşimi<br />

Bilindiği gibi dil kültürün en önemli öğelerinden biri olup, iletişim araçlarının<br />

başında gelmektedir. Yine günümüzde yeryüzünde homojen<br />

yapısını devam ettiren milletler nerdeyse yok gibidir. Bütün toplumlar<br />

gelinen bu aşamada, farklı gerekçeler ve globalizmin doğal sonucu heterojen<br />

bir yapıya bürünmüş, çok kültür ve çok dinli milletler halinde<br />

birarada yaşamaya mahkum edilmiştir. Dolaysıyla bir iletişim aracı olan<br />

dil, az veya çok öteki dilden etkilenmiş, hiçbir dil safi yetini muhafaza<br />

edememiştir. Belki de bu yüzden olsa gerek, kimi dil bilimciler yabancı<br />

kelimenin yerel dile zarar verdiğini savunurken behemahal bundan<br />

kaçınılmasını önermekte, kimileri ise dilin etkileşiminden kaçınmanın<br />

mümkün olmadığından hareketle yabancı kelimelerin o dile müspet<br />

katkı ve zenginlik getirdiğini belirtmektedir. Şüphesiz bu konu geniş bir<br />

araştırmayı ve uzmanının kaleminden enine boyuna tartışmayı gerektirir.<br />

Ancak biz bu kısa yazımızda Alman toplumu ve Alman dili açısından,<br />

Almanca ile Türkçe’nin karşılıklı etkileşimine bakmak istiyoruz.<br />

Almanca, dünyada 2.5 milyar insanın konuştuğu Hint-Avrupa diller<br />

ailesinin bir alt grubu Cermen dil kategorisine dahildir. Türkçe ise Ural-<br />

Altay diller ailesinin bir ferdidir. O açıdan yapılarında, gramerlerinde,<br />

ses uyumu ve cümle düzeninde birbirinden oldukça farklılık arz etmektedir.<br />

Bilinen bir gerçek varsa her iki farklı aileye mensup bu diller,<br />

dünyadaki diğer diller gibi birbirinden kelime ve kavram alışverişinde<br />

bulunmuşlar, az veya çok birbirini etkilemişlerdir. (Almanca’daki Arapça keli-<br />

meler hakkında geniş bilgi için bkz. Singrid Hunke, Allahs Sonne über dem Abendland, çev. S.<br />

Sezgin, Bedir yay. İstanbul, 1972) Bu bağlamda Türkçe’nin mevcut kelime haznesine<br />

bakıldığında, Arapça’dan 6463; Fransızca’dan 4974; Farsça’dan<br />

1374, Almanca’dan ise 126 kelime aldığına şahit oluyoruz. (Daha detaylı<br />

döküman için bakınız., http://tdk.org.tr/tdksozluk/sozdil.html) Belki bu rakamlar onbinlerce<br />

kelimeye sahip bir dil için çok büyük bir oran ve büyük bir anlam<br />

ifade etmeyebilir.<br />

Haziran 2011 - 146 35

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!