27.12.2012 Views

Belarus Müslümanları - Diyanet İşleri Başkanlığı

Belarus Müslümanları - Diyanet İşleri Başkanlığı

Belarus Müslümanları - Diyanet İşleri Başkanlığı

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

gözyaşı döken çocuklara olağanüstü<br />

ilgi gösterdiğine işaret<br />

eder. Efendimiz bu konudaki<br />

hassasiyetini şu sözleriyle dile<br />

getirmiştir: “Vallahi, ben namazda<br />

iken çocuk ağlaması işitince,<br />

annesinin namazını fesada vereceğinden<br />

korkarım.” Nitekim<br />

bir sabah namazında ilk rekâtta<br />

atmış ayetlik kıraatta bulunan<br />

Rasûlullah (s.a.s.) kulağına çocuk<br />

ağlaması gelmesi üzerine,<br />

ikinci rekatı kısa bir sûre ile tamamlamıştır.<br />

(Buhârî, Ezan, 65)<br />

Çocukların oyununa ilgi<br />

Çocukların hayatında ve onların<br />

gerek bedenî ve gerekse aklî ve<br />

ruhî melekelerinin gelişmesinde<br />

oyun ehemmiyetli bir yer tutar.<br />

Ayrıca çocuk terbiyesinin mühim<br />

bir bölümü oyunla ilgilidir. Oyun;<br />

zamanı, çeşidi, oyun arkadaşları,<br />

oyun miktarı vs. pek çok meselesi<br />

olan bir konudur. Hz. Peygamber<br />

(s.a.s.)’in bu meseleyle<br />

yakînen ilgilendiği bilinmektedir.<br />

O, torunlarından Hz. Hasan ve<br />

Hz. Hüseyin ile hizmetine bakan<br />

Hz. Enes (r.a.)’i arkadaşlarıyla<br />

oynaması için dışarı göndermiştir.<br />

Hz. Peygamber (s.a.s.) “Çocuğu<br />

olan onunla çocuklaşsın.” buyurarak<br />

çocukları bizzat eğlendirmeyi<br />

de teşvik etmiştir. Nitekim<br />

kendisinin torunları Hz. Hasan ve<br />

Hüseyin’i omuzlarına bindirdiği,<br />

hatta sırtına bindirip gezdirdiği,<br />

bazen ayağı üzerinde sallayarak,<br />

bazen göğsü üzerinde yürüterek<br />

onları güldürüp eğlendirdiği rivayet<br />

edilir. (Tirmizî, Menâkıb, 31)<br />

Hz. Peygamber (s.a.s.) çocuklara<br />

bizzat hizmet de etmiştir. Bir rivayette<br />

gece su isteyen torunları<br />

Hz. Hasan ve Hüseyin için anneleri<br />

Hz. Fâtıma’dan önce kalkıp<br />

su verdiği, bir başka rivayette<br />

kız torunu Ümâme’nin yüzündeki<br />

kir ve pası silip temizlediği anlatılır.<br />

Hz. Âişe (r.anha) anlatıyor:<br />

Hz. Peygamber (s.a.s.) çocukların üzülmesine hiç tahammül<br />

edemezdi. Pek çok rivayet onun gözyaşı döken çocuklara<br />

olağanüstü ilgi gösterdiğine işaret eder. Efendimiz bu<br />

konudaki hassasiyetini şu sözleriyle dile getirmiştir:<br />

“Vallahi, ben namazda iken çocuk ağlaması işitince,<br />

annesinin namazını fesada vereceğinden korkarım.”<br />

“Üsâme kapının eşiğine takılıp<br />

düşmüştü. Yüzünde yara açıldı<br />

ve kanadı. Rasûlullah (s.a.s.) hemen<br />

ilgilenip; Çocuğun şu yüzünü<br />

temizleyiver! dedi. Ben biraz<br />

iğrenme izhar etmiştim. Bunun<br />

üzerine kendisi atılıp kanı sildi ve<br />

yüzüne su atarak yıkadı. Sonra<br />

da şöyle buyurdu: Eğer Üsâme<br />

kız olsaydı, onu takılarla süsler<br />

(güzel) elbiseler giydirirdim.”<br />

Ahlâk eğitimi<br />

Çocuklara konuşmayı öğrendikleri<br />

andan itibaren ilk öğretilecek<br />

şeyin ‘’Lâilâhe illallah’’ olmasını<br />

da emreden Hz. Peygamber<br />

(s.a.s.), akıl ve muhakemeye<br />

dönük eğitimin temyiz yaşından<br />

itibaren başlatılmasını istemiştir.<br />

Âlimler ortalama olarak çocuk<br />

için altıncı ve yedinci yaşların<br />

temyiz çağı olduğunu bildirmişlerdir.<br />

Nitekim Hz. Peygamber<br />

(s.a.s.) yedi yaşına gelen çocuğa<br />

namazın emredilmesini istemiştir.<br />

(Ebû Dâvûd, Namaz, 26)<br />

Allah Rasûlü (s.a.s.) terbiyesinde<br />

olan çocuklara karşı davranışlarını<br />

sevgi ve müsamaha üzerine<br />

bina etmiştir. O çocukların vaki<br />

hatalarını tashihte de azar, tenkit,<br />

tahkir, surat ekşitme gibi<br />

yollara başvurmamıştır. Enes<br />

b. Mâlik’ten bu konuda yapılan<br />

muhtelif rivayetleri şöyle birleştirmek<br />

mümkün: “Hazarda<br />

ve seferde on yıl Rasûlüllah<br />

(s.a.s.)’a hizmet ettim. Yaptığım<br />

işler, her seferinde onun istediği<br />

şekilde gerçekleşmedi. Buna<br />

rağmen bana bir kerecik olsun<br />

ne vurdu, ne kötü söz söyledi,<br />

ne azarladı, ne surat yaptı, ne de<br />

ayıpladı. Bir kere olsun “of” dahi<br />

demedi. Yaptıklarımdan hoşuna<br />

gitmeyen için “Ne fena yaptın.”<br />

demedi. Yaptığım bir şey için:<br />

Haziran 2011 - 146 31

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!