27.12.2012 Views

Belarus Müslümanları - Diyanet İşleri Başkanlığı

Belarus Müslümanları - Diyanet İşleri Başkanlığı

Belarus Müslümanları - Diyanet İşleri Başkanlığı

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

20<br />

Allah’ın bir mucizesi olarak Kur’an defalarca okunabilmekte,<br />

çok okunması bıkkınlık ve usanç uyandırmamakta, aksine<br />

insanı yeni anlam ufuklarıyla insanı karşılaştırmaktadır.<br />

Sonuçta Kur’anla olan iletişim, canlı, aktif ve aynı zamanda<br />

süreklilik arz eden bir meşguliyet haline gelmektedir.<br />

dair bir çok örnek vardır. Bunlardan<br />

biri olan Yusuf İslam (Cat Stevens)<br />

modern dünyanın lüks ve görkemli<br />

yaşantısının içinde büyümüş, genç<br />

yaşında müzik dünyasında bir efsane<br />

haline gelmişti. Ancak efsane<br />

olmanın sonu alkol ve uyuşturucu<br />

bağımlılığı olmuştu. İçinde bulunduğu<br />

çıkmazdan kurtulmak için bir<br />

arayış içine girmiş; çeşitli dinî, felsefi<br />

akımlarla ilgilenmeye başlamıştı.<br />

Zamanla şöhret basamaklarına daha<br />

hızlı tırmanmakta; fakat buna rağmen<br />

iç dünyasındaki çıkmaz daha da<br />

derinleşmekteydi. Bu durum günün<br />

birinde kendisine verilen bir hediye<br />

ile değişti:<br />

“Ağabeyimin bana okumak için<br />

hediye ettiği Kur’an’ı okudum ve<br />

aradığımın bu din olduğunu anladım.<br />

Allah’ın bana, beni hak yola irşad<br />

etmek için gönderdiği bir hidayet<br />

fırsatıydı bu. Kitabı okuduğumda<br />

bana her şeyi anlatarak rehberlik<br />

ediyordu. ‘Ben kimim? Hayatın amacı<br />

nedir? Gerçek nedir ve ne olmalıdır?<br />

Nereden geldim?’ gibi sorularıma<br />

cevap veriyordu. Anladım ki, bu din<br />

Haziran 2011 - 146<br />

gerçek dindi. Ancak Batı dünyasının<br />

anladığı manada ve yaşlılara yönelik<br />

bir din değildi. Ayrıca Batı’da her kim<br />

bir dine intisap etmek isterse, bunun<br />

tek yolu o düşüncenin fanatiği olmaktır.<br />

Ama ben bir fanatik değildim.<br />

Bedenim ve ruhum karmakarışık<br />

olmuştu. Anladım ki, bedenim ve<br />

ruhum ayrı değiller ve dindar olmak<br />

için dağlara çekilmek zorunda değilim.<br />

Artık ilk yapmak istediğim şey<br />

Müslüman olmaktı. Pek çok manevi<br />

ve ruhi yollardan geçmiştim. Ne<br />

yazık ki, hiç biri beni doyuramamıştı.<br />

Rotasız bir gemi gibiydim. Fakat<br />

Kur’an’ı okuduğum zaman, beni öyle<br />

bir hâl bürüdü ki, sanki o benim için<br />

var edilmişti, ben de onun için yaratılmıştım...<br />

Fatiha suresini okuduktan<br />

sonra Kur’an’ın mesajının evrensel<br />

olduğunu anlamaya başladım. Şimdiye<br />

kadar gördüğüm kitapların hiç birine<br />

benzemiyordu. Bütün kelimeler<br />

garip bir şekilde yakındı bana; sanki<br />

içimi bir yakınlık ve erime duygusu<br />

kapladı. Okyanusunu bulmuş bir<br />

ırmak gibiydim.” (A. Arı, Y. Karabulut, Neden<br />

Müslüman Oldum (İhtida Öyküleri), DİB Yayınları,<br />

Ankara-2006, s. 196-197)<br />

Hayatın anlam ve amacını Kur’an<br />

vasıtasıyla bulan insan için, ona olan<br />

ihtiyaç böylece sona ermiş olmamaktadır.<br />

Zira hayatını bu amaç doğrultusunda<br />

devam ettirmesinin önünde<br />

çeşitli engeller çıkabilmektedir. Bu<br />

yüzden hayat yolculuğunda karşısına<br />

çıkacak birçok yoldan doğru olanı<br />

tercih etme noktasında bir rehbere<br />

ihtiyaç duymaktadır. O, her ne kadar<br />

akıl ve irade sahibi bir varlık olsa<br />

da aklının iç ve dış unsurlardan etkilenerek<br />

onu yanlış yönlendirmesi<br />

her zaman mümkündür. Bu yanlış<br />

yönlendirmelere karşı akla rehberlik<br />

edecek olan ise yine Kur’an’dır. Onun<br />

bu yönü, bir ayette “Gerçekten bu<br />

Kur’an en doğru olan yola götürür.”<br />

(İsra 17/9) diye ifade edilmektedir.<br />

Ayrıca Allah’ın bir mucizesi olarak<br />

Kur’an defalarca okunabilmekte,<br />

çok okunması bıkkınlık ve usanç<br />

uyandırmamakta, aksine insanı yeni<br />

anlam ufuklarıyla insanı karşılaştırmaktadır.<br />

Sonuçta Kur’anla olan<br />

iletişim, canlı, aktif ve aynı zamanda<br />

süreklilik arz eden bir meşguliyet<br />

haline gelmektedir. Bu süreç, insanı,<br />

“en hayırlı söz” olan Kur’an’ın öngördüğü<br />

değerlerle bütünleştirerek<br />

Hz. Peygamber’in müjdesine mazhar<br />

kılmaktadır. Kur’an öğrenme ve öğretme<br />

meşguliyetindeki bir topluluğu<br />

ve onların Kur’an’la kurduğu gönül<br />

bağının kazandırdığı manevi hazzı,<br />

Allah Rasûlü başka bir hadisinde<br />

şöyle tasvir etmektedir:<br />

“Bir topluluk Allah’ın Kitabı’nı okuyup<br />

ondan ders almak üzere Allah’ın<br />

evlerinden bir evde bir araya gelecek<br />

olsalar mutlaka üzerlerine sekinet<br />

iner ve onları Allah’ın rahmeti bürür.<br />

Melekler de kanatlarıyla sararlar.<br />

Allah onları yanındakilere anar.” (Ebu<br />

Davud, Salat, 349)<br />

Sonuç olarak İnsanoğlu aklının talep<br />

ettiği cevabı, kalbinin temenni ettiği<br />

huzuru, ruhunun aradığı teselliyi<br />

Kur’an sayesinde bulabilmektedir. O,<br />

maddenin doyurmaktan aciz kaldığı<br />

aklını, kalbini, ruhunu Kur’anla beslemeye<br />

ne kadar muhtaçtır!

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!