07.03.2023 Views

Kırsal Yerleşme Planlaması

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

2.2. Planlama Yaklaşımları

Planlama sistemi mekân ve zaman bağlamında sosyal ve politik durumların yansısıdır. Toplum yapısının

dinamik olması nedeniyle zaman içinde değişir. Aşağıda 20. yüzyıl başlarından günümüze yaşanan değişim

ana hatlarıyla, çok öz olarak verilmektedir. Bu konuda kapsamlı bilgiye şu kaynaklardan erişilebilir: Ersoy,

2012; Şengül, 2003; Aydemir, 2004; Öksüz, 2004.

20. yüzyıl başlarında kapitalizmin yarattığı kentsel toplumsal ve mekânsal sorunlara “Bahçe Kent”, “Radiant

Kent” gibi tasarımsal içerikli ütopik planlama çabaları ile çözüm aranmıştır. Toplumsal ilişkileri

sorgulamayan, mevcut sosyo-mekânsal yapıları hemen hiç gözetmeyen, yukarıdan aşağıya işleyen bu çabalar

toplumsal sorunları gidermekte, mekânsal yapıları değiştirmede yetersiz kalmıştır.

İkinci Dünya Savaşı sonrası, “sosyal devlet” anlayışına koşut olarak, Kapsamlı/Rasyonel Planlama” (KP)

anlayışı kurumsal düzeyde kabullenilen bir “resmi” planlama anlayışı haline gelmiş ve yaklaşık 20 yıl

dünyada en yaygın izlenen planlama yaklaşımı olmuştur (Stiftel, 2000). Bu yaklaşımda planlama, ilkeleri

toplum yararı, uzun vadelilik, nesnellik, geniş kapsamlılık, esneklik, bütünlük vd., ürünü fiziksel arazi

kullanım planlaması olan bir “rasyonel araç’tır. Yukarıdan aşağıya anlayış sürece hâkimdir.

1960’lardan itibaren, KP artan biçimde, temel ilkeleri/ unsurları/ kabulleri (kamu yararı, uzun vadelilik,

tavandan-tabanalık, rasyonellik ve plancının konumu, pazar mekanizmasını dışlama vb.) üzerinden çok geniş

çevrelerce eleştirilmiştir. Yerine getirilen Savunucu Planlama, Süreç Planlama, Sistem Planlama, Sürekli

Planlama, Artımcı (incrementalist) Planlama vd. gibi yaklaşımlar da KP’nin genel çerçevesinden (plancının

konumu, bilimsel ve teknik süreç vd.) kopmayan yaklaşımlar olmuştur.

1980’lerde Dünya genelinde yaşanan siyasal, ekonomik, teknolojik ve sosyal dönüşüm ve buna bağlı

temsiliyet, rekabet edebilirlik vb. sorunlar/ öncelikler post-modern düşünce biçiminin planlamaya hâkim

olmasına yol açmıştır. Ancak, KP ilkelerini reddeden, pazar yönlendirmeli, birbiri arasındaki ilişkilerin zayıf

olduğu konuya odaklı projeler dizisinden oluşan bu anlayışın doğurduğu planlama pratiğinin ömrü kısa

olmuştur. Daha “1990’a gelmeden planlamada rönesans/ yeniden yapılanma” (Vasilevska, Vasić, 2009),

toplum yararının yeniden öncelenmesi tartışmaları başlamıştır.

20

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!