07.03.2023 Views

Kırsal Yerleşme Planlaması

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

2.1. Giriş

Türkiye planlama pratiğine hâkim olan plan türü bir arazi kullanım planı olan nazım imar ve uygulama imar

planlarıdır. Bunların planlama alanının gerçekleriyle, birbiri ile ve (varsa) bölge ve çevre düzen planları ile

uyumlu olması yasal bir zorunluluksa da pratikte bu konuda denetim ya hiç yapılmamakta ya da yetersiz

kalmaktadır. İlgili belediyelerce yapılan/ yaptırılan imar planları yukarıdan-aşağıya bir anlayış ile ele

alınmakta ve piyasa mekanizmasının güçlü etkisi bulunmaktadır. Çevresel kaygılardan uzak, gelişme

gereksiniminin çok üstünde kırsal alanları imara açılmakta, yaşanabilir ve sürdürülebilir mekân üretmede

yetersiz kalınmaktadır. Zaten uygulama araçlarının da yetersizliği planları bir anlamda sanal belgelere

dönüştürmektedir. Yalnız belediye düzeyinde değil üst kademe planlamada da tutum aynıdır. Yereldeki

hizmetlere ilişkin karar alma yetkileri büyük ölçüde merkezde toplanmakta, bu tek yönlü olarak karar alma/

uygulama mekanizması nedeniyle merkezden alınan kararlar ve aktarılan kaynaklar yerel taleplerle/

önceliklerle uyuşmamakta (Canpolat, 2010), dolayısıyla hizmetlerde verimlilik ve etkililik

sağlanamamaktadır. Çoğu yönetimlerde kararlar ve eylemler saydam ve demokratik olmaktan uzaktır.

Ayrıca, toplumun plan hakkında bilgisi, genelde plan askı sürecinde olmaktadır. Katılımcı bir yaklaşımla

yürütülmesi hedeflenen üst kademe planlama (çevre düzen planı, il gelişme planı vd.) çalışmalarında bile,

Sivas, Urfa, Bilecik, Bursa gibi az sayıda istisna dışında, katılımın en temel kuralları göz ardı edilebilmekte,

katılım bilgilendirme düzeyini aşmamaktadır.

Planlama pratiği ve süreçlerinin yetersizliğinden birçok kentsel, kırsal, çevresel sorunlar ortaya çıkmıştır;

sosyal adalet, göç ve mekânsal ayrışma, kaynak ve hizmetlere hakça erişim, işsizlik, fiziksel çevre niteliği,

kentsel formun sürdürülemezliği, çevre kirliliği, doğal kaynaklarda bozulma- tükenme vb. Kapsamlı ve

kademeli bir planlama çerçevesinin oluşturulamamış olması, zaman içinde çoğu sorunların büyümesine,

yaygınlaşmasına, derinleşmesine yol açmıştır. Diğer ülkelerde de görülen böylesi sorunlar, son yarım

yüzyılda, planlama topluluğunu (camiasını), böylesi karmaşık gerçeklerle baş edebilecek, planlamayı daha

bütünleşik biçimde ele alabilen bir yaklaşım arayışına yöneltmiştir. Bu arayış, postmodernist düşünce

biçiminin planlamaya süzülmesi, küresel ekonomik düzenin etkileri ile birleşerek zaten bilinen stratejik

mekânsal planlamanın yeni gündemler ve örgütlenme biçimleriyle tekrar doğmasına yol açmıştır (Ersoy,

2012: 242).

17

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!