27.02.2023 Views

kalemizi1

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

| 1

Kalem

İZ!

'

'

Şubat 2 23

Yazmak:

Rıhtımda rüzgar izleri


WEB

TWİTTER

İNSTAGRAM

QURE OKUTARAK KISA YOLDAN OKULUMUZA VE DERGİMİZE

ULAŞABİLİRSİNİZ

KALEM !Z! | 1


SUNUŞ

Değerli okuyucu,

Dünya giderek küçülmekte kültürler

arasındaki mesafe kapanmaktadır.

iletişim, ulaşım ve bilgi paylaşımı

öylesine artmıştır ki; dünyanın bir

ucunda olan olaylardan anında

haberdar olabilir. yeni çıkan bir kitabı

bilgisayarınızdan okuyabilirsiniz.

Binlerce kilometre uzakta bulunan

bir müzeyi sanal ortamda gezebilir,

Ortadoğu’da bir tartışma

platformuna katılabilirsiniz. Bu

etkileşimi sağlayan iletişim araçları,

aynı zamanda bir kültür taşıyıcısı

görevi yapacak; kültür temelleri

sağlam olan ve bunları çeşitli

vasıtalarla yaşayabilen toplumlar

etkinliğini artıracaktır Bütün bu

etkileşimler gerçekleşirken,

dönüşümüde beraberinde

getirecektir. Hakim kültür unsurları

yayıldığı bünyenin ruhi, ahlaki, sosyal

hatta fiziki yapısını değiştirecek ve

kendisine benzetecektir. Örneğin

yardımlaşma, selamlaşma, komşu

hakları, düşeni kaldırma gibi

güzelliklerin yer almadığı, sadece

yok etmek üzerine kurulmuş

bilgisayar oyunları yada sevgi, saygı,

vatan, aile gibi değerlerin olmadığı

sinema filmleri, televizyonlarda

kurulan sanal alemler; henüz

yeşermekte olan genç beyinlerde

onarılmaz hasarlar bırakacaktır.

Toplum olarak bazı temel alanları

boş bıraktığınız takdirde,

başkalarının bu alanlarda hüküm

sürmeye başlaması kaçınılmazdır.

Yunus’u, Mevlana’yı, Alpaslanı, milli

manevi değerlerimizi, genç nesillere

siz anlatmazsanız başkalarının

gözünden tanımak ve tanıtmak

zorunda kalırsınız.

Bu durumun önüne geçmek elbette

ki şarttır. Ancak çözümü sadece

engellemelerde ve yasaklamalarda

aramak yeterli olmayabilir. Bunun

yerine; karşınıza çıkabilecek olumsuz

gelişmelerin bir adım önünde olmak,

Bilgiye ulaşan değil, bilgiyi üreten

bir toplum haline dönüşmek, ilmin

ve irfanın yayıldığı kaynak haline

gelmek bizim en temel vazifemiz

olmalıdır. Geleceğin; para, silah,

hammadde gücüne sahip olanların

değil; bilgi birikimine sahip olan

devlet ve kültürlerin olacağı gerçeği

akıldan hiçbir zaman

çıkarılmamalıdır.

Şu halde eğitim sistemimizin

yetiştirdiği bir genç: sadece

bulunduğu şehirde, ülkede ya da

bölgede başarılı olmayı değil; bütün

dünyada, farklı coğrafyalarda ve

kültürlerde var olabilmeyi hedef

olarak belirlemelidir. Eleştirmeli ve

eleştiriye açık olmalı, düşünce

eylemini başkalarını tekrardan ibaret

saymamalı, problem çözme

konusunda havale etmeyi değil,

sorumluluk almayı bilmelidir.

Kendini tanımalı, mensubiyetinin

farkında olmalıdır.

Osmangazi Anadolu Lisesi olarak

hazırlamış olduğumuz bu dergimiz bu

gayeye hizmet için yayın hayatına

başlamıştır. dergimiz geçmişten

geleceğe akan bir nehir, geçmişten

geleceğe uzanan bir köprü olacak,

dünle bugünü, bugünle yarını

buluşturacaktır. Bir toplumun bir

milletin devamlılığını sağlayanda işte

nesiller arasındaki bu kopmayan bağdır.

Öğrencilerimizin, öğretmenlerimizin

yazıları şiirleri denemeleri resimleri,

sadece bugüne değil yarına ışık

tutmakta ve bu açıdan büyük önem arz

etmektedir. Öğrencilerimiz ufak

yaşlarda başladığı bu uzun eğitim

yolculuğu boyunca işte bu tür

çalışmalarla ayak izlerini bırakacak, yıllar

sonra geriye dönüp baktığında aldığı

mesafeyi kendi gözleriyle görecektir.

İdarecisi, öğretmeni, personeli ve

öğrencisiyle birlikte aydınlık bir

geleceğe doğru adım atacaktır.

Bu çalışmanın ortaya çıkmasında emeği

geçen tüm arkadaşlarıma ve

öğrencilerimize teşekkür eder, sizleri

öğrencilerimizin pırıl pırıl

dimağlarından süzülüp gelen

birbirinden kıymetli eserleriyle başbaşa

bırakıyorum.

Ahmet YAVUZ

OKUL MÜDÜRÜ

KALEM !Z! | 1


KALEMİZİ

EKİBİ

G E N E L Y A Y I N

Y Ö N E T M E N İ

Hatice TÜRKOĞLU

E D İ T Ö R L E R

HATİCE TÜRKOĞLU

TÜLİN YILMAZ

GİZEM YILMAZ

SOSYAL MEDYA YÖNETİCİSİ

ALKAN ALTIN

KAPAK VE SAYFA TASARIM

HATİCE TÜRKOĞLU

KALEM !Z! | 1


İÇİNDEKİLER

Tevazu ve Sultan : Ahmet YAVUZ [5]

Haryy Potter Kimdir? : Esmanur SAKICI [8]

Sadece Hisset : Gupse ÖZ [12]

Paylaşmak : Nur Havin GÜNEŞ [13]

Ekim Ayı : Sıla YÜKSEL [14]

Edebiyat ve Tarih : Esmanur DURSUN [15]

Notada Düşlerim : Gülsüm GÜL [16]

Öğretmen : Miray PEKER [17]

Bir İhtiva Öyküsü Yusuf İslam : Neslihan YARIMAY [18]

Berliner : Nergis Neva GÖK [19]

Banoffe Pie : Tuğçenaz BÜTÜN [21]

Sanrı : Sümeyye ÖZEREN [22]

Hapsolmuşum : Samet AKTAŞ [23]

Satılık Duvar : Gülsever ÇAKAR [24]

Nöbet : Murat KESER [25]

Seninle Gurbet : Kadife GÜN [26]

Sevgi Dilim : Ferit Asım ÖZDEMİR [27]

Ömrüm Güzeşte : Hatice TÜRKOĞLU [28]

Queen Elizabeth : Özgenur ŞABAHAT [32]

Biraz Bizden : Hatice TÜRKOĞLU [35]

KALEM !Z! | 1


Yazmak, insan halidir yaşamın...


TEVAZU

İNCELEME

Türkistan’da

Uçsuz bucaksız düzlükler,

Göz alabildiğince uzanır.

Bir deniz misali çayırlar, dalga dalga salınır.

Ufukta yükselen ulu dağların dik yamaçlarında;

Geçmişten kopup gelen,

Atların nal sesleri yankılanır.

Gün doğumundan gün batımına kadar;

Bu sonsuz boşlukta,

Gözünün erdiği…

Atının nallarının değdiği yer senindir.

O yüzden Türkün mefküresinin,

Yüreğinin sınırı yoktur.

O ufkun bittiği yere kadar gitmeyi…

Gittiği her yere nizam vermeyi vazife bilmiş,

buna iman etmiştir.

O,

Sıgınacak bir taş,

Saklanacak bir dal parçasının olmadığı

Bu sonsuz bozkırda dünyaya gelir.

Burada önce rüzgara, yağmura, ayaza,

Sonra dosta düşmana karşı,

ayakta kalmayı,

Dimdik durmayı

Hayat bulmayı

Ve nihayet bir devlet kurmayı öğrenir.

İşte o sebeple sonsuz bozkırın ortasında

Bir karınca misali

kalıveren Türkün ruhu kadar

yüreği de kocaman olur.

VE

SULTAN

Öğle vakti,

Sıcaklık hissedilir derecede artmıştı.

Gökyüzü açık, hava fazlasıyla sakindi.

Gözlerin kapanıp, ruhun başka alemlere akacağı andı.

Fakat derinden bir uğultu duyuluyor ve sesin geldiği yöne

ilerledikçe artıyordu.

Evet işte uzakta, bozkırın ortasında,

göğe doğru bir toz bulutu yükseliyordu.

Güneş bir görünüyor bir kayboluyor, göz gözü görmüyordu.

Yakından bakıldığında, binlerce insanın hep birlikte hareket

ettiği, aynı hedefe doğru bir nehir misali aktığı

görülebiliyordu.

Binlerce asker tepelerden vadilere doğru akıyordu. Mızrak

uçları, koşum takımları ışıl ışıl parlıyor, Hep bir ağızdan

söylenen marşlar, dağlarda yankılanıyordu. En önde, dağları

ovaları yerle bir eden, engel tanımaz sel misali akan,

zırhlarına bürünmüş altın miğferli sipahiler yürüyordu.

Ardından bir okyanus gibi dalga dalga

ilerleyen, parlak koşum takımlarıyla

süslenmiş atlarıyla süvariler geliyordu.

Peşinden sultana bağlılık yemini etmiş

beylik ve kralların askerleri vadiye

akmaya devam ediyordu. Bu muazzam

kalabalığın sonu yoktu. Ayaklar aynı

anda yere vurduğunda, adeta yeryüzü

sarsılıyor, çıkan uğultu kulakları sağır

ediyordu.

Böyle bir manzaranın insanı

etkilememesi imkânsızdı.

KALEM !Z! | 1

5


1063 yılında Selçuklunun kurucu sultanı Tuğrul bey vefat

etmişti. Veliaht bırakmamıştı. Eski türk geleneklerine uygun

olarak hanedan mensubu beyler tahta hak iddia ettiler.

Alparslan da bunlardan biriydi. Tuğrul beyin kardeşi Horasan

emiri Çağrı beyin oğluydu. Tahtın diğer varisleri Kutalmış ve

Kavurdile yaptığı mücadelesini kazanarak başkent Rey’ de

tahta oturdu. Önce isyanları bastırarak ülkesini hem batı hem

doğu yönünde genişletti. Fatımi halifeliğine karşı, Abbasi

halifesini himayesine alarak İslam dünyasında kabul

görmesini sağladı. Dokuz yıllık kısacık hükümdarlığına

rağmen türk tarihinde derin izler bıraktı. Malazgirt zaferi ile

birlikte Anadolu’nun yurt haline gelmesini sağlamış, devleti

bir imparatorluğa dönüştürmüştü.

Veziri nizamülmülk ile birlikte muhteşem bir devlet nizamı

oluşturan sultan;ülkesinin doğu sınırlarını güvence altına

almakve topraklarına saldırı düzenleyen karahanlı

hükümdarlığına son vermek amacıyla büyük bir ordu

toplamıştı.

Maveraünnehr yönüne doğru başladığı sefer

yolculuğunda; önüne çıkan kaleleri birer birer ele

geçirmiş, nihayet Barzem kalesiönüne kadar gelmişti.

Günlerce süren kuşatma sonundakale kumandanı

teslim olmuştu.

Selçuklu sancağı burca dikildikten sonra muzaffer

kumandan,askerlerinin geçişini sonuna kadar seyretmiş,

büyük bir gururla saraya dönmüş artıkyenilmez olduğuna

hükmetmişti. İşte önünde engel tanımaz, bir ucu şarkta bir

ucu garpta muhteşem bir ordu vardı. Sahip olduğu bu güçle

giremeyeceği kale, diz çöktüremeyeceği sultan olurmuydu?

Lakin kaderin oyunu henüz son perdesini açmamıştı.

Ertesi gün kale kumandanı Yusuf Harezmî huzuruna

getirildi. Kumandan dik başlı bir adamdı. Sultan

Alparslan’ı epey uğraştırmış Selçuklu ordusunun zaman

ve asker kaybetmesine neden olmuştu.

Sorulan her soruya ağır cevaplar veriyor, Onu

hükümdar olarak tanımadığını, bu yüzden de

kendisini sorguya çekemeyeceğini ileri sürüyordu.

Kumandan aynı tarzda konuşmaya devam edince

sultan dayanamadı. Yanı başında duran yayını

kaparak, bu kendini bilmez kumandana bir ok

fırlattı. Ancak, usta bir atıcı olduğu halde attığı ok

isabet etmedi. Bunun üzerine hiddetle yerinden

fırlayıp tahttan inerken, ayağı takılarak yere düştü.

Yusuf Harezmî bu fırsatı kaçırmadı. Her nasılsa

içeri sokmayı başardığı çizmesinde sakladığı

hançerle derhal saldırdı.

Sultan'ı ağır yaraladı. Kaçmak için çadırdan fırladığı

sırada da, muhafızlar üzerine atılıp onu parça parça

ettiler. Sultanın vücudunda derin bir yara açılmıştı.

Gün geçtikçe kötüleşiyordu. İhtimal ki hançer

zehirliydi. Ancak dört gün dayanabildi. 24 Kasım 1072

tarihinde hayatını kaybetti.

Sultan Alparslan kimse ile paylaşamadığı dünyayı,

Onu zaferden zafere koşturan ordusunu, yüce tahtını

kucağından bırakıverdi. Birgün evvel dünyalara talip

olan; kılıcının bir ucu Türkistan’a diğer ucu

Anadolu’ya kadar uzanan muzaffer kumandan küçük

bir hançere mağlup oluvermiş, birkaç metrelik toprakla

yetinmek zorunda kalmıştı.

Devrin edebi şahsiyetlerinden şair senai’nin sultanın

kabrini ziyaretinde şu mısraları dile getirdiği söylenir.

Alparslan’ın göklere yükselen başını gördüm,

Merv’e gel ve onun toprak olmuş vücuduna bak;

Ne kemeri üstündeki yıldız, ne ay gibi parlak yüzü,

Ne altındaki at, ne de elindeki dizgin kalmıştır...

AHMET YAVUZ

KALEM !Z! | 1

6


Sultan Alparslan’ın vefatından hemen önce şöyle dediği rivayet edilir.

“Düşman üzerine yürümek istediğimde daima Allah'tan yardım dilerdim.

Dün bir tepeye çıktım, ordumun büyüklüğünden sanki altımda yer

titriyordu. Kendi kendime, ben dünya hükümdarıyım, bana kimsenin

gücü yetmez, dedim. Bu yüzden yüce Allah, zayıf biri karşısında beni

aciz bıraktı. Allah'tan beni bağışlamasını dilerim.”

***

İşte insanoğlu,

İçinde yaşadığımız dünyanın evrendeki yeri, okyanusların ortasında uçan

kuşun ağzındaki bir kum tanesi bile değildir. Zira dünyamızın içinde

bulunduğu güneş sisteminden milyarlarca, mensubu olduğumuz

samanyolundan ise galaksilerin içinde milyarlarca vardır. Galaksilerin

ise evrende ne kadar olduğunu izah dahi edemiyor sonsuz sayıda

demekle yetiniyoruz.

Sonsuzlukla ancak ifade edilebildiğimiz bu evrende bir zerre hükmünde

olmayan dünya, kimine fazla kimine az gelmiştir. Yerdeki canlılara,

uçan kuşlara sözünün geçtiği, ordularını gökyüzünden naklettiği hikâye

edilen Hz. Süleyman’a bile kalmayan dünya; kimseye de yar olmamıştır.

Ne hazinelerini ovaların almadığı Karun’dan; ne de eski kıtaların

neredeyse tamamına hükümran olan Cengiz han’dan, ne de güneş

batmayan İngiliz imparatorluğundan bugün hiçbir iz kalmamıştır.

O halde…

İster hükümdar ol, ister bir nefer;

Ömrümüzün bir sabah güneşi tazeliği,

Öğle güneşi harareti

Ve akşam güneşinin zayiliği

Kadar kısa olduğunu unutma.

Sonsuzluğa götüremeyeceğin

Hiçbir şey için kırma ve kırılma.

Bu kısacık zaman diliminde

Kendine ve dünyaya bırakabileceğin

bütün güzellikleri yaşa ve yaşat.

Daima alçakgönüllü ol ve Allahın kullarından bir kul olduğunu aklından

çıkarma...

Unutma, bu sonsuzluk içinde tarihin bize vereceği en güzel ders

TEVAZU sahibi olmaktır...

AHMET YAVUZ

KALEM !Z! | 1

7


İNCELEME

KALEM !Z! | 1

8


KALEM !Z! | 1

9


KALEM !Z! | 1

10


KALEM !Z! | 1

11


Deneme

SADECE HİSSET

Her doğru insanı güçlü kılmaz, çocuk.

Her yanlış insana bir eksi kazandırmaz.

Aciz olduğunu düşündüğün insanlar, acıya gülerek isyan edecek kadar deli.

Delilik ise tanrı tarafından insanlığa bağışlanmış bir lütuf. Omuzların da

taşımak istemediğin yükü bir başkası sana bırakıyor ise, buna hayır

diyememek değil, bunu kaldırmaya çalışmak asıl güçtür. İnsan, mutluluğun

kıymetini ancak acı çektiği zaman kavrar. Bir yanı eksiklidiği zaman artı

değer bilir. Kendin olmanın verdiği hissiyatı çokça yaşa, olur mu? Ön

yargıları kırmanın zamanı gelirken görüş açısını değiştir. Kalıplaşmış

hayatlara sığdırma ruhunu. Saklama kendini. Farklı olmanın tadına var.

Renklerin yanında hoş kokuları da bil. Lezzetli gelen her nimetten yararlan.

Başarılı olmanın ve başarısız olmanın ne demek olduğunu yaşayarak öğren.

Vazgeçilmez olmadığını bilmene rağmen peşini bırakmadığın hayallerine

doğru koş. Onlara sımsıkı sarıl. Karşılaştığın her engele gülümseyerek poz

bırak. Dünyanın kötü tarafından asla mahrum kalmayan benliğine güzelliği de

tanıt. Kendin ol. Kendin olmaktan utanma. Sahte duygulardan ve tavırlardan

çok, olduğun gibi görünmekten gurur duy.Siyahın içinde beyazı aramaktansa

beyazda ki renklerin farkına var. Sıkılma. Kararlılık göster duruşunda.

Omuzların ve başınher daim dik, gözlerin ise kararlılık ile parlasın. Kendini iyi

hissetmediğini, yorulduğunu düşündüğün an ilerlemek zorunda değilsin. Dur

ve iyi olana kadar dinlen. Hiçbir şey sonsuz değildir. Hatalarını görmezden

gelme ve onlardan ders çıkararak tekrarı olmaması halinde çalış. Heves et

yeniliklere. Hevesinin seni asla terk etmesine izin verme. İnsanların hevesini

senden çalmasına fırsat bile tanıma. Sorumluluklarından kaçma ve iyi bir

birey olabilmek için çabala. En önemlisi yaşını yaşa. Büyümek için acele

etme. Sadece hisset. Yaşın, merdivenleri teker teker tırmanırken ruhun ona

eşlik edecektir. Engel olma. Unutma engelin ta kendisi bizizdir. Yolu

yaratanın biz olduğumuz gibi. Hissettiğimiz zaman herşey çözülecek. Kendini

hisset. Benliğini bulacaksın.

Gupse Öz

KALEM !Z! | 1 12


MASAL

PAYLAŞMAK

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde; pireler berber, develer tellal iken, ben anamın beşiğini

tıngır mıngır sallar iken çok uzak diyarların birinde güzel mi güzel bir köy, bu ülkenin de bir padişahı

varmış. Bu padişahın kocaman, güzelliği dillere destan bir sarayı varmış. Her gün bu sarayda eğlence

yapılır; çeşit çeşit yemekler pişer, tatlılar yapılırmış ama gel gelelim ki bu kocaman sarayda padişah

ve eşi, hiçbir şekilde eğlenemiyorlarmış. Bir gün padişah, sarayda tek başına otururken kendi kendine

düşünmüş, “Bu kadar variyetin içinde neden mutlu değilim, en hünerli aşçılardan en lezzetli

yemekleri yediğim halde neden tat alamıyorum?” demiş.

Günün birinde gökten peri inmiş ve padişahın yanına gidip mutluluk vaat eden bir çorba olduğunu,

ancak bu çorbayı içerse mutlu olacağını söylemiş. Padişah, perinin bu dediğinin üzerine vezirlerini

çağırmış ve mutluluk çorbasını bulmalarını istemiş. Peri, padişahın bu emrini duyunca hemen

padişahın yanına gitmiş. Padişaha çorbayı kendisinin bulmasını, bu şekilde gerçek mutluluğu

bulacağını söylemiş. Bunun üzerine padişah yola koyulmuş. Önüne gelen herkese, kurtlara, kuşlara

“Mutluluk çorbası nerede? Ben mutluluk çorbasını arıyorum. Çok param var, o çorbayı satın

alacağım.” demiş ama kime sorsa öyle bir çorba olmadığını hatta yerli halk tarafından meczup olarak

bile yaftalanmış.

Köyleri, şehirleri, kasabaları geçmiş ve orada gördüklerine inanamamış; halkı sersefil halde

yaşıyormuş. Halkının bu halini gören padişahın içini büyük bir suçluluk duygusu kaplamış. Bu duruma

dayanamayan padişah, yoluna devam etmiş. günlerde yol almış. Padişah, atıyla patika yollardan

ilerlemeye devam etmiş, konaklayabileceği bir yer arıyormuş. Birden dikkatini tepede dumanı tüten,

küçük bir kulübe çekmiş. Oraya ilerlemiş ve kapısını çalmış. Kapıyı yaşlı bir kadın açmış ve padişahı

içeri davet etmiş. Padişah, kadının tanımadığı bir yabancıyı hemen evine almasına şaşırmış. İçeriye

girdiğinde kulübenin o sıcak ortamıyla mest olmuş, sobanın üstünde kızaran ekmeklerin kokusu

odaya sinmiş.

İçeriyi inceleyen padişahı fark eden kadın, padişahı sobanın yanındaki divana oturmasını istemiş.

Sobadaki kızaran ekmeklerden ve kaynayan ıhlamurdan ikram etmiş. Tatlı sohbetlerinden sonra

padişah, içini kemiren soruyu sormaya karar vermiş. “Ben bir şey sormak istiyorum, mutluluğu

arıyorum. Nasıl mutlu olabilirim?” diye sormuş. Yaşlı kadın, padişahın bu sorusu karşısında

gülümsemiş. “Evlat, mutluluk dediğin şey aslında her yerdedir. Onu aramak için yedi cihanı gezmene

gerek yok. Eğer sen anın tadını çıkarmayı biliyorsan, elindekilerin kıymetini onları kaybetmeden de

anlayabiliyorsan zaten mutluluğu bulmuşsun demektir.” demiş. Padişah bu cevap karşısında şaşırmış

çünkü beklediği cevap bu değilmiş. “Peki, mutluluk çorbası?” diye sormuş. Yaşlı kadın tekrar

gülümsemiş. “Öyle bir çorba yok, o sadece bir bahane. Mutluluk; bir tencere çorbanı

paylaşabilmektir. Mutluluk çorbasının adı buradan gelir.” demiş. Bu sözlerden sonra padişah derin

düşüncelere dalmış; bu yaşına kadar neler yaptığını, yolculuk esnasında karşılaştığı sefaleti

düşünmüş. Sefaletin mutluluk olmadığını biliyormuş ama paylaşmanın da mutluluk getirdiğini

öğrenmiş.

Ertesi sabah padişah yola çıkmak için hazırlanmış. Uzun yolculuğunun sonunda tatmin olmuş şekilde

evine geri dönmüş. İlk işi güzel eşine normalde davrandığından daha iyi davranmak ve halkının

sefaletini çözmek için servetini paylaşmak olmuş. Halkın sefaletine son verilmiş, padişah ve eşi

hayatlarına daha mutlu devam etmişler.

KALEM !Z! | 1 13

Nur Havin GÜNEŞ


deneme

EKİM AYI

Bir sonbahar günüydü . Yaprakların kendini

gösterdikleri özel bir aydaydık. Aylardan Ekimdeyiz.

Yatağımda uzanırken yağmur damlalarının cama

vuruş seslerini duydum ve cama yaklaştım. O huzur

veren yağmur damlalarının senfonisini dinledim.

Sadece o güzel melodiyi duyabilmek için bütün duyu

organlarımı kapadım ve sadece kulaklarımı açtım.

Bulutlar sanki ağlıyorlardı. Acaba onlar da benim gibi

acı içinde kıvranıyorlar mıydı ki? Fakat bulutların

gözyaşları bana en çok huzuru tattıran şeylerden biri.

Bu gezegende yalnızdım.

Tek arkadaşlarım bulutlar olmuştu. Gökyüzünün her

maviliğini gördüğümde gökyüzüne nefret edercesine

bakıyorum ve içimden sadece 3 kelimeyi geçiriyorum .

Bulut ol, bulut ol , bulut ol… Acılarımı sadece bulutlar

alabilirlerdi ama gökyüzünün o maviliği her geldiğinde

çok yalnız hissediyordum . Bulutlar her ağladığımda

sanki beni hissediyorlarmışçasına bana geliyorlar ve

acılarımı mırıldandıkları melodiyle ip gibi çekiyorlardı.

Bu gezegende yalnızdım, kimsem yoktu fakat

gökyüzündeki beyazlıklar beni bu gezegende ayakta

tutan tek sebeplerdi. Belki delirmişimdir bilmiyorum

fakat delirmek ne güzel şey . Bazen gezegenimiz acaba

evrenin tımarhanesi mi diye düşünmeden edemiyorum.

SILA YÜKSEL

KALEM !Z! | 1

14


deneme

EDEBİYAT

VE

TARİH

Edebiyat ve Tarih öğrenmek neden önemli? Hayatımızın

neresinde nasıl yer

alır? Bu yazımda bunlara değinerek Edebiyat ve Tarih

hakkında bilgilere

yorumlara yer vereceğim.

Öncellikle Edebiyatı ele alacağım. Edebiyat(literatür

yazı), bir duygu ve

düşünceyi ya da olayı hayal gücü, muntazam dil ve üslup

ile okuyucuya

estetik zevk verecek bir sanattır. Peki edebiyat neden

önemli ? Ya da lise

hayatımızda 4 yıl boyunca neden Edebiyat görüyoruz?

Edebiyat sadece metinler ve şiirlerden ibaret değildir bana

göre.

Edebiyat duygu ve düşüncelerimizi karşı tarafa başarılı bir

şekilde

aktarabilmektir aynı zamanda.

Şu zamanlar insanların ortak sorunu bence iletişimsizlik

veya yanlış iletişim. İletişimsizliğin de bana göre temel

sebebi dili kullanamamak. Dilimizi geliştirmek ise

edebiyat ve kitap okumak ile mümkündür. Yazılan eserler

sayesinde eserin yazılış zamanındaki kültürel, ekonomik,

siyasal alanlar hakkında bilgi sahibi olmamızı dolayısıyla

geçmiş ile ilişki halinde olmamızı sağlar. Tam bu konuda

tarih devreye giriyor.

Tarih, geçmişi , geçmişte yaşanan olayları durumları

inceler. Öyleyse

Tarih de insan yaşamı için oldukça önemli bir daldır.

Bu konuya başlamadan

düşünceyi geliştirmek ve pekiştirmek için birkaç söz

alıntılamak

istiyorum.

Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal

Atatürk'ün de dediği gibi

Tarihini bilmeyen Milletler yok olmaya mahkumdur.

Geçmişini bilmeyen geleceğine yön veremez.

İnsanlar gününü Ya da geleceğini yaşamak için

geçmişten faydalanırlar. Geçmiş insanların

yaşamlarından, hatalarından ders çıkararak

geleceklerine yön verir. Böylelikle geçmişte yapılan

hataları yapmaz,

bilgilerin üzerine bilgi Katar ve deneyimli bir yaşantı

olur.

Peki Edebiyat ve Tarih birbiriyle ilişki içerisinde

midir? Elbette. Her iki dalda insanı ilgilendirir. Edebi

eserlerde, o eserlerin yazılış dönemine ait bulgular

bulmak mümkündür. Örneğin; Orhun kitabeleri ilk

yazılış metnimizdir.

ESMANUR DURSUN

KALEM !Z! | 1

15


deneme

Notada Düşlerim

Müzik, yalnızca şarkı sözlerinden ibaret değildir. Şairin iç sesi, bülbülün

ağıdı, bir insanın feryadı yani aslında evrensel olduğunu gözler önüne seren

her şey...

Her insanın heyecan duyduğu, kendini en hissettiği bir şey vardır ya işte

benimkisi de müzik. Şarkı söylerken ruhumun titremelerini görüyor

insanlar. O anda içimin nasıl hoşnut olduğunu anlatamam size.

Emil Zeign dediği gibi;

Müzik duygularımızın açık dilidir. Belki de bu yüzden şarkı söylerken

herkesin beni anladığını düşünmem.

GÜLSÜM GÜL

KALEM !Z! | 1

16


deneme

ÖĞRETMEN

Sancısal yangınlarımızı söndüren ve sanki bunlar artık birer sanrıymış gibi

hissettirendir öğretmen. Ellermiz yaralı, zihinlerimiz boş ve biz hayata dair

savunmasızken o sevecen sesiyle yaklaşandır bize.

Öğretmenlerimiz öylesine güçlüler ki geç kaldığımız her bilgi ve kaçırdığımız her

fırsat için bizler adına hayattan özür dilemesini bilirler. Kimseler bizim için umıtlanmasa

bile onlar bize hep yetişmeye çalışırlar.Biz çukurlara hapsolmuşken onlar hep yüksekleri

işaret ettiler. Biz ısrarla olmuşlarda debelenip dururken onlar ısrarla olacak

güzelliklerden bahsettiler. Onlar bize hep bir yol, hep bir ışık oldular.

Işıklar sönmeden hemen önce bilinsin ki her ne olursa olsun yıllar sonra onlardan en az

birini çok iyi hatırlıyor, her birinden farklı dersler edinip farklı anılar biriktirmiş

olacağız. Çünkü bu kutsal meslek onların omuzlarında birer yük değil kanat. Dünyanın

en güzel ülkesi olan okullarda, dünyanın en saygın ve zor işini yapan öğretmenlerimiz

sayesindedir gözlerimizde gelecek adına taşıdığımız umut.

MİRAY PEKER

KALEM !Z! | 1

17


ARAŞTIRMA

BİR İHTİDA ÖYKÜSÜ: YUSUF İSLAM

Yusuf İslam, 1948 yılında Hristiyan bir ailenin ferdi

olarak Londra’da dünyaya gelmiştir.Cat Stevens adıyla

girdiği müzik dünyasında milyonlar tarafından dinlenen

ve takip edilen başarılı bir pop yıldızı olur. Normal

standartların üzerinde bir imkana sahipken hissettiği bir

eksiklik onu ‘’anlam arayışına’’ sürüklemiştir.

Hakikati arayanların bulmaya en yakın kişiler olduğunu

bilenler bilir.İbrahimi bir arayışın modern zamandaki

izdüşümünü görüyoruz Cat Stevens’in öyküsünde..Sahip

olduğu şöhreti,renkli hayatı terk etmiş uzunca bir

sorgulama serüveninin ardından bulduğu İslam’a hicret

etmiştir.Cat Stevens’in kaleminden çıkan ‘’Neden Hala

Gitar Taşıyorum’’ kitabı,Yusuf İslam olma yolundaki

hikayesini samimiyet dolu ifadelerle etkileyici bir şekilde

okurlarına sunmaktadır.

1976 yılında bir kaza sonrası boğulmak üzere olan ve

Tanrı’ya yakaran Cat Stevens, duasında şöyle der;

‘Tanrım,eğer beni kurtarırsan senin için çalışacağım’ diye

söz verir.Yaşadığı bu trajik olay onun ruh halini

sarsar.Yahudi bir kızla evli olan abisi David, Mescid-i

Aksa ziyaretinde Müslümanların genel tavrından etkilenir,

İslama karşı derin bir sempati duyar ve kardeşi Steven’a

aldığı Kur’an ile Londra’ya döner.Katolik kilisesine bağlı

Hristiyan bir babanın çocuğu olan Cat Stevens başta

Kur’an’a karşı mesafeli davransa da sonrasında bir sene

boyunca Kur’an üzerinde yoğunlaşır.Bir çok surede

hayretler içerisinde kalır.O günlerde hissettiklerinden

şöyle bahseder;

‘’Kur’an üzerinde çalışırken yaşadığım en muhteşem

anlardan biri,Yusuf’un hikayesini okuduğum

zamandır;İncil’dekine çok benzer.En çok surenin sonuna

doğru sarsıldım.Orada Yusuf’u daha önce kuyuya atmış

olan kardeşleri,onunla karşı karşıyadır ama hakkında

kötü konuşup ona iftira ederler.Oysa Yusuf orada sabırla

bekler.Aman Allah’ım!Bu beni çok etkilemişti;

‘’Father&Son’’ şarkım için yazdığım sözlerim gibiydi:

‘’All the times that i’ve cried keeping all the things ı knew

inside’’(Bildiklerimi kendime saklayıp da ağladığım bütün

o zamanlar…)

İşte o an ağladım ve gerçekten kim olduğumu

anladım:Ben bir Müslüman’dım, Allah’a teslim olmuştum

ve Kur’an’da benim, okyanusta verdiğim sözü tutmam

için benim anahtarımdı.’’

B1977 yılında Londra Merkez Camii’ne gider.Cuma

namazı sonrası imama Müslüman olmak istediğini

söyler.Ve Kelime-i Şehadet getirerek İslam kervanına

katılır.Kur’an’ı okurken çok etkilendiği Yusuf

Peygamberin ismini almak ister ve adını Yusuf İslam

olarak değiştirir.

Yusuf İslam’ın Müslümanlarla ilgili ilk gözlemlerinden

biri, içinde bulundukları yozlaşma halidir.İnandıklarını

söyledikleri Kur’an’dan uzaklaşmış seküler bir topluma

dönüşen İslam toplumunun bu durumunu şu şekilde ifade

eder:

‘’Maalesef pek çok Müslüman İslam’ı doğumdan miras

aldı ve onu gerçek anlamda incelemedi veya imanını çok

iyi açıklama becerisini kazanamadı.Çoğu Müslüman temel

meseleleri zaten herkesin bildiğini varsaydığı için hata

yapıyo.’’(Neden Hala Gitar Taşıyorum sf.4)

‘’Ben Kur’an’ı okudum Müslüman oldum.İlk önce

Müslümanları tanısaydım asla Müslüman

olmazdım.Kusursuz olan İslam’dır.Müslümanlar değil.’’

Müslümanların içinde bulunduğu bu girdaptan

kurtuluşun İslam’ın özüne dönmekle mümkün olduğunu

düşünür Yusuf İslam.Ancak böyle bir dönüşle

özgürleşecek, prangalarından kurtulabilecekti.Yusuf İslam

Müslüman olduktan sonraki hislerini ‘’Kendimi o kadar

özgür hissediyorum ki adeta uçuyorum’’ ifadeleri ile

aktarır.Ailesine karşı İslam’ı tebliğ etme sorumluluğunun

bilincinde olması ve İslamı doğru yaşayarak rehberlik

etmesi onların İslamla buluşmasında önemli bir etken

olmuştur.

Yusuf İslam müziğe verdiği uzun bir aranın ardından

2006 yılında gitarını tekrar eline alır ve müziğe geri

döner.O artık İslam’ın mesajını yaymak için müzik

yapacaktır.Ürettiği içerikle takipçilerine İslamı duyurmayı

misyon edinmiştir.Müziğe dönmesini ‘’insanların

ekranlarda şiddetle yan yana gelmemiş bir Müslüman

görmesi gerektiğini düşündüm.O kadar çok Müslüman

bunun için gelip bana teşekkür etti ki’’ diye açıklar.

Özellikle Batının ‘İslamofobi’ düşüncesinin ürünü olarak

Müslümanların şiddetle ilişkilendirildiği bu dönemde

Yusuf İslam’ın bu çalışmalarını önemsiyoruz .

Müslümanlar olarak NESLİHAN İslam’ı her YARIMAY alanda samimiyetle temsil

edecek Yusuf İslam’lara çok ihtiyacımız var…

KALEM !Z! | 1

18


Almanya

KALEM !Z! | 1


KALEM !Z! | 1

19


KALEM !Z! | 1

20


KALEM !Z! | 1

21


ŞİİR

SANRI

Zihnimin en tenha yerinde tasvir ediyorum suretini.

Zamanı silkeliyorum gözaltlarına.

Bak, en sevdiğin şarkı çalıyor hala plakta,

Verdiğin acıyı yaşatıyorum bir şiir mısrasında.

Yadsı kıl şimdi bu cümlelerimi.

Yıldızlı geceyi ve çetrefilli hislerimi.

Budalaca seviyorum seni.

Ve sakın tekabül etme o zevahiri

Düşlerim beklemiyor artık seni.

Belki de son kez terketmelisin beni

Bir kez daha hatırlatmamalı 7 Şubat bizi...

SÜMEYYE ÖZEREN

KALEM !Z! | 1

22


ŞİİR

H A P S O L M U Ş U M

Sen gözlerime bakardın

Ben sevgine

Sen ellerimi izlerdin

Ben çektiğim özlemini

Bir bülbül öterdi

Senin sesin sanardım

Bir çiçek açardı

Senin yüzün sanardım

Güneş açınca uyanmazdım

Seni beklerdim hep

Sen bana bak

Ben gözlerine uyanayım

Samet AKTAŞ

KALEM !Z! | 1

23


ŞİİR

SATILIK

DUVAR

Kanunlar işlenmiş duvara;

Aşk yücedir, büyüktür.

Seni, güzel kılandır.

Mutlu eder bir tek sana özeldir.

Kimse yazmamış

Oysa;

Acıdır aşk!

Can yakar acımadan.

Ağlatır, üzer kırar...

Satılık duvar, yalanlar ile dolu.

Kurallar bir bilmece gibi.

Hiçbir yere varmıyor sonu.

Uçsuz bucaksız bir okyanus.

KALEM !Z! | 1

Korkaklar için bir ölüm

fermanı.

Cesaretliler için, kayıp bir

yol.

Her türlü yok olacaksın.

Satılık duvar,

Herkesi kandırıyor.

GÜLSEVER ÇAKAR

24


ŞİİR

NÖBET

KALEM !Z! | 1

Kışlanın ortasına kar yağdı.

Talim yeri suyla doldu,

Aklımda anamın adı.

Askerde burukluk olmaz.

Dağı gören pencereye git,

Üzerinden mahsunluğu at.

Bu asker esvabıyla ağlanmaz.

Demirkapı mezarlığın karşısı,

Vakit, gecenin ortası.

Dudağımda yemen türküsü,

Nöbette şiir yazılmaz.

MURAT KESER

25


ŞİİR

S E N İ N L E

G U R B E T

Ş i i r y a z d ı m b u g ü n ö z l e m i n d e n ,

Ç o k m u g ö r d ü n b e n i g ö z l e r i n d e n ?

D ö n ü p b a k m a m y ü z ü n e , a ş i k a r .

O s o n s ö z l e r i n d e n .

S e n b e n i m h e r ş e y i m ,

B u l u t u m , g ü n e ş i m .

Y ı l d ı z ı m a y ı m .

S e n b e n i m k ı ş ı n y a ğ a n y a ğ m u r u m .

G ö n ü l b u s e n d e n ö t e s i g u r b e t .

G u r b e t t e o l m a k g e r e k ,

S e n d e n d e g i t m e y e r e k .

C e m a l S ü r e y a ' n ı n d e d i ğ i g i b i ;

U z a k t a n s e v e m e d i y s e n i z b i r i n i ,

H i ç s e v d i m d e m e y i n .

B e n s e n i u z a k t a n s e v d i m ,

Ç o k ş e y k a y b e t t i m . . .

K A D İ F E G Ü N

KALEM !Z! | 1

26


F E R İ T A S I M Ö Z D E M İ R

ŞİİR

SEVGİ

DİLİM

Sevgi zifirinin ateş böceğidir.

Yardımın olmadan yaşayamam buralarda,

Ellerimden tut beni , bırakma bu cihanda.

Şu zihnimdeki yerinin değerini bilsen İçimi

dökebilsem, yanımda bitiversen.

Biliyorum ki arkanı dönüp gideceksin,

Dinlemeden, ellerimden kayıvereceksin.

Sen gel yanıma, seninle aşkı öğrenelim.

V e r d i ğ i m d e ğ e r i k a l b i n d e s a k l a r

m ı s ı n ?

Y o k s a b i r a v u ç ç ö p s a y ı p , y a k a r m ı s ı n ?

S e n b a ş k a l a r ı n a b e n z e m i y o r s u n ,

T e r k e t m e z s i n d e ğ i l m i ?

Y o k s a b a n a a z a p o l a c a ğ ı n ı b i l e s i n .

A ş k ı m ı s a n a n a s ı l g ö s t e r e y i m ? B i r g ü l

m ü y o k s a ş i i r m i ?

B e n m i n e i s t e r i m ?

S a d e c e S e n !

Ü s t e l i k s e n i n o l m a m a n a r a ğ m e n ,

Y i n e S E N . . .

KALEM !Z! | 1

27

F E R İ T A S I M Ö Z D E M İ R


ŞİİR

TABİATIN YÜZÜNDE

Yalınayak bir gece,

Aksak bir gökyüzü,

Kaldırımda, yüksek ökçe.

Dövülüyor pencere...

Mayhoş sözler heceliyor,

Daha on beşinde.

Geçiyor avlumuzdan,

Kayıp bir dönence...

Islanıyor tüm kubbe.

Depreşip duruyor ülke...

Vicdan ağlıyor

Tabiatın yüzünde...

Yokluk bu mu Güzeşte?

HATİCE TÜRKOĞLU

KALEM !Z! | 1

28


LANGUAGE

ARTİCLES

KALEM !Z! | 1


THE MAGAZİNE

F A M O U S N E W S


Queen II

Elizabeth

KALEM !Z! | 1

32


El zabeth Alexandra Mary; 21 Apr l 1926 – 8

September 2022) was Queen of the Un ted

K ngdom and other Commonwealth realms from

6 February 1952 unt l her death n 2022. She was

queen regnant of 32 sovere gn states dur ng her

l fet me and 15 at the t me of her death. Her

re gn of 70 years and 214 days was the longest

of any Br t sh monarch and the longest ver f ed

re gn of any female monarch n h story.

El zabeth Alexandra Mary; 21 Apr l 1926 – 8

September 2022) was Queen of the Un ted

K ngdom and other Commonwealth

realms from 6 February 1952 unt l her

death n 2022. She was queen regnant of

32 sovere gn states dur ng her l fet me

and 15 at the t me of her death. Her re gn

of 70 years and 214 days was the longest

of any Br t sh monarch and the longest

ver f ed re gn of any female monarch n

h story.

El zabeth was born n Mayfa r, London, as the

f rst ch ld of the Duke and Duchess of York (later

K ng George VI and Queen El zabeth The Queen

Mother). Her father acceded to the throne n 1936

upon the abd cat on of h s brother K ng Edward

VIII, mak ng Pr ncess El zabeth the he r

presumpt ve. She was educated pr vately at

home and began to undertake publ c dut es

dur ng the Second World War, serv ng n the

Aux l ary Terr tor al Serv ce. In November 1947,

she marr ed Ph l p Mountbatten, a former pr nce

of Greece and Denmark, and the r marr age

lasted 73 years unt l h s death n 2021. They had

four ch ldren: Charles, Anne, Andrew, and

Edward

33


When her father d ed n February 1952, El zabeth

—then 25 years old—became queen of seven

ndependent Commonwealth countr es: the

Un ted K ngdom, Canada, Austral a, New

Zealand, South Afr ca, Pak stan, and Ceylon

(known today as Sr Lanka), as well as Head of

the Commonwealth. El zabeth re gned as a

const tut onal monarch through major pol t cal

changes such as the Troubles n Northern

Ireland, devolut on n the Un ted K ngdom, the

decolon sat on of Afr ca, and the Un ted

K ngdom's access on to the European

Commun t es and w thdrawal from the

European Un on. The number of her realms

var ed over t me as terr tor es ga ned

ndependence and some realms became

republ cs. As queen, El zabeth was served by

more than 170 pr me m n sters across her

realms. Her many h stor c v s ts and meet ngs

ncluded state v s ts to Ch na n 1986, to Russ a

n 1994, and to the Republ c of Ireland n 2011,

and meet ngs w th f ve popes.

.

S gn f cant events ncluded El zabeth's coronat on n

1953 and the celebrat ons of her S lver, Golden,

D amond, and Plat num jub lees n 1977, 2002, 2012, and

2022, respect vely. Although she faced occas onal

republ can sent ment and med a cr t c sm of her fam ly—

part cularly after the breakdowns of her ch ldren's

marr ages, her annus horr b l s n 1992, and the death n

1997 of her former daughter- n-law D ana, Pr ncess of

Wales—support for the monarchy n the Un ted K ngdom

rema ned cons stently h gh throughout her l fet me, as

d d her personal popular ty.[1][fa led ver f cat on]

El zabeth d ed on 8 September 2022 at Balmoral Castle

n Aberdeensh re, at the age of 96, and was succeeded

by her eldest ch ld, K ng Charles III. Her state funeral

was the f rst to be held n the Un ted K ngdom s nce that

of W nston Church ll n 1965.

34

Ö Z G E N U R Ş A B A H A T


BİRAZ

BİZDEN

GEÇMİŞ OLSUN TÜRKİYE!

Deprem gibi ciddi bir olay

esnasında hayat üçgeni olarak

da adlandırılan bu yöntem

doğru yapıldığında hayat

kurtarıyor. Hayat üçgeni,

canlıların nefes alabileceği

küçük alanlardır. Evlerimizin

içinde hayatta kalacağımız

kadar büyüklükteki boşluklara

hayat üçgeni denir.

35


Havanızı DEĞİŞTİRECEK Kitaplar

İnsanı umursayan, acılarını paylaşan,

yaşamın bütünselliğini savunan bir

kültürün mesajı... Evrensel dostluk ve

barışın hikâyesi...

Bir Çeroki Kızılderilisi olan Küçük

Ağaç'ın annesini ve babasını

kaybetmesinden sonra büyükannesi ve

büyükbabası ile yaşarken başından

geçenleri konu alır.

BİRAZ

BİZDEN

On yedinci beyaz çocuğunu

büyüten ve kendi oğlunun trajik

ölümünün neden olduğu

yaraları iyileştirmeye çalışan

Aibleen, aşçılıktaki başarısı da

en az dilinin sivriliği kadar

dillerden düşmeyen Minny ve

üniversiteden dönüp onu

büyüten biricik hizmetçisinin

neden evlerinden ayrıldığını

anlamaya çalışan Bayan

Skeeter.

Romanda, işlediği bir suçtan çok,

gerçek duygularını dile getirdiği ve

toplumun istediği kalıba girmeyi

reddettiği için dışlanan bir “yabancı”

aracılığıyla, XX. yüzyıl insanının içine

düştüğü yabancılaşma anlatılır.

36


Havanızı DEĞİŞTİRECEK Filmler

BİRAZ

BİZDEN

Gizli Sayılar, Theodore Melfi tarafından

yönetilen ve Melfi ile Allison Schroeder

tarafından Margot Lee Shetterly'nin kurgusal

olmayan aynı adlı kitabından uyarlanan 2016

yapımı Amerikan biyografik drama filmi.

Film Uzay Yarışı'nı kazanmak için NASA'ya

yardım eden Afro-Amerikan matematikçi

kadınların hikâyesini anlatmaktadır.

Güçlü Kadınlardan Güçlü hikayeler çıkar.

Gücünü Keşfet

Kardeşinin feragat

etmesiyle gönülsüz bir

sekilde tahta geçen Kral

VI. George, kekemelik

sorununu yenmek için

Lionel Logue adlı bir

konuşma terapisti tutar.

Trajikomik bu hikayeyi

çok seveceksin

Tom & Jerry, Jerry’nin hain

planlarını engellemek için Tom

ile anlaşan genç bir kadının

hikayesini konu ediyor.

Patronunun kendisini kapının

önüne koymasını engellemek için

Kayla, Tom birlikte hareket edip

Jerry’yi durdurmanın yolunu

bulmalıdır.

Kahkaha ikilinin macerasına

sende katılmalısın


BİRAZ

BİZDEN

R E P

L İ K

H A

N E

38


BİRAZ

BİZDEN

- Bir şeyler yapmak

her zaman izlemekten

daha eğlencelidir.

"SQUİD GAME"

- Belki de Tanrı beni henüz

doğmamış insanlar için

Ressam yapmıştır...

"VİNCENT VAN GOGH"

39


BİRAZ

BİZDEN

- Bence insan eğer

kafasına koyarsa her

şeyden zevk alabilir.

"YEŞİLİN KIZI ANNE"

- Bir çocuk, bir öğretmen, bir kalem ve bir

kitap dünyayı değiştirebilir. Bir adam

dünyayı yıkabiliyorsa neden bir kız

değiştiremesin..

"BALIKÇININ GÜNLÜĞÜ"

40


T

BİRAZ

BİZDEN

E

E

S

İ

S

K

N

O

H A Y A T I N I

K O L A Y L A Ş T I R A C A K

U Y G U L A M A L A R

GOOGLE KEEP

Google tarafından

geliştirilen bir not alma

uygulamasıdır. Hem listeler

yapmanızı hem not

tutmanızı sağlarken sesli

notları da yazıya

dönüştürüyor.

WİFİ ALBUM

Fotoğraflarınızı ve videolarınızı çözünürlüklerini

düşürmeden bilgisayarınıza atmanızı sağlıyor.

Uygulamada verilen linki Google'la yazdığınızda

tüm veriler bilgisayarınıza aktarılmış olacaktır.

Dikkat etmeniz gereken şey;

Kendi ağınızın dışında bir ağ kullanacaksanız,

uygulamadan Setting menüsünden On konumunu

açıp

kullanıcı adı ve şifre belirlemeniz diğer ağların size

erişimini engelleyebilirsiniz.

KITSORT

Alacağınız kitabı en uygun

fiyata nereden

alabileceğinizi listeliyor.

Siteye doğrudan erişim

sağlaması da güzel bir

kolaylık.

PHOTOROOM

Fotoğraflarınızın arka

planını profesyonel biçimde

silmenizi sağlıyor. Arka

planınıza uygun tasarımlar

da sunuyor.

41


BİRAZ

BİZDEN

S Ö Z

L Ü K

H A

N E

T E R M İ N O L O J İ

42


A L L E G O R İ:

B İ R Ö Y K Ü , B İ R D Ü Ş Ü N C E Y A

D A K A V R A M I N F İ G Ü R A T İ F

B İ R S İ M G E H A L İ N D E

B E T İ M L E N İ Ş İ .

MOLEKÜL

.

E L E M E N T L E R İ Y A D A B İ L E Ş İ K L E R İ

O L U Ş T U R A N V E O N L A R I N Ö Z G Ü L

N İ T E L İ K L E R İ N İ T A Ş I Y A N E N K Ü Ç Ü K

B İ R İ M .

AKSİYOM

D O Ğ R U O L D U Ğ U İ S P A T S I Z K A B U L E D İ L E N

M A T E M A T İ K S E L İ F A D E D İ R .

C A V E A:

C A V E A , A N T İ K D Ö N E M

T İ Y A T R O L A R I N D A O T U R U L A N

B Ö L Ü M L E R E V E R İ L E N A D D I R .

C A V E A L A R G E N E L O L A R A K R O M A ' D A

S O S Y A L S I N I F T A B A K A S I N A G Ö R E

K A D E M E L İ O L A R A K O R G A N İ Z E

E D İ L İ R L E R D İ

MEKANİZM

B Ü T Ü N O L A Y L A R I M E K A N İ K N E D E N L E R L E

A Ç I K L A M A A N L A Y I Ş I

KALEM !Z! | 1

43


K A H R A M A N M A R A Ş

H A T A Y

G A Z İ A N T E P

M A L A T Y A

E L A Z I Ğ

K İ L İ S

D İ Y A R B A K I R

A D A N A

O S M A N İ Y E

Ş A N L I U R F A

KALEM !Z! | 1

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!