You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Ancak sert oluşu nedeniyle kurşundan yapılma bu kalemlerle yazı ve çizim oldukça
meşakkatliydi. 16'ncı yüzyılda gerçekleşen bir keşif, bu konuda büyük bir gelişme
yaşanmasını sağladı. İngiltere'nin kuzeyinde bulunan Keswick'te mavi-siyah renkli, parıltılı bir
mineral keşfedildi. Önce kurşun cevheri olarak adlandırılan bu mineral çok daha iyi bir yazı
kalitesine sahipti. İsveç asıllı Alman kimyager Carl Wilhelm Scheele, 1789 yılında bunun
kurşundan farklı kendi başına bir cevher olduğunu kanıtladı ve ona "yazmak" anlamına gelen
Yunanca "graphein" kelimesinden türetilen "grafit" adını verdi.
Ancak grafit elleri boyuyordu. 1830 yılında Amerikalı Josef Dixon'ın aklına grafiti ahşapla
kaplama fikri geldi.
Kullanılan grafit de zaman içinde çeşitli değişimler geçirdi ve bugün ki halini aldı.
Şimdi kalemin yapılış aşamalarını anlatacağım:
Grafit, toz haline getirilir. Sonra; kil, su, balmumu ve bazı başka kimyasal maddelerle
karıştırılır.
Grafitten elde edilen macun, ince bir ip haline gelsin diye dar bir delikten sıkıp çıkarılır. İp,
kalem boyunda kesilir ve düz olarak kurutulur.
Sedir ağacından, bir kalem uzunluğunda kesilmiş suntalar rendelenerek düzeltilir ve bir
yüzlerine oluklar açılır.
İnce bir zamk tabakası, suntaların üzerine yayılır ve bir makine grafit çubukları oluklara
yerleştirir.
Üzerlerinde grafit ya da zamk olmayan, oluklu öteki suntalar, ilk suntaların üzerine
yerleştirilir. İki sunta, zamk kuruyuncaya kadar mengeneyle birbirine kenetlenir.
Bir makine suntaları kabaca kalem boyutunda keser ve kalemlere altıgen ya da yuvarlak
şekil verir.
Başka bir makine, kalemleri boyar. Boya kuruduğu zaman son makine kalemlerin
kenarlarını damgalar.
Böylece kalemler kullanılmaya hazır olur.
Yazar: Hasan Selman YILMAZ
Tasarım: Oğuzhan KILINÇ