21.11.2022 Views

Sâbigûn Dergisi 1

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

İlahiyatçı Yazar Orhan Vahapoğlu...

İSLAMI DOĞRU ANLAMAK

İnsan yeryüzünde halife olarak yaratılmıştır(1). Yani Allah’ın istediklerini yeryüzünde icra etmek için görevli kişidir. Bu

görev yerlere, göklere ve dağlara arzedimiş ama onlar bunun ağırlığı altında kalırız diye çekinmişler ama insan

yüklenmiştir (2) buyurarak yükümüzün ne kadar ağır olduğunu belirtir Rabbimiz. Benim yüküm yoktur, yada yük

almadan da İslamı yaşıyorum! diyenlere sözümüz yoktur. Emrolunduğun gibi dosdoğru ol (3) ayetinin geçtiği Hud

suresi ve benzerleri beni ihtiyarlattı buyurmuştur Rasullullah sav.

İşte bizi ihtiyarlatacak kadar ağır yükümüz olan İman ve gereğini yapma (hilafet) şuuru, kişiden bir duruş ister bâtıl’a

karşı, o kişiye bir bakış verir hangi olaya nasıl yaklaşması gerektiği hakkında, kalbinde otorite kurduğu kişiyi bir ideal

için yaşatır Allah’ın rızası uğrunda, ufukların ötesinde ki bir ideal için şehadete davet eder, şehadet bir ölüm değil bir

diriliştir. Kuru kuruya müminim demekle olmaz. İman bedel ister, iman yürek ister. İman ettik demek ve imtihan

edilmemek mümkün değildir(4). Herkes otururken yürüyecek, herkes yürürken koşacak İmam Rabbani ks gibi

Sâbigûn (5) müminler ile bu dava yürür. İslam’ı doğru yaşamanın bedelini her şeyiyle ödemiş ve Rabbani bir Alim

olarak kendisinden sonraki nesillere ve asırlara mümtaz ve aksiyon dolu bir hayat bırakmıştır. Ne çektiği zikri,

cihadına engel olmuştur, ne de cihad ediyorum diye zikri ihmal etmiştir. İslam’ı doğru anlamak işte bu olsa gerektir.

Putperest bir Hindistanı İslam’ın kalesi haline getirmiştir.

Allah’ın dinine yardım edene Allah yardım eder (6) ayeti Halidi Bağdadi ks gibi dava erlerinin nasıl bir yere

dayandığını, arkasında kimin olduğunu anlamak için yeterlidir. İslam’da ruhbanlik yoktur (7) anlayışını iliklerine kadar

hisseden Halidi Bağdadi sadece zikir meclisleri kurmak ve toplumun yaralarını görmezden gelmek ile dinin ihya

olmayacağını öylesine güzel hayatıyla ortaya koymuştur ki, “İçinizden bir topluluk bulunsun, hayra davet etsin, iyiliği

emretsin, kötülükten nehyetsin. İşte onlar kurtulacaklardir “(8) ayetinin mücessem bir şahsiyeti olmuş ve İslam’a cüz

(parça) değil kül (bütün) bakmak (9) nasıl olur işte bunu ümmetin önüne istifade için sunmuştur. Yüzden fazla

yetiştirdiği halife ile sadece kendi muhitini değil dünyayı ihya ve inşa etmeye çalışmıştır. Bu ümmetin Hayrı, emri bil

maruf’taır hakikatını ortaya koymuştur. Tasavvufi anlayışını ‘’Bir insanı kurtarmak sahralar dolusu kırmızı deveye

sahip olmaktan hayırlıdır’’ hadisi şerifi ile dizayn etmiştir.

Malı ve canı ile cihad (gayret) eden müminler ile yeryüzü ihya ve inşa olacaktır. Yoksa yemek, içmek, gezmek ve

dolaşmak ile hayatını tüketmeye çalışanlar için Cehennemin kapısı sonuna kadar gibi açıktır. Ahiretten korkuyorum

diyen talebesine Bediüzzamanin rh.a “ korkma titre” demesi, biraz dinlen diyenlere ‘’Dinlenmek için kabirde çok

vakit olacak’’ demesi bu sorumluluğun bir tezahürüdür. Allah var çözüm var (10) anlayışı Bediüzzaman gibi kamil

müminlerin hayat düsturudur. Müminim demenin bedelini ömrünün neredeyse yarısını sürgün ve hapisle ödemiştir.

Bedel ödeyeceği bir imana sahip olmak tam da budur.

Deizmin ve fuhşun, gençliği ele geçirdiği bir dönemde bunlara kayıtsız kalmak, evdeki boğa yılanını yada bir hırsızı

görüp de boşver demek gibidir. O yılan, o hırsız er geç o ailenin fertlerine de zarar verecektir. İlk emri ilim öğrenmek

ile alakalı bir emir (11) olan bir dinin mensubu için Kur’an ve sünnet çözüm sunmadık hiçbir mesele (12)

bırakmamıştır. Elimizde Kuran gibi bir burhan, sünnet gibi bir Kandil , İslamı doğru anlamış İslami şahsiyetler gibi

ayaklı Kuranlar ile yola çıktığımız sürece dostumuz ve yardım edenimiz Allah’tır.

Ahir zamanda imanının gereğini yaşamaya çalışmayı elinde kor ateş tutmaya (13) benzetmistir Rasullullah sav. Eli

yanmayanlarin, hayatlarını bir sorgulaması gerekmektedir zira bu bedel ödemediğinin ve dini yaşamadığının bir

kanıtıdır.

(1) Bakara 30

(2) Ahzab 72

(3) Hud 112

(4) Ankebut 2

(5) Vakıa 10

(6) Muhammed 7

(7) Müsned

(8) Ali İmran 104

(9) Bakara 85

(10) Tevbe 129

(11) Alak 1

(12) Nisa 59

(13) Ebu Davud

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!