You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Günümüzde, özellikle büyük şehirlerde ailelerin daha bilinçli davrandıklarını ve
çocuklarını ilkokul yaşı olan 6’yı beklemeden kreş,yuva ve anaokulu düzeyindeki
kurumlara gönderdikleri görüyoruz.Bu eğitimin çocukların gelişimine olan
katkıları yadsınamaz.Önerimiz bir çocuğun çok zorunlu şartlar olmadığı sürece
en az 3 yaşına kadar annesinin yanında kalmasıdır.3 yaşından sonra önce yarım
günlük oyun gruplarıyla başlayarak bir eğitim kurumuna devam etmesini
sağlamak ve 4 yaş civarı tam güne geçmek çocuğun uyumunu kolaylaştırması
bakımından önemlidir.
Bilindiği gibi okul,bir çocuğun ailesi dışındaki ilk toplumsal ve sosyal
çevresidir.Bu çevrede öğreneceği yeni bilgiler ve kazanımlarla çocuk yetişkin
yaşlarda karşılaşacağı sorunları çözme becerisi de kazanacak ve kendisine özgü
başa çıkma yöntemleri geliştirecektir.
Üstelik okul öncesi eğitim alması bir çocuğun okul sendromu olarak bilinen ve
pek çok çocuğun sıkıntı yaşamasına neden olan bazı sorunları yaşamadan okul
hayatına geçiş yapmasını kolaylaştıracaktır.Okul öncesi eğitim süreci boyunca bir
çocuk motor ve ince kas gelişimi olarak oyun etkinlikleriyle beraber yavaş yavaş
kalem tutmayı,makas kullanmayı,bilinçli olarak resimler çizmeyi öğrenecek ve
ayrıca sosyal bir varlık olmanın bilincine de sahip olacaktır.
Psikolojik olarak da arkadaşlarıyla paylaşmayı,uyum içinde ve beraber hareket
etmeyi,karar almayı,sorunlara çözüm üretmeyi,muhakeme yapmayı ve kendisi
olmayı öğrenecektir.İşte bütün bu faydaları nedeniyle son yıllarda eğitim
konusunda yapılan her vurgu ‘7 çok geç’ sloganıyla verilir.Gerçekten de 7 çok
geçtir ve bir çocuğa ne verilecekse ilk çocukluk dönemi olan 0-6 yaşlar arası
verilmelidir.Bilindiği gibi insan beyninin gelişiminin yaklaşık olarak % 80’lik
bölümü de 6 yaşa kadar tamamlanmaktadır.Durum bu kadar önemlidir ve okul
öncesi eğitim çok ciddiye alınmalıdır.