04.09.2022 Views

kupdf.net_bn-i-haldn-mukaddime-icilt-clearscanpdf

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

-- IBN-1 HALDÜN --

74

sında kurulmuş dengedir). Bu teraziyi Rab dikmiştir ve onu ayakta tutacak bir görevli

tayin etmiştir. İşte bu görevli hükümdardır".

Enılşirvan'ın söyledikleri de aynı anlamda: "Devlet asker ile, asker de mal ile

ayakta kalır. Mal vergi ile, vergi kalkınmışlık ile, kalkınmışlık adalet ile, adalet valilerin

işlerini düzgün yapmalarıyla, valilerin işlerini düzgün yapması da vezirlerin işlerinde

sağlam olmasıyla sağlanır. Bunların hepsinden önce ise, Hükümdarın halkının durumunu

bizzat takip etmesi ve onları yola getirmeye muktedir olması gelir. Böylece yönettiklerinin

ona değil, onun yönettiklerine hakim olması sağlansın".

İnsanların ellerinde dolaşan ve Aristo'ya nispet edilen "Siyaset" isimli kitapta da

bu konuya uyan bir bölüm vardır. Ancak konu gerektiği ölçüde ele alınmamış, deliller yeterli

verilmemiş ve başka şeylerle karıştırılmıştır. Aristo o kitapta Mılbazan ve Enılşirvan'dan

naklettiğimiz yukarıdaki sözlere işaret ediyor ve o sözleri başı ve sonu belli olmayan

bir daireye benzeterek söylüyor: "Dünya, bir bostandır ve o bostanı koruyan duvar

devlettir. Devlet kanunla yaşayan bir kuvvettir. Kanunu uygulayıp tatbik eden Hükümdardır.

Hükümdarlık askerlerin desteklediği bir düzendir. Askerleri ayakta tutan maldır.

Mal halkın topladığı rızıktır. Halk, adaletle korunup gözetilen kölelerdir. Adalet, dünyanın

kendisiyle ayakta durduğu cana yakın bir dosttur. Dünya bir bostandır ... " Sonra

tekrar sözün başına dönüyor.

Bu sekiz cümlelik siyasi ve hakimane söz, birbiriyle bağlantılı, sondakinin tekrar

başa döndüğü ve başı ve sonunun belli olmadığı bir daire gibidir. Aristo bu sözleri öğrenmiş

olmaktan dolayı övünüyor ve ondaki faydaları yüceltiyor. "Devletler ve hükümdarlık"

faslındaki söylediklerimizi dikkatlice okur ve üzerinde iyice düşünürsen, bu sözlerin

yorumunu ve detaylı açıklamasını en açık delilleriyle görürsün. Ben bunları Aristo'nun

veya Mılbezan'ın söylediklerinden değil, Allah'ın beni bu konulara vakıf kılmasıyla öğrendim.

Aynı şekilde lbn-i Mukaffa'nın söylediklerinde ve siyasete ilişkin risalelerinde de,

bizim bu kitabımızda ele aldığımız konularla uyuşan değerlendirmeler vardır. Ancak o

bu tür değerlendirmelere, hitabette, güzel ve belagatlı konuşmaktan bahsederken değinmiş

olup, bizim delilleriyle açık bir şekilde ortaya koyduğumuz gibi açık ve net olarak bu

konuları ele alıp değerlendirmemiştir.

Ebu Bekir Tartuşi de "Siracu'l-Mulılk" isimli eserinde bu konuların etrafında dolaşmış

ve kitabının konularını bizim bu kitabın konularına benzeyen bölümlere ayırmıştır.

Ancak o, oku hedefe isabet ettirememiş, meselenin özüne girememiş, konuları yeterli

ve hak ettiği ölçüde ele alıp değerlendirmemiş ve delillerini açıklamamıştır. Sadece meseleleri

bölümlere ayırmış, bol miktarda o konuyla ilgili rivayetlere yer vermiş ve dağınık

bir şekilde Büzürcümher, Mılbazan, Danyal ve Hürmüz gibi Farslı, Hindli ve diğer milletlerin

filozof ve bilgelerinin sözlerini nakletmiştir. Ancak konunun üzerindeki perdeyi

kaldıracak inceleme ve değerlendirmelerde bulunmamış ve buna ilişkin delilleri ortaya

koymamıştır. Sadece nasihat ve vaazlara benzer bir şekilde oradan buradan yaptığı alıntıları

derleyip bir araya getirmiştir. Bu haliyle de meselenin etrafında dolaşmış, ancak oku

hedefe isabet ettirememiştir.

Bana gelince, Allah, verdiği ilhamla beni bu konulara yönlendirdi ve beni yeni bir

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!