04.09.2022 Views

kupdf.net_bn-i-haldn-mukaddime-icilt-clearscanpdf

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

-- MUKADDiME --

71

ta vardır: her şeyden önce cam bir sandık içinde denize açılıp, sandığın o küçük hacmiyle

azgın dalgalarla boğuşmak mümkün değildir. Ayrıca hükümdarlar kendilerini böyle

tehlikelere de atmazlar. Böyle yapan zaten kendisini yok etmiş olur. Çünkü insanlar onun

böylesine tehlikeli bir maceradan sağ döneceğini beklemeyeceklerinden, bir an bile vakit

kaybetmeden başkasının etrafında toplanırlar. Yine cinlerin kendilerine has (maddi) şekilleri

ve suretlerinin olduğu bilinmiyor. Bilinen onların değişik şekillere girebildiğidir.

Hikayelerde, onların çok sayıda başlarının olduğu gibi hususların zikredilmesi, gerçek olduğu

için değil, çok çirkin ve korkunç görünüşlerini anlatmak içindir.

Bütün bunlar o hikayenin doğruluğunu sakatlayan şeylerdir. Hikayenin doğru olmasını

imkansız kılan, bunlardan daha önemli bir husus da şudur: Böyle bir cam sandık

içinde denize açılıp denizin dibine dalmak mümkün olsa bile, sandıktaki hava onun nefes

alma ihtiyacını karşılamada yetersiz kalacak, ruhu ısınacak, temiz ve serin havanın olmamasından

dolayı ciğer, kalp ve ruh dengesini yitirecek ve kişi orada ölecektir. Hamamda

veya derin kuyulara inenlerin ölmesi de temiz ve serin havadan mahrum kaldıkları

için olmaktadır. Derin kuyulara inenler, oranın rüzgar almayan, ısınmış ve kokuşmuş havasıyla

karşılaştıklarında anında ölmektedirler. Yine denizden çıkmış balığın ölümü de

aynı sebepten oluyor. Çünkü onun ısısını dengeleyen su soğuk, kara ise onun için çok sıcaktır.

İşte bu sıcaklık onun hayvani ruhuna hakim oluyor ve onu öldürüyor. Aynı şekilde

yıldırım çarpanlar ve benzerleri de bu sebepten ölüyor.

Yine Mesudi'nin naklettiği doğru olması imkansız haberlerden biri diğeri de Roma'daki

sığırcık kuşu heykeliyle ilgili anlattığı hikayedir. Buna göre yanlarında zeytin taşıyan

sığırcık kuşları, senenin belli bir gününde o heykelin yanında toplanırlarmış. Romalılar

da zeytinyağı ihtiyacını o getirilen zeytinlerden karşılarlarmış. Zeytinyağı ihtiyacını

karşılamada, işin doğasına ne kadar uzak bir hikayedir bu ...

Bunlara benzeyen haberlerden biri de Bekri'nin naklettiği "Zatü'l-Ebvab" (Çok

Kapılı) ismini taşıyan bir şehirle ilgili hikayedir. Buna göre şehir, otuz konaklık27 bir alanı

kapsamaktadır ve on bin kapısı vardır. Oysa şehirler, ileride açıklanacağı gibi,28 güven

içinde yaşanılacak korunaklı yerler olmaları için kurulurlar. Halbuki böyle bir büyüklük,

surlarla çevrilmenin ve korunaklı bir hale getirilmenin sınırlarını aşmaktadır.

Yine Mesudi'nin, Sicilmase Çölü'nde (Mağrib'in güneyinde bir yer) bütün binaları

bakır olan "Medinetü Nuhas" (Bakır Şehir) isminde bir şehir hakkında naklettiği hikaye

de bu türdendir. Buna göre Musa bin Nuseyr, Mağrib' e sefere çıktığında bu şehri

görmüş. Kapıları kapalı olan şehrin surlarına tırmananlar, yukardan şehre baktıklarında

aniden ellerini çırpıp kendilerini aşağıya atıyorlarmış ve bir daha hiç dönmüyorlarmış.

Gerçek olması imkansız bu tür haberler genellikle kıssa anlatıcılarının hurafeleri oluyor.

Sicilmase Çölü, kervanların ve yol kılavuzlarının uğrak yeri ve özelliklerini anlattıkları bir

bölgedir. Nedense bu şehirden hiç bahsetmemişlerdir. Aynı şekilde bu hikayede anlatılanlar,

şehirlerin kuruluşuyla ve binalarıyla ilgili bilinen gerçeklerin doğasına aykırıdır. Madenler,

süs eşyaları ve kap kacak yapımında kullanılırlar. Bir şehrin tamamen madenlerden

kurulması ise anlaşılacağı gibi imkansız bir şeydir.

21 Buradaki konak, ev anlamında değil, yolculukta iki mola süresi arasındaki mesafedir.

2a Dördüncü bölüm, beşinci fasıl.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!