04.09.2022 Views

kupdf.net_bn-i-haldn-mukaddime-icilt-clearscanpdf

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

-- MUKADDiME --

443

nispet edilen "Cefir" adındaki kitabtan dolayı "Eş-Şiatu Bi'l-Cefr" (Cefir'in Yardımcısı)

olarak isimlendirmiştir. Söylendiğine göre kitapta Abbasi devletinin başına gelecek olaylardan

bahsetmiş. Hicri yedinci yüzyılın ortalarında Bağdat'ın istila edileceğini ve Abbasi

devletinin çöküşünün bu ümmetin çöküşü olacağını söylemiş.

Biz bu kitabı görmediğimiz gibi, onu görmüş birini de görmedik. Belki de kitap,

Bağdat'ı istila edip son Abbasi halifesi Müsta'sım'ı öldüren Tatar hükümdarı Hülagu'nun

Dicle'ye attığı kitaplar arasında nehrin sularına gömülmüştür. Mağrib'te bu kitaba ait olduğu

söylenen ve "El-Cefru's-Sagi" (Küçük Cefir) olarak isimlendirilen bir parça ele geçmiştir.

Görünen o ki, bu kitap Abdulmü'min oğulları için, ayrıntılı olarak ve geçmişte yaşananlara

uygun düşecek şekilde, Muvahhidlerin ilk hükümdarlarından bahsetmek için

kaleme alınmıştır. Bu kitapta, Muvahhidlerin ilk hükümdarları hakkında söylenenlerin

ayrıntılı ve gerçeğe uygun olması, sonrası için söylenenlerin ise yalan çıkmış olması, onun

Abdulmü'min oğulları için yazılmış olduğunu ortaya koyuyor.

Abbasi devletinde Kindi' den sonra da müneccimler ve gelecekte yaşanacak olaylara

ilişkin bu müneccimler tarafından kaleme alınan kitaplar vardır. Taberi'nin, Abbasi

devletinin himayesinde olan Ebu Büdeyl'den naklettiği şu olay buna örnektir. Ebu Büdeyl

şöyle diyor: (Harun Reşid'in babası) Mehdi döneminde, Harun Reşid'le birlikte bir

savaşta bulunan Rebi ve Hasan bana birini gönderdiler ve gecenin karanlığında onların

yanına gittim. Yanlarında devletlerin başlarına gelecek olaylardan bahseden bir kitap vardı.

Kitapta Mehdi'nin süresi yirmi yıl olarak gösteriliyordu.

Onlara dedim ki, bu kitap Mehdi'ye gizili kalacak değildir. Onun hükümdarlık süresinden

geçen geçmiştir. O, bundan haberdar olunca siz ona kendi ölümünü haber vermiş

olursunuz. Dediler ki: Çözüm nedir? Bunun üzerine ben Büdeyl ailesinin azatlısı

olan kağıtçı Anbese'yi çağırdım ve ona dedim ki, bu kağıdı değiştir, oradaki on yerine

kırk yaz. Söylediğimi yaptı. Vallahi, eğer önceki on yazısını görmemiş olsaydım, sonraki

kırk yazısından asla şüphe etmezdim.

Sonra insanlar -Allah'ın dilediği kadar- şiir ve nesir olarak, devletlerin başlarına

gelecek olaylar hakkında bu gibi şeyleri yazmaya devam ettiler ve "melahim" (büyük savaşlara

ve olaylara ilişkin bilgiler) olarak isimlendirilen, bu yazıların çoğu parça parça insanların

ellerinde dolaştı. Bu konuda yazılanların bazıları, genel olarak İslam milleti, bazıları

da özel olarak belirli devletler hakkında oluyor ve hepside meşhur kişilere nispet

ediliyordu. Ancak bunları gerçekten nispet ettikleri kişilerin yazmış olduğuna ilişkin hiçbir

dayanak yoktur.

Melahim (tekili melhame) olarak isimlendirilen bu yazılardan biri, Mağrib'te insanlar

arasında elden ele dolaşan İbn-i Mürrane'nin kasidedir. Halk bu kasidede söylenenlerin

genel olaylar hakkında olduğunu sanıyor ve onları hem şimdiki zaman, hem de

gelecek ile irtibatlandırıyor. Oysa biz üstatlarımızdan, o kaside söylenenlerin Lemtune

devletine özgü olduğunu duyduk. Çünkü İbn-i Mürrane, Lemtune devletinden hemen

önce yaşamıştır ve kasidesinde Lemtunelerin, Sebte'yi HamCıd oğullarında alacaklarından

ve Endülüs'te hakimiyet kuracaklarından bahsediyor.

Mağriblilerin elinde dolaşan melahimlerden bir başkası da "Tübbeiyye" olarak

isimlendirilen kasidedir. Bu kaside şöyle başlar:

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!