04.09.2022 Views

kupdf.net_bn-i-haldn-mukaddime-icilt-clearscanpdf

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

-- MUKADDiME --

439

ve keşif yoluyla -başka velilere malum olduğu gibi- Cafer Sadık ve onun gibi ehl-i beytten

olan diğer bazı kişilere malum olmuştu ve Cafer'in yanında bulunan küçük bir öküz

derisine yazılıydı. İşte Harun Aceli bu bilgileri ondan rivayet edip yazdı ve bilgileri yazdığı

kitabını da, -bu bilgilerin ilk yazılı olduğu derinin ismiyle- "Cefir" olarak isimlendirdi.

Çünkü cefir'in anlamı küçük demektir. Sonra bu isim, bu kitabın özel adı oldu.

Bu kitapta, Cafer Sadık'tan rivayet edilen ve içeriğinde garip manalar olan

Kur'an'ın tefsiri vardı. Bu kitap kesintisiz olarak rivayet edilmediği gibi bizzat kendisi de

bilinmiyor. O kitaptan ortaya çıkan sadece delil olamayacak münferit kelimelerdir. Şayet

bu kitap Cafer Sadık'tan sahih olarak bize ulaşsaydı -keramet ehli olarak kendisinden ve

ehl-i beytin diğer mensuplarından gelmiş olan- bu bilgiler ne güzel bir dayanak olurdu.

Sahih yollarla rivayet edildiğine göre Cafer, bazı yakınlarını başlarına gelecek olaylar konusunda

uyarıp, onları girişecekleri şeyleri yapmaktan sakındırıyor ve uyarıda bulunduğu

bu hadiseler gerçekleşiyordu.

Örneğin amcası Zeyd'in oğlu Yahya'yı da (hilafeti elde etmek amaayla) harekete

geçmekten sakındırmış (ve ona öldürüleceğini söylemiş), ancak Yahya onu dinlememiş,

harekete geçmiş ve bilindiği üzere Cevzecan'da öldürülmüştür. Kerametler onların (ehl-i

beytin) dışındakiler için geçerli olduğuna göre, acaba ilim, dindarlık, kerim bir asıldan

(Hz. Peygamber'in soyundan) gelmek gibi hasletlere sahip olan bu insanların kerametlerinden

şüphe edilebilir mi?

Bu gibi sözler kimseye isnad edilmeden ehl-i beyt arasında çok fazla nakledilmektedir.

Bu haberler arasında Ubeydiyyin devleti hakkında olanları da çoktın. tbn-i Rakik'in,

Şii Ebu Abdullah'ın, Ubeydullah Mehdi ve oğlu Muhammed Habib ile buluşmasını

ve onların Ebu Abdullah'ı, Yemen'deki davetçileri olan İbn-i Havşeb'e göndermelerine

dikkat et. Evet, onlar Ebıi Abdullah'ı, İbn-i Havşeb'e göndermişler, onun Mağrib'e giderek

daveti orada yaymasını emretmişler ve davetin orada başarıya ulaşacağının kendilerine

ilham olunduğunu söylemişlerdir.

Ubeydullah, Afrika' da kurmuş oldukları devlet güçlendikten sonra, Mehdiye şehrini

kurumuş ve şöyle demiştir: "Bu şehri, günün bir saatinde Fatımilerin ona sığınıp korunmaları

için kurdum." Sonra onlara (bu şehri fethetmek için gelecek olan) "Scihi.bu'l­

Hımar" (Eşek Sahibi) lakaplı Ebu Yezid'in duracağı yeri göstermiştir. Daha sonra torunu

İsmail Mansur, onun bu söylediklerini öğrenmiştir. Ebu Yezid, Mehdiye'yi kuşatınca, İsmail

onun durduğu yeri soruşturmuş ve onun, dedesi Ubeydullah'ın gösterdiği yerde

durduğunu öğrenince zafer kazanacağından emin olarak şehirden çıkıp onunla savaşmıştır.

Neticede onu hezimete uğratmış, Zab bölgesine kadar onu takip etmiş ve orada

ele geçirip öldürmüştür. Onlar arasında bu gibi haberler çoktur.

Tencim (Müneccimlik):

Müneccimler ise, devletlerin başlarına gelecek olayları bilmek için yıldızların (gök

cisimlerinin) hareketleri ve konumlarını (ahkamu'n-nucumiyye) esas alırlar. Özellikle de

bunlardan en yüksek iki tanesi olan "Zuhal" (Satrün) ve "Müşteri"nin (Jupiter'in) hareket

ve konumlarını. Bu ikisi (bir burçta) her yirmi yılda bir kere birbirine yaklaşır (kıran

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!