04.09.2022 Views

kupdf.net_bn-i-haldn-mukaddime-icilt-clearscanpdf

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

-- lBN-l HALDÜN --

318

etkisini dile getiriyor. Ancak tespiti doğru değildir. (Galibiyetin açık sebeplere dayanması

durumunda) doğru olan, bir taraftaki askerlerin hepsinin tek bir asabiyete mensup olması,

diğer tarafın askerlerinin ise birden çok asabiyete mensup olmalarıdır. Çünkü asabiyetler

farklılaşınca, birbirlerinin yardımına koşmama durumu ortaya çıkıyor. Çünkü

her asabiyet, ayrı bir topluluk (asabiyet) konumundadır. Oysa tek bir asabiyete bağlı

olanlar arasında böyle bir durum yaşanmaz. Sonuçta farklı asabiyetlerden oluşan taraf,

tek bir asabiyetten oluşan tarafa mukavemet edemez. Bu husus böylece bil.

Bil ki Tartuşi'yi bu görüşe sevk eden şey, yaşadığı ülkede asabiyet gerçeğinin unutulmuş

olmasıdır. Onlar, kendilerini savunma ve haklarını elde etme işini, asabiyet ve nesep

durumunu hiç göz önünde bulundurmadan, kendi içlerinden oluşturdukları bir topluluğa

havale ederler. Bu husus daha önce açıklamıştık. Tartuşi'nin görüşünün doğru kabul

edilmesi, zafere ulaşmanın, orduların sayısı ve silahların çokluğu gibi açık sebeplere

bağlı olduğunu gerektirir ki, acaba bu hususlar zafere ulaşmanın garantisi olabilir mi?

Daha şimdi, bu hususlardan hiç birinin, hile ve ilahi yardım gibi gizli sebeplerle zafer kazanılmasına

engel olamadığını ortaya koyduk. Bu hususu ve varlıkların durumlarını iyi

anla. Allah geceyi ve gündüzü takdir edendir.

* * *

Savaşlarda, gizli ve tabii olmayan sebeplere dayanan zaferlere eşlik eden hususlardan

biri de şöhret kazanılmasıdır. Hükümdarların, alimlerin, sfilih kimselerin ve genel

olarak kendilerine faziletli işleri şiar edinmiş erdemli kişilerin hak etmedikleri halde tesadüfen

şöhret sahibi olmaları pek görülmez. Pek çok kişi de aslında öyle olmadıkları

halde kötü bir şöhrete sahip olmuşlardır. Yine pek çok kişi, şöhret sahiplerinden daha layık

oldukları halde, tanınıp şöhret olamamışlardır. Bazen tesadüfen tanınıp şöhret olan

kişi, gerçekten de buna layık bir durumda olur.

Bütün bunların sebebi, şöhret olma ve tanınmanın, ancak insanlar arasında haberlerin

yayılmasından kaynaklanmasıdır. İşte haberler nakledilip yayılırken, gerçek

maksatlar unutulur veya göz ardı edilir ve işin içine taassup, taraftarlık, vehimler, cehalet,

nakledilen haberlere uygun düşecek şekilde uydurulmuş hikayeler, makam ve rütbe

sahiplerine yaklaşmak arzusuyla onları övme gibi durumlar karışır. Nefisler övülmeye

çok düşkündür ve insanlar dünya malı ve makamları için yarışırlar. Ancak bunların çoğu,

faziletli şeylere rağbet etmezler ve fazilet sahipleriyle yarışmazlar. O halde bütün bu

durumlar, gerçek ile nasıl uyum içinde olabilir? Bahsetmiş olduğumuz gizli sebeplerden

uzak olan şöhret, gerçek ile uyuşmuyor demektir. İşte, gizli sebeplere dayalı olarak gerçekleşen

her şey, talih olarak ifade edilir. Bütün eksikliklerden uzak ve yüce olan Allah en

iyi bilendir. Başarı da ancak ondandır.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!