04.09.2022 Views

kupdf.net_bn-i-haldn-mukaddime-icilt-clearscanpdf

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

-- IBN-I HALDÜN --

362

Abdulmelik zamanında kanatlar arasındaki mesafeler o kadar çoktu ki, arkada kalanları

yola koymak için bir ardçıya ihtiyaç duyulmuş ve yukarıda değindiğimiz gibi bu iş için

Haccac bin Yusuf görevlendirilmiştir. Endülüs Emevi devletinde de çok sayıda ardçı bulunuyordu.

Günümüzde ise bu ardçılardan haberdar değiliz. Çünkü biz, az sayıda askerleri

olan (küçük) devletlere yetiştik. Bunların askerlerinin sayısı, birbirlerini tanımayacak

kadar bir çokluğa ulaşmaz. Hatta genellikle iki tarafın ordusundaki askerlerin hepsini bir

mevkide veya kentte toplamak mümkün olmaktadır. Herkes herkesi tanır ve savaşlarda

birbirlerine isimleri veya lakaplarıyla seslenir. Dolayısıyla savaş için askerleri ta'bie düzenine

göre yerleştirmeye gerek yoktur.

Askerlerin Arkasına Saflar (Siperler) Kurmak:

Düşmana saldırıp çekilmek suretiyle yapılan savaşlarda, bazen askerlerin arkasına

cansız nesnelerden ve hayvanlardan saflar kurulur. Böylece askerler saldın ve geri çekilmelerinde

onları bir siper olarak kullanır. Bununla hedeflenen, savaşta sebat etmeyi ve

devamı sağlamak, galibiyete daha yakın olmaktır. Sebat ve şiddeti artırması için bazen

düzenli saflar şeklinde savaşanlarda bu şekilde hareket eder.

Saf düzeni içinde savaşan Farslar, içinde asker, silah ve bayrak bulunan tahtadan

yapılmış burçları fillerin üzerine yükleyerek, onları sanki birer kale gibi, askerlerin arkasına

düzenli bir şekilde yerleştirirlerdi. Böylece askerler kendilerini daha güçlü ve güvende

hissederlerdi. Müslümanlarla Farslar arasında yapılan Kadisiye savaşı buna örnek teşkil

eder. Farslar, savaşın üçüncü günü, Müslümanların üzerine fillerle şiddetli bir şekilde

hücum etmişler, ancak Müslümanlar da aynı şiddet ve azimle karşılık vermişler, Farsların

arasına karışarak kılıçlarıyla fillerin hortumlarını kesmişler, böylece filler ürküp geriye,

geldikleri yer olan Medain'e doğru kaçmışlardır. Bundan sonra Farslar tutunamamış

ve savaşın dördüncü gününde bozguna uğramışlardır.

Rumlar, Endülüs'teki Got hükümdarları ve acemlerin çoğu bunun için kürsü kullanırlar.

Savaş meydanında hükümdarın oturması için kürsü kurarlar ve kürsünün etrafı

hükümdar için canını verecek olan adamlar ve askerler tarafından kuşatılıp korumaya

alınır. Kürsünün köşelerinden bayraklar yükselir ve ayrı bir koruma çemberi olarak okçular

ile yaya askerler de kürsünün etrafına yerleştirilir. Kürsünün hacmi son derece büyük

olup, saldırı ve geri çekilmelerde askerler için bir sığınak işlevi görür. Kadisiye savaşında

Farslar da Rüstem'in oturması için böyle bir kürsü kurmuşlardı. Farsların safları

bozulup, Araplar kürsünün etrafına sokulduklarında, Rüstem kürüsüyü bırakıp Fırat

nehrine yönelmiş ve orada öldürülmüştür.

Arapların saldırıp çekilme şeklinde savaşanlarının çoğu göçebe hayat yaşayan bedevi

topluluklardır. Onlar, üzerinde aileleri ve eşyaları bulunan develeri bu amaçla

saf şeklinde düzene koyarlar. Develerden oluşan ve kendileri için bir sığınak vazifesi

gören bu safları "mecbüze" (kc:;ndisine çeken) olarak isimlendirirler. Bütün halklar savaşlarda

arkasına sığınacağı bunun gibi saflar oluştururlar. Seferlerde ve savaşlarda bunun

daha emin ve koruyucu olduğunu düşünürler. Ve bu herkes tarafından gözlemlenen bir

durumdur.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!