04.09.2022 Views

kupdf.net_bn-i-haldn-mukaddime-icilt-clearscanpdf

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

- MUKADDIME -

361

Çünkü bu şekildeki savaşta askerler, tıpkı kadehlerin dizilmesi veya namazda saf tutulması

gibi, saf saf düzene girerler ve bu düzen içinde düşmanın üzerine yürürler. Onun

için çarpışmalar esnasında daha sağlam, daha dayanıklı ve düşman için daha korkutucu

olurlar. Çünkü onlar bu halleriyle yerinden oynatılması umulmayan uzun bir duvar veya

görkemli bir saray gibidirler.

Allah Kur'an' da şöyle diyor: "Allah kendi yolunda kenetlenmiş bir duvar gibi saf

bağlayarak savaşanları sever." (Saf Sôresi, 4). Yani sebat etmek konusunda birbirlerine

destek olarak savaşanları sever. Hz. Peygamber'in bir hadisinde ise şöyle deniyor:

"Mü'minler birbirine kenetlenmiş bir bina gibidirler." Bütün bunlardan, savaşta sebat

etmenin gerekliliği ve sırt çevirmenin haramlığı anlaşılmış oluyor. Çünkü söylediğimiz

gibi savaşta saf olmanın amacı, ordunun düzeninin korunmasıdır. Düşmana sırtını dönüp

kaçan ise, saflarda gedik açmış olacağı için, eğer yenilgi söz konusu olursa, bunun vebali

ona döner. Çünkü böyle yapmakla düşmanın işini kolaylaştırmış ve yenilgiye zemin

hazırlamış olur. Sonuçta olumsuz etkileri dine kadar uzanan genel bir kötülüğe ve yıkıma

yol açtığı için, bu yaptığının günahı çok büyük olur. Bu delillerden de anlaşılıyor ki,

düzenli saflar şeklinde savaşmak Allah katında daha şiddetlidir.

Vur kaç savaşında ise, saf şeklinde düşman üzerine yürüyerek yapılan savaştan

farklı olarak şiddet ve hezimetten emin olma durumu yoktur. Ancak bu şekilde savaşanlar,

düşmana saldırıp geri çekildiklerinde arkasına sığınacakları sabit saflar (siperler)

oluştururlar. Bu hususa ileride temas edeceğiz.

Toprakları geniş ve askerleri çok fazla olan eski devletler, ordularını ve askerlerini

bölüklere ayırırlar ve her bölüğü de kendi içinde saf düzenine göre teşkil ederlerdi. Bunun

sebebi, ülkenin değişik yerlerinden bir araya gelen ve çok büyük kalabalık oluşturan

askerlerin, birbirlerini tanıyamayacak durumda olmasıdır. Eğer onlar bölüklere ve saflara

ayrılmadan, olduğu gibi ·savaşa girecek olsalar, savaş şiddetlenip ortalık karıştığında

birbirlerini tanımadıkları için düşman diye birbirlerini de öldürürler. Onun için askerleri

birbirlerini tanıyacak gruplara ayırırlar ve onları dört yönde doğal bir tertip içinde dü-.

zene koyarlar.

Askerlerin reisi durumundaki hükümdar veya komutan, merkezde bulunur. Bu

şekildeki savaş düzeni "ta'bie" olarak isimlendirilir. Fars, Rum, Emevi ve Abbasi devletlerinin

bu düzen içinde savaştıkları nakledilir.

Hükümdarın önünde yer alıp, ayrı bir komutanı, bayrağı ve sembolleri olan kanat

"öncü" (mukaddime), sağında yer alan kanat "sağ" (meymene), solunda yer alan kanat

"sol" (meysere) ve arkasında yer alan kanat ise "ardçı" (saka} kanat olarak isimlendirilir.

İşte hükümdar ve yakınları bu dört kanadın ortasında bulunur ve bulunduğu yer

"kalp" olarak isimlendirilir.

Ordu bu şekilde sağlam bir düzene girdiğinde, hepsi (bütün kanatları) ya görüş

mesafesinin içinde kalır, ya da her kanat arasında bir veya iki günlük mesafe olacak şekilde

çok geniş bir alanı kapsar. Bu tamamen askerlerin azlığı veya çokluğuna bağlı bir durumdur.

Ordunun bu düzeni almasından sonra düşman üzerine yürünür.

Bu hususta Emevi ve Abbasi devletlerinin fetih ve savaş haberlerine bakılabilir.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!