04.09.2022 Views

kupdf.net_bn-i-haldn-mukaddime-icilt-clearscanpdf

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

-- IBN-I HALDÜN --

344

hanedanına mensuptu. Selahaddin, Şeyzer'i hakimiyeti altına almış, ancak Münkiz hanedanını

yine oranın başında bırakmıştı. Evet, Selahaddin işte bu hanedana mensup olan

Abdulkerim'i, bir mektup ile Muvahhidin devleti hükümdarına gönderdi. Mektubunda

ondan donanmalarıyla, hıristiyanlara ait donanmaların, karadaki hıristiyanlara yardım

etmesine engel olmasını talep ediyordu. Mektup, Fazıl Beysani tarafından kaleme alınmıştı

ve İmad Esfahani'nin "El-Fethu'l-Kudsiy" isimli kitabında naklettiğine göre şöyle

başlıyordu: "Allah seyidimize (büyüğümüze, efendimize) bereket ve zafer kapılarını aç-

,,

sın.

Muvahhidin hükümdarı Mansur, mektupta kendisine "mü'minlerin emiri" olarak

hitap edilmemesine bozuldu ancak bunu içinde sakladı. Elçilere saygı ve hürmet gösterip,

onları geri yolladı. Ve bundan dolayı Selahaddin'in yardım talebini yerine getirmedi.

Bu olay, o dönemde sadece Mağrib'teki devletin donanmaya sahip olduğunu, doğuda ise

hıristiyanlara ait donanmaların mevcut olup, Şam ve Mısır'daki (Müslüman) devletin

her hangi bir donanmaya ve deniz gücüne sahip olmadığını gösteriyor.

Ebıl Yakup Mansur öldükten sonra Muvahhidin devleti zayıflamış, Celalika halkları

Endülüs topraklarının çoğunu ele geçirmiş, Müslümanları kıyı kesimlerine sığınmak

zorunda bırakmışlar ve Rum denizinin batı tarafındaki adaları bile ele geçirmişlerdir.

Böylece Rum denizindeki etkileri artmış, güçlenmişler ve donanmalarının sayısı da artmıştır.

Buna karşılık Müslümanların gücü de gerileyip onlarla eşit hale gelmiştir. Mağrib'teki

Zenanete hükümdarı Ebıl'l-Hasan zamanında da durum aynıydı. Hıristiyanlarla

savaşta kullandığı donanması, sayı ve güç olarak hıristiyanlarınkiyle eşit durumdaydı.

Devletin zayıflaması ve deniz savaşlarının unutulmasıyla, Müslümanların donanmaları

daha da zayıfladı. Bunda bir taraftan Mağrib'te bedevi gelenek ve alışkanlıkların

hakim olmasının, diğer taraftan da Endülüs'teki (medeni) gelenek ve alışkanlıkların kesintiye

uğramasının da etkisi vardı. Bu arada hıristiyanlar denizcilikte bilinen hallerine

geri dönüp, bu işlere büyük önem verdiler ve Rum denizinde diğer milletlere üstün hale

geldiler. Müslümanlar ise Rum denizinde adeta bir yabancı haline geldiler. Sadece devletin

yardım elinin uzandığı ve yine yardım bulabilecekleri şehirlerin bulunduğu sınırlı kıyı

kesimlerinde denizciliğe devam ettiler.

Çağımızda Mağrib'teki lslam devletinde, bir deniz ülkesi olmanın gerektirdiği

devlet ihtiyacından dolayı, donanma komutanlığı görevi halen muhafaza edildiği gibi,

donanma yapımı ve sefere çıkma işleri de devam etmektedir. Müslümanlar, yeniden kafirlerin

karşı seferlere çıkmayı ummaktalar. Mağrib halkı arasında, hadis kitaplarına dayalı

olarak, Müslümanların hıristiyanlara hezimete uğratacağı, denizin arkasındaki Frenk

ülkelerini fethedeceği ve bunun da · donanmalarla yapılacağı söylentisi yaygındır. Allah

mü'minlerin dostudur, O bize yeter ve O ne güzel vekildir.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!