04.09.2022 Views

kupdf.net_bn-i-haldn-mukaddime-icilt-clearscanpdf

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

- MUKADDlME -

343

Bu durum Ubeydiyyin ve Endülüs Emevi devletlerinin zayıflayıp güçten düşmesine

kadar devam etti. Onların zayıflamasıyla hıristiyanlar Sicilya, Malta ve Girit gibi

Rum denizinin doğusundaki adalara yöneldiler ve buraları ele geçirdiler. Sonra Şam sahillerine

yönelip Trablus, Askalan, Sur, Akka ve bütün Şam sahillerini ele geçirdiler. Sonra

Beytü'l-Makdis'i (Kudüs'ü) ele geçirdiler ve orada bir kilise yaptılar. Daha sonra Trablus'ta

hüküm süren Harzun oğullarını yendiler, Trablus, Kabis ve Safakis'i ele geçirip onları

haraca bağladılar. Sonra Ubeydiyyin hükümdarlarının merkezi olan Hemediyye'yi,

Belkin bin Zeyri'nin oğullarının elinden aldılar. Oysa onlar hicri beşinci yüzyılda bu denizde

hıristiyanlara seferler düzenleyip onları hezimete uğratıyorlardı.

Böylece Şam ve Mısır'daki Müslüman devletlere ait donanmalar tamamen etkisiz

hale gelinceye kadar zayıflamaya devam etti. Çağımızda ise bu devletlerde donanmaya

hiçbir önem verilmemekte ve zaten donanma komutanlığı görevi de ortadan kalkmış bulunmaktadır.

Bu görev Mağrib ve Afrika'daki devletlerde devam etmekte ve bu devletlere

özgü bir görev haline gelmiş bulunmaktadır. Çağımızda Rum denizinin batısında

(Mağrib ve Afrika' da) çok sayıda ve güçlü donanmalar bulunmakta ve bunlar düşmanın

saldırısına fırsat vermemektedir. Lemtune devleti zamanında, oradaki donanmanın komutanlığını,

Kadis adasında hüküm süren Meymun oğulları yapıyordu. İşte donanmayı

(Lemtune hükümdarı) Abdulmü'mine onlar teslim etmişler ve kendileri de onun itaatine

girmişlerdir. Rum denizinin her iki (Endülüs ve Mağrib) kıyısındaki donanmaya ait

gemilerin sayısı yüzü bulmuştu.

Hicri altıncı yüzyılda Muvahhidin devleti büyük bir güce ulaşmış, Rum denizinin

her iki kıyısına hakim olmuş ve donanmaya büyük bir önem vererek buna ait işleri bilenen

en iyi ve muazzam şekilde düzenlemişti. Donanma komutanları Sicilyalı Ahmet'ti.

Ahmet aslen Cebre adasına yerleşmiş olan Sadgayar kabilesine mensup olup, bu adanın

sahillerine gelen hıristiyanlar tarafından esir edilmiş ve onların arasında yetişmişti. Sonra

Sicilya hükümdarı onu hıristiyanların elinden kurtardı ve devlet işlerini ona havale etti.

Hükümdar ölüp yerine oğlu geçince, Ahmet'in bazı tavırları onu kızdırmış, bunun

üzerine Ahmet öldürüleceğinden korkarak Tunus' a geçmiştir. Orada Abdulmü'min oğullarının

reisine misafir olmuş, sonra oradan Merakkeş'e geçmiştir. Halife Yusuf bin Abdulmü'min

onu saygı ve hürmetle karşılamış, ona bol miktarda bağışta bulunmuş ve onu

donanmanın başına getirmiştir. Ahmet hıristiyan milletlerle yapılan savaşlarda çok büyük

başarılar kazanmıştır. Muvahhidin devletinde onunla (onun savaşları ve başarılarıyla)

ilgili haberler ve rivayetler pek çoktur. Onun zamanında donanma, daha önce ve daha

sonra şahit olunmayan bir büyüklüğe ve güce ulaştı.

O dönemde Şam ve Mısır hükümdarı olan Salahaddin Yusuf bin Eyyüb (Salahaddin

Eyyübi), hıristiyanların (haçlıların) elinde bulunan Şam diyarlarını onlardan kurtarmak

ve Beytü'l-Makdis'i onlardan temizlemek için harekete geçince, o bölgeye yakın olan

hıristiyanlara ait donanmalar her taraftan (dindaşlarının) yardımına gelip onlara asker,

silah ve erzak taşıdılar. Rum denizinin doğusundaki deniz hakimiyeti hıristiyanların elinde

olduğu için, İskenderiye' deki donanma onlara karşı koyamadı. Çünkü, daha önce de

söylediğimiz gibi, uzun zamandan beri Müslümanlar bu sahada zayıf bir durumdaydılar.

Salahaddin, elçisi Abdulkerim bin Münkiz'i, Mağrib'teki Muvahhidin devleti hükümdarı

Ebu Yakup Mansur'a gönderdi. Abdulkerim, Şeyzer'de hüküm süren Münkiz

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!