04.09.2022 Views

kupdf.net_bn-i-haldn-mukaddime-icilt-clearscanpdf

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

-- MUKADDİME --

341

Donanma Komutanlığı:

Donanma komutanlığı Mağrib ve Afrika'da devlet görevlerinden biridir ve genellikle

ordu komutanlığı içinde yer alır. Donanma komutanı, frenkçeden alınan ve bu anlama

gelen "melond" ismiyle anılır.

Bu görevin sadece Afrika ve Mağrib devletlerine özgü olmasının sebebi, buraların

Rum denizinin (Akdeniz'in) güneyinde yer almasıdır. Evet, bu denizin güney kıyalarında

Septe'den lskenderiye ve Şam bölgesine kadar Berberilere ait olan ülkeler, kuzey kıyılarında

ise Endülüs, Frenk, Sakalibe ve yine (kuzeyden) Şam bölgesine ulaşan Rum ülkeleri

vardır. Onun için bu deniz kıyılarında yer alan ülkelere nispetle "Rum" ve "Şam" denizi

olarak isimlendirilir.

Bu denizin her iki kıyısında yaşayan halklar, başka denizlerin kıyılarında yaşayan

halklardan hiç birinin karşılaşmadığı bazı zorluklarla katlanmak zorunda kalırlar. Bu denizin

kuzey kıyılarında yaşayan Rumlar, Frenkler ve Gotların savaşlarının ve ticaretlerinin

çoğu gemilerle yapılır. Dolayısıyla onlar gemileri kullanma ve donanma ile savaşma

konusunda son derece maharetlidirler. Rumların Afrika' ya, Gotların da Mağrib' e yönelmeleri

örneklerinde olduğu gibi, denizin kuzey kıyılarındaki devletler donanmalarıyla

güneye geçmişler ve Berberileri yenip o bölgeleri hakimiyetlerine geçirmişlerdir. Ele geçirdikleri

yerler arasında Kartaca, Subaytala, Celula, Mamak, Şarşal ve Tanca gibi büyük

şehirler de vardı. Daha önceleri Kartaca hükümdarı da Romalılara karşı savaşmıştı. Evet,

geçmişte ve günümüzde bu denizin kıyılarında yaşayanların kaderi budur.

Müslümanlar Mısır'ı ele geçirince Hz. Ömer, (Mısır valisi) Amr bin As'a mektup

yazarak, denizi kendisine anlatmasını istemiş, Amr da ona şu cevabı yazmıştı: "Deniz, -

tıpkı ağacın üzerinde gezinen kurt örneği gibi- üzerine küçük ve zayıf varlıkların gezindiği

çok büyük bir mahluktur." Bunun üzerine Hz. Ömer Müslümanların denizden uzak

durmalarını istemiştir. Böylece Hz. Ömer'in sözünü dinlemeyip denize açılan bazı kimselerin

dışında, Araplardan hiç kimse (sandal ve gemilere binip) denize açılmadı. Denize

açılanlar ise Hz. Ömer tarafından cezalandırıldı. Becile kabilesinin reisi Arfece bin Herseme

El-Ezdi'nin örneğinde olduğu gibi. Arcefe, Umman'a savaşa gönderilmişti. Ancak

Hz. Ömer onun savaşmak için gemilere binip denize açıldığı haberini alınca, bunu kabullenmemiş

ve sert bir şekilde Arcefe'yi kınayıp azarlamıştır. Muaviye zamanına gelinceye

kadar durum bu şekilde devam etti. Muaviye, Müslümanların gemilere binip deniz

savaşı yapmasına izin verdi. Başlangıçta buna izin verilmemesinin sebebi, Arapların bedeviliklerinden

dolayı gemi kullanacak ve deniz savaşı yapacak donanım ve maharete sahip

olmamaları, Rumların ve Frenklerin ise, bu kültürle yetiştikleri için bu işlerde son derece

eğitimli ve maharetli olmalarıdır.

Ancak Arap devleti iyice güçlenip büyüyünce, acem (Arap olmayan) halkların bir

çoğu onların hakimiyetleri altına girmiş ve bu halklar içindeki meslek erbabı devlete yanaşmıştır.

Onlar da (diğer sahalarda olduğu gibi) denizcilik konusunda deneyimli ve maharetli

olan kişileri istihdam etmişler, onların tecrübelerinden yararlanmışlar ve böylece

kendileri de denizcilikte uzmanlaşmışlardır. Deniz savaşları için büyük gemiler yapıp donanmalar

oluşturmuşlar, bu donanmaları silah ve askerlerle donatarak deniz ötesindeki

kafir halklarla cihad etmeye yönelmişlerdir. Bu iş daha çok Şam, Afrika, Mağrib ve Endülüs

gibi bu denizin kenarında yer alan bölgelerde gelişmiştir.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!