04.09.2022 Views

kupdf.net_bn-i-haldn-mukaddime-icilt-clearscanpdf

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

-- IBN-! HALDÜN --

326

anlamına gelen "muazere" kelimesinden, ya da "yük" anlamındaki "vizr" kelimesinden

geliyor. İkinci anlamda vezir, sanki vezirlik ettiği kişinin yüklerini taşıyan kişi anlamına

gelir. Bu ise mutlak olarak yardım etmekten kaynaklanıyor.

Birinci fasılda hükümdarlık görevlerinin dört olduğunu söylemiştik: (Birincisi,)

halkı korumak ve bunun için gerekli olan asker, silah, savaş ve diğer işlerle ilgilenmek. İşte

eski doğu devletlerinde ve çağımız Mağrib'inde bu işlere bakan kişi "vezir" olarak tanınıyor.

(İkincisi,) mekan ve zaman olarak uzakta bulunan kimselerle yazışmaların yapılması

ve onlara yerine getirilmesi istenen emirlerin bildirilmesi. Bu işlere bakan kişi ise

"katip"tir. (Üçüncüsü,) Vergilerin toplanması, bunların gerekli yerlere harcanması, boşa

gitmesini ve israf olmasını engelleyecek her türlü tedbirin alınması. Bu işlere bakan kişi

"mal ve gelirler görevlisi"dir. Çağımızda, doğu devletlerinde bu kişi vezir olarak isimlendirilir.

(Dördüncüsü,) insanların ihtiyaçlarını bildirmek için yoğun bir şekilde hükümdara

gelip, onu çalışmaktan alıkoymalarına engel olmak. Bu işe bakan kişi ise "hacip"tir.113

İşte hükümdarlığa (devlete) ait görevler bur dört hususun dışına çıkmaz. Devlet

yönetimiyle ilgili bütün görevlerin ve makamların kaynağı bu hususlardır.

Bu görevlerden (makamlardan) en üstünü, hükümdarın sorumluluğunda olan

bütün bu işlerde onun genel yardımcılığını yürüten vezirliktir. Çünkü vezir, devlet yönetimiyle

ilgili her işte sürekli olarak ve doğrudan hükümdarla ilişki içindedir. Sınır bölgelerindeki

birliklerin komutanlığı, özel bazı vergilerin toplanması, gıda maddelerinin ve

tedavüldeki paraların kontrolü gibi bazı kişi ve bölgelere özgü görevler de yukarıdaki genel

görevlerin içinde yer alır ve bu görevleri icra edenler, genel görevlerin başındaki yetkililere

bağlıdır.

lslam'dan önce devletlerin durumu böyleydi. İslam geldikten sonra ise yönetim

halifeliğe dönüştü ve hükümdarlığın ortadan kalkmasıyla bütün bu görevler de ortadan

kalktı. Ancak işin doğası gereği devlet başkanının, başkalarının görüş ve düşüncelerini almak

suretiyle onların yardımına başvurması devam etti. Çünkü bu kaçınılmaz bir durumdur.

Hz. Peygamber, sahabelerine danışıyor (onlarla istişare ediyor), genel ve özel konularda

onların görüşlerine başvuruyordu. Yine Hz. Ebu Bekir'i bazı özel yetkiler veriyordu.

Bu yüzden kisra (Fars), kayser (Rum) ve necaşi (Habeş) hükümdarlarının durumlarını

bilen Araplar Hz. Ebu Bekir'i, Hz. Peygamber'in veziri olarak nitelendiriyorlardı.

İslam'ın sadeliği ile hükümdarlık makamlarının ortadan kalkmasıyla, vezir lafzı

Müslümanlar arasında bilinmiyordu. Bununla birlikte Hz. Ömer Hz. Ebü Bekir'in, Hz. Osman

ve Hz. Ali de Hz. Ömer'in veziri konumundaydılar. Ancak vergilerin toplanması, katiplik

ve hesap işlerine özgü makamlar yoktu. Çünkü Araplar yazı ve hesap işlerinde mahir

olmayan ümmi (okuma yazma bilmeyen) bir kavimdi. Hesap işlerinde, sayıları az olan

okur yazarlardan veya hesap işlerini bilen acemlerden yararlanıyorlardı. Arapların ileri gelenleri

ise bu işlerden anlamıyorlardı. Çünkü ümmilik onların belirgin vasıflarıydı. Yine

ümmilikerinden ve sözü saklayıp gereklerini yerine getirme konusundaki genel emanet anlayışlarından

dolayı, yazışmalara özgü bir görev de yoktu. Ayrıca siyaset anlayışları da böyle

bir görevli seçmeyi gerektirmemiştir. Çünkü halifelik dini bir görev olup, hükümdarlık

şeklindeki yönetimle (ve bu yönetim şeklindeki makamlarla) hiçbir ilişkisi yoktur.

113 Koruma. güvenlik görevliliği ve kapıcılık.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!