04.09.2022 Views

kupdf.net_bn-i-haldn-mukaddime-icilt-clearscanpdf

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

-- IBN-I HALDON --

384

kanının) adil olmasıdır ki bizim meselemizde bu şart eksiktir (yani Yezid adil olma şartını

taşımamaktadır). Dolayısıyla Yezid'le birlikte veya Yezid için Hz. Hüseyin ile savaşmak

caiz değildir. Aksine onunla savaşmak Yezid' in tartışmasız fasıklık olan işlerinden biridir.

Onun için bu savaşta öldürülen Hz. Hüseyin içtihat ve hak üzere hareket eden ve

sevaba nail olan bir şehittir. Aynı şekilde Yezid'in yanında olan (yııkarıda değinilen sebeplerden

dolayı Yezid'e isyan etmenin caiz olmadığını söyleyip Hz. Hüseyin'e yardım etmeyen)

sahabeler de içtihat ve hak üzerine hareket etmişlerdir.

Kadı Ebu Bekir bin Arabi El-Maliki "El-Avasım Ve'l-Kavasım" isimli kitabında, bu

meseleyle ilgili olarak dile getirdiği görüşünde yanılmıştır. O kitabında söyledikleri şu

anlamdadır: "Hüseyin, dedesinin (yani Hz. Peygamber'in) getirdiği şeriata göre öldürüldü."

Ancak bu görüş yanlıştır. Onun bu yanlışa düşmesinin sebebi, (kendisine isyan etmenin

caiz olmadığı imamın) adil olması gerektiğini gözden kaçırmasıdır. Zaten kendi

zamanında diğer görüş sahipleriyle yaptığı savaşta, imamlığı ve adaleti noktasında, kim

Hz. Hüseyin' den daha adildi ki?

Abdullah bin Zübeyr' in (Abdulmelik bin Mervan' a ) isyan edişine gelince, o da

(isyan edilmesi gerektiği hususunda) Hz. Hüseyin gibi düşünmüş ve (kişisel yeterliliği ve

toplumsal gücü konusunda da) onunla aynı zannı paylaşmıştır. Ancak onun toplumsal

gücü konusundaki yanılgısı daha büyüktür. Çünkü (Abdullah bir Zübeyr'in kavmi olan)

Esed oğulları ne cahiliye döneminde ne de İslam'dan sonra Emevilere karşı koyacak bir

güçte olmamıştır.

Hz. Ali ve Muaviye arasındaki mücadelede hatalı tarafın muhalefet tarafı 8Muaviye)

olduğu söylenebilmesine karşılık, aynı şeyin burada söylenmesi mümkün değildir.

Çünkü birincisinde (Hz. Ali'nin haklı olduğuna dair) görüş birliği vardır; burada ise böyle

bir şey göremiyoruz. (Hz. Hüseyin ve Yezid arasındaki mücadelede ise) Yezid'in hatalı

olduğunu onun fasıklığı ortaya koymaktadır. Ancak Abdullah bin Zübeyr ile savaşan Abdulmelik

ise insanların en adiliydi. İmam Malik'in onun fiilini delil olarak alması, yine

Abdullah bin Abbas ve Abdullah bin Omer'in Hicaz'da beraber oldukları Abdullah bin

Zübeyr' e değil de ona biat etmeleri, onun adaletine delil olarak yeter. Diğer taraftan çok

sayıda sahabe, Abdullah bin Zübeyr'e geçerli bir biat yapılmadığı görüşündedirler. Çünkü

ona yapılan biatta -Mervan' a yapılan biatta olduğu gibi- ehlü'l-hal ve'l-akd hazır bulunmamıştır.

Bu bakımdan Abdullah bin Zübeyr'in durumu farklıdır. Tam olarak hangisinin

hatalı olduğu söylenemese de, görünüşte hepsi de hak için çalışan müçtehitlerdir.

Bu söylediklerimize göre Abdullah bin Zübeyr' in öldürülmesi -amacı ve mücadelesi hak

için olduğundan dolayı sevaba hak kazanan bir şehit olmasına rağmen- İslam hukukunun

kurallarına uygundur.

Ümmetin en hayırlıları olan sahabelerin ve tabiinin yaptıklarının bu şekilde yorumlanması

gerekir. Eğer onları kötüleyip karalayacak olursak, geriye adalet ile nitelenecek

kim kalır. Hz. Peygamber şöyle diyor: "İnsanların en hayırlıları benim asnında yaşayanlardır.

Sonra bunları takip edenlerdir (bunu iki veya üç kere tekrarladı). Ondan sonra

yalan yayılır:' Hz. Peygamber bu hadiste, hayırlı olmayı -ki bu adalettir- ilk dönemde

yaşayanlar ile onlardan sonra gelenlere tahsis etmiştir. Onun için kendini onlara dil uzatmaya

alıştırmaktan ve onların yaptıkları şeyler konusunda aklını karıştıracak şüphelere

düşmek sakın. Onların yaptıkları hakkında gücünün yettiği kadar hep doğruluğu ara;

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!