04.09.2022 Views

kupdf.net_bn-i-haldn-mukaddime-icilt-clearscanpdf

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

-- MUKADDİME --

381

tertemiz (imanlı ve halis niyetli) olarak ölenler cennete girerler." Bu sözüyle her iki tarafta

yer alanları da kastediyor. Bu sözü Taberi ve diğerleri nakletmişlerdir.

Bu kişilerden hiç birinin adaleti konusunda en ufak bir şüpheye düşme. Bunun

konuda onları lekeleyecek hiçbir şey yoktur. Onların kim olduklarını (yani onların Hz.

Peygamber'in sahabeleri olduklarını) biliyorsun. Onların sözlerinin ve fiillerinin (kendilerine

göre doğru olduklarına inandıkları) bir dayanaklan vardır. Ehl-i sünnete göre onların

adil olmaları da bundan kaynaklanıyor. Ancak Mutezile Hz. Ali'ye karşı savaşanlara

dil uzatmaktadır ki, insaf sahipleri onların bu sözlerine iltifat etmezler ve kıymet vermezler.

Eğer insaf gözüyle bakarsan Hz. Osman meselesinde ve daha sonra anlaşmazlığa

düşen sahabelerin hepsinin mazur olduğunu görürsün. Bütün bunlar, bilineceği gibi, Allah'ın

bu ümmeti sınadığı bir imtihandı. Allah Müslümanları düşmanlarına galip getirmiş

ve onların ülkelerini Müslümanlara vermişti. Böylece Müslümanlar Basra, Küfe, Şam

ve Mısır'a kadar bir çok ülkelere yerleştiler. Buralara yerleşen Arapların çoğu Hz. Peygamber'le

çok fazla beraber olmayan kaba kimselerdi. Hz. Peygamber' in terbiyesi ve edebiyle

edeplenmemişler ve onun ahlakını özümseyememişlerdi. Diğer taraftan henüz kabalık,

görgüsüzlük, (ırkçılık ve kabilecilik anlamındaki) asabiyet ve atalarla (ve kavmiyle)

övünmek gibi cahiliye gelenek ve değerlerine sahiptiler ve imanın vermiş olduğu huzurdan

uzaktılar.

İşte bu Araplar İslam devletinin büyümeye başladığı ilk dönemlerde daha önce

iman etmiş olan Kureyş, Kinane, Sakif ve Huzeyl kabilelerine mensup muhacirlerin ve

ensarın idaresi altındaydılar. Ancak bunlar, nesepleri, sayılarının çokluğuyla övündüklerinden

ve yine Farslarla ve Rumlarla savaşmalarından dolayı kendilerini daha üstün görüyorlar

ve mevcut durumu kabullenmiyorlardı. Bu Arapların mensup oldukları kabilelerden

bazıları şunlardır: Bekir bin Vail kabilesi, Abdulkays bin Rebia kabilesi, Yemen ve

Temim kabilelerinden Kinde ve Ezd kabileleri, Mudar kabilelerinden Kays kabilesi.

Yine bu Araplar, Kureyş'i kendilerinden daha düşük görüp onlara itaat etmeyi küçümsediler.

Ancak itaat etmek istememelerinin sebebi olarak da onların kendilerine zulüm

ve düşmanlık ettiğini, adaletli olmadıklarını, ganimetlerin paylaştırılmasında haksızlık

yaptıklarını söylüyorlardı. Bu söylentiler yayıldı ve (İslam devletinin başkenti olan)

Medine'ye kadar ulaştı. Onları büyüterek Hz. Osman'a ulaştırdılar. Hz. Osman da bu haberlerin

gerçeğini araştırmak için oralara Abdullah bin Ömer, Muhammed bin Mesleme

ve Usame bin Zeyd gibi kimseleri gönderdi. Ancak bu kimseler yaptıkları araştırmalar sonunda

oradaki idareciler hakkında, onların itham edilmelerine sebep olacak olumsuzluklar

görmediler.

Ancak bu bölgelerdeki idareciler hakkında gelen şikayetlerin arkası kesilmedi. Bu

çirkinlikler (çirkin suçlamalar) yükselerek devam etti. Küfe valisi olan Velid bin Ukbe'ye

içki içtiği iftirası atıldı ve bir grup insan da buna dair şahitlik ettiler. Sonunda Hz. Osman

ona içki içme cezasına çarptırdı ve görevinden azletti.

Daha sonra o bölgelerin insanları Medine'ye gelip oralardaki idarecilerin görevlerinden

alınmalarını istediler. Şikayetlerini Hz. Aişe'ye, Hz. Ali'ye, Talha bin Ubeydullah' a

ve Zübeyr bin Avvam'a da ilettiler. Sonuçta Hz. Osman o idarecilerden bazılannı görev-

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!