04.09.2022 Views

kupdf.net_bn-i-haldn-mukaddime-icilt-clearscanpdf

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

-- IBN-I HALDON ---

290

Reşid'in çocukları arasında ise iyi olanlar olduğu gibi kötü olanlar da vardı. Daha sonra

onların çocukları geldi ve dini bir kenara bırakarak tamamen dünya zevklerine ve eğlencelere

gömüldüler. Böylece Allah onların yıkılmalarına izin verdi, yönetim Arapların elinde

tamamen çıktı ve başkaları onlar üzerinde hakimiyet kurdular. Allah zerre miktar haksızlık

yapmaz.

Bütün bu halifelerin ve hükümdarların yaşamlarını ve hakkı batıldan ayırma noktasındaki

farklılıklarını iyice araştırıp bunun üzerinde düşünen biri söylediklerimizin

doğru olduğunu görür. Mesudi, Emeviler hakkında (Abbasi halifesi) Cafer Mansur'dan

buna benzer bir rivayet nakleder. Amcaları, Cafer'in yanında hazır bulundukları bir sırada

Emevileri kötülediler. Bunun üzerine Cafer şöyle dedi: "(Emevi halifelerinden) Abdulmelik

zorba biriydi ve yapacağı hiçbir şeyden çekinmez ve aldırmazdı. Süleyman'ın ise

bütün derdi midesi ve uçkuruydu (şehvetiydi). Ömer (bin Abdülaziz) de körler arasında

bir şaşı gibiydi. Onların en iyisi Hişam'dı."

Yine Cafer şöyle diyor: "(Emeviler,) sahip oldukları yönetimi en güzel şekilde yürütmeye,

Allah'ın kendilerine bahşetmiş olduğu hükümdarlığı koruyup muhafaza etmeye

ve seviyesiz şeylerden kaçınıp üstün işlerle meşgul olmaya devam ettiler. Ta ki yönetime

bütün dertleri şehvetlerini ve zevkleri tatmin etmek olan oğulları gelene kadar. Bunlar

Allah'ın (kötülüklere dalanlar için hazırladığı) tuzak ve plandan gafil bir şekilde, halifeliğin

koruyuculuğunu bir tarafa bırakmışlar, başkanlığı hafife almışlar, onun hakkını

vermemişler, devleti yönetmekte zayıf kalmışlar ve Allah' a isyan anlamına gelen zevk ve

şehvetlerinin peşinden koşmuşlardır. Sonuçta Allah da onlardan üstünlüğü alıp onları alçaltmış

ve nimetlerini onlardan gidermiştir:'

Daha sonra Cafer, Abdullah bin Mervan'ı huzuruna getirtmiş ve Abdullah ona

Nube hükümdarı ile olan hikayesini anlatmıştır. Abdullah (Abbasilerin ilk başkanı) Seffah

döneminde kaçıp Nube topraklarına sığınmıştı. Şöyle diyor: "Bir müddet orada kaldıktan

sonra hükümdarları yanıma geldi ve yere çok değerli örtü serildiği halde o toprağın

üzerine oturdu. Ona dedim ki: Niçin örtünün üstüne oturmadın? Dedi ki: Ben hükümdarım

ve her hükümdarın üzerine düşen, Allah'ın büyüklüğü karşısında mütevazi

olmasıdır. Çünkü onu o makama Allah çıkarmıştır. Sonra şöyle dedi: Kitabınızda

(Kur'an'da) size haram kılındığı halde niçin içki içiyorsunuz? Dedim ki: Kölelerimiz ve

bize tabi olanlar cahilliklerinden dolayı buna cüret ediyorlar. Dedi ki: Bozgunculuk yapmak

size haram kılındığı halde niçin hayvanlarınıza ekinleri çiğnetiyorsunuz? Dedim ki:

Bunu cahilliklerinden ötürü kölelerimiz ve bize tabi olanlar yapıyor. Dedi ki: Kitabınızda

size haram kılındığı halde niçin ipek giyip altın takıyorsunuz? Dedim ki: Hükümdarlık

elimizden gitti ve biz de acernlerden (Arap olmayanlardan) yardım aldık. Sonra bunlar

bizim dinimize girdiler ve bizim hoş görmememize rağmen bunları kullandılar. Hükümdar

düşünceye dalmış gibi toprağa bir şeyler çiziyor ve "kölelerimiz, bize tabi olanlar,

acernler, dinimize girdiler" diye mırıldanıyordu. Sonra kafasını bana kaldırdı ve dedi

ki: Gerçek senin söylediğin gibi değil! Aksine siz Allah'ın size haram kıldıklarını helal kılan,

Allah'ın yasak kıldıklarını işleyen, hakim olduğunuz yerlerde zulmeden bir kavimsiniz.

Allah da sizden üstünlüğü aldı ve günahlarınızdan dolayı sizi alçalttı. Ben size azap

inmesinden ve siz ülkemde olduğunuz için azabın bana da ulaşmasından korkuyorum.

İhtiyaç duyduğun erzakları al ve ülkemden ayrıl:' Cafer bunları duyunca şaşırdı ve düşünceye

daldı.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!