04.09.2022 Views

kupdf.net_bn-i-haldn-mukaddime-icilt-clearscanpdf

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

-- IBN-I HALDÜN --

280

Zeyd •. imamın kendi davasıyla ortaya çıkmasının şart olduğu hususunda kardeşi

Muhammed Bakır ile tartışmış, Muhammed Bakır ise ona, eğer imamlık için bu şartsa

babalan Zeynelabidin'in imam olarak kabul edilemeyeceğini, çünkü onun böyle bir davayla

ortaya çıkmadığı gibi buna teşebbüs de etmediğini söylemiştir. Bununla birlikte o,

Mu'tezilenin görüşlerine sahip olduğu ve bu görüşleri (Mutezile mezhebinin kurucusu)

Vasıl bin Ata' dan almakla suçlanmıştır.

lmamiye grubu, Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer'in imamlığı hususunda Zeyd ile tartışıp,

onun bu ikisinin imamlığını kabul ettiğini ve kendisini onların yaptıklarından temize

çıkarmadığını gördüklerinde, onu reddetmişler, imamlar arasında kabul etmemişler

ve bu yüzden "Rafıziler" (Reddedenler) olarak isimlendirilmişlerdir.

Şiilerden bir başka grup ise, imamlığın Hz. Ali ve iki oğlundan (Hz. Hasan ve Hz.

Hüseyin' den) sonra, kardeşleri Muhammed bin Hanefiyye'ye, ondan sonra da onun evlatlarına

ait olacağını söylerler. Bunlar, Muhammed'in azatlısı olan Keysan'a nispetle

"Keysaniyye" olarak isimlendirilirler.

Bu gruplar arasındaki anlaşmazlıklar çok fazladır. Ancak biz meseleyi uzatmamak

için bunlara girmiyoruz.

Şiiler arasında "Gulat" (Haddi Aşmışlar) olarak isimlendirilen bazı gruplar vardır

ki, bunlar söz konusu imamları ilah kabul edecek kadar aklın ve imanın sınırlarını aşmışlardır.

İki şekilde onların ilah olduklarını iddia etmektedirler: Ya onların beşer (insan) olmalarına

rağmen, ilahlık sıfatları sahip olduklarını, ya da ilahın onların beşeri kişiliklerine

girdiklerini söylemek suretiyle. (İkinci şıktaki) hulul görüşleri, hıristiyanların Hz. İsa

-Allah'ın selamı onun üzerine olsun- hakkındaki görüşleriyle uyuşmaktadır. Hz. Ali -Allah

ondan razı olsun- kendisi hakkında bu gibi şeyleri söyleyenleri yakmıştır. Muhammed

bin Hanefiyye de, Muhtar bin EM Ubeyd'in, onun hakkında böyle şeyler söylediğini

duyduğunda öfkelenmiş, ona lanet etmiş ve onun bu sözlerinden uzak olduğunu açıklamıştır.

Kendisi hakkında bu gibi şeylerin söylendiğini duyduğunda Cafer Sadık da aynısını

yapmıştır.

Bir başka grup ise, imamın kemalinin (eksiksiz ve mükemmelliğinin) bir başkasında

olamayacağını, bu yüzden imam öldüğünde ruhunun, onun da kemale ulaşması

için bir sonraki imama geçtiğini söylüyor. Bu, "tenasuh" (reenkarnasyon) görüşüdür.

Yine bu haddi aşmış gruplardan bir diğeri de, imamlardan belirli birine geldiklerinde

artık onda dururlar ve daha ileriye gitmezler (yani ondan sonra yeni imamların olmayacağını

söylerler). Bunlar "Vakıfiler" (Duranlar) olarak isimlendirilir. Onlardan bazıları,

(kabul ettikleri ve ondan ileri geçmedikleri son) imamın aslında ölmediğini, ancak

insanlara görünmediğini iddia ediyorlar. Hızır kıssasını da bu iddialarına delil gösteriyorlar.

Bu iddiayı Hz. Ali hakkında da buna benzer şeyler söylenmiştir. Hz. Ali'nin bulutların

içinde yaşadığını ve gök gürültüsünün onu sesi, şimşeğin de onun kamçısı olduğunu

söylemişlerdir. Aynı şekilde Muhammed bin Hanefiyye için de benzeri şeyleri söylemişler

ve onun Hicaz topraklarındaki Redva dağında olduğunu iddia etmişlerdir. Şairlerinden

biri şöyle diyor:

İmamlar Kureyş'ten olup, hak ve hakikati hakim kılan dört zattır

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!