04.09.2022 Views

kupdf.net_bn-i-haldn-mukaddime-icilt-clearscanpdf

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

-- MUKADDiME --

217

ermiş, Tatarlar bölgeye girmiş, halifeyi öldürmüşler ve devleti tamamen ortadan kaldırmışlardır.

Mağrib'teki Sınhaceler için de aynı şey geçerlidir. Beşinci yüzyıldan itibaren, veya

daha önceden asabiyetleri bozulduğu için devletleri küçülmeye başlamış ve sadece Mehdiyye,

Biciye, Kal'a, ve Afrika'daki diğer bazı yerlerle sınırlı kalmıştır. Her ne kadar hükümdarlığı

onlardan almak için onlarla mücadele edenler, oralara da saldırmış iseler de,

hükümdarlık ve iktidar onlarda kaldı ve bu durum Allah'ın onların devletinin yıkılmasını

takdir edene kadar devam etti. Sonra Muvahhidler (Muvahhidin Devleti), Masamide

içindeki çok güçlü bir asabiyetle gelmişler ve onların izlerini tamamen silmişlerdir.

Endülüs'teki Emevi Devleti için de durum farklı değildir. Arapların asabiyeti bozulduktan

sonra Tavaif hükümdarları iktidarı onlardan almışlar, sonra kendi aralarında

rekabete girerek devleti parçalamışlardır ve her biri kendi bulunduğu bölgede hüküm

sürmeye başlamıştır. Bunlar, acemlerin (Arap olmayanların) Abbasi Devleti'ndeki konumlarını

haber alınca, kendilerine yapılacak saldırılardan emin bir şekilde hükümdarların

lakaplarını ve şiarlarını kullanmaya başlamışlardır. Çünkü Endülüs, ileride bahsedeceğimiz

gibi kabilelerin veya asabiyetlerin olduğu bir yer değildir. Onun için onların bu

hali İbn-i Şeref'in dediği gibi sürüp gitmiştir:

Beni Endülüs'ten soğutan şeylerden biri de

Orada duyduğum Mu'tasım ve Mu'tezid isimleridir

Bunlar layık olunmadan kullanılan hükümdar isimleri olup

Kedinin aslan şekli almak için kendini şişirmesine benziyor

Bu hükümdarlar da azatlıların, kendi himayelerinde yetişenlerin ve Berberiler ve

Zenateler gibi Endülüs'e dışardan gelenlerin desteklerine başvurdular. Bu hususta Endülüs

Emevi Devleti'nin Arap asabiyetinin zayıfladığı son zamanlarında kendi desteklerine

başvurmasını örnek almışlardı. Evet, Endülüs Emevileri bunların desteklerine dayanmıştı

ve İbn-i Ebu Amir de devlet yönetiminde tek başına söz sahibi olmuştu. Bu hükümdarlardan

her biri Endülüs'ün bir tarafında büyük devletlere sahip oldular ve hükümdarlıkları

da paylaştıkları Endülüs Emevi Devleti'ne göre daha güçlüydü. İktidarları, Lemtune

kabilesinden olan ve güçlü bir asabiyete sahip Murabitlerin (Murabitı'.i.n) denizi geçip

onları bulundukları yerlerden çıkarana ve devletlerine son verene kadar devam etti. Asabiyetleri

olmadığı için Murabitlere karşı kendilerini savunamadılar.

İşte, başlangıç aşamasındaki bir devletin kuruluşu ve korunması bu asabiyet sayesinde

olur. Tartuşi, devletlerin mutlak olarak paralı askerlerle korunduğunu sanmaktadır.

Bu görüşünü "Siracu'l-Muluk" isimli kitabında, dile getirmiştir. Ancak onun söylediği

şey, devletlerin başlangıçları için değil, aksine devletin kurulup istikrar bulmasından ve

iktidar sahiplerinin bu konumlan iyice yerleşip sağlamlaştıktan sonrası için geçerlidir.

Tartuşi'nin böyle düşünmesinin sebebi, onun Endülüs Emevi Devleti'nin ihtiyarlık

dönemine yetişmiş olması ve bu yüzden devletin, savunma için önce azatlıların ve

kendi himayelerinde yetişmiş kimselerin, sonra da paralı askerlerin desteğine başvurduğuna

şahit olmasıdır. Evet, bu dönem Arap asabiyetinin kaybolduğu ve Emevi Devleti'nin

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!