04.09.2022 Views

kupdf.net_bn-i-haldn-mukaddime-icilt-clearscanpdf

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

-- IBN-1 HALDÜN --

154

beyit çıktığında, bu işin kuralına göre icra edildiğini sanıyor. Oysa böyle sanması, varlıklar

ve yokluklar arasındaki uyum ve mutabakatı, idrakler ve akıllar arasındaki farklılaşmayı

bilmemesinden kaynaklanan bozuk bir vehimden başka bir şey değildir. Her akıl,

gücünün yetmediği ve idrak edemediği şeyleri inkar eder. Ancak bu inkarcı anlayışı reddetmek

için, bu usullerin icra edilmesini ve kesin sezgiyi görüyor olmamız bize yeter.

Güçlü bir zeka ve sezgiye sahip olanlar, bu usülleri doğru olarak ve kuralına uygun bir şekilde

icra etmektedirler.

Neye nispet edildiklerinin bilinmemesi ve belirsizliklerinden dolayı, en açık konular

olan sayıların anlaşılması bile akla son derece zor geliyorsa, acaba böylesine belirsiz ve

garip olan bir meselenin anlaşılması nasıl olur? Şimdi söylenilen bir sözden hiçbir şey anlaşılmamasıyla

ilgili bir örnek vererek meseleye açıklık getirelim: Sana dense ki, birkaç tane

dirhem (gümüş para) al ve her birinin karşısına üç tane fülus (bakır para) koy. Sonra

bütün fülusları toplayarak bir kuş satın al. Sonra dirhemlerin tamamıyla da, o kuşun fiyatına

kuşlar satın al. Acaba dirhemlerin ve fülusların toplamıyla satın alınan kuşların sayısı

kaçtır? Buna vereceğin cevap dokuzdur. Çünkü sen biliyorsun ki bir dirhem, yirmi

dört fülus ediyor. Üç fülus ise bir dirhemin sekizde biri yapıyor. Birkaç tane sekizde bir,

sekiz yapıyor. Dirhemin sekizde birini, başka bir sekizde birle topladığında, bir kuş fiyatı

yapıyor. Sekiz kuş, bir çok sekizde bire karşılık geliyor. Bu sekiz kuşa ilk aldığın füluslarla

satın aldığın kuşu da eklediğinde dokuz kuş yapıyor. Gördüğün gibi, sorudaki sayılar

arasındaki uyumun sırrıyla, bilinmeyecek durumda olan gizli cevap nasıl ortaya çıktı.

Bu ve bunun gibi meseleler ilk söylendiğinde, sanki bilinmesi mümkün olmayan

gaybi bir mesele gibi algılanır. Ancak meselenin (problemin) kendi içindeki uyumu sayesinde,

bilinenlerinden bilinmeyenlere ulaşılır. Ama bu sadece mevcut olan şeyler hakkında

veya ilim sahasında olan bir durumdur. Gelecek ile ilgili meseleler ise, meydana gelme

sebepleri bilinmiyorsa veya onlar hakkında güvenilir bir haber gelmemişse gaybi bir meseledir

ve onu bilmek mümkün değildir. Bu husus açıklığa kavuştuktan sonra, Zayirce

usulü ile yapılan şeylerin tamamının gerçekte cevabın sorudan çıkartılması çalışması

olduğu anlaşılır. Çünkü görüldüğü gibi bu usülde yapılan, aynı harflerin (sorudaki harflerin)

farklı şekildeki dizilişlerinden cevap harflerini çıkarmaktır. Bunun sırrı ise, bazı

kimselerin keşfettiği bazılarının da keşfedemediği, ikisi arasındaki uyum ve mutabakattır.

Bu uyum ve mutabakatı bilen kimse için, Zayirce usulünün kurallarıyla istenilen cevabın

elde edilmesi kolaylaşır. Cevap, lafızları ve lafızlarının dizilişi açısından, sorunun

olumlu olarak mı yoksa olumsuz olarak mı gerçekleşeceğine işaret eder. Ancak bu gaybi

meselelerde geçerli değildir. Bu tür usullerle gaybın bilinmesine imkan yoktur. Çünkü

gayb, insanlar için tamamen gizlidir. Allah gaybı sadece kendi ilminde tutmuştur. ''Allah

bilir, siz bilmezsiniz" (Bakara Süresi, 216).

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!