04.09.2022 Views

kupdf.net_bn-i-haldn-mukaddime-icilt-clearscanpdf

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

-- MUKADDiME --

153

larına göre ise burcun üssü, ilk derecesinden olan uzaklığıdır. Sonra elde edilen toplamı,

"en büyük üs" ve "asli devir" olarak isimlendirdikleri bir başka sayı ile çarparlar. Sonra

bütün bunlardan elde edilen sonucu, bilinen kurallara, zikredilen işlere ve sınırlı devirlere

göre cetvelin hanelerine yerleştirirler. Sonra oradan bazı harfleri çıkarıp alırlar ve bazılarını

da düşürürler. Hanedeki harflerden bazılarını soru harflerine ve bu harflerin yanındaki

diğer harflere katarlar. Sonra bu harfleri "edvar" (devirler) olarak isimlendirdikleri

sayılardan çıkarırlar. Her devirde, devir hangi harfte bitiyorsa o harfi çıkarırlar. Belirli

bir sayıya kadar bu şekilde devretmeye devam ederler. Sonunda geriye hurufu'l-mukatta

(birbirinden bağımsız ve kesik harfler) kalır ve bu harflerden Malik bin Vüheyb'in beytinin

kafiyesine uyan bir beyitte bir araya getirilmiş kelimeler oluşturulur. Bütün bunlara,

ilimler faslında, Zayirce'nin nasıl icra edildiğinden bahsederken değineceğiz.

Seçkin kimselerden pek çoğunun bu usülle gaybi bilgiler elde etmeye yöneldiklerini

görüyoruz. Sorulan bir soruyla, bu usUle göre elde ettikleri cevabın birbirine uygun

olmasını, cevabın gerçeğe de uygun olduğunun delili sanıyorlar. Oysa bu doğru değildir.

Çünkü daha önce söylendiği gibi, bu tür suni usüllerle gaybın idrak edilmesi kesinlikle

mümkün değildir. Soru ve cevabın birbirine uygun olınası, anlayışların ve karşılıklı konuşmanın

birbiriyle örtüşmesinden kaynaklanmaktadır. Bu usUl ile bunun gerçekleşmesi,

soruda ve vetr çizgilerinde toplanmış harflerin kırılmasından ileri gelir. Bu harflerin,

farazi rakamların çarpımıyla elde edilen sayılarla birlikte Zayirce dairesindeki cetvellere

girmesi, sonra bu cetvellerden bir kısım harflerin alınıp bir kısım harflerin çıkarılması,

yine belirli sayıdaki devirle buna devam edilmesi, sonra bütün bunların birbirini takip

edecek şekilde beytin harfleriyle karşılanması inkar edilmeyecek bir şeydir. Bazı zeki kimseler,

bu şeyler arasında bir uyuşma ve mutabakat yakalıyorlar ve meçhul olan şeylerin

bilgisi onlara malum oluyor. İşte eşyalar arasındaki bu uyum, nefsin bildiği bir şeyden hareketle

meçhlllün bilinmesinin sebebi gibi görünüyor. Şüphesiz ki bunu elde etmedeki

yol, nefislerini terbiye edenlerin yoludur. Çünkü bu gibi işlerle meşgul olmak, aklın kıyas

ve düşünme gücünü kuvvetlendirmektedir. Bunun nasıl gerçekleştiği birkaç kez anlatıldı.

İşte bu sebepten dolayı Zayirce üslubu genellikle nefis terbiyesiyle meşgul olan insanlara

nispet edilmektedir.

Ben Selh bin Abdullah'a nispet edilen başka bir Zayirce tekniği gördüm. Yemin olsun

ki bu teknikte yapılanlar çok garip ve son derece zahmetli şeylerdir. Bu teknikle elde

edilen cevap ve bu cevabın elde edilmesindeki sır, bana görüldüğü kadarıyla, Malik'in söz

konusu beytindeki harflere karşılık gelen harflerle yazılmış bir manzumdur (şiirdir).

Onun için bu manzumun vezni ve kafiyesi de onunkiyle aynıdır. Yeri geldiğinde görüleceği

gibi, bu işle uğraşanlardan bazılarının, Malik'in beytindeki harflere karşılık gelen

harfleri düşürdükleri (kullanmadıkları) zaman, çıkan cevabın manzum (şiir şeklinde) olmaması,

söylediğimizin doğruluğuna işaret ediyor.

Pek çok insan, bu gibi işlerin güçlü bir zeka gerektiren yöntemleri olduğunu görmekten

ve bu şekilde istenilen cevaplara ulaşılabileceğini idrak etmekten aciz kalıyor.

Onun için böyle yöntemlerin doğruluğunu inkar ediyor ve bunların yalnızca hayal ve vehimlerden

ibaret olduğunu sanıyor. Bu işle uğraşan bir kimse, yazdığı bir beytin harflerini,

sorudaki ve vetr çizgileri üzerindeki harfler arasına dilediği gibi yerleştiriyor ve sonra

herhangi bir ölçü ve kurala riayet etmeden bu teknikleri uyguluyor. Sonra ortaya bir

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!