04.09.2022 Views

kupdf.net_bn-i-haldn-mukaddime-icilt-clearscanpdf

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

-- IBN-I HALDÜN --

146

tasarruflarda bulunmaları ise, onların hedefledikleri bir şey olmayıp kendiliğinden ortaya

çıkmaktadır_ Çünkü eğer böyle bir şey hedeflenmiş olsa, (nefis terbiyesiyle ilgili) katlandıkları

her şey Allah rızasının dışında bir şey için; gaybı bilmek ve (hadiseler üzerinde)

tasarrufta bulunmak için yapılmış olur. Ki bu zararlı çıkacakları bir ticarettir ve zaten

sonuç itibariyle de şirktir (Allah'a ortak koşmaktır). Onlardan biri şöyle demiştir:

"Kim irfanı irfan için tercih ederse, ikinciyi almış olur". (Yani önemli olan bir şeyin ne

için yapıldığıdır).

İşte mutasavvıflar da sadece Allah'ın rızasına yönelmiş olup, bunun dışında hiçbir

şeyi hedeflemeyen kimselerdir. Gaybi meselelerle ilgili olarak kendilerine malum olan

şeyler ise asla onların hedefledikleri bir şey değildir. Hatta onlardan çoğu, şayet bu gibi

haller gerçekleşse onlardan kaçarlar ve böyle olaylara hiç önem vermezler. Çünkü mutasavvıflar

başka bir şeyi değil, sadece Allah'ı isterler. Ancak onlar için bu gibi hallerin gerçekleştiği

de bilinen bir şeydir.

Gaybla ilgili şeyleri bilmeleri "feraset ve keşif': (hadiseler üzerinde tabiat kanunlarına

aykırı olarak) tasarrufta bulunmaları da "keramet" olarak isimlendirilir ve bu onlar

hakkında bu gibi şeylerin meydana geldiği inkar edilmez. EM İshak El-İsfirayini ve

Ebu Muhammed bin Ebu Zeyd El-Maliki, mucizeyle karıştırılmaması için bunları inkar

etmişlerdir. Kelamcılar ise, mucize ile bunlar arasındaki farkın meydan okumak olduğunu

söylemişlerdir ki, bu yeterlidir.

Hz. Peygamber'in Sahih-i Buhari'de yer alan bir hadiste şöyle dediği sabittir:

"Şüphesiz sizin içinizde, kendilerine (haber) ilham olunun kişiler vardır ve şüphesiz

Ömer onlardandır': Sahabeler için bu gibi durumların vuku bulduğu bilinen bir şeydir.

Hz. Ômer'in söylediği şu söz bunun delillerinden biridir: "Dağa çık ey Sariye!" Sariye,

Irak'ta cihad eden İslam ordularının komutanlarından biridir. İslam ordusu müşriklerle

bir savaşa tutuşmuş ve hezimete uğramak üzeredir. Yakınlarda ise sığınılacak bir dağ

mevcuttur. İşte tam bu sırada Hz. Ömer'in önünden mesafeler ve perde kaldırılmış, Medine'

de hutbe verirken Irak'taki Sariye'ye "dağa çık ey Sariye" diye seslenmiştir. Sariye' de

bu sesi işitmiş ve dağa çekilmiştir.

Aynı şekilde Hz. Ebu Bekir'in kızı Hz. Aişe'ye ettiği vasiyet de buna örnektir. Hz.

Ebıl Bekir, kızı Aişe'ye bahçesindeki hurmalıklardan altmış ölçek bağışta bulunmuş ve

kalan parçaların iki erkek kardeşine ve iki kız kardeşine ait olduğu hususuna dikkatini

çekmiştir. Hz. Ebu Bekir şöyle demiştir: "Kalan parçalar, iki erkek kardeşine ve iki kız kardeşine

aittir". Hz. Aişe, "Benim sadece bir kız kardeşin var ve o da Esma' dır" deyince kendisine

şu cevabı vermiştir: "Bana eşim Bint-i Harice'nin karnındakinin kız olduğu gösterildi':

Ve gerçekten de doğan çocuk kızdı. Bu rivayet İmam Malik' in "Muvatta" isimli eserinin

"bağışı caiz olmayan şeyler" bölümünde yer almıştır.

Bu gibi hallerin örnekleri, hem sahabeler ve hem de onlardan sonra gelen salih

kimseler için pek çoktur. Ancak mutasavvıflar, Hz. Peygamber'in varlığında, müridler

(ona tabi olanlar) için bu haller olmayacağı için, Hz. Peygamber döneminde bunun örneklerinin

az olduğunu söylemişlerdir. Hatta onlar bir müridin, Peygamberin şehri olan

Medine'ye girişinden oradan ayrılışına kadar bu hallerin kendisinden alındığını söylerler.

Bizi hidayet ile rızıklandıran ve bizi doğru yola eriştiren Allah'tır.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!