26.08.2022 Views

Simon Singh - Big Bang'in Romanı-Büyük Patlama ve Evrenin Başlangıcı

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ve diğeri de işarete karşılık verdi. İlk gözlemci, işareti vermesiyle

alması arasındaki süreyi saniyenin bir kesiri olarak

tahmin etti. Ancak bu ikinci gözlemcinin tepki süresiyle

ilgili bir gecikme olabilirdi. Deney üst üste birçok kez

tekrarlandı; iki adam sürekli birbirlerinden uzaklaşıyor

ve geri dönen işaretin zamanını kaydediyorlardı. İşaretin

geri dönme süresi uzaklıkla artsaydı düşük ve sonlu bir

ışık hızı olduğu anlamına gelirdi ama geri dönüş hızı değişmedi.

Böylece ışığın hızının ya sonsuz ya da gözlemcilerin

tepki süreleriyle kıyaslandığı zaman ışığın gözlemciler

arasındaki mesafeyi kat etme süresinin çok önemsiz

kalacağı kadar hızlı olduğu ortaya çıktı. Deneyciler ışık

hızının saatte 10 000 km. ve sonsuz arasında bir yerde olduğu

sonucuna vardılar. Işık hızı daha yavaş olsaydı gözlemciler,

birbirlerinden uzaklaşırken artan bir gecikme

süresi olduğunu görürlerdi.

Işık hızının sonlu mu sonsuz olduğu sorusu, DanimarkalI

astronom Ole Römer ortaya çıkana kadar yanıtsız

kaldı. Gençken Uraniborg’da, Tycho Brahe’nin eski rasathanesinde

çalışmıştı ve rasathanenin tam konumunu ölçerek

Avrupa’daki diğer gözlemcilerle Tyeho’nun çalışmalarının

kıyaslanmasını sağlamıştı. Mükemmel bir astronom

ve gözlemci olarak ünlü olduktan sonra 1672’de prestijli

Paris Bilim Akademisinde kendisine bir kürsü önerildi.

Paris Bilim Akademisi; bilim adamları, kralların, kraliçelerin

ve Papa’nm boyunduruğunun dışında bağımsız

çalışmalar yürütebilsinler diye kurulmuştu. Römer Paris’teyken

meslektaşı Giovanni Domenico Cassini, İo başta

olmak üzere Jüpiter’in aylarıyla ilgili ilginç bir anormalliği

incelemesini salık vermişti. Jüpiter’in tüm uyduları

tıpkı bizim Ay’ımız gibi Jüpiter’in çevresinde düzenli bir

şekilde dönmeliydi. Ama astronomlar Îo’nun zamanlamasının

düzensiz olduğunu görünce şoka uğradılar. Bazen İo

Jüpiter’in arkasından birkaç dakika erken çıkıyor; bazen

de birkaç dakika geç kalıyordu. Bir uydu nasıl bu şekilde

davranabilirdi? Astronomlar, İo’nun bu uyuşuk tavrı karşısında

şaşkına dönmüştü.

89

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!