26.08.2022 Views

Simon Singh - Big Bang'in Romanı-Büyük Patlama ve Evrenin Başlangıcı

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

bir bölgeden çıkmış olması beklenirdi. Daha kısa bir dalga

boyuna sahip radyasyonun ise daha az yoğun bir bölgeden

çıkmış olması gerekirdi. Eğer astronomlar CMB radyasyonunda

bu tür dalga boyu değişikliklerini gözlemleyebilirlerse

evrenin ilk halinde yoğunluk farklılıkları olduğunu

ve bunların da galaksileri oluşturduğunu söyleyebilirlerdi.

Böylece Big Bang teorisinin inanıhrlığı artardı.

Penzias ve Wilson, CMB radyasyonun var olduğunu

ve beklenen dalga boyunda olduğunu kanıtlamıştı, ama

artık astronomlar, bu dalga boyunu daha hassas bir şekilde

ölçüyor ve farklı yönlerden gelen CMB radyasyonunun

farklı dalga boylarında olduğunu göstermeye çalışıyorlardı.

Maalesef, nereden gelirse gelsin CMB radyasyonunun

dalga boyu aynı gözüküyordu. Evrenin ilk halinde her yer

birbirine çok benzediği için bu dalga boylarının birbirlerine

çok benzemesi gerekiyordu, ama dalga boyları birbirlerine

çok benzemekten öte tıpatıp aynıydı. Dalga boyunda

en ufak bir artış veya azalış gözlemlenememişti.

Sabit Evren modelini savunanlar, bu olumsuz sonuçları

bir fırsat olarak gördüler, çünkü günümüzde gözlemlenen

CMB radyasyonunda hiçbir dalga boyu farklılığı olmaması,

evrenin ilk halinde hiçbir yoğunluk farkı olmadığı

anlamına geliyordu. Bu da Big Bang modelinin günümüzde

gördüğümüz galaksileri açıklayamıyor olması demekti.

Ancak bilim adamlarının çoğu hiç panik yapmadı.

Farklılıkların olduğunu ama kullandıkları teknolojinin bu

farklılıkları ölçemeyecek kadar ilkel olduğunu iddia ettiler.

Bu aslında mantıklı bir argümandı. Örneğin bu kitabın

basılı olduğu kağıt son derece pürüzsüz gözükmektedir

ama Şekil 99’da gösterildiği gibi yeterince hassas ekipmanlarla

baktığımız zaman yüzeyindeki farklılıklar ortaya

çıkar.

1970’lere gelindiğinde, son teknoloji ekipmanlar, CMB

radyasyonunun dalga boyunu l ’e 100 boyutlarında inceleyebilecek

hassaslığa gelmişti, ama yine de hiçbir farklılık

algılanamıyordu. Yine de % l ’den daha ufak seviyede fark-

411

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!