26.08.2022 Views

Simon Singh - Big Bang'in Romanı-Büyük Patlama ve Evrenin Başlangıcı

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

laşma hızı “gerçek” olarak alınabilirdi ancak bu gerçekleri

ortaya koyan uzun mantık zinciri ve gözlemler yüzünden

eleştiriye açıktı. Öncelikle galaksinin uzaklaşma hızını

ölçmek için galaksilerden gelen sönük ışıkların algılanması

ve yolculukları boyunca uzayda veya Dünya’nın atmosferinde

nasıl değiştikleri veya değişmedikleri üzerine

tahminler yapılması gerekiyordu. İkincil olarak ışığın dalga

boyu ölçülmeliydi ve ışığı yayan atomların tanımlanması

gerekiyordu. Üçüncü olarak spektrumdaki kaymanın

tanımlanması gerekliydi ve Doppler etkisi kullanılarak

düşüş hızı ile ilişkilendirilmeliydi. Son olarak da

astronomlar, kullanılan ekipmanlardan kaynaklanabilecek

hataları da hesaba katmak zorundaydı. Bu işlemin

birçok parçası vardı ve astronomlar her bir adımda hiçbir

hata yapmadıklarından emin olmak zorundaydılar. Aslında

galaksilerin hızlarının ölçümü kozmolojide kesinliğe en

yakın gerçeklerdendi çünkü diğer alanlarda yürütülen

mantık zincirleri ve gözlem süreçleri çok daha uzun ve çetrefilliydi.

Big Bang veya Sabit Evren modelini destekleyecek kesin

nihai kanıtların yokluğunda bilim adamları içgüdülerine

güvenmek veya teorileri savunanların kişiliklerini

değerlendirmek zorunda kalmışlardı. Yirminci yüzyılın en

önemli kozmologlarından biri olacak olan; Stephen Hawking,

Roger Penrose ve Martin Rees gibi bilim adamlarını

yetiştirecek olan Dennis Sciama için durum tam bu şekildeydi.

Sciama Hoyle, Bondi ve Gold’dan çok etkilenmişti

ve “benim gibi bir genç için çok önemli ve etkileyiciydiler”

diyordu.

Sciama aynı zamanda onların teorisinin belirli felsefi

özelliklerinden de etkilenmişti: “Sabit Evren teorisi, fizik

kanunlarının gerçekten de evrenin içeriğini belirleyebileceği

olasılığını öne sürüyordu çünkü bu teoriye göre evrenin

tüm bileşenleri kendilerini yenilemek zorundaydı...

Kendini yenileme mecburiyeti sayesinde ilk kez, maddelerin

neden böyle olduğu sorusunu ‘çünkü her zaman böyleydileb,

demeden cevaplayabilecektik.”

335

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!