06.07.2022 Views

DuyguDergi-01

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Derginin ön sayfası

ANA BAŞ SAYFA

GAZETECİNİN SEYİR DEFTERİ...

YIL 1. 2022 Haber Gazetesi

İmtiyaz sahibi Duygu LÂDİKLİ

Sorumlu Yazı işleri Müdürü Ali ERGİN

Magazin Müdürü Ayten ÜRET

Avukat Nazmi SALİHOĞLU


ANA SAYFA YAZI

BAYRAMLAR MI KALDI...

Eskiden Bayramdan önce evler temizlenir hatta dip köşe bucak iyice arındırılır Bayramlık

tatlılar bir gün önce hazırlanırdı....

Şekerler şekerliklere doldurulur misafir odası diye adlandırılan odada büfenin üzerine

şekerlik konulurdu. Bayram sabahı evin büyüğü oğulları varsa onlarla birlikte camiye

giderler Bayram Namazlarını kılarlar evlerine geldiklerinde ise evin büyük hanımı

kahvaltıyı hazırlamış ve hep birlikte kahvaltıya otururlardı. Kahvaltıdan sonra ev halkı

bayramlaşır küçükler bayram harçlıklarını alırlardı. Hatta geleneklerimizde mendil de

verilirdi küçüklere. Şimdilerde böyle mi ben bilmiyorum.

Apartman komşuları birbirleri ile bayramlaşırlardı. Tatlılar ikram edilir arkasından kolonya

ile devamı gelirdi.

ÇOK DEĞİŞEN BİR ŞEY VAR. O ŞEY KORKUNÇ BİR ŞEY !!!

İnsanların birbirlerine tahammülsüzlüğü, saldırganlaşmaları, sanki leblebi yer gibi

birbirlerini öldürmeleri gerçekten bu tür insanların yüzlerine baktığınızda insan görünümü

çiziyorlar lakin sadece görüntü. İçlerindeki canavarları saklıyorlar....


2.SAYFA

SİNEMANIN DEVLERİ

Çok zor olduğunu söylerlerdi. Sinema sektöründe çalışanlar setlerin bilhassa geçmiş

tarihlerde o zamanın koşullarındaki teknoloji ile bugünkü teknoloji arasında dağlar kadar

fark var.

Halkın çoğu oyuncuların, artistlerin bir iki konuşmasıyla meşhur olduklarını düşünürler.

Aslında hiç te düşündükleri gibi değildir. Ben bir gazeteci olarak setlere gitmiş insanım. Bir

tek sahne için o kadar çok tekrarı çekilir ki. Oyuncular ter içinde kalırlar bazen susadıkları

halde su bile içmeden o işi iyi çıkarmaya gayret ederler. Çünkü büründükleri karakterleri

iyice yansıtmalıdırlar. Gerçekten bir oyuncu kolay yetişmiyor. Oyuncuların bazıları

maalesef yaşlandıklarında yoksulluk içinde vefat ediyorlar. Cenazelerinde birçok sevenleri

onları yalnız bırakmıyor oysa yaşarlarken kıymetlerinin bilinmeleri gerekiyor. Onlar

alkışlarla ve halkın sevgisi ile yaşarlar. Ülkemizde birçok kıymetli sanatçı vefat etmiştir.

Günümüze kadar yaşarlarken kıymeti bilinmeyen sanatçıların vefat ettiklerinde

mezarlarına "bir kova altın döksen" ne olur. Kıymetli sanatçılarımızı anmadan bu sayfayı

kapatmak istemedim.

Fatma GİRİK, Belgin DORUK, Ayhan IŞIK, Oya AYDOĞAN, Osman WOBER, Mevlüt ÇINAR,

Ayşen GRUDA, Münir ÖZKUL, Adile NAŞİT, Nubar TERZİYAN, Cüneyt ARKIN, Ekrem

BORA, Kenan PARS, Aliye RONA, Suzan AVCI ve tüm vefat eden sanatçılarımıza saygı ve

rahmetle....


3.sayfa haberi

RESSAMLAR ve RESSAMLARIN TAKLİTÇİLERİ

Bir ressam hayalinde canlandırdığını tuvale fırçalar ile yansıtır. Bazen de doğada

gördüğünü şekillendirerek emeği ile yapar. Gecesini gündüzüne katarak hislerini kendi

dünyasındaki hayal ettiklerini de yansıtır tuvale fırçalarını adeta dans ettirir binbir sıkıntı

ile birçok harç karma sergilere katılırlar (bazıları) bir de emek verdiği tablolarını bazı

Sanattan anlamayanlar pazarlık ederler satın almak için oysa sanatın pazarlığı olmaz.

Birde taklitçiler vardır bazı TV’lerin programlarına katılan ve ekrana çıkmadan önce bazı

taklitçi ressama ayrılan odada taklit ederek bir resmi kopyalar sonra da ekran karşısında

ben hiç bakmadan yapıyorum der. Sonra bu tür kopyacılar kişisel sergiler açarlar (veyahut

torpille) sergileri bol ikramlı olur. Tabi ki etrafında da bol şak şakçılar ayakta alkışlarlar.

Bu arada taklitçi ressam bir kavgalara girer aman efendim dünyaları sanki o yaratmış gibi

!!! Hadi o kendi dünyasında kendini kandırmaya çalışıyor, etrafındakiler hiç mi

incelemiyor, hiç mi rast gelmediler, kopyacılık yaptığına ayıp olmuyor mu?

Emeği ile kimseyi kandırmadan tuvallere nakış gibi hayallerini işleyen ressamlarımıza

sonra amatör ressamlarımıza da ayıp olmuyor mu? Onların da emekleri var.....

KOPYACILARDAN SAKININIZ....


4.SAYFA HABERİ

BİR ZAMANLAR SARIYER...

Hacı Osman bayırından aşağıya inip sahilden Sarıyer’e doğru yönelirsiniz. Sahile (PİYASA

CADDESİ )denilir. Aslında Sarıyer’in, Büyükdere'nin aileleri akşamüstü olduğunda,

anneler çocuklarını özene bezene giydirirlerdi. Kendileri de en şık kıyafetlerini giyerler

sahilde yürüyüşe çıkarlardı. Lakin bu yürüyüş spor amaçlı yürüyüş değildi. Resmen

(Piyasa Caddesinde) kıyafetler sergilenirdi. Beyefendiler ütülü pantolon ve ütülü gömlekle

Aileleri ile çıkarlardı. Tıpkı Beyoğlu'nda eskiden takım elbise ile çıkıldığı gibi.

İnsanlar gidip yerleştikleri bölgelere kendi aldıkları ailelerinden ve çevrelerinden

kültürlerini götürürler. Örneğin, eğer kişi kendini yetiştirememiş ise gittiği büyükşehirde

bir apartman dairesinde, apartmana uyum sağlayamaz. Balkonlarda sanki babasının

çiftliğinde gibi mangal yapar. Yandaki komşusunun asılı çamaşırlarını etin dumanı ile

kokutur. Çığırtkanlık yapar (lügata bakınız çığırtkan )

Bas bas bağırarak özellikle konuşur. Sağını solunu rahatsız etmek için çünkü pervasız

yetişmiştir. Annesi ya da babası yeteri kadar terbiye vermemiştir ya da kendi karakteri

böyledir. Ona eşlik eden yandaşları ise (BOZACININ ŞAHİDİ ŞIRACI HESABIDIR) aynı

dilden konuşurlar ve gittikleri yerlerdeki düzgün insanların huzurunu kaçırırlar.

Günümüzde pek çok örnek var. Gürültüden sebep komşusunu öldürenler mi ararsın. Bir

de o pervasız insanlar kendi tanıdıklarına kendilerini haklı gösterir gibi anlatırlar. Bu

seferde gruplaşma ortaya çıkar. O anlatılan insanlar da tek taraflı düşündüklerinden dolayı

karşı tarafa karşı düşmanlık oluştururlar. Örneğin İnstagram’da bir kişi bir kaç kişiye

kendine göre anlatım yapıp kişileri hedef göstermiyor mu? Sonra dışarıda o kişilere

saldırılar düzenlenmiyor mu? O kadar çok ki artık linç girişimleri yapıyorlar.

Bence bu tür gürültü ve komşuların huzurunu bozan insan türlerine hapis cezası çıkmalı.

Apartmanda oturmanın kültürünü bilmeyenlere cezalar hadlerini bildirmelidir.

Aile kültürü çok farklı bir şeydir terbiyedir, saygıdır. Okumuş hatta avukat bile çıkmış ama

daire kapısını ahır kapısı gibi kullanan kişiler var. Okumak, eğitim farklı bir şeydir terbiye

başkadır. Kendini yetiştirmiş insanın dili, dini, rengi, ırkı olmaz.

ETRAFIMIZ HEP İYİ İNSANLAR İLE DOLMASI DİLEĞİ İLE İYİ BAYRAMLAR.


5.arka kapak son sayfa haberi

CANIM ANNEM

Tüm Anneler evlatlarına özeldir, benim annem ise başkadır. Benim için

çok fedakârlıklar yapmıştır annem. Babasız evlat büyütmek çok zordur.

Üstelik te kendinden yaşça çok büyük bir beyle evlenip kızını korumak

adına özveri veren bir annedir benim annem. Korudu kolladı yetiştirdi

kendi imkânlarınca. ALLAH anneme uzun ömür versin. Tüm evlatların

annelerine de.

Arka sayfanın yarı haberi

MÜTEVAZI SANATÇIMIZ

Mütevazı sanatçımız Zafer DOĞULU'nun

müziği her yaştan insanın kulağına hitap

etmektedir. Halkımız ve basın camiamız

kendisini çok sevmektedir. Biz de kendisine

başarılar diliyoruz ve yeni eserler bekliyoruz.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!