01.06.2022 Views

Metropol Dergileri 51. Sayı

- Aydınlar Yedek Parça San. Tic. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı- Harun Aydın - Basın Yayın Enformasyon Konya İl Müdürü- Abdurrahman Cüneyd Fidancı - Kaysan Mimarlık- Mimar Nuri Kaymak - Külünk Yeni Türkiye Vizyonunu Anlattı - Metin Külünk - Sırma Sanatçısı - Nur Dikilitaş - Konya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanı - Cevdet İşbitirici - Otomotiv Sektöründe Ekonominin Lokomotifi- Ömer Faruk Meydan - Vatanını En Çok Seven, İşini En İyi Yapandır - Seycan Çakır - Sevgili Metal Otomotiv Şirketine Ödül - Ümmetin Türkiyesi - Konya Basın Konseyi Başkanı Mustafa Tatlısu

- Aydınlar Yedek Parça San. Tic. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı- Harun Aydın
- Basın Yayın Enformasyon Konya İl Müdürü- Abdurrahman Cüneyd Fidancı
- Kaysan Mimarlık- Mimar Nuri Kaymak
- Külünk Yeni Türkiye Vizyonunu Anlattı - Metin Külünk
- Sırma Sanatçısı - Nur Dikilitaş
- Konya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanı - Cevdet İşbitirici
- Otomotiv Sektöründe Ekonominin Lokomotifi- Ömer Faruk Meydan
- Vatanını En Çok Seven, İşini En İyi Yapandır - Seycan Çakır
- Sevgili Metal Otomotiv Şirketine Ödül
- Ümmetin Türkiyesi - Konya Basın Konseyi Başkanı Mustafa Tatlısu

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

www.metropoldergileri.com 1


RÖPORTAJ<br />

2


www.metropoldergileri.com 3


RÖPORTAJ<br />

4


www.metropoldergileri.com 5


RÖPORTAJ<br />

6


www.metropoldergileri.com 7


YAYIN KURULU BAŞKANI<br />

8<br />

Ömer Faruk MEYDAN<br />

Sanayici / Yazar<br />

o.farukmeydan@metropolkonya.com<br />

Otomotiv sektörü de<br />

ekonominin lokomotifi<br />

Türkiye zorlu süreçlerden geçiyor. Ülkece yaşadığımız olaylar bizi birbirimize biraz daha bağlıyor. Biz bu birlik<br />

ve beraberlik içerisinde her türlü zorluğun üstesinden gelebiliriz. Bu bağlamda Afrin’de büyük bir operasyon<br />

gerçekleştiren Mehmetçiğimize de başarılar diliyoruz.<br />

Umutlandıran ise ülke olarak yaşadığımız tüm sıkıntılara rağmen sanayimizin büyümesi, üretimin durmayıp<br />

gıpta edilecek düzeylerde artması. Otomotiv sektörü de Konya ekonomisine önemli katkısı olan önemli bir sektör.<br />

Gerek ürün yelpazesi gerekse miktarı bakımından Türkiye çapında ortaya konulan rakamlar yüz güldürücü.<br />

Bu üretimin en önemli katkılarından biri de kuşkusuz ki ortaya koyduğu istihdam. Sektör; sağladığı istihdamla<br />

gerek Konya, gerekse Türkiye ekonomisinde adeta lokomotif görevi üstleniyor.<br />

Otomotiv sektörü geliştikçe istihdam hedefleri büyüyor. Konya’mızda faaliyet gösteren firmalar ulusal olmak<br />

bir yana uluslararası olma yolunda hızla ilerliyor. Burada üretilen ürünler büyük otomobil firmalarında değer<br />

buluyor. Markalarımız dünya markaları ile buluşuyor. Bu da gösteriyor ki; Konya otomotivde iyi bir yerde ve<br />

daha da iyi olacak. Biz kendi otomobilimizi üretme yolunda hızla ilerliyoruz, ilerlemeye de devam edeceğiz.


www.metropoldergileri.com 9


RÖPORTAJ<br />

10


www.metropoldergileri.com 11


EDİTÖRDEN<br />

12<br />

Seycan ÇAKIR<br />

Editör<br />

s.cakir@metropoldergileri.com<br />

VATANINI EN ÇOK SEVEN,<br />

İŞİNİ EN İYİ YAPANDIR<br />

Dünyada var olma savaşı veriyor her ülke, her ülke milli menfaatleri doğrultusunda planlarını yapıyor. Bu planlar yapılırken<br />

dünyadaki süper güç diye tabir edilen gelişmiş ülkeler vicdanlarını kiraya veriyor, terör örgütleriyle bir oluyorlar.<br />

Milyonlarca sivil katledip adına demokrasi diyorlar... Utanmadan!<br />

Türkiye’nin izlediği politika yenidünya düzeninde çok önemli! Haklılıkla hareket eden, vicdanını her zaman koruyan, dış<br />

ilişkilerinde adil politik duruş sergileyen bir Türkiye. Binlerce yıllık devlet geleneğimizde de bu var... Bu yüzden Türk<br />

nereye giderse adalet götürür, şefkat götürür. Ancak; düşmanına da hatasının bedelini her zaman ödetir.<br />

Türk Silahlı Kuvvetlerimizin kahraman mensuplarının Allah yar ve yardımcısı olsun. Dualar sadece Türkiye’den edilmiyor,<br />

dünyanın her köşesinden adalet bekleyen milyarca insan tarafından bu dualar sema ya yükseliyor.<br />

Politik duruşumuzun yanı sıra güçlü bir ülke olma yolunda ekonomik gücümüz de oldukça önemli. Gelecekte güçlü, söz<br />

sahibi, gelişmiş ülke konumuna geleceksek bunu ancak üretimle başarabiliriz, ürettiğimizi yurt dışına satarak yapabiliriz.<br />

Ar- Ge ile inovasyonla yapabiliriz. Bu bilinçle hareket edip adımlarımızı bu doğrultuda atmalıyız.<br />

Bu sayıda kapak konuğumuz Aydınlar Yedek Parça A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Harun Aydın. Sektörünün devlerinden<br />

olan Aydınlar Yedek Parça sadece Konya’nın değil ülkemizin de gururu. ‘’Bunu en iyi Almanlar yapar, Amerikalılar yapar’’<br />

dediğimiz her parçayı Konya’da üretip dünyaya satıyor.<br />

Güçlü bir ülke mi istiyoruz? İşte önümüzde bir örnek; ülke olarak AYD- Aydınlar Yedek Parça gibi firmaların sayılarını<br />

arttırdığımızda güç bizden yana olacaktır.<br />

Fabrikayı gezdiğimde ‘’ işte geleceğin Türkiye’si bu’’ dedim...<br />

2500 ‘e yakın insana istihdam sağlayan, Cumhurbaşkanımızın istihdam seferberliği çağrısına katılarak kısa zamanda<br />

3000 kişiyi aşan bir istihdam hedefi ile Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek firmalarından Aydınlar Yedek Parça.<br />

Bu azim ancak Vatanını sevmekle, bu başarı ise işini sevmekle olur...<br />

Bu yüzden milli otomobil projesinde 6. Babayiğit AYD.


www.metropoldergileri.com 13


RÖPORTAJ<br />

14<br />

İÇİNDEKİLER<br />

Kapak<br />

Konusu<br />

28<br />

HARUN<br />

AYDIN<br />

AYD Aydınlar<br />

Yedek Parça<br />

San. Tic. A.Ş.<br />

Yönetim Kurulu<br />

Başkanı<br />

Köşe<br />

6<br />

26<br />

70<br />

Ömer Faruk MEYDAN<br />

Mustafa TATLISU<br />

Tuğba BALDEDE<br />

14 DUVAR 22 HABERLER 68 PSİKOLOJİ 76 ŞEHİRDE YAŞAM<br />

GÖRSEL YÖNETMEN<br />

Ahmet TOK<br />

HUKUK DANIŞMANI<br />

Av. Seda KARA<br />

www.metropoldergileri.com<br />

info@metropoldergileri.com<br />

Yerel, Süreli • Ocak/2018<br />

YAYINCI / İMTİYAZ SAHİBİ<br />

Adına Seycan ÇAKIR<br />

YAYIN KURULU BAŞKANI<br />

Ömer Faruk MEYDAN<br />

YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ<br />

Ahmet ÇAKIR<br />

YAYIN KOORDİNATÖRÜ<br />

Çiğdem KURUT<br />

PROJE KOORDİNATÖRÜ<br />

Beyzat AKSOY<br />

KURUMSAL İLETİŞİM ASİSTANI<br />

Canan ŞAYİR<br />

GRAFİK TASARIM<br />

KAPAK FOTOGRAFI<br />

Ahmet ÇAKIR<br />

KATKIDA BULUNANLAR<br />

Prof. Dr. Kayhan ÖZTÜRK, Dr. Serdar<br />

AYDEMİR, Prof. Dr. Hüseyin ELMAS,<br />

Mustafa TATLISU, Ceyhun KÜÇÜKÖZMEN,<br />

Şakir TÜRKAN, Elif AYDEMİR, Şeref<br />

DEVECİOĞLU, Zeynep ÖZTOP<br />

YÖNETİM YERİ<br />

Akabe Mh. Şehit Furkan Doğan Cd.<br />

Bey Plaza A Blok 5/503<br />

Karatay/ KONYA<br />

Tel: 0332 323 10 18<br />

Faks: 0332 323 10 19<br />

BASKI<br />

Fevzi Çakmak Mh. Aslım Cd.<br />

Kobisan San. Sit. No: 67 Karatay/KONYA<br />

E-mail: bilgi@ayrintiofset.com<br />

Tel : 0332 342 65 80<br />

Faks: 0332 342 65 81<br />

DAĞITIM<br />

Ocak 2018<br />

Dergide yayınlanan yazı, fotograf, illustrasyon ve konuların her hakkı saklıdır. İzinsiz ya da kaynak gösterilerek dahi kullanılamaz, alıntı yapılamaz.


Ocak 2018<br />

46<br />

58 68<br />

66<br />

Röportaj<br />

42<br />

MİMAR NURİ<br />

KAYMAK<br />

KAYSAN MİMARLIK<br />

FİRMA SAHİBİ<br />

48<br />

ABDURRAHMAN<br />

CÜNEYD FİDANCI<br />

BASIN YAYIN ENFORMASYON<br />

KONYA İL MÜDÜRÜ<br />

54SIRMA SANATÇISI<br />

NUR DİKİLİTAŞ<br />

60 CEVDET<br />

İŞBİTİRİCİ<br />

KONYA BÜYÜKŞEHİR<br />

BELEDİYESİ İTFAİYE DAİRESİ<br />

BAŞKANI<br />

SAYI<br />

51<br />

www.metropoldergileri.com 15


DUVAR<br />

16<br />

“Mücadele” Kırım Türklerinden Öğrenilir<br />

Birlik Vakfı Konya Şubesi’nin “Her Cumartesi<br />

Birlikteyiz” konferanslarına konuk olan Necmettin<br />

Erbakan Üniversitesi Öğretim Üyesi<br />

Prof. Dr. Kemal Özcan, “Kırım Kırım Kırılan<br />

Kırım” konulu konferansta Kırım sürgünü ve<br />

bölgede bugün gelinen noktayı anlattı.<br />

Konferansın açılışında konuşan Birlik Vakfı<br />

Konya Şube Başkanı Orhan Gündüz,<br />

Kırım’ın 9 Ocak 1792’de imzalanan Yaş<br />

Anlaşmasıyla Türk toprağı oluşunun yıldönümünde<br />

Kırım’ı gençlere anlatmak istediklerini<br />

belirtti. “Kırım Kırım Kırılan Kırım”<br />

başlıklı konferansta Kırım’ın Türk yurdu<br />

olmasından bugüne kadar gelinen süreci<br />

anlatan Necmettin Erbakan Üniversitesi<br />

Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özcan, 1944’te sürgüne<br />

gönderilen Kırım Tatarlarının dünyaya<br />

örnek olacak bir hak arayış mücadelesi verdiğini<br />

söyledi.<br />

Anadolu Liderlik Modeli Âlim-18 Başladı<br />

Genç MÜSİAD Konya Şubesi tarafından<br />

ilki 2016 yılında gerçekleştirilen, “Anadolu<br />

Liderlik Modeli” projesi eğitim programları<br />

yeniden başladı. Dönüşen Dünyada liderlik<br />

temasıyla düzenlenecek olan Alim-18 eğitimlerinde<br />

Genç MÜSİAD üyelerinin dönüşüme<br />

ayak uydurması hedefleniyor. Bu çerçevede<br />

2018 yılının ilk eğitim programında<br />

“organizasyon ve zaman yönetimi” konusu<br />

değerlendirildi.<br />

MÜSİAD Konya Şubesi Brifing salonunda<br />

gerçekleştirilen programın açılış konuşmasını<br />

yapan MÜSİAD Konya Şubesi Gençlik<br />

Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Arslan, “ilki<br />

2016 yılında gerçekleştirdiğimiz “Anadolu<br />

Liderlik Modeli” projemizin üzerinde çok<br />

çalıştık. Alim’18 sayesinde iş adamı perspektifi<br />

ile bakma becerisini geliştiren Genç<br />

MÜSIAD Konya üyeleri, iş yerlerinde daha<br />

verimli bir yönetim modeli uygulayarak<br />

hem kendi firmalarını hem çevredeki firmaları<br />

hem de tüm Türkiye’yi 2023 hedeflerine<br />

ulaştıracak bir rol model olacaklardır. Gerek<br />

ahlaki gerekse iş hayatına yönelik donanımlarını<br />

artırarak kurumsal firma kültürünü<br />

gelecek nesillere aktaracaklardır” dedi.<br />

Genç MÜSİAD Üyeleri, Alim-18 eğitim<br />

programları çerçevesinde Liderlik ve Koçluk,<br />

Ekip Yönetimi ve İşyerinde Performans<br />

Artırma, Müşteri İlişkileri Yönetimi, İş Hayatında<br />

Kişisel İmaj, Özgüven ve Motivasyon,<br />

Stres ve Öfke Yönetimi konularında<br />

eğitim görecek.<br />

Büyükşehir gazetecileri buluşturdu<br />

Konya Büyükşehir Belediyesi, 10 Ocak Çalışan<br />

Gazeteciler Günü dolayısıyla Konya’nın<br />

31 ilçesinde görev yapan basın-yayın kuruluşlarının<br />

yöneticilerini ve çalışanlarını bir<br />

araya getirdi.<br />

Kalehan-Ecdat Bahçesi’nde gerçekleştirilen<br />

programda konuşan Konya Valisi Yakup<br />

Canbolat, basının milletin gözü kulağı ve<br />

dili olduğunu, vatandaşın haber alma ile bilgi<br />

edinme ihtiyacının doğru bir biçimde karşılanmasına,<br />

ülkemizin demokratikleşme<br />

sürecine büyük katkı sunduğunu aktardı.<br />

Basının eleştiri ve tarizleri karşısında kendilerinin<br />

özeleştiri ve o konuda varsa düzeltme<br />

yapma gayretinde olduklarını da kaydeden<br />

Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir<br />

Akyürek, “Konya basını yol göstericilik<br />

boyutunda, işbirliği konusunda, şehir<br />

gündemini oluşturma ve şehir projelerine<br />

destek konusunda Türkiye’ye örnek<br />

bir yapıdır, kuruluşlardan oluşan örnek<br />

bir bütündür” ifadelerini kullandı.<br />

Konya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sefa<br />

Özdemir, basın özgürlüğü konusunda<br />

son zamanlardaki tartışmalara Anadolu<br />

basını olarak katılmadıklarını belirterek,<br />

ülkenin bölünmez bütünlüğü noktasında,<br />

terör örgütlerine destek veren tutukluların<br />

gazeteciler cemiyetleri örgütleri<br />

tarafından kesinlikle savunulmadığını altını<br />

çizdi. Özdemir, bütün basın mensuplarını<br />

bir araya getiren Büyükşehir Belediye<br />

Başkanı Tahir Akyürek’e teşekkür etti.<br />

Konya Basın Konseyi Başkanı Mustafa<br />

Tatlısu ise, 10 Ocak gününün genellikle<br />

mesajlarla kutlandığını, Büyükşehir Belediye<br />

Başkanı Tahir Akyürek’in bu geleneği<br />

değiştirip sıcak bir ortamda basını buluşturduğunu<br />

belirterek, teşekkür etti.


www.metropoldergileri.com 17


DUVAR<br />

18<br />

Başkan Toru’dan pazarcı esnafına ziyaret<br />

Meram Belediye Başkanı Fatma<br />

Toru, Melikşah Kapalı Semt Pazarı’nda<br />

esnafı ziyaret etti. Pazar esnafı<br />

ve alışveriş yapan vatandaşlarla<br />

sohbet eden Başkan Toru, esnafa<br />

bol ve bereketli kazançlar temennisinde<br />

bulundu.<br />

Başkan Gün öğrencilerle futbol oynadı<br />

Yapımı kısa süre önce tamamlanan kapalı halı sahada<br />

öğrencilerle bir araya gelen Bozkır Belediye Başkanı<br />

İbrahim Gün, öğrencilerle birlikte futbol maçı yaptı.<br />

Futbol maçı sonrasında açıklama yapan Başkan Gün,<br />

kapalı halı sahanın Bozkır’a tekrardan hayırlı olmasını<br />

diledi.<br />

Geçtiğimiz kış aylarında yoğun kar yağışına dayanamayarak<br />

eski kapalı halı sahanın çöktüğünü ve akabinde<br />

hızlı bir şekilde yeniden halı saha yaptıklarını<br />

vurgulayan Bozkır Belediye Başkanı İbrahim Gün, “yapımını<br />

kısa süre önce tamamladığımız halı sahamızda<br />

maç yapma fırsatını bulduk ve öğrencilerimizle birlikte<br />

ter attık. Hem de halı sahamızın bir nevi açılışını gerçekleştirdik.<br />

Halı sahamızın Bozkır’a tekrardan hayırlı<br />

olmasını diliyorum” diye konuştu<br />

Sabah erken saatlerde Melikşah<br />

Kapalı Semt Pazarı’na gelen Başkan<br />

Toru, esnafa bol ve bereketli kazançlar<br />

temennisinde bulundu. Esnafın<br />

istek ve taleplerini dinleyen Başkan<br />

Toru, “Pazarcı esnafımızı ziyaretlerimizde<br />

simit ve sıcak çay eşliğinde<br />

dondurucu soğuğa rağmen pazarcı<br />

kardeşlerimizin sıcak karşılaması ve<br />

sohbetiyle ısındık” dedi.<br />

Vatandaşların huzurlu bir şekilde<br />

alışveriş yapabilmeleri maksadıyla<br />

ilçeye kazandırdıkları kapalı pazarlar<br />

hakkında bilgi veren Toru, “Kovanağzı<br />

ve Kaşınhanı mahallelerimize<br />

kazandırdığımız kapalı pazar yerlerini<br />

daha önce hizmete açtık. Kısa<br />

bir süre içerisinde temelini atacağımız<br />

Harmancık Kapalı Pazar<br />

Yeri ve Sosyal Tesisi de Harmancık,<br />

Lalebahçe ve Gülbahçe mahallelerimize<br />

hizmet verecek. Gödene<br />

Mahallesi’ndeki kapalı pazar yerinin<br />

de ikmal ihalesini yaparak<br />

2018 yılı içinde bölge sakinlerinin<br />

hizmetine sunacağız. Belediye<br />

olarak gerek zabıta hizmetleri gerekse<br />

Pazar yerlerinin temizliği ile<br />

ilgili çalışmaları aksatmadan yürütüyoruz.<br />

Hemşehrilerimizin daha<br />

rahat ortamda alışveriş yapmasını<br />

sağlamak için çaba harcıyoruz”<br />

diye konuştu.<br />

Kahraman Ordumuza Zafer Diliyoruz<br />

Türk Silahlı Kuvvetlerinin Afrin’deki<br />

teröristleri etkisiz hale getirmek üzere<br />

başlattığı “Zeytin Dalı Harekatı”-<br />

nın zaferle sonuçlanması için sabah<br />

namazı sonrası camilerde dua edildi.<br />

Konya Büyükşehir Belediye Başkanı<br />

Tahir Akyürek, “Kahraman ordumuza<br />

zafer diliyoruz. İnşallah tarihi zaferlerle<br />

dolu olan ordumuzun zafer sayfalarına<br />

yeni bir sayfa daha eklenmiş<br />

olacak” dedi.<br />

Türk Silahlı Kuvvetlerince, Suriye’nin<br />

Afrin bölgesinde PKK/KCK/PYD-YPG ve<br />

DEAŞ’a mensup teröristleri etkisiz hale<br />

getirmek üzere başlatılan “Zeytin Dalı<br />

Harekatı”nın zaferle sonuçlanması için<br />

ülke genelinde olduğu gibi Konya’da da<br />

camilerde kılınan sabah namazında Mehmetçik’e<br />

dua edildi.<br />

Kapu Camii’nde sabah namazı sonrası İl<br />

Müftüsü Ali Akpınar’ın yaptığı duaya cemaat<br />

ellerini semaya açarak eşlik etti.<br />

Kapu Camii’ndeki dua sonrası bir açıklama<br />

yapan Konya Büyükşehir Belediye Başkanı<br />

Tahir Akyürek, “Türkiye düşmanlarına, ülkemizin<br />

birlik ve beraberliğine kastedenlere<br />

karşı yürütülen Zeytin Dalı Operasyonu<br />

inşallah başarıyla sonuçlanacak. İslam<br />

ümmetinin ve tüm insanlığın umudu olan<br />

ülkemize yönelik oluşturulmak istenen<br />

komplolar bertaraf edilecek. Kahraman<br />

ordumuza zafer diliyoruz. İnşallah tarihi<br />

zaferlerle dolu olan ordumuzun zafer<br />

sayfalarına yeni bir sayfa daha eklenmiş<br />

olacak. Millet olarak ordumuzun muzaffer<br />

olması için dua ediyoruz. Ordumuz ve milletimiz<br />

el ele gönül gönüle omuz omuza<br />

düşmanlarımızın oyunlarını hep birlikte<br />

inşallah bozacağız” dedi.


www.metropoldergileri.com 19


DUVAR<br />

20<br />

Emiray’ın galası yapıldı<br />

Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından<br />

yürütülen Medeniyet Okulu Projesi kapsamında<br />

her ay okullarda uygulanan değerlerin<br />

konu edilip Konya’nın tanıtıldığı “Emiray”<br />

çizgi dizisinin galası gerçekleştirildi.<br />

TRT işbirliği ile gerçekleştirilen dizinin Mevlana<br />

Kültür Merkezi’ndeki galasında konuşan<br />

Konya Büyükşehir Belediye Başkanı<br />

Tahir Akyürek, Türkiye’de artık çocukların<br />

geçmişte sömürgecilerin ürettiği masal<br />

kahramanlarıyla değil; kendi kültürümüzden<br />

yola çıkılarak üretilen kahramanları<br />

örnek almaya başladıklarını söyledi.<br />

TRT Genel Müdürü İbrahim Eren, “Bizler<br />

her ne kadar elimizden geldiğince birçok<br />

içerik üretmeye çalışmış olsak da yerel ve<br />

bölgesel içerikler, bizler için her zaman<br />

daha kıymetli oluyor. Emiray’ın bu neslin<br />

yetişmesine, değerler eğitimimize ve Konya’yı<br />

tanıtımında büyük katkı sağlayacağına<br />

inanıyorum” diye konuştu.<br />

26 bölüm olarak hazırlanan ve 2 yıl boyunca<br />

TRT Çocukta yayınlanacak filmin ilk bölümü<br />

20 Ocak Cumartesi günü ekranlarda olacak.<br />

Derbent, Büyükşehir Yasası İle Gelişiyor<br />

Büyükşehir Yasası’nın hayata geçirilmesiyle birlikte<br />

Konya’nın Derbent ilçesine Cumhuriyet tarihinin en<br />

önemli yatırımları yapıldı. Kentte hayal olarak nitelendirilen<br />

Aladağ Kayak Merkezi projesi Büyükşehir<br />

Yasası’yla birlikte anlam kazandı. Derbent’in mevcut<br />

bütçesiyle tamamlanamayacak olan projeler, Konya<br />

Büyükşehir Belediyesi’nin de desteğiyle tamamlanabilecek.<br />

Birinci etapta yaklaşık 20 milyon liraya mal<br />

olacak mekanik ve günü birlik tesislerin oluşturulması<br />

için Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek<br />

de yoğun çaba sarf ediyor.<br />

Konya’ya değer katacak projeye destekleri için Konya<br />

Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek’e teşekkür<br />

eden Derbent Belediye Başkanı Hamdi Acar, tesislerin<br />

yapılabilmesi için Başkan Akyürek’in yoğun mesai harcadığını<br />

ifade etti. Acar, “Büyükşehir Belediye Başkanımız<br />

Tahir Akyürek, Aladağ Kayak Merkezi projesinin<br />

hazırlanma aşamasından itibaren gelişmeleri yakından<br />

takip ediyor. Derbent’e yapılacak olan Kış ve Doğa<br />

Sporları Tesisi, yalnızca ilçeye hizmet vermeyecek. Bütün<br />

Konyalı vatandaşlarımız Aladağ’da bu hizmetlerden<br />

faydalanma imkânı bulacak.” Dedi.<br />

Türkiye Bütün İmkânlarını Seferber Edecektir ve<br />

Bu Hususta da Kararlıdır<br />

İslam ülkeleri arasında dayanışmanın<br />

arttırılması amacıyla kurulan<br />

İslam İş Birliği Teşkilatı’nın<br />

parlamento ayağını oluşturan<br />

İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamento<br />

Birliği’nin (İSİPAB) 13. Konferansı<br />

için İran’ın başkenti Tahran’da bulunan<br />

Konya Milletvekili Prof Dr<br />

Hacı Ahmet Özdemir, Medeniyet<br />

ve Dinler Arası Diyalog Oturumu’nda<br />

ülkemizi temsilen yaptığı<br />

konuşmasında şöyle dedi;<br />

‘’Bu toplantılarda kendimi 1.7 milyarlık<br />

büyük dünyanın bir parçası<br />

hissettiğimi, ülkeme bilenmiş, yenilenmiş<br />

olarak, daha çok çalışmak<br />

üzere daha kararlı bir şekilde döndüğümü<br />

belirtmek istiyorum.<br />

Türk TV’lerinin ABD’nin Suriye sınırımızda<br />

PYD’ye yönelik hamlesinin<br />

Dış İşleri Bakanımız, Başbakanımız<br />

ve Cumhurbaşkanımız tarafından,<br />

yani en yetkili ağızlardan reddedildiğini;<br />

Türkiye’nin sınırlarını ve Suriye’nin<br />

bütünlüğünü korumak için<br />

her türlü siyasi, diplomatik girişimi<br />

sürdüreceğini; askeri önlem ve girişimler<br />

dâhil bütün imkânlarını seferber<br />

edeceğini, bu hususta kararlı<br />

olduğunun altını özellikle çiziyorum.<br />

İslam dünyasının önemli bir eşikte<br />

olduğunu belirten Konya Milletvekili<br />

Hacı Ahmet Özdemir konuşmasının<br />

devamında; Zira dünya beşten<br />

büyüktür. Dünya nüfusunun dörtte<br />

birini oluşturan büyük camianın<br />

BM nezdinde veto hakkına sahip bir<br />

temsilcisinin bulunmaması büyük<br />

eksikliktir. Şu anda buna en hazır<br />

gözüken ülke Türkiye’dir.<br />

Eğer yönetimler Türkiye’de olduğu<br />

gibi milletiyle bütünleşebilirse geleceğini<br />

daha çabuk kurtarır ve kurar.<br />

Başarının sırrı düşmanlıklarını gizleyen<br />

dış güçlere değil halka kulak<br />

vermekten geçiyor. Halkla birlikte<br />

hareket eden yönetim anlayışları<br />

benimsediğinde ve uygulandığında<br />

başarı gelecektir. İslam ülkeleri önce<br />

iç birliğini sonra aralarında koordinasyonu<br />

sağlayarak pek çok sorunu<br />

aşabilirler. Birliktelik sağlandığında<br />

nüfus yoğunluğu, yani insan kaynağı,<br />

yer altı ve yer üstü zenginlikleri<br />

ile dünyanın siper gücü olmaya<br />

adaydır. Bu yolda aşılması gereken<br />

en büyük engel tefrikadır. Ayrılıklarını<br />

gidermiş, birliği sağlamış İslam<br />

dünyasının âleme ve insanlığa çok<br />

şey katacağına inanıyorum.’’


www.metropoldergileri.com 21


DUVAR<br />

22<br />

MMO’da yeni başkan Altun<br />

KOMEK ve ASEM’den Rekor<br />

Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir<br />

Akyürek, Türkiye’ye örnek olan Meslek<br />

Edindirme Kursları ile Aile Sanat ve Eğitim<br />

Merkezleri’nin 2017 yılında 100 bin 611<br />

kursiyere eğitim vererek bu alanda önemli<br />

bir başarıya daha ulaştığını söyledi.<br />

Sektör kan kaybediyor<br />

Aydın İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Aydın,<br />

gayrimenkul sektötörünün en büyük<br />

probleminin ‘güven’ olduğunu söyledi<br />

Aydın Holding Yönetim Kurulu Üyesi - Aydın<br />

İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı ve KON-<br />

SİAD Konya Şubesi Genel sekreteri Mehmet<br />

Aydın, emlak sektörünün önde gelen<br />

isimleri ile KONSİAD Konya Şubesinde bir<br />

araya geldi. Yaklaşık 30 ismin katıldığı toplantıda,<br />

gayrimenkul sektörünün sorunları<br />

masaya yatırıldı. Yaklaşık 4 saat süren toplantı<br />

sonunda kısa bir açıklama yapan Mehmet<br />

Aydın, “Satışlardaki astronomik rakamlar,<br />

buna paralel olarak her önüne gelenin<br />

emlakçılık mesleğine soyunması, sektöre<br />

olan güveni her geçen gün azaltmaktadır”<br />

dedi. Üst üste gelen olumsuzlukların işleri<br />

durma noktasına getirdiğine dikkat çeken<br />

Aydın, şunları söyledi; “Bu kötü gidişe dur<br />

diyebilmek bizim elimizde. Birlikte hareket<br />

edersek, sorunların çözümü de kolay olur.<br />

Ancak, hükümet yasadaki boşluklarla ilgili<br />

Makina Mühendisleri Odası (MMO) Konya<br />

Şubesinin yeni başkanı Yrd. Doç. Dr.<br />

Aziz Hakan Altun oldu.<br />

Makina Mühendisleri Odası (MMO) Konya<br />

Şubesi’nin 14. olağan genel kurul toplantısına<br />

Konya Ticaret Odası Başkanı Selçuk<br />

Öztürk, MHP İl Başkanı Murat Çiçek, meslek<br />

odalarının başkanları ve meslek mensupları<br />

katıldı.<br />

MMO Konya Şubesi eski başkanı Erdoğan<br />

Duransoy genel kurulda yaptığı konuşmada,<br />

görev yaptığı süre boyunca en iyi<br />

hizmeti vermeye çalıştıklarını söyledi. Duransoy,<br />

“İki koca yıl göz açıp kapayıncaya<br />

kadar bitti. 13. dönem çalışmalarımızı<br />

artık tamamladık. Geriye dönüp baktığımız<br />

zaman bu iki yılı nasıl emek emek<br />

işlediğimizi görüp mutlu oluyoruz. Bu tür<br />

görevler insanların hayatında gurur duyarak<br />

yaptığı müstesna ve onurlu vazifelerdir.<br />

Böylesi büyük ve elit camialara hizmet<br />

etmeyi Rabbim her kuluna nasip etmez.<br />

Bu duyarlılıkla üzerimize düşen vazifeyi<br />

içinde bulunduğumuz kuruma yakışır şekilde<br />

yerine getirmeye, birlik beraberlik<br />

içinde güçlü ve etkin olmaya, mesleğimize<br />

itibar kazandırıp her ortamda Makina Mühendisleri<br />

Odası Konya şubesini en doğru<br />

şekilde temsil etmeye çalıştık” dedi.<br />

kanuni düzenlemeleri en kısa zamanda<br />

yapmalı. Bunların başında da anlayan veya<br />

anlamayan herkesin emlakçılık mesleğini<br />

yapmasının önüne geçilmeli.”<br />

Yeni Başkan Yrd. Doç. Dr. Aziz Hakan Altun,<br />

Konya’nın refah seviyesinin yükselmesi için<br />

her türlü çalışmaya destek vereceklerini<br />

belirterek, “Makine Mühendisleri Odası<br />

olarak Konya’da bulunan STK, belediyeler<br />

ve üniversitelerimiz ile çalışmalar yapmaya<br />

devam edeceğiz. Makine Mühendisleri arkadaşlarımızın<br />

hakları ve meslek alanlarını<br />

genişletme alanında çalışmalar gerçekleştireceğiz.<br />

Ülkemizin ve Konyamızın en iyi<br />

noktada gelmesi içlin elimizden gelen gayreti<br />

göstereceğiz. Odamıza şimdiye kadar<br />

hizmet etmiş tüm oda başkanlarıma teşekkür<br />

ediyorum. Ayrıca göreve devraldığım<br />

önceki dönem başkanım Ömer Erdoğan<br />

Duransoy ve ekibine ve bizleri bu göreve<br />

layık gören meslektaşlarıma teşekkür ediyorum”<br />

ifadelerini kullandı.<br />

Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek,<br />

KOMEK ve ASEM’in 23 ilçede 60 kurs<br />

merkezinde eğitim faaliyetlerini sürdürdüğünü<br />

belirterek, 500 binden fazla mezunu ile<br />

Konya’nın ve Türkiye’nin en büyük, en önemli<br />

ailelerinden biri olduğunu dile getirdi.<br />

Konya’nın sanatına, kültürüne ve istihdamına<br />

büyük katkı sağlayan KOMEK ve<br />

ASEM’den 2017 yılında istifade eden kursiyer<br />

sayısının 100 bin 611 olduğunu vurgulayan<br />

Başkan Akyürek, ilk kez ulaşılan<br />

bu rakamın bu alanda önemli bir başarı<br />

olduğunu söyledi.<br />

KOMEK, ASEM ve yaz aylarında faaliyet<br />

gösteren Genç KOMEK Yaz Okulu’nun yeni<br />

ilçelerle birlikte büyümeye devam edeceğini<br />

kaydeden Başkan Akyürek, kurslara katılan<br />

ve kurslarda emeği geçen herkesi tebrik etti.<br />

Konya Büyükşehir Belediyesi Meslek Edindirme<br />

Kursları ile Aile Sanat ve Eğitim Merkezleri’nin<br />

yeni dönem kayıtları 24 Ocak – 4<br />

Şubat tarihleri arasında alınacak. Bilişim<br />

teknolojilerinden yabancı dillere, autocad-solidworks,<br />

Arduino Programlama ve<br />

Sayacılık kurslarından ebru, çini, hat, tezhip,<br />

gümüş takı işlemeciliği gibi gelenekli<br />

sanatlara kadar 310 farklı branşta eğitim<br />

veren KOMEK ve ASEM için kayıtlar www.<br />

konya.bel.tr ve www.komek.org.tr adreslerinden<br />

alınacak.


www.metropoldergileri.com 23


DUVAR<br />

24<br />

TRT Genel Müdürü Eren, Konya<br />

BYEGM’yi ziyaret etti<br />

Konya Büyükşehir Belediyesinin Medeniyet Okulu<br />

projesi kapsamında, Konya Büyükşehir Belediyesi<br />

ve TRT işbirliğiyle hazırlanan “EMİRAY” çizgi dizisinin<br />

gala programına katılmak üzere Konya’ya gelen<br />

TRT Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı<br />

İbrahim Eren, Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon<br />

Konya İl Müdürlüğünü de ziyaret etti.<br />

Konya Kültür Merkezi’nde düzenlenen ‘EMİRAY’<br />

çizgi dizisi galasına katılan TRT Genel Müdürü<br />

İbrahim Eren, programın ardından TRT Konya<br />

Haber Bürosu ile Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon<br />

Konya İl Müdürlüğünü ziyaret ederek<br />

çalışmalar hakkında bilgi aldı.<br />

Ziyaretten duyduğu memnuniyeti ifade eden<br />

BYEGM Konya İl Müdürü Abdurrahman Fidancı,<br />

2018 yılında gazetecilere yönelik yapılacak eğitim<br />

ve bilgilendirme projelerinden de bahsetti.<br />

TRT Konya temsilcisi Özgür Karaçal da, haber bürosunun<br />

2012 yılından bu yana bölgeye hizmet<br />

verdiğini ifade etti.<br />

Karatay Yenilenmeye Devam Ediyor<br />

Karatay’a daha modern bir yapı kazandırmaya<br />

yönelik çalışmalarını aralıksız<br />

sürdüren Karatay Belediyesi kamulaştırma<br />

çalışmalarında rekor seviyeye<br />

ulaştı. Karatay Belediyesi 2004-2017<br />

yılları hizmet dönemi içerisinde 91<br />

Milyon TL kamulaştırma harcaması<br />

gerçekleştirerek Karatay’ın çehresini<br />

değiştirmeye devam ediyor.<br />

Karatay’da gerçekleştirilen kamulaştırma<br />

çalışmaları hakkında bir açıklama<br />

yapan Karatay Belediye Başkanı<br />

Mehmet Hançerli, Halkın beklentileri<br />

ve ihtiyaçları doğrultusunda hizmet veren<br />

Karatay Belediyesi’nin bir taraftan<br />

ilçe halkının daha modern ve ferah bir<br />

Karatay’da yaşaması için kamulaştırma<br />

işlemlerine yönelik satın alma veya<br />

trampa ile vatandaşı mağdur etmeden<br />

imar uygulamaları gerçekleştirilirken,<br />

diğer taraftan da toplu konut ve kentsel<br />

dönüşüm projelerini hayata geçirdiğini<br />

belirtti. Karatay Belediyesince<br />

kamulaştırma mülk sahipleri ile bire<br />

bir görüşülerek, hak sahiplerinin evinden<br />

en küçük müştemilatlarına kadar<br />

rızaları doğrultusunda kamulaştırma<br />

çalışmaları yapıldığının altını çizdi.<br />

“Karatay’a 14 yılda 13.664 daire kazandırarak<br />

özel sektör için bir ışık yaktık”<br />

Karatay Belediye Başkanı Mehmet<br />

Hançerli göreve geldiği 2004 yılından<br />

itibaren gerçekleştirdikleri toplu konut<br />

hamleleri ile ilçeye 13.644 daire kazandırdıklarını<br />

belirtti. Karatay Belediyesi<br />

öncülüğünde 1993-2004 yılları arasında<br />

gerçekleştirilmiş 6.356 daire olduğunu<br />

hatırlatan Başkan Hançerli aynı<br />

dönemde kurulan 15 yapı kooperatifi<br />

bulunduğunu dile getirerek: 2004-<br />

2017 yılları arasında 24 toplu konut<br />

projesini hayata geçirerek Karatay’ın<br />

hizmetine sunduklarını ifade etti.<br />

Diş Hekimliği Fakültesi’nde İleri Uygulama Kliniği Hizmete Açıldı<br />

Selçuk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi<br />

bünyesinde, 65 yaş üstü, engelli ve hamile<br />

hastaları kapsayan “özel gruplara” yönelik çok<br />

amaçlı “İleri Uygulama Kliniği” hizmete açıldı.<br />

Selçuk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi<br />

Dekan Vekili Prof. Dr. Nimet Ünlü, yaptığı<br />

açıklamada, “özel grup” hastalara daha iyi<br />

bir sağlık hizmeti vermeyi amaçladıklarını<br />

söyledi. Bu doğrultuda fakülte bünyesinde,<br />

Aralık ayı itibariyle öncelikli hasta grubu<br />

olan hamile, yaşlı ve engelli hastalar için<br />

“İleri Uygulama Kliniği”nin hizmete sunulduğunu<br />

ifade eden Prof. Dr. Ünlü, “Öncelikli<br />

hasta grubuna giren tüm hastalarımızın<br />

klinikler arasında dolaştırılmadan hizmet<br />

alacağı entegre bir klinik olan kliniğimizde<br />

tüm tedavileri, 4 bölümden uzmanlık asistanları<br />

yapmaktadır. Diş Hekimliği Fakültemizde<br />

Akademik Büro uygulaması bizden<br />

önceki idareci öğretim üyelerimiz tarafından<br />

başarıyla başlanmıştır. Fakültemizde<br />

tedavi olmak isteyen değerli öğretim üyelerimiz<br />

Akademik Büro’ya şahsen başvurarak<br />

öncelikli tedavi hizmetini ‘İleri Uygulama<br />

Kliniğimiz’de alabilmektedir. Ayrıca 0 (332)<br />

223 12 92 numaralı telefonu arayarak da<br />

fakülteye gelmeden randevularının düzenlenmesi<br />

sağlanmaktadır” diye konuştu.


Sevgili Metal<br />

Otomotiv Limited<br />

Şirketi’ne ödül<br />

OSEM Eşdeğer Parça Belgelendirme standardına<br />

göre ilk eşdeğer parça belgesi Konyalı üretici<br />

Sevgili Metal Otomotiv Limited Şirketi’ne verildi.<br />

SELSİAD Yönetim Kurulu Üyesi,<br />

Meydan Group Yönetim Kurulu Başkanı,<br />

Sevgili Metal Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Ömer Faruk Meydan, OSEM<br />

Eşdeğer Parça Belgelendirme standardına<br />

göre ilk eşdeğer parça belgesi ile<br />

ödüllendirildi.<br />

OSEM-PS-10001 Eşdeğer Parça Belgelendirme<br />

standardına göre değerlendirme<br />

ve test sürecine dahil olan Sevgili<br />

Metal Otomotiv firmasının VW<br />

Transporter çamurluk referans parçası<br />

ilk eşdeğer parça olarak belgelendi. Belgelendirme<br />

prosesi boyunca üretim yeri<br />

ve üretim hattı denetimi yapılan firmanın<br />

ürettiği parçalar Mobilite koordinasyonunda<br />

Tubitak MAM laboratuvarlarında<br />

test edildikten sonra uygunluğu<br />

doğrulandı.<br />

Bu kapsamda ilk olması vesilesiyle Sevgili<br />

Metal’in eşdeğer parça belgesi TSB<br />

Genel Sekreter Yrd. Osem Yönetim Kurulu<br />

üyesi Atilla Oksay, Osem Teknik<br />

Komite Başkanı Sedat Özatalay ve Türk<br />

Loydu Yönetim Kurulu Başkanı Cem<br />

Melikoğlu tarafından Sevgili Metal<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Faruk<br />

Meydan’a takdim edildi. Osem Genel<br />

Müdürü Bener Yılmaz, Sevgili Metal<br />

Genel Müdürü Volkan Yetiş ve Türkiye<br />

Satış Koordinatörü Serdar Kuşvuran’ın<br />

da katıldığı sertifika töreninde belgelendirme<br />

süreçlerinde kapsamında Sevgili<br />

Metal tarafından üretilen diğer parçalarla<br />

ilgili karşılıklı işbirliğinin geliştirilmesi<br />

konusunda mutabakat sağlandı.<br />

Sevgili Metal Otomotiv Sanayi ve Tic.<br />

Ltd. Şti. yıllara dayanan üretim ve hizmet<br />

tecrübesiyle Konya’da bulunan<br />

5000 metrekare üretim alanında üretimi<br />

gerçekleştiriyor. Yenilenen yatırımları<br />

ile otomotiv parçaları konusunda<br />

uluslararası standartlara uygun üretim<br />

ile hata oranı en düşük üretim hizmetlerini<br />

sunmayı amaçlıyor. Sürekli gelişim<br />

ile teknolojiyi alt yapısına kazandırmaya<br />

çalışan, sektörün birçok otomotiv<br />

parçası ihtiyacını karşılayan, güvenilen<br />

ismi olmak için özveri ile çalışmasını<br />

sürdüren bir firma olup geçmişten gelen<br />

tecrübesi ile hizmet veriyor.<br />

www.metropoldergileri.com 25


HABER<br />

26<br />

Öztürk<br />

TOBB<br />

Başkan<br />

Vekili oldu<br />

KTO Başkanı Selçuk Öztürk, TOBB Yönetim<br />

Kurulu Başkan Yardımcısı Oldu<br />

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği<br />

(TOBB) Yönetim Kurulu Üyesi ve<br />

Konya Ticaret Odası (KTO) Başkanı<br />

Selçuk Öztürk, TOBB Yönetim Kurulu<br />

Başkan Yardımcısı oldu.<br />

TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu,<br />

aramızdan ayrılan İbrahim Çağlar’ın iş<br />

dünyasına önemli hizmetlerde bulunduğunu<br />

ifade ederken, Selçuk Öztürk’e<br />

de yeni görevinde başarılar diledi.<br />

Öztürk de “TOBB Başkanımız M. Rifat<br />

Hisarcıklıoğlu’na ve yönetim kurulu<br />

üyelerimize desteklerinden dolayı teşkkür<br />

ediyorum. Konyamız ve ülkemiz<br />

iş dünyası için hayırlı olmasını diliyorum”<br />

dedi.<br />

1993 yılında MÜSİAD Konya Şubesi’nin<br />

kurucu üyeleri arasında yer alan<br />

Selçuk Öztürk, 2005 – 2009 yılları<br />

arasında MÜSİAD Konya Şubesi Başkanlığı<br />

yaptı. Öztürk, 2011 yılından<br />

itibaren Konya Ticaret Odası Yönetim<br />

Kurulu Başkanlığı’nı yürüten Öztürk,<br />

2014 Ocak ayında TOBB Yönetim<br />

Kurulu Üyeliğine seçildi. Öztürk,<br />

26.12.2017 tarihinde gerçekleştirilen<br />

TOBB Yönetim Kurulu toplantısında<br />

Başkan Yardımcılığına seçildi. Öztürk<br />

aynı zamanda, KTO Eğitim ve Sağlık<br />

Vakfı Yönetim Kurulu Başkanlığı ve<br />

KTO Karatay Üniversitesi Mütevelli<br />

Heyeti Başkanlığını da sürdürmekte.


www.metropoldergileri.com 27


KÖŞE<br />

28<br />

Mustafa TATLISU<br />

Basın Konseyi Başkanı<br />

tatlisumustafa@gmail.com<br />

ÜMMETİN TÜRKİYESİ<br />

Yapa yalnız “O”.<br />

Ümmetin ayağa kalkmaya mecali yok.<br />

Myanbar için O ağlar, Afganistan Pakistan uykularını kaçırır.<br />

Irak, Suriye yüreğini sızlatır.<br />

Kudüs kendisine uykuyu haram ettirir.<br />

Fizan’da bile ümmetten birinin ayağına diken batsa acısını hisseder.<br />

15 Temmuz ömründen ömür yedi.<br />

Mücadelesi hiç bitmedi.<br />

Mücadele… mücadel… ve hep mücadele…<br />

Sanki şair bugünleri görüp O’nun için yazmış.<br />

Şu kopan fırtına Türk ordusudur yâ Rabbi.<br />

Senin uğrunda ölen ordu, budur yâ Rabbi.<br />

Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın,<br />

Galip et, çünkü bu son ordusudur İslâm’ın!<br />

Bu yazımda sizinle yaşanmış bir hadiseyi paylaşmak istiyorum.<br />

Ümmeti için gözyaşı döken Allah’ın Resulü Başkomutandır…<br />

………-………<br />

Ka’b Bin Malik, Tebük seferi hariç, Medine döneminde gerçekleştirilen gazvelerin<br />

tamamında bulundu. Kahramanlık gösterdiği ve on yedi yerinden yaralandığı Uhud<br />

Gazvesi’nde Ka’b (ra) Rasûlullah (sav)’ın zırhını, Rasûl-i Ekrem de onun zırhını giymiştir.<br />

Bu savaştaki çarpışmalar esnasında Allah Rasûlü (sav)’nün öldüğü şayiasından<br />

sonraki dağılma esnasında onu ilk defa Ka’b (ra) görüp, “Müjdeler olsun ey<br />

Müslümanlar, Rasûlullah ölmedi, yaşıyor!” diye bağırmış, bunun üzerine yeniden<br />

toparlanan Müslümanlar gerçekleştirdikleri toplu hücum ile düşmanı geri püskürtmeyi<br />

başarmışlardır. Ka’b b. Mâlik (ra)’in ashab arasında şöhrete kavuşmasına<br />

sebep olan asıl hadise Tebük seferidir. Hemen bütün hadis kaynaklarında kendi<br />

anlatımıyla yer alan rivayete göre Ka’b b. Mâlik (ra), Tebük seferi ilân edildiğinde<br />

sağlığı ve maddi imkânı yerinde olmasına, hatta savaşa iştirak etmek amacıyla özel<br />

bir binek satın almasına rağmen, nefsine mağlup olması sebebiyle sefere çıkmayıp,<br />

bu zor şartlarda Müslümanları yalnız bıraktı.<br />

Ancak daha sonra Medine’de geriye münafık diye bilinenlerle, maddî imkânı bulunmayanların<br />

kaldığını görünce çok üzüldü. Diğer taraftan Allah Rasûlü (sav) Tebük’e<br />

varınca Ka’b (ra)’ın durumunu sordu. Ashâbdan bazıları onun kibri ve keyfine<br />

düşkünlüğü sebebiyle savaşa katılmadığı ileri sürülünce, yakın arkadaşı Muaz b.<br />

Cebel (ra) iddiaları reddederek onu savundu.<br />

Allah Rasûlü (sav) uzun ve meşakkatli bir yolculuktan sonra Tebük seferinden Medine’ye<br />

döndüğünde geride kalanlar sırasıyla gelerek savaşa katılmama mazeretlerini<br />

bildirip, kendisinden af talebinde bulundular. Ka’b (ra) kendisi de mazeret ileri<br />

sürebilecek iken, gerçeği itiraf edip, hiçbir mazereti olmaksızın Müslümanları yalnız<br />

bıraktığını söyleyerek Allah Rasûlü (sav)’nden özür diledi. Hz. Peygamber onunla<br />

aynı durumda olan Hilâl b. Ümeyye (ra) ile Mürâre b. Rebî (ra)’ye haklarında Allah’ın<br />

açık hükmü gelinceye kadar beklemelerini söyledi. Bu gelişmeyi haber alan<br />

Hıristiyan Gassân meliki haksızlığa uğradığını iddia ederek eski dostu Ka’b (ra)’ı<br />

memleketine davet edip, onu şanına layık bir şekilde ağırlayacağını bildirdi. Ancak<br />

Ka’b (ra) bu teklifi reddedip, Allah’ın kendisi hakkında vereceği hükmü beklemeye<br />

karar verdi. Bir tarafta haftalardır yüzüne bakmayan, kendisiyle konuşmayan<br />

arkadaşları, diğer tarafta da izzet, ikram ve itibar vadeden bir davet vardı. Fakat<br />

Ka’b (ra), yapılan teklifi elinin tersiyle iterek Medine’de kalma kararlılığını sürdürdü.<br />

Bu esnada gönülden pişmanlık duyarak Allah’a çokça tevbe ve istiğfarda bulundu,<br />

kendisiyle konuşmamalarına rağmen Allah Rasûlü (sav) ve onun ashâbından<br />

defalarca özür diledi. Ka’b (ra), mescide çıktığında her seferinde Rasul-i Ekrem’e<br />

yakın durmaya çalışıyor, bu esnada belki kendisine tebessüm eder diye sürekli onun<br />

çehresine bakıyordu. Ama her defasında Peygamberimiz onunla karşı karşıya geldiğinde<br />

yüzünü çeviriyor, bakışlarını ondan kaçırıyordu. Yolda onu gören en yakın<br />

arkadaşları bile yolunu değiştiriyordu. Bu halden iyice bunalan Ka’b (ra),bir gün<br />

amcasının oğlu Ebû Katâde’ye (ra) giderek: Ey Ebâ Katâde (ra), “Sana Allah için<br />

soruyorum. Sen Allah ve Rasûlü’nü ne kadar sevdiğimi biliyor musun?” diye sordu.<br />

Fakat muhatabı onun sualini duymazdan geliyordu. Cevap alamayınca sorusunu<br />

birkaç kez tekrarladı. Ancak ondan, “Bunu Allah ve Rasûlü daha iyi bilir” den<br />

başka bir cevap alamadı. Bunun üzerine yine mahzun bir şekilde oradan ayrıldı.<br />

Kendisine sosyal boykot devam ederken Ka’b b. Mâlik (ra)’in durumunu daha da<br />

zorlaştıran bir emir daha geldi. Peygamberimiz’in gönderdiği bir elçi, ona eşinden<br />

uzak durması talimatını getirdi. Buna göre Ka’b (r.a.) eşini boşamayacak, ancak<br />

onunla aynı evi de paylaşamayacaktı. Bu gelişme onun sıkıntısını daha da artırdı.<br />

Gerçekten de onun çektiği çile bitmek bir tarafa daha da şiddetleniyordu. Ancak bu<br />

son olumsuz gelişme de onun Rasûlullah (sav)’a bağlılığını sarsamadı. O ve diğer iki<br />

arkadaşı işledikleri suçun şuurunda olarak çilelerini doldurmaya ve pişmanlık içinde<br />

Allah’a yalvarıp tevbe istiğfarda bulunmaya devam ettiler. Bu olumsuz şartlara<br />

rağmen onlar, müminlerden ayrılmak ve Rasûlullah (sav)’ı terk etmeyi hiçbir zaman<br />

akıllarından geçirmemişlerdi. Bu sabırlarının mükâfatlarını da aldılar. Onları ferahlatan<br />

gelişmeyi bizzat Ka’b b. Mâlik (ra) şu şekilde anlatır: “İnsanların bizimle<br />

konuşmalarının yasaklandığı günden 50 gün sonraki gecenin sabahında namazımı<br />

kılmıştım. Bu esnada ruhum çok sıkıntılıydı, âdeta yerle gök arasında sıkışmış, gidecek<br />

bir yer bulamıyor gibiydim. Tam bu esnada evimin dışından bir ses işittim:<br />

‘Ey Mâlik’in oğlu Ka’b, müjdeler olsun. Kurtuluş günün geldi’. Sesi duyar duymaz<br />

hemen secdeye kapandım. Gelen habere göre Hz. Peygamber benimle birlikte üç<br />

sahâbinin tevbelerinin Allah tarafından kabul edildiğini duyurmuştu. Bunun üzerine<br />

sahâbe kardeşlerim müjdeli haberi ulaştırmak için âdeta yarışırcasına benim<br />

evime koşmuşlardır.”<br />

Gerçekten çok sıkıntılı geçen 50 günlük boykotun sonunda nazil olan ayetlerde,<br />

onun ve iki arkadaşının tevbelerinin Allah tarafından kabul edildiği bildirildi: “And<br />

olsun Allah; Peygamber ile içlerinden bir kısmının kalpleri eğrilmeğe yüz tuttuktan<br />

sonra, sıkıntılı bir zamanda ona uyan Muhacirlerle Ensar’ın tevbelerini kabul<br />

etmiştir. Evet, onların tevbelerini kabul etmiştir. Savaştan geri kalan üç kişinin<br />

de tevbelerini kabul ettim. Yeryüzü bütün genişliğine rağmen onlara dar gelmiş,<br />

vicdanları da kendilerini sıktıkça sıkmış, böylece Allah(ın azabın)’dan yine ona<br />

sığınmaktan başka çare olmadığını anlamışlardı. Sonra(eski hallerine) dönsünler<br />

diye, onların tevbelerini de kabul etti. Şüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul eden ve çok<br />

merhamet edendir. Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğrularla<br />

beraber olun” (Tevbe, 117–119). Bu müjdeli haberi aldıktan sonra sevinçle hemen<br />

Mescid-i Nebevî’ye giden ve orada Hz. Peygamber ile sahabeler tarafından tebrik<br />

edilen Ka’b (ra) tevbesinin kabul edilmesi üzerine bütün malını fakirlere dağıtmak<br />

istedi. Ancak Rasûl-i Ekrem onun malının bir kısmını elinde tutmasının daha hayırlı<br />

olacağını söyledi. O da sadece Hayber’deki arazisini kendine ve çocuklarına ayırıp,<br />

diğerlerini ihtiyaç sahiplerine tasadduk etti.


www.metropoldergileri.com 29


KAPAK KONUSU Çiğdem Kurut Ahmet Çakır<br />

30<br />

BU İŞE<br />

VAKFEDİLDİK<br />

“Yerli otomobil için<br />

AYD hazır”, AYD Türkiye’nin<br />

yükselen liderleri<br />

arasında”, “AYD istihdam<br />

şurasında”, “AYD’den 3<br />

bin istihdam” ve bunlar<br />

gibi onlarca başlık… Her<br />

bir başlık Konya’dan<br />

çıkıp dünyaya yükselen<br />

bir başarının özeti. Bu<br />

başlıklar aynı zamanda<br />

Konya’nın sanayideki<br />

gelişimini, Türk ekonomisine<br />

katkısını gösteren,<br />

“çalışan” kaleminden kısmadan<br />

da büyünülebildiğini<br />

kanıtlayan, gurur<br />

veren, umutlandıran, heyecanlandıran,<br />

özendiren<br />

kelimeler topluluğu. Bu<br />

başlıkların mimarı AYD<br />

Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Harun Aydın’la röportajımız<br />

aşağıda…<br />

AYD YÖNETİM KURULU BAŞKANI<br />

HARUN AYDIN


AYD’nin doğuşu nasıl oldu?<br />

1970’li yıllarda 6 kardeşli bir<br />

aile olarak Bozkır’a bağlı Akkise<br />

Kasabası’ndan göç ederek<br />

Konya’ya geldik. O yıllarda Avrupa’ya<br />

çalışmak için giden birçok<br />

kişinin uzun yıllar çalıştığı<br />

veya oralarda yerleşip kaldığı<br />

bir durumda, babam Hollanda’da<br />

1973-1978 yılları arasında günde<br />

20 saat çalışarak biriktirdiği<br />

küçük bir sermaye ile açtığı 40<br />

metrekarelik bir tornacı dükkânından<br />

bu günlere kadar geldik.<br />

Babam çiftçi, en büyük abim<br />

amcanın yanında kalfaydı. Başta<br />

babam, annem ve abiler için çileli,<br />

sıkıntılı, zor yıllardı. 1997<br />

yılında kardeşim Halil Aydın ile<br />

birlikte bayrağı babam ve abilerden<br />

devraldıktan sonra yaptığımız<br />

değişimler, reformlar ve<br />

ihracat odaklı çalışmalar ile hızlı<br />

adımlar atmaya başladık. İlk<br />

ihracatımızı da o yıl Kanada’ya<br />

yapmıştık.<br />

“Aydınlar” dendiği zaman<br />

akıllara gelen algı da bu son<br />

10 yıllık süreçte mi oluştu?<br />

Evet, özellikle son 10 yılda uyguladığımız<br />

üretim modeli, tesisleşme,<br />

sürekli yatırımlar ve ardından gelen<br />

istihdam artışları, ihracat şampiyonlukları,<br />

vergi rekortmenlikleri,<br />

dünya çapında elde ettiğimiz<br />

başarılar, ödüller. Son birkaç yılda<br />

Türkiye otomotiv endüstrisinde en<br />

büyük ilk 30 firma içinde yer almamız.<br />

Yine her hattı ile kurumsallaşan<br />

şirketimiz, özelliklede 150<br />

civarındaki mühendis kadromuzla<br />

Konya’nın ilk AR-GE merkezi olmamız,<br />

Konya’daki pek çok firmaya<br />

bu konularda öncü ve örnek olmamız,<br />

ardından her türlü destekte<br />

ve yardımda da bulunmamız bu<br />

algının oluşmasında etkili oldu.<br />

AYD hep En’lerle ifade ediliyor.<br />

Bu En’ler nasıl bir vizyonla<br />

sağlandı?<br />

Anadolu insanının aslında her zaman,<br />

her kulvarda, her branşta, en<br />

iddialı, en çalışkan ve en başarılı<br />

www.metropoldergileri.com 31


KAPAK KONUSU<br />

32<br />

olması gerekir. Tarih ve ecdat misyonumuz<br />

bu değil mi zaten. Vizyonumuz bu bakış<br />

açısından ve ruhtan geliyor. Biz laf üretmek,<br />

dedikodu yapmak, hasetlik ve çamur atmak<br />

yerine, bu misyona layık olmak için işimizi<br />

en iyi şekilde yapmaya çalıştık. İşte bunun<br />

sonucudur En olmak.<br />

Kolay olmadı;<br />

Dünyanın yarısına ihracat yapmak<br />

istihdam ve ihracat şampiyonu olmak.<br />

Vergi rekortmeni olmak.<br />

25 bin ayrı kalemde otomobil<br />

yedek parçası üretmek.<br />

Yılda 35 milyon adet ürünü var edip<br />

dünya piyasasına sunmak.<br />

%100 yerli ve %100 Milli olmak.<br />

Direksiyon ve süspansiyon parçalarında<br />

Dünyanın en büyük entegre üretim kampüsüne<br />

sahibiz. Yeryüzünde yürüyen neredeyse<br />

tüm araçlara bu parçaları üretebiliyoruz.<br />

Dünyada OEM kalitesinde aylık 3 milyon<br />

adet ürünü en kısa sürede ve en hızlı biz üretiyoruz.<br />

Binek ve ticari araç gruplarında 30<br />

binden fazla çeşit ile dünyanın en geniş ürün<br />

yelpazesine sahibiz. Sektöründe en büyük<br />

alüminyum ve çelik sıcak şekillendirme fabrikasına<br />

sahibiz. Tam otomatik robot hatlarımızla<br />

sac salıncak üretiminde sektörün yine<br />

en büyüğüyüz. Yüzlerce CNC tezgâhları ile<br />

yine en büyük talaşlı imalat hatlarına sahibiz.<br />

Bunun gibi daha pek çok En’lere sahibiz.<br />

Bütün bu En’ler dünya çapında bize rekabette<br />

büyük bir avantaj sağladı ve fark yarattı.<br />

Bu enlerin hepsi ülkemiz için de çok hassas<br />

stratejik bir öneme de haizdir. Vizyonumuz;<br />

büyüklüğümüzle, çeşidimizle, kalitemizle,<br />

kapasitemiz ve hizmetimizle, entegre tesislerimizle<br />

dünyanın otomotiv yedek parça<br />

OEM, OES ve after market ön düzenlerinin<br />

üretiminde hep bir numaralı süspansiyon<br />

tedarikçisi olmaktı. Değerlerimiz doğrultusunda<br />

bundan asla taviz vermedik.<br />

İhracatta da hep en önlerdesiniz.<br />

Bu politikayı nasıl yürüttünüz?<br />

Bu politikayı 1996 yılından sonra kendimize<br />

en önemli hedef seçtik. Avrupa’ya ve dev<br />

otomotiv firmalarına ihracat yapmanın en<br />

önemli gerekliliği ve olmazsa olmaz şartı,<br />

o yıllarda fazla bilinmeyen kalite sistemleri<br />

ve yönetimleri idi. Bunları yerine getirmek<br />

için çok emek ve para harcayarak Avrupa’ya<br />

ihracat için bu ön şartları yerine getirdik.<br />

O yıllar için bu olağan üstü bir vizyon ve<br />

ufuktu. Fuarlarda ve yurt dışındaki hedef


www.metropoldergileri.com 33


KAPAK KONUSU<br />

34<br />

firmalara kendimizi tanıttık, anlattık.<br />

Bazen baştan savdılar, bazen<br />

de kibarca kovdular ama yılmadık,<br />

bıkmadık hep uğraştık. Aynı<br />

zamanda fabrikada da çok büyük<br />

atılımlar değişimler ve yenilikler<br />

de gerçekleştirdik. Hem dışarıda<br />

hem de içeride vizyoner bakışla çok<br />

çalıştık. İkisi bir araya gelince artık<br />

istenen, talep edilen marka olduk.<br />

Oluşan bu iş ortaklarımızla birlikte<br />

AYD markasını hedef ülkelerde etkin,<br />

saygın, tercih edilen ve aranan<br />

yedek parça markası haline getirmek,<br />

ihracat politikamızın temelini<br />

oluşturdu. Bugün, 40 yıllık geçmişimizle<br />

uzun yıllardır ürünlerimizi<br />

yurtdışında farklı coğrafyalarda<br />

50’den fazla ülkeye ihraç ederek<br />

tüketicilerle de buluşturmayı başardık.<br />

Düzenli ihracat yapılan 50 ülke<br />

arasında başta İngiltere, Almanya,<br />

Fransa, Amerika, Kanada, Brezilya,<br />

Arjantin, Meksika, Belçika, Rusya<br />

yer alıyor. AYD, ürün yelpazesinde<br />

bulunan ve ihraç pazarlarında geniş<br />

kabul gören standart ürünlerinin<br />

haricinde, ihracat pazarlarına özel,<br />

yerel ürün geliştirme vizyonunu da<br />

korumaya çalışıyor ve bu özelliğiyle<br />

de diğer üreticilerden ayrışıyor.<br />

İhracatta her daim sürekli büyüme<br />

hedefi ile yola çıktık. Çok yakında<br />

pazara yakınlığı arttırmak adına<br />

farklı coğrafyalarda yurt dışı ofisleri<br />

ve depoları hayata geçirme çalışmalarına<br />

başladık.<br />

6 kardeşin bir arada tutulması,<br />

birlik beraberlik nasıl<br />

sağlandı?<br />

Bu konu bizim ve tüm aile şirketlerini<br />

her şeyden çok fazla zorlayan,<br />

bir o kadar da çözülmesi kolay olmayan<br />

en hayati sorundur. Babam<br />

firmamızın temellerini çok doğru,<br />

sağlam ve adaletli bir şekilde attı.<br />

O yıllarda çok nadir görünen bir<br />

durumdu. Aslında ilk kurumsal<br />

çalışmalarımız 90’lı yıllarda başlamıştı.<br />

2000 yılından itibaren de


www.metropoldergileri.com 35


KAPAK KONUSU<br />

36<br />

ARTIK ÇOK KOLAY<br />

Milli otomobil üretecek<br />

olan ülkemizin kendi ülkesinde<br />

aradığı yedek parçayı bulması ilave<br />

yeni yapılacak fabrikalarla daha<br />

fazla istihdam daha fazla üretim<br />

daha fazla ihracat, Dünya ile<br />

fazlasıyla rekabet edecek<br />

dev tesislerin bulunması.<br />

25 bin çeşidi 35 binlere çıkarması.<br />

35 milyon adet üretimi<br />

55 milyonlara yükseltmesi.<br />

Bu yüz yılda olduğu gibi gelecek<br />

yüz yıllarda da “EN”lerin<br />

arasında olması…<br />

aralıksız devam ettirdik.<br />

Türkiye’nin önemli hocalarından<br />

ve danışmanlarından<br />

aile şirket yönetimleri<br />

ile ilgili çok yönlü<br />

ve uzun süreli eğitim çalışmaları<br />

ve danışmanlık<br />

hizmetleri aldık. Akabinde<br />

2010-2011 yıllarında aile<br />

anayasasını yazdık ve uygulama<br />

koyduk. Her şey<br />

kurallar çerçevesinde, şeffaf,<br />

adaletli bir şekilde yürüdüğü<br />

için hızlı adımlarla<br />

büyüdük. Bu çalışmalar<br />

sonucu herkesin görevi,<br />

yetkisi, sorumluluğu belli<br />

oldu. Tüm harcamalarımız,<br />

mali yönetimlerimiz,<br />

iş yönetimimiz, aile yönetimi<br />

her daim açık ve<br />

şeffaftı. Herkes her şeyi<br />

görebiliyordu. Belki de<br />

Konya’nın ilk örneklerinden<br />

biriydi. Dolayısıyla<br />

Konya’nın klasik aile şirketlerine<br />

benzemeyen bir<br />

yapı ve yönetim modeli<br />

oluşturmaya gayret ettik.<br />

Küçük yaşlarda şirketinizin<br />

bu kadar<br />

büyüyebileceğini hayal<br />

etmiş miydiniz?<br />

Doğrusunu söylemek gerekirse<br />

üniversiteyi bitirinceye<br />

kadar böyle bir hayalim,<br />

düşüncem de yoktu. Konya’da<br />

o yıllarda sanayi anlayışı<br />

ve kültürü istenilen<br />

seviyede değildi. İhracatı<br />

bilen ve yapan da yoktu.<br />

Bilgilendiren, yönlendiren,<br />

akıl veren öğüt veren<br />

tavsiyelerde bulunan yoktu.<br />

Şimdi geriye dönüp bakıyorum;<br />

o yıllarda her ne<br />

yaparsan yap, ancak kendi<br />

kabiliyet ve imkânlarınla<br />

yapmak zorunda olduğun<br />

bir ortamdı. Üniversiteyi<br />

bitirmemle beraber İstanbul’daki<br />

büyük fabrikaları<br />

bir yolunu bularak gezdim<br />

ve inceledim. Ardından<br />

da başarılı ve örnek teşkil<br />

eden uluslararası firmaları<br />

araştırdım. Bunları gezerken,<br />

incelerken orada gördüğüm<br />

teknolojiler, tesisler<br />

sistemler, düzen, intizam,<br />

yönetim modelleri ve tecrübeleri<br />

kendi fabrikamıza<br />

aktarmaya çalıştım. Bu<br />

arada dünyadaki başarılı<br />

büyük firmaların kurumsal<br />

yapısı, başarısı nereden<br />

geliyor, aile şirketlerinin<br />

yürütülmesi ve kalıcılığı<br />

nasıl olmuş? Bunlarla ilgili<br />

araştırmalar yaptım.<br />

Yine bu konularda başarılı<br />

yönetici ve CEO’ların pek<br />

çok kitaplarını da okudum.<br />

Bütün bunlar yeni bakış<br />

açıları meydana getirdi.<br />

Ufkum ve hayallerimde<br />

daha farklı gelişmelere ve<br />

daha farklı açılımlara neden<br />

oldu.<br />

Hep istihdam diyorsunuz.<br />

İstihdam sizin<br />

için neden bu kadar<br />

önemli?<br />

Benim düşüncem ve şirket<br />

politikamız şu idi; olabildiğince<br />

her şeyi kendi<br />

tesislerimizde üretmek,<br />

kaliteyi en başından ve her<br />

aşamasında kontrol etmek.<br />

Rakiplerimizden hem daha<br />

hızlı hem de daha esnek olmaktı.<br />

En önemlisi de milli


ve manevi bir duruş ile başta Çin ve<br />

Uzak Doğu gibi ülkelerden ithalat<br />

yapmamaktı. Bunun için de son on<br />

yılda sektöründe dünyanın en büyüğü<br />

olacak 100 bin metre kareden<br />

oluşan çok sayıda tesis ve fabrika<br />

yatırımları yaptık. Başta Çin Devleti’ne<br />

ve Çin işçilerine katkı veren<br />

değil, kendi devletimize ve binlerce<br />

Türk işçisine istihdam sağlayan<br />

bir model oluşturduk. Biz de daha<br />

az parça üretir, geriye kalanı konteyner<br />

konteyner ithalat yapar, çok<br />

daha az işçi ile daha fazla kar elde<br />

ederdik. Biz bu kolaycı politikayı<br />

seçmedik. Daha zor olanı, daha<br />

fazla üretmeyi ve daha fazla istihdamı<br />

tercih ettik. Milli ve yerli olmak<br />

işte budur. Dolayısıyla başta<br />

Çin Devleti’nin zenginleşmesinde<br />

ve işsizlik rakamlarının azalmasında<br />

rol alan değil, kendi devletimize<br />

ve istihdam rakamlarının artışında<br />

yer aldık. Yine oransal olarak belki<br />

de Türkiye’nin en yüksek net ihracat<br />

rakamlarını gerçekleştirerek<br />

cari açığın düşürülmesinde örnek<br />

bir model teşkil ediyoruz. Bundan<br />

dolayı her yerden çok fazla dua<br />

alıyoruz. İlave bir kişiye iş ve aş<br />

sağlamaya vesile olmak, devletin<br />

üstünden yükleri alarak yardımcı<br />

olmak manevi olarak bizim için en<br />

değerli hazinedir.<br />

3 bin istihdam hedefliyorsunuz.<br />

Burada kıstaslarınız<br />

neler?<br />

Şu an 2 bin 500 kişiye yakın çalışanımız<br />

var. Yaptığımız yeni makine<br />

ve pres yatırımları ile 2018<br />

yılı ortasından, itibaren faaliyete<br />

geçecek 6 fabrikamıza ilave 4<br />

yeni fabrika ile çalışan sayımız 3<br />

bin üzerine çıkacak. Konya şehir<br />

merkezi, hatta 100-150 km dışındaki<br />

ilçe ve köylere kadar bizim<br />

kendi servislerimiz gidiyor.<br />

www.metropoldergileri.com 37


KAPAK KONUSU<br />

38<br />

Özellikle ilçe ve kasabalardan çok büyük talep var. Kıstas<br />

olarak çalışmaya uygun, sağlık şartları uygun olan<br />

vasıflı vasıfsız herkesi değerlendiriyoruz. Belirli eğitimlerden<br />

geçirdikten sonra işe kabul ediliyor.<br />

İstihdam dışında en büyük hedefiniz nedir?<br />

Türkiye’nin büyümesi kalkınması, şehrimizin de büyümesi<br />

kalkınması için ihracatın artması gerekiyor. Devletimizin<br />

de koyduğu 500 milyar dolarlık bir hedef var.<br />

Eğer Almanya, Japonya, Amerika İngiltere ve Fransa<br />

gibi büyük, güçlü, kalkınmış devlet olacaksak; bunun<br />

en önemli yolu ihracatı artırmaktan geçiyor. Dolayısıyla<br />

bizim de 2023’te koyduğumuz hedef 100 milyon dolar<br />

yatırım, toplam 10 bin çalışan ve 500 milyon dolar ihracat.<br />

Bunun için çalışmalarımızı yapıyoruz. Şu an kendi<br />

sektörümüz olan otomotiv sektöründe daha farklı parça<br />

üretecek yeni fabrikalar yapımına geçtik. İnşallah<br />

2023’teki en büyük hedefimiz 500 milyon dolar hedefini<br />

yakalamak.<br />

İşe başlarken hiçbir şey<br />

kolay olmadı. Çok çalıştık çok<br />

ürettik ve başardık.<br />

…ve artık ülkemiz için, milletimiz<br />

için, otomotiv yedek parça üretiminde<br />

dünyada<br />

söz sahibi olmak çok kolay ve<br />

BİZ BUNA BUGÜNDEN<br />

HAZIRIZ…<br />

Bu kadar faaliyet alanının içerisinde patron<br />

olmak zor bir iş mi? Ya da siz kendinizi patron<br />

olarak görüyor musunuz?<br />

Çok zor. Gecen gündüzün yok. Çalışan binlerce insanın<br />

sorumluluğu, koyulan hedeflerin tutturulması, ödemeler,<br />

yatırımlar, aile ve her kesimin beklentisi kolay değil. Sürekli<br />

risk, stres ve baskı altındasın. Bugüne kadar çalışmaktan<br />

kendimize ayıracak zamanımız olmadı. Ayrıca<br />

samimi olarak söyleyeyim; ben kendimi hiçbir zaman<br />

patron olarak görmedim ve bu kelimeyi sevmiyorum.<br />

Klasikleşmiş patron türü hiç olmadık. Çünkü çırak olarak<br />

başladık, işçi ve mühendis olarak devam ettik. Her şeyin<br />

sahibi Allah’tır. Malın da mülkün de fabrikaların da. Velhasıl<br />

dünyanın, her şeyin patronu yalnız O’dur. Biz neyiz<br />

ki? Sadece sebeplerini işliyoruz.<br />

Geçmişe baktığınız zaman en çok özlem<br />

duyduğunuz şey nedir?<br />

En büyük hayalim futbolcu olmaktı. Futbol oynamayı<br />

çok severdim. Çocukluğum Aydınlık evler Mahallesi’nde<br />

geçti. Mahalle arasında sabah 9.00’da başlayıp akşam<br />

ezanına kadar devam eden mahalle maçlarını özlerim.<br />

Uzun yıllar genç takımlardan başlayarak, amatör olarak<br />

lise ve üniversite takımlarında top oynadım. O yıllar yine<br />

benim için çok büyük özlem duyduğum zamanlardır.<br />

Konyaspor’da oynamak gibi hayallerim vardı. Bu hayalle<br />

büyüyerek geldim. Şimdi çocuklarımdan bir tanesi de


enim kurduğum hayali kuruyor. Oğluma<br />

bakınca hayalim yeniden canlanıyor. Amatör<br />

olarak uzun yıllar futbol oynadım. Artık<br />

fabrikamızın içindeki sosyal tesisimizde<br />

futbol ve tenis oynuyorum.<br />

Fabrikada önemli sosyal tesisleriniz<br />

de mevcut. Bu yatırımları yapmak<br />

nasıl bir bakış açısı gerektiriyor.<br />

Fabrikamızda gerçek çim zeminli futbol sahamız,<br />

basket sahamız, voleybol sahamız,<br />

tenis kortumuz var. Çalışanlarımızın cuma<br />

namazlarını kılmaları için Çanakkale’de<br />

şehit olan dedemize ve tüm şehitlere ithaf<br />

edilmiş 1500 kişilik camimiz mevcut. Yine<br />

çalışanlarımızın vakit namazlarını rahat<br />

kılmaları için de 8 tane bay-bayan mescidimiz<br />

var. Bu tesislerin arasında 7 bin metrekarelik<br />

peyzajı yapılmış havuzlu bahçemiz,<br />

kamelyalarımız vs. bulunuyor. Hayatı sadece<br />

çalışma; para kazanma olarak görmüyoruz.<br />

Hayatın tüm değerleri maddiyata bağlı<br />

olmamalı. Her türlü sosyalliğin, hobilerin,<br />

zevklerin ve manevi hazların da yaşanabileceği<br />

imkânlar olmalı. Biz bunu içimizden<br />

gelerek, severek, isteyerek yaptık. Yurtiçinden<br />

ve yurtdışından gelen misafirlerimizi<br />

kendi sosyal tesislerimizde ağırlıyoruz.<br />

Hem çalışanlarımız hem de müşterilerimiz<br />

memnun ve mutlu.<br />

Siz hiç böyle bir yerde çalışma fırsatı<br />

buldunuz mu?<br />

Hayır. Kendi yerimizde başladık. Sonuçta<br />

devam ediyoruz.<br />

Babanız bu gelişimi nasıl görüyor?<br />

Babama da fabrikamızın bitişiğinde Kayacık<br />

Köyü’nden geniş bir bahçe alarak<br />

büyük bir çiftlik oluşturduk. Çok büyük<br />

sebze alanları büyükbaş, küçükbaş hayvanları<br />

var. Fabrikanın ihtiyacı olan domates,<br />

biber, patlıcan, fasulye, salatalık vs.<br />

de buradan karşılanıyor. Burada kendisine<br />

modern bir köy hayatı oluşturduk. Süt, yoğurt,<br />

kaymak, tereyağı ve yumurta organik<br />

olarak üretilmekte. Babam sabahın erken<br />

www.metropoldergileri.com 39


KAPAK KONUSU<br />

40<br />

saatlerinden itibaren faaliyetlere başlar.<br />

Büyük bir keyif ile çiftçilik yapıyor. Öğle<br />

yemeklerini genellikle babamızla, hep beraber<br />

yiyoruz. Babamız mutlu ve huzurlu.<br />

Dolayısıyla annem de.<br />

Babanızın bu kadar sosyal tesis yaparken<br />

ya da farklı projelere imza<br />

atarken sizi eleştirdiği oluyor mu?<br />

En başta özellikle sosyal yatırımlarımıza<br />

karşıydı. Çünkü o insanlar çileli yollardan<br />

geldiler. Para kazanmanın çok zor hallerini<br />

gördüler. Onun için de bu tür şeylere<br />

çok para harcanmaması gerektiğini düşünürlerdi.<br />

Ama sonradan baktı ki; bunlar<br />

daha çok başarı getiriyor, herkese fayda<br />

sağlıyor. Biz bu sosyal tesisleri de hafta<br />

sonu ailecek kullanıyoruz. Hafta içi çalışanlarımız,<br />

müşterilerimiz, bayilerimiz,<br />

herkes kullanıyor.<br />

Babanız size en son ne zaman kızdı?<br />

Hatırlıyor musunuz?<br />

Konya’daki birçok insan bilir. Babamın<br />

çok sert, otoriter bir yapısı vardı. Ama 1997<br />

yılından itibaren gördüğü başarılar, iyiler,<br />

doğrular, çalışma şeklimizden dolayı bunlar<br />

kalmadı. Şimdi böyle bir sorun yaşamıyoruz.<br />

Mutlu, huzurlu ve sürekli olarak<br />

bize dua ederek gelişmeleri takip ediyor.<br />

Çocuklarınızın yetiştirilme tarzı,<br />

onların iş hayatına hazırlığı sizinkinden<br />

çok mu farklı?<br />

Maalesef hiç benzemiyor, çok farklı. Gelecek<br />

kuşaklar sıkıntılı ve problemli gidiyor.<br />

Çünkü onlar hazıra geldiler. Zorluk görmüyorlar<br />

ve teneffüs ettikleri hava da buna yönelik<br />

değil. Bizler ve tüm aile şirketlerinin<br />

geleceği ve kalıcı olmaları için en önemli<br />

meselelerden biridir. İnternet, sosyal medya<br />

bağımlılığı, araştırma geliştirme mücadele<br />

ve iştah eksikliği gibi zafiyetler bizden farklı.<br />

Bizim gibi emekle en alttan başlayarak, makine<br />

başlarında çalışarak, üstüne de kariyer<br />

yaparak bir şeyler başarmak zorunda olmadılar.<br />

Kime bakarsanız bakın; Sabancı’sı da


Koç’u da böyle. İnşaatçısı inşaatlarda,<br />

sanayicisi sanayide bilfiil çalışarak<br />

büyümüş. Sonra da işlerini<br />

yöneterek büyük başarılara imza<br />

atmışlardır. Şu an bizim çocuklarımız<br />

ya da başka çocuklar çalışmadan,<br />

uğraşmadan bu düzen içinde<br />

devam ederiz diye düşünüyorlar.<br />

Biz de kendi çocuklarımız böyle<br />

olmasın, bizden daha iyi olsunlar,<br />

bayrak yarışı devam etsin diye uğraşıyoruz.<br />

Umarım başarılı oluruz.<br />

Son olarak ne söylemek istersiniz?<br />

Yüzümüz ve vizyonumuz batıya<br />

dönük ama bütün benliğimizle<br />

de milliyetçi muhafazakâr ve<br />

devletçiyiz. Türkiye Otomotiv<br />

Sanayisinde En Büyük 30 firma<br />

içinde her şeyi ile yerli ve milli<br />

tek firmayız. Konya’nın Şampiyonlar<br />

Lig’inde oynayan tek<br />

markası ve işletmesiyiz. Elde<br />

ettiğimiz tüm mali kazanımları<br />

daha fazla üretim yapma adına<br />

tekrar yatırıma dönüştürdük.<br />

Hiçbir zaman ortaklarımıza kar<br />

dağıtımı yapmadık. Kendi zevki<br />

sefamız için şahsımıza yönelik<br />

harcamalar ve yatırımlar yapmadık.<br />

Bunun da meyvelerini<br />

bizden daha fazlası ile hem Konya,<br />

hem ülkemiz, hem de devletimiz<br />

görüyor.<br />

Biz bu topraklarda doğduk. Bu<br />

topraklara da yatırım yaptık.<br />

Yapmaya da devam ediyoruz. Yatırım<br />

yaptıkça üretim artıyor, İstihdam<br />

artıyor ve ihracat artıyor.<br />

Hiçbir zaman hiçbir yerden, hiçbir<br />

kurumdan bir tek kuruş, ayrıcalık,<br />

imtiyaz, ihale, özel teşvik,<br />

torpil almadık. Hem bizim hem<br />

de fabrikalarımızın kursağından<br />

bir kuruş haram geçmedi. Bizim<br />

köklerimiz kadim medeniyetten<br />

ve özellikle Çanakkale ruhundan<br />

geliyor. Dedemiz Çanakkale’de<br />

şehit oldu. Babamız, annemiz ve<br />

dedelerimizin ellerinden ve gözlerinden<br />

kuran, ağızlarından dua<br />

hiç eksik olmadı. Bu tesislerin<br />

toprağında, çimentosunda, demirinde<br />

emek var, alın teri var, helal<br />

kazanç var, iman ve dualar var.<br />

Hz. Mevlana’ya Mesnevi’yi yazdıran,<br />

o muhteşem sözleri söyleten<br />

bu coğrafyada, bu işleri<br />

yapabilmek, zirveye çıkabilmek<br />

ve orada ayakta kalabilmek;<br />

hatta sektöründe Dünya Markası<br />

olmak, çok büyük bir başarı<br />

ve mucize. Allah’ın lütfu olarak<br />

görüyorum. Bu yolda ilerlemeye<br />

devam ediyoruz. Allah’ın izniyle<br />

BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİ-<br />

YE için Devletimiz ile el ele bu<br />

yolda ilerlemeye, yeni yatırımlar<br />

ve yeni fabrikalar kurmaya, daha<br />

fazla üretim daha fazla istihdam<br />

sağlamaya, yerli otomobilde<br />

daha da geniş yer alarak Konya’yı<br />

ve ülkemizi en iyi şekilde<br />

temsil etmeye devam edeceğiz.<br />

40 yıldır yaptığımız gibi; Gururla<br />

Türkiye’de üretim, Türkiye<br />

için üretim…<br />

Son sözümüz de;<br />

“DEVLETİNİ MİLLETİNİ VE<br />

VATANINI EN ÇOK SEVEN,<br />

İŞİNİ EN İYİ YAPANDIR.”<br />

www.metropoldergileri.com 41


RÖPORTAJ<br />

42


www.metropoldergileri.com 43


RÖPORTAJ<br />

44<br />

Çiğdem Kurut<br />

Beyzat Aksoy<br />

Çok sayıda prestijli projede imzası olan Kaysan<br />

Mimarlık’ı Mimar Nuri Kaymak’la konuştuk.<br />

Binadaki<br />

güzelliği<br />

sadelikte<br />

buluyorum<br />

Mimarlığı nasıl tercih ettiniz?<br />

Abim Yılmaz Kaymak inşaat mühendisi olduğu<br />

için farkında olmadan mimarlığa merak sardık.<br />

Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi’nde Mimarlık<br />

bölümünde okudum. 2000 mezunuyum.<br />

Mezun olduktan sonra kendi şirketimde ve farklı<br />

bir şirkette de ortak bir girişimde bulunduk ve<br />

17 yıl beraber devam etti. Kaysan mimarlık şu<br />

anda faaliyette bulunan şirketimiz. 1990 yılında<br />

babam Osman Kaymak tarafından kurulmuştu.<br />

Biz de şirketin hiçbir şeyini değiştirmeden<br />

mezun olduktan sonra şirket bünyesine girdik.<br />

Şirketin Mimar ve inşaat alt başlığında devam<br />

ettirdik. Sonra da yavaş yavaş projelerimizi ortaya<br />

koymaya başladık. 17 yıl beraber çalıştığımız<br />

firmada da Bilim Merkezi ve buna benzer birçok<br />

prestijli projeye de imza attık.<br />

Size göre mimarlık nedir?<br />

Mimarlık tabi ki bir sanat. Hayal kurduğun bir<br />

şeyi ortaya çıkartıyorsun. Sevdiğim bir sanat.<br />

Ama özellikle Konya’da şöyle bir durum var;<br />

hayal ettiğiniz şeyi ortaya koyamıyorsunuz.<br />

Bazen maddi yetersizlikler, bazen alışkanlıklar<br />

bunda etkili. Sanatın dışına çıkılmış oluyor.<br />

Bazı yönetmelikler de bunda etkili olabiliyor<br />

fakat insanların bazı sınırları taşmasını engelleyici<br />

kuralların olması da gerekiyor.<br />

KAYSAN MİMARLIK<br />

FİRMA SAHİBİ<br />

MİMAR NURİ KAYMAK


Konya’nın kendine özgü bir mimari<br />

tarzı var mı?<br />

En büyük problem o. Her mimar koşullar<br />

çerçevesinde kendi kafasından<br />

geçirdiğini projelendiriyor; herkes de<br />

onu uyguluyor. Kentimizin kendine<br />

özgü bir mimarisi maalesef yok. Bunun<br />

sebeplerinden biri de bizim üzerimizde<br />

olan kurumların ileriyi görerek<br />

bu tür adımlar atmaması. Mesela Şefikcan<br />

Caddesi. Yeni imara açılmış bir<br />

yerdi şu an tamamlandı. Mimari ruh<br />

oluşturulamadı. Her mimar istediği<br />

projeyi yaptı, ortaya karmakarışık gibi<br />

bir cadde çıktı. Normalde gelişmiş ülkelerde<br />

bir caddeye girdiğiniz zaman<br />

komple bir mimari tarzda yapılar görürsünüz.<br />

Ama Konya’da maalesef<br />

hiçbir yerde yok. Birinde tarihi, birinde<br />

modern projeler var. Dolayısıyla<br />

şehirde mimari bir doku bulunmuyor.<br />

Mimarı tabi ki özgür bırakın ama bazı<br />

şeylerde kalıp oluşturun.<br />

Sizin projelerinizde olmazsa olmaz<br />

dediğiniz detaylar neler?<br />

Bende en büyük olmazlardan birisi<br />

binanın sade olması. Güzelliği sadelikte<br />

aramak gerek diye düşünüyorum.<br />

Sadeliği istememdeki bir sebep<br />

de şu; ilk mezun olduğum zaman<br />

projelerimde yuvarlak çok fazla çizgiler<br />

kullanıyordum. Ama baktık ki<br />

bu tarz çizimleri uygulayabilecek bir<br />

işçi potansiyelimiz yok. O detayları<br />

oluşturmak için ciddi bir işçilik gerekiyor.<br />

Öyle olunca sadeliğe gitmeye<br />

başladık. Detaylar da sade olunca, yapımı<br />

da kolay oluyor.<br />

Projeler çizdikçe siz de kendi tarzınızı<br />

mı buluyorsunuz?<br />

Aynen öyle. Bu da bir tecrübe. Yaptıkça<br />

görüyorsunuz. Çizimin uygulanamadığını<br />

ya da yapılan ürünün sonunda kötü detaylar<br />

ortaya çıktığını fark ediyorsunuz.<br />

Çizgi üzerinde kolay, uygulamada zor.<br />

Öyle olunca da yeni tarzlar ortaya çıkıyor.<br />

Pahalı ürünler kullanmak o mimariye<br />

nasıl bir değer katıyor? Değerli bir<br />

mimari size göre nasıldır?<br />

Pahalı ürünler kullanmak bir mimarinin<br />

değerli kılınması açısından yeterli<br />

değil. Bence en değerli yapı yaşayan bir<br />

yapı. Ölü, atıl binalar değersiz hale geliyor.<br />

Ömrü uzun olan yapılar değerli yapıdır.<br />

Çok kaliteli bir mermer kullanır-<br />

www.metropoldergileri.com 45


RÖPORTAJ<br />

46<br />

BATIPARK<br />

sınız; ama kullandığınız nokta kötü bir<br />

noktadır, düşer, kırılır, dökülür ve bina<br />

atıl hale gelmeye başlar. O yüzden kullanılan<br />

malzemeden ziyade yaşanabilir,<br />

uzun ömürlü binalar üretmek gerekiyor.<br />

Dikkat ediyorsanız; yeni binalar yapılıyor.<br />

2 yıl sonra yüzüne bakılmaz hale<br />

geliyor. Duvarı çatlıyor, saçağı iniyor,<br />

bir tarafı akıyor. Doğru yerde, doğru<br />

malzemeyi kullanmak lazım.<br />

Bizde yıkıp yenisini yapmak hep güzellik<br />

olarak değerlendiriliyor. Bunun<br />

nedeni de sağlam olmayan yapılar mı?<br />

Kalıcı yapılar yapmıyoruz. Şu an betonarme<br />

malzeme kullanıyoruz, ömrü 50<br />

yıldır. 50 yıldan sonra betonarme ölür.<br />

Avrupa’da görüyoruz ki; yeni yapı çok<br />

az. 100 yıllık, 150 yıllık binaları kullanıyorlar.<br />

Taş, ömrü uzun binalar yapıyorlar.<br />

Ayrıca da binalarına bakıyorlar.<br />

MİLKA<br />

KONUT<br />

Yani 2 yılda bir tamiratını yapıyor, 3 senede<br />

bir çatısını yapıyor, doğramalarına,<br />

boyasına bakıyor. Bizde öyle değil. Bizde<br />

yeni binayı teslim ettikten sonra 20<br />

yıl kimse bakımını yapmaz. Avrupa’da<br />

tapuyu alsanız bile mülkiyeti devlete ait.<br />

Bir de Konya kışı soğuk, yazı sıcak geçiren,<br />

arada derece farkı fazla olan, zor<br />

bir memleket. Malzeme de ister istemez<br />

daha çabuk deforme oluyor. Bakılması<br />

İDARİ BİNA


gerek. Taş kaldırımlar bile çabuk patlıyor.<br />

Yoğun kar yağışı geldiği an risk.<br />

Projelerinizden de bahseder misiniz?<br />

Benim için en önemli projelerden biri Bilim<br />

Merkezi projesidir. 1,5 yılımı Bilim<br />

Merkezi Projesi’ni çizmeye harcadım.<br />

Benimle birlikte 6 kişilik mimar ekiple<br />

hazırlanmış bir projeydi. Konya’ya sosyal<br />

katkısı olmuş bir projedir. Orada da<br />

yuvarlak hatlar var. Yapılması zor bir binaydı.<br />

İçimize sinerek tamamladık. Onun<br />

haricinde de birçok iş yeri, otel, market,<br />

konut projelerine imza attık. Şimdide hem<br />

projesini hem de inşaatını yaptığımız tren<br />

garı karşısındaki Batıpark konut, işyeri<br />

projesini uygulamaktayız.<br />

ATB KONUT<br />

DUHA KONUT<br />

Önümüzdeki günler için neler hedefliyorsunuz?<br />

Büyük yapılardan ziyade küçük ama<br />

göze hoş gelen butik binalar yapmak istiyoruz.<br />

Küçük ama hoş binalar.<br />

İnsanlar artık büyük sitelerden ziyade<br />

bu tarz projelere mi ilgi gösteriyor?<br />

Sıcak, butik, küçük, hatta komşuluk<br />

ilişkilerinin ön plana çıktığı konseptler<br />

artık revaçta. Bugüne kadar hep büyük<br />

projelerde bulundum. Bundan sonrasında<br />

daha farklı projelere imza atmak<br />

istiyorum.<br />

Son olarak; kısıtlayıcı hiçbir unsur olmasa<br />

nasıl bir proje çizerdiniz?<br />

Bilim merkezi öyle bir projeydi. Yarışma<br />

projesinden çıkan bir projeydi. Şimdi<br />

sadece işin mimarlık kısmında durmuyorum.<br />

Hem mimarlık yapıyorum<br />

hem de inşaatı kendim yapıyorum.<br />

Yap-satlarım da var. Kendim yapsam<br />

da mimarlık aslında hem yap-satı, hem<br />

inşaatı, hem mimarlığı götürebilecek<br />

bir iş değil. Ben çizgiyi atarken acaba<br />

inşaatta o uygulamayı yapabilir miyim?<br />

Ya da maliyeti artırır mıyım diye<br />

düşünüyorum. Aslında mimar bunu<br />

düşünmez. Mimar olan kişi sadece mimarlık<br />

yapacak. Orada uygulanırken<br />

zorlanılır mı kısmının uygulayıcıda<br />

kalması lazım. Yoksa o kısımda kendi<br />

kendimizi kısıtlıyoruz. Acaba o açıklığı<br />

statikçi geçebilir mi dediğimiz an<br />

kısıtlama da başlamış oluyor.<br />

www.metropoldergileri.com 47


HABER<br />

48<br />

Şehrimizde acilen<br />

endüstri 4.0 çalışma<br />

platformu kurulmalıdır<br />

Anadolu Aslanları İşadamları<br />

Derneği (ASKON)<br />

Konya Şube Başkan<br />

Yardımcısı Ali Süzgün,<br />

Endüstri 4.0 çalışmaları<br />

hakkında açılamalarda<br />

bulundu.<br />

Başkan Süzgün, “Dünya ile rekabette<br />

Türkiye için hayati öneme sahip “Endüstri<br />

4.0” veya “Dördüncü Sanayi<br />

Devrimi” olarak nitelenen kurgu ekonomik<br />

üretim modelleri tarihinin yeni<br />

trendi ve şuanda gelinen son durağıdır.<br />

İlk sanayi devrimi (1.0) ile su ve buhar<br />

gücünü kullanan mekanik üretim sistemleri,<br />

ikinci sanayi devrimi (2.0) ile<br />

elektrik gücü yardımıyla seri üretim<br />

sistemleri, üçüncü sanayi devrimi (3.0)<br />

ile dijital devrim, elektroniklerin kullanımı<br />

ve BT (bilgi teknolojileri) ‘nin gelişmesiyle<br />

daha da otomatik üretim sistemleri<br />

hayatımıza girmişti. Şimdi ise<br />

Endüstri 4.0 ile siber-fiziksel sistemler,<br />

nesnelerin interneti ve hizmetlerin interneti<br />

kavramlarının kolektif bir bütünü<br />

olan yepyeni bir sistem hayatımızın<br />

bir parçası haline geliyor” dedi.<br />

Küresel rekabette Endüstri 4.0’ın büyük<br />

önem taşıdığının altını çizen Başkan<br />

Yardımcısı Ali Süzgün, “Endüstri<br />

4.0, dijital dönüşüm dinamiklerinden<br />

yola çıkarak geleceğin akıllı nesneleri<br />

ve onların etkileşimlerini her yönüyle<br />

hayatımızın içine sokuyor. Dolayısıyla<br />

dijitalleşmenin her alanda yoğun bir<br />

şekilde yaşandığı bu dönemde sanayicimiz<br />

bu durumun en çok etkilenenlerinden<br />

olacaktır. Çünkü bu dönüşüme<br />

uyumlu üretim yapmak zorunda olanlar<br />

onlardır. Sanayicimiz gelecekte rekabet<br />

güçlerinin yüksek olmalarını istiyorlarsa<br />

yaşanan bu dönüşüme acil ve hızlı<br />

bir şekilde uyum sağlamak zorundadırlar.<br />

Yani bu uyum için gerekli olan<br />

teknoloji, donanım ve insan alt yapısını<br />

bir an önce kendi bünyelerinde kurmalıdırlar.<br />

Geleceğin dünyasında küresel<br />

rekabette önde olmak isteyen firmalar<br />

Endüstri 4.0’ı hayata geçebilmek için<br />

dijital dönüşümlerini tamamlamalıdır.<br />

Dijital altyapısını tamamlamamış ve<br />

şirket kültürünü dijitalleşmeyle uyumlu<br />

bir şekilde çalışacak hale getirememiş<br />

kurumların Endüstri 4.0’ı yakalayabilmesi<br />

çok mümkün gözükmemektedir”<br />

ifadelerini kullandı. Süzgün, “Kentimizde<br />

Endüstri 4.0 ile ilgili bilgilendirme<br />

amaçlı birçok kurum ve kuruluş<br />

kendi çevresine yönelik toplantı ve söyleşi<br />

faaliyetleri düzenlemektedir. Bilgilendirme<br />

amaçlı çeşitli organizasyon<br />

ve toplantılar düzenlemek gerekli fakat<br />

maalesef bu yeterli değildir. Bu tür faaliyet<br />

ve çalışmalara kurumsal ve resmi<br />

bir işleyiş kazandırılmalıdır. Bu tür etkinlikler<br />

artık öyle bir noktaya ulaşılacaktır<br />

ki yapılanlar bir araya gelip hasret<br />

gidermenin ötesine geçemeyecektir.<br />

Konya sanayimizde bulunan firmaların<br />

Endüstri 4.0’a uyumluluk dereceleri sınıflandırılmalı<br />

ve bir envanter mutlaka<br />

çıkarılmalıdır. Sadece toplantılar yaparak<br />

birbirimizi ağırlamak çözümden<br />

ziyade zaman kaybına yol açacaktır.<br />

Firmalar özelinde çözümler geliştirilebilecek<br />

yollar bulunmalıdır yoksa iletişim<br />

çağında her firma internete girip<br />

konu hakkında bilgi alabiliyor fakat<br />

kendisine veya ürününe yönelik özel<br />

çözümler bulamıyor asıl mesele budur.<br />

Yapılması gereken somut adımlar atarak<br />

uygun olan firmalara yönelik özel<br />

ve etkili çözümler geliştirmektir. Arzulu<br />

firmaların hizmet satın alabileceği<br />

araçlar ve yöntemler bulunmalı ve geliştirilmelidir.<br />

Endüstri 4.0 konusunda<br />

doğrudan sanayicimize yönelik çözüm<br />

üretmek tek bir kurum veya kuruluş<br />

için büyük bir meseledir. Bu yüzden gerek<br />

resmi gerekse sivil konunun uzmanı<br />

kişi, kurum ve kuruluşların bir araya<br />

getirilebileceği, Konya’nın alt yapısının<br />

tanımlanabileceği, değerlendirilebileceği,<br />

analiz edilebileceği, güçlü ve zayıf<br />

yönlerinin tespit edilebileceği, geleceğe<br />

yönelik vizyon ve misyonların belirlenebileceği,<br />

özel ve genel çözümlerin geliştirilebileceği<br />

bir ‘çalışma platformu<br />

oluşturulmalı ve çalışma grupları belirlenerek<br />

nokta atışı faaliyetlerini yürütmelidir.<br />

Konyamız’da bulunan konu ile<br />

ilgili resmi ve sivil bütün paydaşlar alt<br />

yapılarını seferber etmeli ve bu konuda<br />

bir seferberlik başlatılmalıdır” diye konuştu.


www.metropoldergileri.com 49


RÖPORTAJ Çiğdem Kurut Ahmet Tok<br />

50<br />

BASIN YAYIN ENFORMASYON<br />

KONYA İL MÜDÜRÜ<br />

ABDURRAHMAN CÜNEYD FİDANCI;<br />

KONYA KÖKLÜ<br />

GEÇMİŞİ OLAN<br />

MİLLİ VE YERLİ<br />

BASINA SAHİP<br />

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?<br />

1976 yılında Adıyaman’da doğdum. Anne tarafım Konya<br />

Cihanbeyli’den. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik<br />

Bölümünde eğitimi sürdürürken gazete ve televizyonlarda<br />

da kendimizi yetiştirmeye çalıştık. 2000-2009 yılları<br />

arasında İstanbul Bağcılar Belediyesinde, 2010 yılından<br />

itibaren de Beykoz Belediyesinde Basın Danışmanlığı görevlerinde<br />

bulundum. Gıda, Tarım ve Hayvancılık eski Bakanlarımızdan<br />

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dr. M. Mehdi<br />

Eker beyin basın danışmanlığı görevini yürüttüm. Kurucuları<br />

arasında yer aldığım Basın Danışmanları Platformu’nun<br />

dönem başkanlığı görevlerinde de bulundum. Şubat 2017 tarihinde<br />

de Basın Yayın ve Enformasyon Konya İl Müdürlüğü<br />

görevine atandım. Evliyim ve bir çocuk babasıyım.<br />

Basın Yayın Enformasyon Müdürlüğü’nün hizmet alanı<br />

neyi kapsıyor?<br />

Dünya genelinde doğru bir Türkiye algısının oluşturulması<br />

hedefiyle merkez teşkilatı, 17 İl/bölge Müdürlüğü ve yurt<br />

dışında 39 Basın Müşavirliği ve Ataşeliği ile çalışmalarını<br />

sürdüren BYEGM, aynı zamanda yerli ve yabancı basın mensuplarının<br />

işlerini daha kolay ve özgürce yapabilmeleri için<br />

pek çok faaliyetini aynı anda yürütmektedir. Hızlı değişim<br />

ve gelişimin yaşandığı medya ve iletişim sektöründe, iç ve<br />

dış kamuoyunun zamanında doğru bilgilendirilmesi, Türk<br />

basınının güçlendirilmesi amacıyla, BYEGM’nin asırlık<br />

tecrübesiyle Türkiye’deki ve dünyadaki hızlı gelişime


paralel olarak yeni hedeflere ve yeni<br />

hizmetlere öncülük etmeye devam<br />

etmektedir. Türkiye’nin dünyaya daha<br />

iyi tanıtılması, dış dünyadaki gelişmelerin<br />

karar vericilere zamanında ve doğru<br />

şekilde yansıtılması, yerli ve yabancı<br />

basın mensuplarının çalışabilmeleri<br />

için uygun ortam oluşturulması ve meslek<br />

içi eğitim çalışmaları bakımından<br />

önemli bir fonksiyon üstlenmektedir.<br />

İl Müdürlüğümüzün sorumluluk alanı<br />

Konya, Karaman ve Aksaray illerini<br />

kapsamaktadır.<br />

bulunmaktadır. Bunun yayında Konya’da<br />

279 basın mensubumuz basın<br />

kartı taşımaktadır. Sürekli basın kartı<br />

taşıyan 53 basın mensubumuz bulunmaktadır.<br />

Konya basınının duayeni<br />

değerli büyüğümüz Rıdvan Bülbül<br />

amcamız da Şeref Basın Kartı sahibidir.<br />

Bu vesileyle de kendilerine sağlık,<br />

sıhhat ve hayırlı ömürler diliyoruz.<br />

Medyanın Konya’nın ekonomik ve<br />

sosyokültürel yaşamına etkisini nasıl<br />

görüyorsunuz?<br />

Günümüz siyasal, sosyal ve ekonomik<br />

düzeni sonucu kitle iletişim araçları<br />

yani medya, bir tür kamu görevi yap-<br />

Konya’da medya sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz?<br />

Gönül ve huzur kenti Konya, tarih<br />

boyunca her zaman önemini, değerini<br />

koruyan, ülkemizin en önemli, en güzel<br />

ve en yaşanılabilir kentlerinin başında<br />

gelmektedir. Konyamız, eğitim,<br />

kültür, sosyal açıdan olduğu gibi basın<br />

açısından da güçlü bir potansiyele sahip<br />

bir ilimizdir. Konya basını, köklü<br />

geçmişe sahip, milli ve yerlidir. Konya<br />

merkezde 5 televizyon, 14 gazete, 3<br />

haber ajansının yanı sıra yaygın basın<br />

yayın kuruluşlarının temsilcilikleri de<br />

www.metropoldergileri.com 51


RÖPORTAJ<br />

52<br />

makla yükümlü organlardan oluşmaktadır.<br />

Bu özelliğiyle medya, kamuoyu<br />

oluşturma ve açıklama sürecinde çok<br />

önemli sorumluluklar üstlenmektedir.<br />

Toplumsal gelişim ve kalkınmada<br />

çok büyük etkileri olan medya<br />

bunu ekonomide de kullanmaktadır.<br />

Bu anlamda, Konya basınının müthiş<br />

bir potansiyeli var. Belki bunun farkında<br />

olamayabiliriz ama dışarıdan<br />

bakıldığında çok önemli, özel, güçlü<br />

algısı var. Bizlere de düşen bu algıyı<br />

koruyarak, geliştirerek güçlendirmektir.<br />

Türkiye’nin en önemli tarih,<br />

kültür ve turizm merkezlerinden biri<br />

olmasının yanı sıra bir sanayi kenti<br />

olarak Konya, Anadolu’nun parlayan<br />

yıldızı konumundadır. Gelişmiş toplumlarda<br />

olduğu gibi Konya ekonomisinin<br />

gelişmesinde hiç kuşkusuz<br />

medya önemli bir fonksiyonel görev<br />

üstlenmektedir.<br />

Medya’nın insan hayatına etkisi sizce<br />

nasıl?<br />

Haber almak, insanoğlunun dünden bugüne<br />

ve hemen her coğrafyada ihtiyaç<br />

duyduğu bir gereksinimdir. Dünyanın<br />

farklı coğrafyalarında yaşayan insanların<br />

aynı haber alma ihtiyacından yola<br />

çıkarak, insanların kendi bireysel deneyimlerinin<br />

ötesinde neler olduğunu öğrenme<br />

yolunda bir içgüdülerinin olduğu<br />

da bir gerçektir. İşte insanoğlunun bu<br />

haber alma içgüdüsünü medya tüm enstrümanlarıyla<br />

karşılamaya çalışmaktadır.<br />

Yazının bulunması, matbaanın<br />

icadı ve ilk gazetelerin yayımlanmasından<br />

bugüne kitle iletişim araçlarının<br />

kamuoyu oluşturma ve gündem belirlemedeki<br />

rolü hiç kuşkusuz bir güç olarak<br />

algılanmaktadır. Bunun yanında, son<br />

20 yılda internetin baş döndürücü gelişimiyle<br />

birlikte ortaya çıkan sosyal ağlar<br />

ise beraberinde “Halk Gazeteciliği”<br />

terimini de gündeme getirmiştir.<br />

Sizin gazetecilik geçmişiniz de var.<br />

Bunun mevcut konumunuza etkisi<br />

nedir?<br />

Aslında ben ortaokul son sınıfta, bir<br />

gazetenin bulmacasını çözerek kazandığım<br />

fotoğraf makinesiyle gazeteciliğe<br />

farkında olmadan adım atmışım. Akabinde<br />

Gazetecilik fakültesini, habercilik,<br />

basın danışmanlığı derken hep basın<br />

sektöründe yer aldım. Masanın iki<br />

tarafında da bulunduğum için çok rahat<br />

empati yapabiliyorum. Meslektaşlarımı<br />

daha iyi anlayabiliyor, çözümler konusunda<br />

daha heyecanlı oluyorum. İstiyorum<br />

ki, zor şartlarda görev yapan gazeteci<br />

arkadaşlarımızın yaşam koşullarını<br />

daha da kolaylaştıralım, zorlukları azaltalım.<br />

Gazeteciliği hep sevdim, gazetecilerle<br />

bir arada olmaktan hep mutluluk<br />

duydum. Görevimi de bu anlayışla, severek<br />

yaptığıma inanıyorum.<br />

Yerel basın hakkında neler söylemek<br />

istersiniz?<br />

Her şeyden önce belki biraz klişe olacak<br />

ama yerel basın gerçekten de bir ülkenin,<br />

devletin, demokrasinin olmazsa<br />

olmazıdır. Konya, Karaman ve Aksaray<br />

bölgesinde görev yapan yerel basın mensupları<br />

imkanları ölçüsünde habercilik<br />

yapmaya, vatandaşları bilgilendirmeye<br />

gayret ediyorlar. Zor şartlara rağmen<br />

Konya basını hiçbir zaman duruşundan<br />

ve ilkelerinden taviz vermemiştir. Safı<br />

ve duruşu her zaman ‘Millet, Bayrak,<br />

Vatan ve Devlet’ olmuştur.<br />

Basının size göre en büyük problemi<br />

nedir?<br />

BYEGM olarak, başta yerel basın olmak<br />

üzere tüm basın çalışanlarımızın<br />

sorunlarını gidermeyi ve onlara kendi<br />

ayakları üzerinde durabilmeleri için<br />

gereken zeminin sağlanmasına ön<br />

ayak olmayı ilke edindik. Bu kapsamda<br />

zaman zaman düzenlenen bilgilendirme<br />

toplantıları, seminer ve eğitim<br />

çalışmaları sonucunda elde edilen<br />

görüş ve öneriler ilgili makamlara


iletilmektedir. En önemli problemlerinden<br />

biri ekonomiktir. Güçlü basının<br />

ekonomisi de güçlü olmasıdır. Yerel<br />

Basın yeniliğe, gelişmelere ayak uydurabilmelidir.<br />

Yerel gazeteciler de her<br />

zaman kendini geliştirmeli, temel ilke<br />

ve prensiplere, etik kuralları göz ardı<br />

etmemelidir.<br />

Basın Yayın Enformasyon Müdürlüğü’nün<br />

şu an yürütmekte olduğu<br />

projelerden bahseder misiniz. Ve hedefleriniz<br />

nedir?<br />

İl Müdürlüğü olarak proje ve hedeflerimiz<br />

arasında; Genel Müdürlüğümüzün<br />

kuruluş gayesi çerçevesinde yurtiçi<br />

ve yurtdışı enformasyonun yanı<br />

sıra, yerel medyanın güçlendirilmesi<br />

ve basın çalışanlarının mesleklerini<br />

daha kolay ve verimli icra edebilmeleri<br />

bakımından, basın mensuplarına<br />

yönelik olarak eğitim seminerleri, bilgilendirme<br />

toplantıları, gazeteci değişim<br />

programları ve basın özendirme<br />

yarışmaları,<br />

“Ustalardan Tecrübe Paylaşımı” adı<br />

altında, gazetecilik mesleğinde duayen<br />

isimleri basın mensuplarımız ve<br />

İletişim Fakültesi öğrencileriyle bir<br />

araya getirmek,<br />

Kurumumuzun diğer kamu kurumlarıyla<br />

işbirliği imkanlarını ve ortak<br />

gerçekleştirebileceği projeleri saptamak<br />

üzere görev alanımızdaki tüm<br />

kamu kurum ve kuruluşları ile sivil<br />

toplum kuruluşlarına ziyaretlerde bulunmak,<br />

Yerel basına haber kaynağı oluşturma<br />

açısından kamu kurumları ve Valilik<br />

nezdinde girişimlerde bulunarak köprü<br />

vazifesi üstlenmek,<br />

Kamu kurum ve kuruluşların Basın<br />

Yayın ve Halkla İlişkiler birimlerinde<br />

görevli birim sorumluları ve çalışanlarının<br />

mesleki yeterliliklerinin<br />

artırımına yönelik eğitim seminerleri<br />

düzenlemek,<br />

Basın mensuplarımıza yönelik olarak<br />

kültür tanıtım programları düzenlemek,<br />

İç Anadolu Bölgesinde önemli bir<br />

potansiyele sahip olan başta Konya<br />

olmak üzere, görev alanımızdaki Aksaray<br />

ve Karaman illerini de kapsayan<br />

medya şurası, medya çalıştayları, panel<br />

ve sempozyum gibi geniş katılımlı<br />

organizasyonlar gerçekleştirmeyi<br />

planlamaktayız.<br />

Son olarak neler söylemek istersiniz?<br />

Son olarak tekrar böyle bir fırsatı verdiğiniz<br />

için teşekkür ederim. <strong>Metropol</strong><br />

Dergisinin tüm emeği geçenleri tebrik<br />

ederim. Hem içeriğiyle, hem tasarımıyla<br />

hem de baskısıyla beğenerek takip<br />

ettiğimiz önemli bir dergi.<br />

Yine şunu vurgulamak isterim. Genel<br />

Müdürümüz Mehmet Akarca, uzun<br />

yıllar basında önemli hizmetlerde bulunmuş,<br />

basının içinden gelen, dilini,<br />

derdini iyi anlayan değerli bir duayen.<br />

Göreve başladığı ilk günden itibaren<br />

BYEGM’nin çalışmalarına ivme kazandırdı.<br />

Bizlere de düşen taşra teşkilatı<br />

olarak bu çalışmaya ayak uydurmak,<br />

hizmet çıtasını yükseltmektir. Konya,<br />

Karaman ve Aksaray’da muhabirinden<br />

genel yayın yönetmenine kadar, Gazeteciler<br />

Cemiyetleri, birlikleri, Basın Konseyleriyle<br />

işbirliğini artırarak, birlik ve<br />

beraberliğimizi pekiştirmek, basınımızı<br />

hak ettiği yere gelmesi için elimizden<br />

geleni yapmak istiyoruz.<br />

www.metropoldergileri.com 53


HABER<br />

54<br />

“Kentsel dönüşümdeki<br />

başarımızı taçlandıracağız”<br />

Kentsel dönüşüm çalışmalarında<br />

Türkiye’de örnek alınan<br />

bir belediye haline geldiklerini<br />

belirten Meram Belediye<br />

Başkanı Fatma Toru, “1,5 yıl<br />

gibi bir süreçte toplamda 3<br />

bin 327 malik ile anlaşarak,<br />

uzlaşarak belediye adına tapu<br />

devirlerini alıp bu alanlarda<br />

kentsel dönüşüm için tahliye<br />

işlemlerini yapmış durumdayız.<br />

Bu kadar kısa sürede bu<br />

kadar çok malik ile kentsel<br />

dönüşüm anlamında uzlaşan,<br />

görüşen, konuyu anlatan,<br />

bilgilendiren ve sahayı boşaltabilen<br />

başka bir belediye<br />

örneği daha yok Türkiye’de.<br />

Bu başarımızı 2018 yılı içinde<br />

inşaat ihalelerini yaparak taçlandırmış<br />

olacağız” dedi.<br />

Meram Belediye Başkanı Fatma Toru,<br />

imar planı düzenleme çalışmaları ve<br />

kentsel dönüşüm çalışmaları hakkında<br />

bilgi verdi.<br />

İMAR VE MÜLKİYET<br />

SORUNLARINA NEŞTER<br />

İmar ve mülkiyet sorunlarının çözümü<br />

noktasında yaptıkları çalışmaları<br />

değerlendiren Başkan Toru, “Özellikle<br />

2015 yılında başladığımız ve toplamda<br />

44 milyon metrekare alanı bulan imar<br />

planı revizyon çalışmalarımızın tamamını<br />

2017 yılı içerisinde tamamlamış<br />

olduk. Toplamda 60 mahalleye isabet<br />

eden imar planı çalışmalarının imar<br />

uygulamalarını ekiplerimiz çalışıyor.<br />

Toplam 15 milyon metrekare alanda 18.<br />

Madde uygulamalarımız devam ediyor.<br />

2018’in ilk aylarıyla birlikte devam<br />

eden imar uygulamalarımızın tapularını<br />

vatandaşlarımıza ulaştırmış olacağız.<br />

Yine imar planı biten bölgelerde ve<br />

özellikle 9 milyon metrekarelik alanda,<br />

Karaman Yolu’na kadar olan bölgede<br />

imar uygulamalarını 2018 ve 2019 yıllarında<br />

tamamlamayı hedefliyoruz. Bu<br />

noktada çalışmalarımız devam ediyor”<br />

diye konuştu.<br />

KENTSEL DÖNÜŞÜMDE<br />

MERAM FARKI<br />

Vatandaşların kentsel dönüşüm çalışmalarında<br />

Meram Belediyesi’ni takdir<br />

ettiğini ve oldukça büyük teveccüh gös-


terdiğini vurgulayan Toru, “Bu noktada<br />

tüm vatandaşlarımıza yardımlarından,<br />

desteklerinden ve teveccühlerinden dolayı<br />

teşekkür ediyorum. Özellikle Şükran<br />

Mahallesi’ndeki kentsel dönüşüm<br />

çalışmasında 1. Etap olarak belirlediğimiz<br />

alanda yüzde 98 seviyelerine ulaştık.<br />

Tapuların alınması, alanın temizlenmesi,<br />

yapıların tahliye edilmesiyle<br />

birlikte toplamda 1243 malikle anlaştık,<br />

uzlaştık ve tapu devirlerini sağladık. Bu<br />

anlaşmanın bedeli; gerek kamulaştırma<br />

gerekse konut karşılığı anlaşmalar ve<br />

trampa olarak baktığımızda 78 milyon<br />

TL’lik bir rakama tekabül ediyor. Şükran<br />

Mahallesi, göz ardı edebileceğimiz, görmezden<br />

gelebileceğimiz bir mahallemiz<br />

değildi. Şu anda gerek esnafımız gerekse<br />

vatandaşlarımızdan bu bölgeyle ilgili<br />

çok olumlu dönüşler almaktayız” dedi.<br />

DİĞER DÖNÜŞÜM<br />

PROJELERİNDE DURUM<br />

Uluırmak Kentsel Dönüşüm Projesi’nin<br />

ilk etabında da anlaşma oranının yüzde<br />

99’a ulaştığını kaydeden Toru, “Toplamda<br />

1000 vatandaşımızla anlaştık,<br />

tapu devrini aldık ve binaları tahliye<br />

ederek sahayı boşalttık. Uluırmak’ta<br />

kentsel dönüşüm kapsamında yapmış<br />

olduğumuz anlaşmaların, kamulaştırmaların<br />

ve trampaların rakamsal değeri<br />

73 milyon TL’ye ulaştı. Aksinne Mahallesi’nde<br />

ise yüzde 89 civarında anlaşma<br />

oranına sahibiz. 593 malikle şu<br />

ana kadar anlaşmış durumdayız. Yine<br />

Turgut Reis ve Küçük Aymanas mahallelerinde<br />

yüzde 67’lik bir oranla 200 bin<br />

metrekareye yakın bir alanda 532 malikle<br />

anlaştık” ifadelerini kullandı.<br />

“BAŞKA BİR ÖRNEĞİ YOK”<br />

Kentsel dönüşüm projeleriyle ilgili olarak<br />

2016 yılı 2. Dönem ve 2017 yıllarında<br />

toplamda 3 bin 500 malik ile tapu<br />

sahibi ile anlaşarak, uzlaşarak belediye<br />

adına tapu devirlerini alıp tahliye işlemlerini<br />

yaptıklarını dile getiren Toru,<br />

şunları kaydetti: “1,5 yıllık bir süreçte<br />

bu kadar çok malik ile kentsel dönüşüm<br />

anlamında uzlaşan, görüşen, konuyu<br />

anlatan, bilgilendiren ve sahayı boşaltabilen<br />

başka bir belediye örneği daha<br />

yok Türkiye’de. 2018 yılında da sahada<br />

inşaatların başlaması noktasında ihalelerimizi<br />

yaparak gerek Şükran gerek<br />

Uluırmak Saka gerekse Aksinne ve Küçük<br />

Aymanas mahallelerinde bu başarımızı<br />

taçlandırmış olacağız.”<br />

www.metropoldergileri.com 55


RÖPORTAJ Çiğdem Kurut Ahmet Çakır<br />

56<br />

Türk<br />

kadını<br />

beceri<br />

abidesidir<br />

Oğuz Kağan’ın ‘Güneş Tuğumuz olsun,<br />

Gök Otağımız’ sözünün isim olduğu<br />

müthiş sergi çok konuşuldu. Koleksiyonda<br />

Cumhurbaşkanlığı forsunu<br />

oluşturan 16 Büyük Türk devletinin<br />

bayrağı, Türk bayrağı ve Cumhurbaşkanlığı<br />

forsu işlendi, adeta birer<br />

sanat eseri gibi beğenilere sunuldu.<br />

Yeni koleksiyonuna hazırlanan Sırma<br />

Sanatçısı Nur Dikilitaş’la el sanatlarını<br />

ve eserlerini konuştuk…<br />

Sizi tanıyabilir miyiz?<br />

1966 yılında Konya’da doğdum. İlk ve<br />

orta öğrenimimin ardından Meram Kız<br />

Meslek Lisesi El Sanatları bölümünden<br />

mezun oldum.<br />

El sanatlarına olan merakınızı nasıl geliştirdiniz?<br />

El sanatları merakım lise yıllarında hobi<br />

olarak başladı. Çeşitli el sanatları ile<br />

ilgili kurslara devam ettim. Kurslarda<br />

aldığım eğitimi Konya Olgunlaşma Enstitüsüne<br />

giderek tamamladım ve mezun<br />

oldum. Dival Nakışı olarak bilinen bu sanat<br />

dalının bütün inceliklerini öğrenmek<br />

ve alanında uzmanlaşmak için Ankara<br />

Olgunlaşma Enstitüsü Sırma Atölyesi’nde<br />

profesyonel sırma eğitimi aldım.<br />

SIRMA SANATÇISI<br />

NUR DİKİLİTAŞ


El sanatları bölümleri sizce birer sanatçı<br />

mı yetiştiriyor? Bu bölümlerin<br />

sanat dünyasına olan katkısı nedir?<br />

Sanat; gönül işidir, insan ruhundaki<br />

inceliktir. Bir sanatkar çalıştığı esere<br />

ruhundakini nakşeder. Geleneksel<br />

sanatları hobi olarak gören kişi<br />

sanatkar olamaz, üretmesi, tasarımlar<br />

yapması lazım. Okullarda veya<br />

kurs merkezlerinde verilen sanatsal<br />

eğitimler taktik ağırlıklıdır, teşvik<br />

edicidir. Kişi içindeki cevheri kendi<br />

keşfeder, ilerletir. İçindeki cevheri<br />

keşfeden ve bu kurslarda doğru eğitimi<br />

alanlar tabi ki sanatkar olarak<br />

yollarına devam ederler.<br />

Bu bölümlere gösterilen ilgiyi nasıl<br />

değerlendiriyorsunuz?<br />

Günümüzde sırma işine ilgi maalesef<br />

yeterli değil. Bunun nedeni olarak ise<br />

sırma sanatının yeterli şekilde tanıtılmaması,<br />

icrasının meşakkatli olması,<br />

kullanım alanlarının ve ticari talebin az<br />

olması şeklinde sayılabilir.<br />

Çalışmalarınızda çok farklı teknikler<br />

kullanıyorsunuz bunlardan bahseder<br />

misiniz?<br />

Dival nakış olan Maraş işi (sim sırma)<br />

tek yüzlü bir nakıştır. Altın simle ve<br />

onu tutturmakta kullanılan mumlu alt<br />

ipliği ile desen kalıbı sarılarak işlenen<br />

bir nakıştır. Bu nakışın kendine özgü<br />

teknikleri vardır. Bunlar; Sarma, yarmalı<br />

sarma, verev sarma, pesent, hasır,<br />

civankaşı gibi teknikler kullanılarak ve<br />

çeşitli süsleme malzemeleri ile demir<br />

pul, boncuk, kurt tırtıl gibi materyallerle<br />

yapılan motif tamamlanır.<br />

Siz bu hobiyi ticarete nasıl dönüştürdünüz?<br />

İşlerimi çok seviyorum. Hepsinde ayrı<br />

bir emek ve göz nuru var. İşlerimden<br />

ayrılmak zor oluyor ama hayatımı da<br />

idame etmek ve bu işi geliştirmek ve<br />

devam ettirmek durumundayım. Çevremden<br />

gelen teşvik ve talepler doğrultusunda<br />

işin ticari boyutuna geçtim.<br />

İşinde profesyonel harika bir ekibe sahibim.<br />

Hepsi çok kıymetliler ve işlerinde<br />

profesyoneller.<br />

Nur Sim Sırma isimli bir markanız var.<br />

Bu markanın oluşma sürecini anlatır<br />

mısınız?<br />

Markalaşmak, profesyonelleşmenin olmazsa<br />

olmazı. Tasarımını yapıp hazırladığımız<br />

eserlerin yurt içinde ve yurt<br />

dışında tanıtımını daha kolaylaştırmak<br />

ve tasarımlarımı korumak amacıyla<br />

markamı aldım.<br />

Hazırladığınız padişah ve şehzade<br />

tuğraları çok beğenildi. Bunları çalışmak<br />

zor muydu?<br />

Osmanlı Padişah Tuğraları projeme<br />

başladığımda öncelikle derin bir araştırma<br />

yaparak topladığım demolardan bir<br />

envanter oluşturdum. Sonrasında hala<br />

çalışmakta olduğum kıymetli hocam<br />

Hattat Sami Naddah tarafından aslı bozulmadan<br />

işlemeye uygun olacak şekilde<br />

35 padişah 9 şehzadenin tuğralarının<br />

kalıp çizimleri hazırlandı. Bizim işlemede<br />

desen kalıbı olarak kullandığımız<br />

çirişli kartondan oyguları yapıldı. Cülde<br />

tezgahında altın rengi simle işlendi.<br />

Dört yıla yakın bir sürede tamamlandı.<br />

Milli Saraylar himayesinde Dolmabahçe<br />

Sarayı sergi salonunda sanatseverlerle<br />

buluştu.<br />

2017’nin sonunda da yine harika bir<br />

sergi yaptınız. Türk Devlet Bayrakları<br />

serginiz hakkında bilgi verir misiniz?<br />

Sırma işi tarihsel bir sürecin ürünüdür.<br />

Bu sanatla ilgili gerçekleştirdiğimiz<br />

www.metropoldergileri.com 57


RÖPORTAJ<br />

58<br />

her üründe tarihimizden, kültürümüzden<br />

izler var. Türk Devlet Bayrakları<br />

koleksiyonunda kendi tarihimizi oluşturan<br />

Türk devletlerinin bayraklarını<br />

bu sanatla buluşturmak istedim. Sergimizin<br />

ismi de Oğuz Kağan’ın ‘Güneş<br />

Tuğumuz olsun, Gök Otağımız’ sözü<br />

oldu. Koleksiyonda Cumhurbaşkanlığı<br />

forsunu oluşturan 16 Büyük Türk devletinin<br />

bayrağı, şanlı Türk bayrağımız ve<br />

Cumhurbaşkanlığı forsunu işledik. Koleksiyonumuz<br />

toplam 18 parçadan oluştu.<br />

Sergim İstanbul Deniz Müzesi’nde<br />

bir hafta açık kaldı. Sanatseverlerin<br />

yoğun ilgisi, hazırlayacağımız yeni projeler<br />

için bize büyük teşvik oldu. Tabi<br />

bu Sergiyle ilgili teşekkür etmemiz gereken<br />

isimler var. Sanatımla ilgili beni<br />

teşvik eden ve Sergi açılışımı yapan<br />

İstanbul Milletvekilimiz <strong>Sayı</strong>n Metin<br />

Külünk’e ve İstanbul Milletvekilimiz<br />

<strong>Sayı</strong>n Ahmet Hamdi Çamlı’ya müteşekkirim.<br />

Tarihteki Türk Bayrakları<br />

Sergisi’nin gerçekleşmesinde desteklerini<br />

esirgemeyen Konya Sanayi Odası<br />

Başkanımız <strong>Sayı</strong>n Memiş Kütükçü’ye<br />

de sanatıma göstermiş olduğu destek<br />

için ayrıca teşekkür ediyorum.<br />

Türk kadını bu işlerde yetenekli mi?<br />

Yeteneği olanlara neler tavsiye edersiniz?<br />

Türk kadını bir beceri abidesidir, taşı<br />

aş eder koyar ortaya. Benim tavsiyem<br />

kendilerini geliştirmeleri, araştırma<br />

yapmaları, üretmeleri, gelenekseli yaşatmaları.<br />

Artık bu konuda her şehirde<br />

hatta her ilçede hanımlar için çeşitli<br />

kurslar açılıyor. Bu kurslara katılarak<br />

kendilerini keşfedebilirler.<br />

Yeni nesil bu işlere meraklı mı?<br />

Maalesef sırma işinin yapılışının zor ol-


ması yeni neslin ilgisini çekmiyor. Yeni<br />

nesil daha ticari işlere yöneliyor.<br />

Türk gelin sandığı denilince aklınıza<br />

ne geliyor? Bir sandıkta olması gereken<br />

sizce nelerdir?<br />

Türk kültüründe sandık çok önemlidir.<br />

Gelin yaşadığı yerin kültürünü sandığıyla<br />

taşır, ait olduğu yörenin kokusunu<br />

götürür. Biz bu işin okulunu okuduğumuz<br />

için, bizim için envanter biraz daha<br />

kalabalık tabi ama bir Anadolu kadını<br />

olarak sandıkta iğne oyaları, dantel, geleneksel<br />

nakışlarımız, yöresel kumaşlar<br />

olmazsa olmazlardır.<br />

Üretmek elbette önemli ama ürettiğiniz<br />

bu çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?<br />

Bir sanatkar için icra ettiği sanatını anlayan,<br />

kıymet veren bir muhatap bulması<br />

çok önemlidir. Elimizden kısıtlı<br />

sayıda çıkan eserleri bu işlere meraklı<br />

özel bir kitleye ve üst düzey kurum ve<br />

kuruluşlara veriyoruz.<br />

Şu an yürüttüğünüz çalışmalar hakkında<br />

bilgi verir misiniz?<br />

Şu anda yeni çalışmalarım var. Ayrıca<br />

üçüncü koleksiyon çalışmam yakın zamanda<br />

sanatseverlerle buluşacak.<br />

Son olarak neler söylemek istersiniz?<br />

Gönül verdiğim bu sanatı önüme çıkan<br />

zorluklara rağmen gücümün yettiği kadar<br />

yaşatmaya, tanıtmaya çalışacağım.<br />

Bu konuda bana ihtiyaç duyan herkese<br />

elimden geldiği kadar destek olacağım.<br />

Ayrıca çalışmalarımda yanımda olan<br />

ekip arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.<br />

www.metropoldergileri.com 59


HABER<br />

60<br />

Sonax’tan garantili<br />

temizlik ve bakım<br />

Alman markası Sonax, araç temizlik ve bakımındaki ayrıcalığıyla Konya’da da<br />

hizmet veriyor.<br />

Ahmet Karaca ve Mustafa Çetin ortaklığında<br />

hizmet veren Sonax; uygulamalardan<br />

kullanılan ürünlere kadar<br />

her alanda aracınızı ve sizin sağlığınızı<br />

düşünüyor. Ürünlerinde insan sağlığını<br />

tehdit edici hiçbir madde içermeyen Sonax’ta<br />

fırça kullanılmıyor ve araçlarınıza<br />

peluşla, yumşacık işlem uygulanıyor.<br />

Türkiye genelinde 81 şubesi olan Sonax,<br />

Konya’da da araçlarına gözü gibi<br />

bakanların tercihi oldu. Sonax, aracın<br />

dış yüzeyine yapışan zorlu, inatçı kir ve<br />

lekeleri, yıllarca edindiği tecrübeyle geliştirdiği<br />

yıkama ürünleri (şampuanlar)<br />

sayesinde boya yüzeyine ve verniğe zarar<br />

vermeden temizliyor. Sonax ürünleri<br />

fosfat içermiyor ve boya yüzeyindeki<br />

korumaya zarar vermiyor. Dermotolojik<br />

olarak da test edilen bu ürünler el ile yıkamaya<br />

da uygun.<br />

Ar-Ge çalışmaları yıllarca sürdü<br />

Sonax’ın yıllarca süren Ar-Ge çalışmaları<br />

sonucunda kir ve lekelerin niteliğine<br />

göre geliştirdiği ürünler sayesinde<br />

yüzeydeki kirler temizlenirken araç<br />

korumasına zarar verilmiyor. Bununla<br />

birlikte Sonax’ın çiziğin derinliğine<br />

göre geliştirdiği çizik giderme ürünleri<br />

de bu sorunu yine araca zarar vermeden<br />

çözüyor.<br />

Sonax tarafından nano-hybrid teknolojisi<br />

ile üretilen Sonax Parlatma cila<br />

ürünleri matlaşan boya yüzeyine göz<br />

kamaştırıcı bir parlaklık kazandırıyor.


www.metropoldergileri.com 61


RÖPORTAJ Çiğdem Kurut Ahmet Çakır<br />

62<br />

İtfaiye’nin tarihi<br />

bu oyuncaklarda<br />

KONYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ<br />

İTFAİYE DAİRESİ BAŞKANI<br />

CEVDET İŞBİTİRİCİ<br />

Acı siren sesleriyle hızla giden bir itfaiye aracı hangimizi etkilemez... Biliriz ki o kırmızı; üzerinde jan janlı ışıkları bulunan bu<br />

araçlar ya bir yangına müdahale edip can kurtaracak, ya da sıkışmış, zorda kalmış birinin imdadına yetişecek. Bazen bir<br />

kayanın arasında kaybolmuş minicik bir kediye şefkat sunacak, bazen de hiç bilmediğimiz görevlerle insanların kahramanı<br />

olacak. Biz hep bileceğiz ki; o kırmızı jan janlı koca araç hep bir çığlığa koşacak.. Bu serüvenin tarihi, Konya Büyükşehir Belediyesi<br />

İtfaiye Dairesi Başkanı Cevdet İşbitirici’nin dev koleksiyonuyla müzede sergileneceği günü bekliyor.<br />

Böyle bir koleksiyonu oluşturmaya<br />

nasıl başladınız?<br />

Küçüklüğümden bu yana maketlere<br />

karşı ilgim ve sevgim vardı. Ben çocuklarıma<br />

oyuncak alırken kendime<br />

de alıyordum. Onlar oynarken ben de<br />

oynuyordum. 53 yaşındayım ama çocukluğum<br />

hiç bitmedi. Halen devam<br />

ediyor. Bu hayata bakışımızı değiştiriyor.<br />

İnsanın gönlüne çocuklarla girebiliyorsun.<br />

2006 yılı Mart Ayı’nda göreve<br />

başladığımda bir vesile ile Ankara’ya<br />

İtfaiye Daire Başkanlığı’nı ziyarete<br />

gitmiştim. İtfaiye Daire Başkanlığı’nın<br />

odasında mesleğimle de ilgili olduğu<br />

için itfaiye oyuncaklarından birkaçı<br />

dikkatimi çekti. İşletmeci firmanın birinde<br />

de aynı oyuncaktan iki tane vardı.<br />

Birini istedim O gün ilk oyuncağı elime<br />

aldım. Onsan sonra bu bende iyice yerleşti.<br />

Maket itfaiye aracı, itfaiye ile ilgili<br />

maket oyuncaklar, eskiden kullanılan<br />

itfaiye araçları derken İtfaiyenin kullanmış<br />

olduğu ne kadar küçük parça varsa<br />

bunları biriktirmeye başladık. Böylece<br />

de hobimi geliştirdim.<br />

Bu maket ve oyuncakları nasıl temin<br />

ettiniz?<br />

Bunların birçoğunu yurtdışında gittiğimiz<br />

fuarlardan temin ettim. İnternet yoluyla<br />

çeşitli sitelerden getirttirdim. En<br />

çok da yurtdışına giden dostlarımdan<br />

destek istedim. Şimdiye kadar 12 yıllık<br />

bir birikimden sonra elimize 800 civarında<br />

araç geçti. Bunun yanı sıra 350<br />

civarında da itfaiyenin kullandığı araç<br />

ekipmanlarından oluşan parça var.<br />

Büyük uğraşlar sonucu oluşturduğunuz<br />

koleksiyonu nasıl değerlendirmeyi<br />

planlıyorsunuz?<br />

Sanatçı Sunay Akın’la bir araya geldik.<br />

Biliyorsunuz kendisinin İstanbul’da<br />

Oyuncak Müzesi var. O benim birik-


tirdiğim maketleri görünce<br />

“Bir müze açmayı düşünmüyor<br />

musun” dedi. Güzel<br />

bir fikirdi. Bu konuyla ilgili<br />

Büyükşehir Belediye Başkanımızla<br />

da uzun süredir<br />

görüşüyoruz. Bunları bir<br />

müzede sergileyebilmek<br />

amacıyla yer istedik. Başkanımız<br />

da bu konuya çok<br />

sıcak baktı. Güzel, kapsamlı<br />

bir müze açmak adına uygun<br />

bir yer edindikten sonra bir<br />

müze yapmayı düşünüyoruz.<br />

Bunun özellikle Konya’mıza<br />

kazandırılmasından<br />

dolayı büyük mutluluk<br />

duyacağım. Çünkü Türkiye’de<br />

benim gibi bu kadar<br />

kapsamlı itfaiye oyuncaklarını,<br />

maketlerini biriktiren<br />

başka bir şahıs yok. Varsa<br />

da bilmiyorum. Bu ammeye<br />

mal olmuş bir iştir. Kendi<br />

gayretlerimizle bu seviyeye<br />

getirdik. Bundan sonra da<br />

çocuklarımıza, geleceğimize<br />

bir miras olarak bırakmak<br />

isteriz. Elimizde eski itfaiye<br />

araçlarımızdan değil, halen<br />

kullanılmakta olan araçlarımızdan<br />

da var. Onları da<br />

burada sergiliyoruz. Eski<br />

tulumbalar, 20, 25 yıl önce<br />

kullanılmış hortumlarımız,<br />

lanslar var. Tamamını müzemizde<br />

değerlendirip bir<br />

hafıza oluşturmak istiyoruz.<br />

Geleceğimize bir köprü olsun<br />

istiyoruz.<br />

Müzenin İtfaiye Teşkilatı’na,<br />

ilin sosyo-kültürel<br />

yapısına nasıl bir katkısı<br />

olur?<br />

Hepimizin bildiği gibi hafızası<br />

olmayan toplumlar yok<br />

olmaya mahkumdur. Yaklaşık<br />

5 yıl önce Avrupa’da<br />

görmüştüm. Nüfusu 700<br />

bin olan bir kentte 450 tane<br />

müze olduğunu duyunca<br />

gıptayla bakmıştım. Bizim<br />

burada geleceğe aktarmamız<br />

gereken birçok şey olduğunu<br />

düşünüyorum. Bu<br />

mantalite ile hareket ediyoruz.<br />

Belki bu oyuncaklar da<br />

nedir diye hafif düşünenler<br />

olabilir. Sunay Akın’la sık<br />

sık görüşüyorum. Müzesini<br />

o kadar çok ziyaret eden var<br />

ki; birçok insan ziyaret edip<br />

orada çay içiyorlar. Müzeyi<br />

bir sohbet haneye çevirmiş.<br />

Toplum olarak bizim kafelerde<br />

nargile kültüründen<br />

kurtulup böyle mekanlarda<br />

sohbet etmeye, dertleşmeye,<br />

aynı konular üzerinde<br />

birbirimizle bazı konuları<br />

paylaşmaya ihtiyacımız olduğunu<br />

düşünüyorum. Müzeden<br />

hedefimiz bu. Emekli<br />

itfaiyecilerimizi oraya getirip<br />

çocuklarımıza anılarını<br />

kahramanlıklarını anlattırmak<br />

istiyoruz. Yurtdışında<br />

bunun pek çok örneği var.<br />

Amerika’da, Avrupa’da itfaiyecilik<br />

nasıl bir numaraysa<br />

ülkemizde de öyle olmalı.<br />

Sivil toplum kuruluşlarının,<br />

insanlara hizmet eden yardım<br />

kuruluşlarının merkezi<br />

Konya’dır. İyi niyetimizi<br />

bu paylaşımcı, özverili çalışmalarımızın<br />

yansımasını<br />

müzeler vasıtasıyla müzeye<br />

gelenlerle paylaşmak bizim<br />

için bir ihtiyaçtır. Bu anlamda<br />

hem teşkilatımıza hem de<br />

ilimize ciddi katkı olacağına<br />

inanıyorum. Temel amacımız<br />

hem kültürel mirasa<br />

hem de geleceğe ışık tutabilecek<br />

bir çalışma zemini<br />

ortaya koyabilmek.<br />

Koleksiyonda neler bulunuyor?<br />

Bir santimetreden 75 santimetreye<br />

kadar çeşitli boyutta<br />

oyuncaklarımız, maketlerimiz<br />

mevcut. Bunlar<br />

içerisinde itfaiye ekipmanlarıyla<br />

ilgili maketler var.<br />

Nacaktan tutun telsizlere kadar.<br />

Ya da kesici ayırıcılara<br />

. Bunları ilerleyen dönemde<br />

bizimle beraber düşünen<br />

neslimizle paylaşmak istiyoruz.<br />

İnsanın içinde biriktirme<br />

duygusu vardır. Ama sevda yoksa bununla ilgili adım<br />

atamaz. Bu biraz da geçmişe gıptayla bakmakla mümkün. İnsanın<br />

içinde çocuksu ruh taşıması da lazım. Çocuklarımızın<br />

ne olacaksın sorusuna liseden sonra cevap verdikleri vakidir.<br />

Çocukken dikte ettiğimiz meslek gruplarını söylerler. Doktor,<br />

mühendis, pilot gibi. Ama esas “Ne olmak istiyorsun” sorusunun<br />

cevabı liseden sonra belli olur. Halbuki Avrupa’da öyle değil.<br />

Çocuklar 7 yaşından itibaren yeteneklerine göre keşfedilip<br />

yönlendiriliyor. Yakın zamanda Türkiye’de de başladı.<br />

Koleksiyonunuz şimdi de görülebilir mi?<br />

İsteyen herkes gelip gezebilir. Teşkilatımız hakkında bilgilendirme<br />

yapıyoruz. Bu oyuncakları gören çocukların çıkarken<br />

ben itfaiyeci olacağım dediklerini çok duydum. Konya’da 650<br />

bin kişiye 5 yılda eğitim verdik. Yangın miktarında kayda değer<br />

azalma sağlandı. Anlatmak, bilgilendirmek çözümün yüzde<br />

80’idir. Bir çocuğun kibritle oynamaması gerektiğini bilmesi<br />

gerekiyor. Ya da ocakta, fırında oluşan küçük alevlenmeleri<br />

ıslak havluyla kapatmasını öğrenmeli. Panik yapmamalı. Ama<br />

alev büyüyünce değil, ilk anda, biz gelinceye kadar. Bunlar<br />

www.metropoldergileri.com 63


RÖPORTAJ<br />

64<br />

önemli şeyler. Eğitimle birlikte yaşam<br />

güvenliği bilinci oluşmaktadır.<br />

İtfaiye Teşkilatı’nı hepimiz bilsek de<br />

esas görevleri konusunda tam olarak<br />

bilgi sahibi değiliz. Bundan da bahseder<br />

misiniz?<br />

İtfaiye teşkilatlarının yangına müdahale<br />

etmek ve söndürmek dışında her türlü<br />

kaza, çökme, patlama, mahsur kalma<br />

ve benzeri durumlarda teknik kurtarma<br />

gerektiren olaylara müdahale etmek ve<br />

ilk yardım hizmetlerini yürütmek; arazi<br />

de, su üstü ve su altında her türlü arama<br />

ve kurtarma çalışmalarını yapmak,<br />

su baskınlarına müdahale etmek, doğal<br />

afetler ve olağanüstü durumlarda kurtarma<br />

çalışmalarına katılmak, Binaların<br />

Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik<br />

ile verilen görevleri yapmak,<br />

Nükleer, biyolojik, kimyasal (NBC)<br />

maddeleri ile kirlenmelerde arıtma işlemlerine<br />

yardımcı olmak, halkı, kurum<br />

ve kuruluşları itfaiye hizmetleri ile ilgili<br />

olarak bilgilendirmek, alınacak önlemler<br />

konusunda eğitmek ve bu konuda<br />

tatbikatlar yapmak, kamu ve özel kuruluşlara<br />

ait itfaiye birimleri ile gönüllü<br />

itfaiye personelinin eğitim ve yetiştirilmesine<br />

yardım etmek; bunların bina,<br />

araç-gereç ve donanımlarının itfaiye<br />

standartlarına uygunluğunu denetlemek<br />

ve bu birimlere yangın yeterlilik belgesi<br />

vermek ve gerektiğinde bu birimlerle<br />

işbirliği yapmak, bacaları temizlemek<br />

veya temizlettirmek ve bacaları yangına<br />

karşı önlemler yönünden denetlemek,<br />

talep edilmesi halinde orman yangınlarının<br />

söndürülmesi çalışmalarına katılmak,<br />

imar planlarına göre parlayıcı,<br />

patlayıcı ve yanıcı madde depolama yerlerini<br />

tespit etmek, işyeri, eğlence yeri,<br />

fabrika ve sanayi kuruluşlarını yangına<br />

karşı önlemler yönünden denetlemek,<br />

bu konularda mevzuatın öngördüğü izin<br />

ve ruhsatları vermek gibi görevleri bulunmaktadır.<br />

Dünyanın gelişmiş ülkelerinde uygulanmakta<br />

olan gönüllü itfaiyecilik<br />

projesinin Konya uygulamaları hakkında<br />

bilgi verir misiniz?<br />

12/11/2012 tarihinde yayımlanan<br />

6360 <strong>Sayı</strong>lı (On Dört İlde Büyükşehir<br />

Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe<br />

Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun<br />

Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik<br />

Yapılmasına Dair) Kanun ile<br />

birlikte 14 yeni büyükşehir kurulmuş<br />

ve önceden kurulu büyükşehirler<br />

ile yeni kurulan büyükşehirlerin<br />

hizmet alanı il mülki sınırı olmuştur.<br />

Bu kapsamda ilin tamamında yürütülmesi<br />

gereken görevlerden biri,<br />

itfaiye hizmetleridir. Konya ili 42<br />

bin km2 ’lik yüzölçümü ile dünyanın<br />

65 ülkesinden daha büyük alana<br />

sahiptir. 31 ilçesi bulunan bu büyüklükteki<br />

yüzölçüme sahip bir alanda,<br />

tüm mahallerde meydana gelebilecek<br />

itfai bir olaya en kısa sürede ulaşılması<br />

için İtfaiye Dairesi Başkanlığı<br />

olarak yasa öncesi çalışmalara başladık.<br />

İl merkezimizde 5 adet profesyonel<br />

itfaiye istasyonu varken, şu an<br />

il genelinde 110 profesyonel itfaiye<br />

istasyonu ile hizmetler yerine getirilmektedir.<br />

Bu büyüklükteki yüzölçüme sahip alanda<br />

her mahalleye profesyonel itfaiye<br />

istasyonu kuramazsınız ve bunun çok<br />

yüksek maliyetleri vardır. Bu da kamu<br />

zararına neden olur. Konya İtfaiyesi olarak<br />

itfaiyecilik ile ilgili her platformda<br />

yer alıyor, dünyadaki gelişmeleri yakından<br />

takip etmeye çalışıyoruz. Bu<br />

kapsamda 6360 sayılı Yeni Büyükşehir<br />

Yasası öncesi dünya gönüllü itfaiyecilik<br />

örneklerini inceledik ve Konya ilimizde<br />

nasıl bir gönüllü itfaiyecilik uygulaması<br />

yapılacağını belirledik. İlimizin bir tarım<br />

şehri olmasından ve her mahallemizde<br />

traktör bulunduğundan dolayı, 550<br />

adet kırsal mahallemize traktör miline<br />

bağlı çalışan 3 tonluk donanımlı yangın<br />

söndürme tankeri dağıtımı gerçekleştirilmiştir.<br />

Dağıtımı gerçekleştirilen<br />

tankerler ile bin 571 gönüllü itfaiyecimiz<br />

tarafından bugüne kadar bin 439 itfai<br />

olaya müdahale edilmiştir. Kırsal alanda<br />

sürdürülebilir bir kalkınmanın devamı<br />

için verilen tankerler aynı zamanda cenaze,<br />

düğün merasimi, ağaç sulama gibi<br />

bölgenin diğer ihtiyaçlarını gidermeye<br />

hizmet etmektedir. Bu kapsamda 12 bin<br />

484 etkinlikte tankerler kullanılmıştır.<br />

Milli servete sahip çıkan, başta muhtarlarımız<br />

olmak üzere tüm gönüllü itfaiyecilerimize<br />

teşekkür ederim.<br />

Son olarak ne söylemek istersiniz?<br />

Ben hep sevdim, sevgi her şeyin anahtarıdır.


www.metropoldergileri.com 65


HABER<br />

66


www.metropoldergileri.com 67


KONFERANS<br />

68<br />

Külünk, ‘Yeni Türkiye<br />

Vizyonu’nu anlattı<br />

AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk,<br />

Meram Belediyesi tarafından düzenlenen<br />

“Milli Bakışla Yeni Türkiye Vizyonu” konulu<br />

konferansa katıldı. İslam İşbirliği Teşkilatı’nın<br />

Doğu Kudüs kararını tarihi bir adım<br />

olarak değerlendiren Külünk, “Son yüzyılın<br />

‘one minute’ dan sonra, ‘dünya 5’ten büyüktür’den<br />

sonra yani bir iddianın, dünyanın<br />

güç merkezine yönelik en kökten<br />

itirazın ete ve kemiğe büründüğü gündür<br />

bugün” dedi.<br />

Meram Uluslararası Gençlik Merkezinde<br />

düzenlenen konferansa Meram<br />

Belediye Başkanı Fatma Toru, AK Parti<br />

Konya İl ve Meram İlçe Teşkilat Yöneticileri,<br />

Meram Muhtarlar Derneği Başkanı<br />

Ali Ermiş, Konya Basın Konseyi<br />

Başkanı Mustafa Tatlısu, meclis üyeleri,<br />

mahalle muhtarları, kamu kurum ve<br />

STK temsilcileri ile çok sayıda vatandaş<br />

katıldı.<br />

“DOĞU KUDÜS KARARI TARİHİ<br />

BİR ADIMDIR”<br />

İslam İşbirliği Teşkilatı’nın İstanbul’da<br />

aldığı “Doğu Kudüs’ün Filistin’in başkenti<br />

olması” kararının tarihi bir adım<br />

olduğunu işaret eden AK Parti İstanbul<br />

Milletvekili Metin Külünk, “Son yüzyılın<br />

‘one minute’ dan sonra, ‘dünya 5’ten<br />

büyüktür’den sonra yani bir iddianın,<br />

dünyanın güç merkezine yönelik en<br />

kökten itirazın ete ve kemiğe büründüğü<br />

gündür bugün. Bugünü tarih sayfalarını<br />

kaydedin. Son yüzyıldır üzerimizde<br />

kabus gibi duran, eşitlikten, adaletten,<br />

sevgiden ve insandan mahrum dünyayı<br />

şekillendiren bu gücün yönetim<br />

merkezinde insan yoktur. Batı insansız<br />

uygarlığın adıdır. Bugün dünya insansız<br />

bir uygarlığın hegomanyası altındadır.<br />

Eşref-i mahlukat olan insan üzerinden<br />

buna itiraz etmesin diye İslam da tasfiye<br />

edilmek isteniyor” diye konuştu.<br />

“TÜRKİYE ORTADOĞULULAŞ-<br />

TIRILMAK İSTENİYOR”<br />

Küresel sistemin Türkiye’yi Ortadoğulaştırarak<br />

hedeflerine ulaşmak istediğine<br />

dikkat çeken Külünk, konuşmasını<br />

şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin selef-i salihin<br />

çizgideki Anadolu irfanı diye tarif<br />

ettiğimiz ve 7 asır insanlık için bir cihanşümul<br />

medeniyet üretmenin sırrı olmuş,<br />

farklılıkların birliği ilkesi içerisinde,<br />

farklı dil, farklı din, farklı kültür ve<br />

farklı renkleri adalet ve sevgi temasıyla<br />

meczetmiş ve bir arada tutmuş, İmam<br />

Maturudi ve İmam-ı Azam çizgisi hedef<br />

alınarak Türkiye’nin Ortadoğululaştırılması<br />

isteniyor. Bu tehlike Türkiye’nin<br />

yaşadığı 5 darbe kadar önemli bir tehlikedir.<br />

Bu milletin evrensel, Mevlâna ve<br />

Yunus esaslı, onların beslendiği Horasan<br />

Erleri’nin sahih akidesini tasfiye etmek<br />

istiyorlar. Konya’da DAEŞ’in ne işi<br />

var? Mevlana ile Yunus’tan beslenen bu<br />

topraklarda DAEŞ’in ne işi var? Ne işi<br />

var biliyor musunuz; insansız Batı medeniyetinin<br />

karşısındaki en büyük güç<br />

olan Mevlâna’nın insan ve sevgi esaslı<br />

medeniyeti üretebilme noktasındaki en<br />

önemli güç olan o damarı kurutarak bizi<br />

Ortadoğulaştırmak istiyorlar. Bunu başarılarsa<br />

dünyadaki Neo Liberalizm’in<br />

arkasından finansal Kapitalizm’in önünde<br />

hiçbir engel kalmayacak.”


ERDOĞAN NİÇİN HEDEFTE?<br />

Anadolu merkezli bakış açısının önemine<br />

işaret eden Külünk, “Bu bakış açısı<br />

dünyadaki gelişmelerden izole olmak<br />

mıdır? Hayır. Zamanın ruhundan uzaklaşmak<br />

mıdır? Hayır. Dünyadaki değişimi<br />

anlamamak mıdır? Hayır. Bütün<br />

bunları doğru anlayıp Türkiye’yi yeni<br />

zamana ve gelecek zamana hazırlayacak<br />

milli yaklaşımlarla, ekonomide, siyasette,<br />

savunma sanayinde, eğitimde,<br />

insana bakışta bir değerler üretmenin<br />

adıdır. 15 Temmuz’da sakallıyla başı<br />

açık, Atatükçü ile dindar, Ülkücü ile<br />

Marksist niye yan yana geldi, kim getirdi?<br />

Bu topraklara ait olma hissi ve bu<br />

toprakları koruyup bu toprakların üzerindeki<br />

bütün değerleri birlikte kılma<br />

hissi o gece heyecana ve ayağa kalkışa<br />

dönüştü. Bu yeni hattır aslında. Bu hattın<br />

lideri olduğu için Erdoğan hedefte.<br />

<strong>Sayı</strong>n Cumhurbaşkanımız, Washington’un<br />

ya da Londra’nın çıkarları üzerinden<br />

baksaydı problem var mı? Ya da<br />

Ortadoğu’yla ilgili yeni haritaya itiraz<br />

etmese problem var mı? Erdoğan, bu<br />

topraklar üzerinden baktığı için hedefte.<br />

Bizim yapmamız gereken şey siyasi düşünce<br />

farkı gözetmeksizin bu hatta durabilmektir.<br />

<strong>Sayı</strong>n Cumhurbaşkanımız,<br />

Suriyelileşme riskini engelledi. Suriyelileşseydik<br />

farklılıklarımızın bir anlamı<br />

olmazdı” diye konuştu.<br />

“İNSANLIĞA SÖYLEYECEĞİMİZ<br />

EN ÖNEMLİ SÖZ; MEVLÂNA’DIR”<br />

AK Parti İstanbul Milletvekili Metin<br />

Külünk, konuşmasını şöyle tamamladı:<br />

“Onların hedefleri küçültülmüş<br />

Türkiye, bizimki ise büyüyen Türkiye.<br />

2023’te dünyanın en güçlü 10 ülkesinden<br />

biri olma hedefimiz var. Bu tanıma<br />

uygun, kendi reflekslerimizle kendi<br />

topraklarımızda ürettiğimiz değerlerin<br />

millilik kimliği içerisinde evrenselleşmesi<br />

mücadelesi yapıyoruz. Konya da<br />

bu anlamda çok önemli. Bizim insanlığa<br />

söyleyeceğimiz en önemli sözümüz:<br />

Şeb-i Arus’tur, Mevlâna’dır. Bu, Batı’nın<br />

asla üretemeyeceği bir değerdir.<br />

Batı teknolojik olarak her şeyi üretebilir<br />

ama Mevlâna’yı üretemez. Mevlâna yetiştirebilmek,<br />

eşref-i mahlukat olduğunu<br />

fark etmektir. Batıda insan yoktur,<br />

insan dünyanın merkezi olan Mezopotomya’da<br />

ve Anadolu’dadır. Bu gücümüzün<br />

farkında olalım. İnsanlığın bunu<br />

beklediğini bilelim ama bir şartla; Neo<br />

Liberalizm’in teslim aldığı, kendisine<br />

benzettiği insan olmamak kaydıyla.”<br />

“İHTİYACIMIZ OLAN BİRLİK<br />

VE BERABERLİKTİR”<br />

AK Parti İstanbul Milletvekili Metin<br />

Külünk’e derviş sikkesi hediye eden Başkan<br />

Fatma Toru, “Kendisini dinlemekten<br />

keyif aldık. İhtiyacımız olan şey milli<br />

birliğimiz ve beraberliğimizdir. Allah<br />

sayılarınızı arttırsın. Ayrıca Konyasporumuzun<br />

sponsoruna ve tribün liderlerine<br />

de teşekkür ediyorum” dedi.<br />

Konyaspor tribün liderleri de Milletvekili<br />

Külünk’e Konyaspor forması takdim etti.<br />

Külünk, sponsor firma Atiker’in Yönetim<br />

Kurulu Başkanı Mehmet Ali Atiker’den<br />

Konyaspor’un daha başarılı olması için<br />

daha fazla destek vermesini istedi.<br />

www.metropoldergileri.com 69


HABER<br />

70<br />

Yurtiçi Ve Yurtdışı Turlar<br />

İle Sömestre Keyfi<br />

Her yıl yeni destinasyonlar belirleyerek tatilde moda yaratan<br />

Prontotour, yarı yıl tatilinin keyfini doyasıya çıkarmak isteyenlere<br />

çeşitli alternatifler sunuyor.<br />

Sömestre turlarında çocuklu aileler, keşif peşinde koşanlar, balayı çiftleri<br />

ve deneyim odaklı seyahat etmek isteyenler için her zevke uygun<br />

seçenekler bulunuyor. Avrupa’nın en güzel şehirlerinde çocuklar için<br />

eğlenceli rotalar, yurtiçinde karın keyfini doyasıya çıkarmak isteyenlere<br />

kar otelleri, ünlü kayak merkezleri ve yurtiçi kültür turlarıyla unutulmaz<br />

bir sömestre tatili seyahatseverleri bekliyor.<br />

Her Zevke ve Tercihe Göre<br />

Sömestre döneminde Avrupa’yı keşfetmek isteyenler klasik Prag, Viyana,<br />

Budapeşte gibi Orta Avrupa rotaları, Balkan coğrafyası, İtalya,<br />

İspanya ve Benelüks ülkelerini tercih ediyor. Londra’da Harry Potter<br />

Warner Bros Studio, Barcelona’da PortAventura, Paris’te Disneyland<br />

çocuklar için eğlenceli keşifler sunuyor. Vizesiz coğrafyalar arasında<br />

yer alan Fas ve Beyrut, şehir kaçamakları programları içinde bulunan<br />

Ukrayna ve Belarus da farklı coğrafyalar tercih etmek isteyenlere alternatif<br />

oluyor. Yine kış aylarında sıcak ülkelere seyahat etmek ve denizin<br />

tadını çıkarmak isteyenler egzotik Uzakdoğu turlarını seçebiliyor.<br />

Kayak Tutkunları İçin<br />

Kış dönemi tatil seçenekleri arasında önceliği kayak turuna ayıran seyahatseverler<br />

için Bulgaristan’ın dünyaca ünlü kayak merkezi Bansko<br />

hem yakın olması hem de uygun fiyatıyla cazip bir seçenek oluşturuyor.<br />

Gerek çocuklu aileler gerekse gençler için pek çok eğlence ve aktiviteyi<br />

bir arada sunan Bansko, Bulgaristan’ın UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde<br />

yer alan Pirin Dağı eteklerinde yer alıyor. Bansko turları 159<br />

Euro’dan başlıyor.<br />

Kışın yurtiçindeki kar otellerine gitmek isteyen tatilciler için de pek<br />

çok seçenek bulunuyor. Uludağ ve Kartalkaya en çok talep gören kayak<br />

merkezlerini oluşturuyor. Yine Kartepe, Palandöken, Erciyes ve Sarıkamış’taki<br />

tesisler son yıllarda kayak tutkunlarının vazgeçilmezleri<br />

arasında yer alıyor. Yurtiçi kayak otellerinin 3 gece 4 günlük paketleri<br />

ve kişi başı gecelik konaklama fiyatları 255 TL’den başlıyor.<br />

Yurtiçi Kültür Turları<br />

Sömestre tatilini yurtiçinde geçirmek isteyenler, Anadolu’nun kültür<br />

mozaiğini keşfe çıkıyor. Benzersiz coğrafyasıyla doğa harikası Kapadokya,<br />

Anadolu’nun Avrupalı şehri Eskişehir, son dönemlerin gözde<br />

rotası Kars ve doğal güzelliklerinin yanı sıra mimarisiyle dikkat çeken<br />

Batı Karadeniz gezginlere unutulmaz bir sömestre tatili vaat ediyor.<br />

Ayrıca Yavru Vatan Kıbrıs farklı bir rota isteyenlere alternatif oluyor.<br />

Yurt içi kültür turları 229 TL’den başlıyor.


www.metropoldergileri.com 71


KÖŞE<br />

72<br />

Tuğba BALDEDE<br />

Beslenme Uzmanı<br />

t.baldede@metropoldergileri.com<br />

Yeni Yılın Yeni Beden Detoksu<br />

Yeni yılda bedeniniz için yeni bir sayfa açmaya ne dersiniz? Bu yeniliğe detoksla başlayabilirsiniz.<br />

Detoks nedir ve favori detoks besinleri nelerdir ? Hepsi yazımda. Keyifli okumalar..<br />

“Detoks nedir”den önce “ne değildir”<br />

ile başlamak istiyorum. Çünkü toplumda<br />

detoks konusunda çok büyük yanılgılar<br />

hakim. Sadece sıvı beslenmek ya<br />

da meyve ve sebze ile tüm günü geçirip<br />

uzun süre aç kalmak değildir. Detoks,<br />

vücudun ihtiyacı olmayan ve vücutta<br />

deformasyona neden olan toksinlerin<br />

ve yabancı maddelerin atılmasıdır. Detoks,<br />

diyet gibi kişiye özel bir durumdur.<br />

Yanlış bir uygulamada sağlığınızdan<br />

olabilirsiniz. Bunların yanında herkes<br />

detoks yapamaz. Bu yüzden kesinlikle<br />

bir beslenme uzmanına danışmalısınız.<br />

Modern yaşam içerisinde farkında olarak<br />

ya da olmayarak bedenimize aşırı<br />

yükleniriz, soluduğumuz hava, içtiğimiz<br />

su, yediğimiz işlenmiş gıdalar, yaşadığımız<br />

stres vücudumuzda kolay atamayacağımız<br />

toksik birikim oluşturur.<br />

Metabolizmayı yavaşlatan ve deforme<br />

eden zararlı atıklar, fizyolojik dengenin<br />

bozulmasını sağlar. Buda beraberinde<br />

birçok hastalık ve sorun oluşturur. Solunum<br />

yolu ya da besinler aracılığı ile alının<br />

toksinler, yaşlanmayı hızlandırır ve<br />

cilt sorunlarına zemin oluşturur.<br />

Hastalık oluşturacak ve organlarımızı<br />

olumsuz etkileyecek zararlı atıklardan<br />

kurtulmamızı sağlayan detoks<br />

yöntemi, aynı zamanda vücudun dinlenmesini<br />

ve sağlığa kavuşmasını da<br />

sağlamaktadır. Bağışıklık sistemini<br />

temizleyen ve daha güçlü bir bünyeye<br />

sahip olmamızı sağlayan detoks, besinlerde<br />

de bulunmaktadır.<br />

Brokoli<br />

Brokoli, karnabahar, lahana ve kıvırcık<br />

gibi sebzeler; yoğun sülforafan<br />

içeriği sayesinde yüksek miktarda antioksidan<br />

içeriği gösterir.<br />

Brokoli içindeki bazı maddeler ile karaciğerdeki<br />

bazı enzimleri aktive eder.<br />

Bizi zararlı toksin maddelerden korumaya<br />

yardımcı olur. Brokoli günlük C<br />

vitamini ihtiyacımızı fazlasıyla karşılar.<br />

Brokoliyi çiğ ya da hafif pişmiş tüketebilirsiniz.<br />

Fazla pişirmek yüksek miktarda<br />

besin ögesi kayıplarına yol açıyor.<br />

Yaban mersini<br />

Yüksek miktarda antosiyanin içeriği ile<br />

vücudu arındırmada çok faydalıdır. Yüksek<br />

antioksidan içeriğine sahip besinler<br />

arasına girer. Antosiyanin meyveye mavi<br />

ve mor rengi veren bileşendir.<br />

Bir çok araştırma sonucunda antosiyanin<br />

adlı bileşenin kalp sağlığını koruduğu<br />

ve kalp hastalıklarının görülme<br />

riskini azalttığı belirtilmiştir.<br />

Lif ve antioksidan açısından zengindir. Bu<br />

özelliği ile LDL kolesterolü düşürür.<br />

Yapılan çalışmalara göre yaban mersini<br />

ekstraktlarının karaciğer kanser hücrelerinin<br />

büyümesini engellediği ve yaban<br />

mersini antosiyaninlerinin insanda LDL<br />

oksidasyonunu azalttığı belirlenmiştir.<br />

Greyfurt<br />

Bir kış meyvesi olan greyfurt C vitamini<br />

başta olmak üzere kalsiyum, potasyum,<br />

fosfor, A ve B vitaminleri, magnezyum ve


daha birçok minerali içerir. C vitamini ile<br />

immün cevabı arttırır, bağışıklık sistemini<br />

güçlendirir. Demir emilimini kolaylaştırarak<br />

kansızlığı önler.<br />

İçeriğindeki pektin lifi sayesinde ağır<br />

metalleri bağlayarak vücudun onları<br />

dışarı atmasını sağlar. Pektin bir çeşit<br />

suda çözünen posadır ve bu posa sayesinde<br />

aterosiklerozis (damar sertliği)<br />

oluşumunu önleyebilmektedir<br />

Lifli yapısından dolayı, kabızlığı engeller,<br />

kolesterolü düşürmeye yardımcı olur.<br />

Bunların yanında kan şekerinin dengede<br />

kalmasını sağlar.Çok iyi bir bağırsak ve<br />

karaciğer temizleyicidir. Ayrıca kanı temizler.<br />

Tüm bu özellikleri ile çok değerli<br />

bir detoks besini haline gelmektedir.<br />

Greyfurt, ilaçlar ile etkileşime girebildiğinden;<br />

ilaç kullanan bireylerin bilinçli<br />

tüketmesi önemlidir.<br />

Pancar<br />

Çok önemli kan ve karaciğer temizleyicisi<br />

olan pancar bağışıklık sistemimizi yine<br />

C vitamini ile güçlendiriyor.<br />

Kırmızı pancar içeriğindeki betalainin<br />

antioksidan özellik göstermesi sayesinde<br />

bu serbest radikallerle savaşıyor ve bu<br />

özelliği sayesinde kalbi koruyor, kansere<br />

karşı savaşıyor. Ayrıca kırmızı pancarda<br />

bulunan betalain, plazmada bulunan ve<br />

kalp hastalıklarının oluşmasına neden<br />

olan homosistein düzeyini azaltarak da<br />

kalp hastalıklarına karşı koruyor. Aynı zamanda<br />

bağırsak hareketlerini düzenleyerek<br />

kabızlık, hazımsızlık, şişkinlik gibi sorunları<br />

da önler ve bağırsaklarımızı korur.<br />

Ananas<br />

Ananas, immün sistemi güçlendirir. Ananas<br />

çok yüksek miktarda C vitamini içerir<br />

ve C vitamini antioksidan özelliği sayesinde<br />

vücutta hasar oluşmasına neden olan<br />

serbest radikallerin etkisini azaltmaktadır.<br />

Ciltteki deri kollejen yapımını arttırır ve<br />

yaşlanma etkilerini azaltır.<br />

Sadece C vitamini açısından değil B1 vitaminleri<br />

açısından da zengindir. B1 vitamini,<br />

enerji metabolizmasında önemli bir<br />

işleve sahiptir. Yüksek lif ve bromelain<br />

içeriği sayesinde besinlerin sindirimini<br />

kolaylaştırıyor.<br />

Ananasın içeriğinden en yüksek faydayı<br />

taze tüketerek alabiliriz. Bu yüzden korserve<br />

tüketmemeye özen gösterilmelidir.<br />

Fesleğen<br />

Fesleğen; A vitamini, K vitamini, C<br />

vitamini, magnezyum, demir, potasyum<br />

ve kalsiyumdan son derece zengindir.<br />

Vücuttan ödemin atılmasına<br />

yardımcı olur, hazmı kolaylaştırır ve<br />

midede oluşan şişkinliği azaltır.<br />

Antioksidanlardan zengindir ve Anti<br />

aging yani yaşlanma karşıtı özellikler içerir.<br />

İçeriğindeki flavon ve tanenler sayesinde<br />

antikanserojen etkisi ile kansere karşı<br />

korunmaya yardımcı olur.<br />

Elma<br />

Öncelikle elma çok iyi bir lif kaynağıdır<br />

ve lifler sindirim sistemi sağlığı için<br />

büyük önem taşımaktadır. Elmanın içeriğindeki<br />

posa ve C vitamini özellikle<br />

kabuğunda bulunmaktadır. Lif içeriği<br />

yüksektir. Kolesterolü düşürür ve kan<br />

şekerini dengede tutar. C vitamini içeriği<br />

ile antioksidan özellik taşır ve kansere<br />

karşı korucu özellik göstermektedir<br />

Içerdiği yüksek miktarda pektin sayesinde<br />

toksik oluşumunu ortadan kaldırmaya ve<br />

bağırsakları temizlemeye yardımcı olur.<br />

Maydanoz<br />

Maydanoz özellikle çiğ tüketildiğinde besin<br />

içeriği en zengin sebzelerden biridir.<br />

Yediğimiz 25 gr maydanoz bir günlük<br />

demir, kalsiyum, folat ve C vitamini ihtiyaçlarımızın<br />

karşılanmasına ciddi oranda<br />

katkıda bulunmaktadır.<br />

Maydanozun vücuttan su atıcı özelliğine;<br />

diüretik etki denilmektedir. Vücudumuzdaki<br />

ödemi atmak için değerli bir besindir.<br />

Maydanozun tüketimi yüksek C vitamini<br />

ve antioksidan içeriği sayesinde özellikle<br />

kanser, kalp hastalıkları riskini belirgin<br />

şekilde düşmesini sağlamaktadır.<br />

Enginar<br />

Enginar kanı temizler, toksik maddelerin<br />

idrarla dışarı atılmasını sağlar. Yapılan<br />

araştırmalarda, enginarın sindirim<br />

sisteminin yanı sıra kalp için de yararlı<br />

olduğu, kalp kaslarını güçlendirerek kalbin<br />

daha rahat çalışmasını sağladığı, kolestrolü<br />

ve trigliseridi düşürdüğü ve damar<br />

sertliğine iyi geldiği saptanmıştır.<br />

Karaciğer fonksiyonlarının düzenlenmesinde<br />

önemli rol oynar. Karaciğeri toksin<br />

ve enfeksiyonlardan korumaktadır. Böbreklerin<br />

çalışmasını düzenler, vücuttaki istenmeyen<br />

sıvıların atılmasını kolaylaştırır.<br />

Enginarın yaprakları çok değerlidir.<br />

Enginarda bulunan sinarin enginarın<br />

taç yapraklarında, gövdesine oranla<br />

çok daha fazla bulunur. Sinarin karaciğerin,<br />

safra kesesinin, böbreklerin ve<br />

bağırsak sisteminin düzenli çalışmasına<br />

yardım eder, yiyeceklerin sindirimini<br />

kolaylaştırır. Mide ve bağırsakları<br />

dezenfekte edici özelliğe sahiptir.<br />

Düşük kaloriye yüksek su ve lif içeriğine<br />

sahip olan enginar mucizevi bir besin olarak<br />

nitelendirilebilir. Enginarı tüketmek<br />

için çok beklememelisiniz. Hızlı bir şekilde<br />

içinde toksin oluşabilir. Ayrıca pişirme<br />

süresini uzatmamalısınız uzun süre piştiğinde<br />

vitamin kaybı artmaktadır.<br />

Avakado<br />

Suda eriyen hemde erimeyen lifler içerdiğinden<br />

barsak temizliğinde etkilidir.<br />

İçinde bol miktarda lif barındırır, kan<br />

şekerini düzenler, vitamin ve mineral<br />

açısından zengindir. İçeriği sayesinde<br />

hücreleri yeniler ve bağışıklık sistemini<br />

güçlendirir. E vitamini sayesinde cilt<br />

sağlığı açısından faydalıdır. Doymamış<br />

yağ oranı yüksektir. Bir anlamda sağlıklı<br />

yağdır ve kalp dostudur.<br />

İçerdiği yağ asitleri ve posa sayesinde sindirim<br />

sistemi açısından da oldukça faydalıdır.<br />

www.metropoldergileri.com 73


ARAŞTIRMA<br />

74<br />

Maaşın tahtı sallanıyor<br />

56 ülkede<br />

faaliyet gösteren Great Place<br />

to Work Enstitüsü, “İK Yönetimi ve<br />

Yönetici Anketi”nin sonuçlarını açıkladı.<br />

Araştırma sonuçlarına göre, çalışanlar<br />

kendilerine sağlanan desteğe maaştan<br />

daha fazla önem veriyor. Yöneticilerin<br />

çalışanlardan en büyük beklentisi<br />

ise şirket imajının korunması<br />

yönünde.<br />

Çalışanların iş-yaşam kalitesini artırmayı<br />

hedefleyen Enstitüsü, güvene dayalı<br />

kurum kültürünün oluşturulması<br />

için yaptığı araştırmaların sonuçlarını<br />

kamuoyu ile paylaşıyor. Çok uluslu ve<br />

ulusal şirketlerdeki 36 farklı sektör çalışanın<br />

katıldığı, Dublin City ve Maynooth<br />

Üniversite’sinin katkılarıyla hazırlanan<br />

“İK Yönetimi ve Yönetici Anketi”<br />

sonuçlarını yayımlayan Great Place to<br />

Work Enstitüsü, çalışanların maaş ve<br />

kariyerlerine ilişkin önemli bulguları<br />

açıkladı.<br />

Çalışanlar için öncelik destek ve fırsat,<br />

sonra maaş<br />

Ankete katılan çalışanların yüzde<br />

93’ünün yöneticilerinden öncelikli beklentisi,<br />

yüksek performans gösterebilmeleri<br />

için kendilerine destek sağlanması<br />

yönünde. Çalışanların yöneticilerden<br />

ikinci beklentisi, kendilerine şirket içerisinde<br />

gelişim fırsatı sunulması. Yöneticilere<br />

göre, çalışanların şirkete olan<br />

bağlılığını motivasyon ve adanmışlık<br />

düzeyleri belirliyor. Yöneticiler tarafından<br />

desteklendiğini hisseden çalışanlar,<br />

şirkete olan bağlılıklarının arttığını ifade<br />

ediyor. Anket sonuçlarındaki en dikkat<br />

çeken sonuçlardan biri, çalışanların<br />

kendilerine sağlanan desteğe ve gelişim<br />

olanaklarına maaştan daha fazla önem<br />

vermeleri.<br />

Yöneticiler önce şirketin saygınlığı diyor<br />

Yöneticilerin çalışanlardan beklentileri<br />

arasında ilk iki sırayı yüzde 95 oranıyla<br />

şirket saygınlığını koruyup şirketi desteklemeleri<br />

yer alıyor. Üçüncü sırada<br />

çalışanların kendilerini değerli hale getirecek<br />

gelişim fırsatlarını takip etmeleri,<br />

dördüncü sırada şirketteki değerlerini<br />

yükseltmek için becerilerini geliştirmeleri<br />

geliyor. Yöneticilerin çalışanlardan<br />

en düşük beklentisi ise sadece gereken<br />

görevleri yerine getirmeleri.<br />

Yapılan işten gurur duyulmasını teşvik<br />

eden şirketler rekabette avantajlı<br />

Anket sonuçlarını değerlendiren Great<br />

Place to Work Türkiye Genel Müdürü<br />

Eyüp Toprak, “Her sektörden farklı<br />

büyüklükteki şirketlerle yaptığımız çalışmalarla<br />

şirketlerin mükemmel bir iş<br />

yeri kültürü oluşturmalarına yardımcı<br />

oluyoruz. Şirketlerin işveren markası<br />

oluşturmalarında en önemli elçi konumunda<br />

olan çalışanların iş verimliliği,<br />

yüksek güven kültürüne sahip işletmelerde<br />

3 kat artıyor. Bu da şirketlere ekonomik<br />

performans olarak geri dönüyor.<br />

Araştırmalarımız yüksek ekonomik<br />

performanslı şirketlerde çalışanların<br />

saygı görüp takdir edildiğini, güçlü bir<br />

takım ruhunun oluşturulduğunu, şeffaf<br />

şekilde bilgi paylaşıldığını gösteriyor.<br />

Çalışanların taleplerini değerlendiren,<br />

yapılan işten gurur duyulmasını teşvik<br />

eden şirketler rekabete avantajlı durumda<br />

başlıyor.” dedi.


www.metropoldergileri.com 75


PSİKOLOJİ<br />

76<br />

Karanlık Hava<br />

Depresyonu<br />

Tetikler mi?<br />

Kışın erken kararan havalar, gün ışığından az yararlanmak, soğuyan<br />

havalar ile fiziksel etkinlik alanlarımızın azalması yatkınlığı olan<br />

kişilerde kış depresyonuna neden olabiliyor. Psikiyatri Uzmanı Prof.<br />

Dr. Mustafa Sercan kış depresyonu hakkında en çok merak edilenleri<br />

cevapladı.<br />

Kış depresyonu neden olur?<br />

Sonbahar ve kış aylarında günışığının<br />

azalmasına beynin verdiği tepki ile tetiklendiğini<br />

düşünülmektedir. Kış depresyonunun<br />

serotonin ve melatonin’in<br />

kan düzeylerindeki değişikliklerle ilişkili<br />

olduğu gösterilmiştir. Bu iki kimyasal<br />

madde insanda uyku ve uyanıklık<br />

döngüsünün, enerjisinin ve ruh halinin<br />

düzenlenmesinde etkilidir. Sonbahar ve<br />

kış mevsimlerinde günlerin kısalmasıyla<br />

günışığında geçen sürenin azalması<br />

ve karanlık saatlerin uzamasıyla melatonin<br />

düzeylerinde artış ve serotonin<br />

düzeylerinde azalma olmaktadır. Bu da<br />

depresyonun oluşması için gereken biyolojik<br />

koşulları yaratabilir.<br />

Kış depresyonu kapıda mı? Grip gibi<br />

herkes risk altında mı?<br />

Grip virüsü bile herkeste değil, bağışıklığı<br />

zayıf olanda hastalık yapar. Mevsimsel<br />

depresyon da öyle, yatkın olan kişilerde<br />

risk yüksektir. Işığın azalmasına<br />

tepki olarak da ortaya çıkabilir.<br />

Her kendini mutsuz hissedenin aklına<br />

depresyon mu gelmeli?<br />

Elbette hayır. Depresyondaki kişiler<br />

çoğunlukla mutsuzdur ama her mutsuz<br />

kişi depresyonda demek değil bu. Paniğe<br />

kapılmamak gerekmesi de bundan.<br />

Mutsuz kişi kendindeki durumu nasıl<br />

ayırt edebilir?<br />

Önce sıradan mutsuzluktan daha çok<br />

yakınması olduğunu ayırt etmeli. Depresyon<br />

hem bedensel hem de ruhsal çökkünlük<br />

halidir. Mutsuzluk ise elimizdekilerin<br />

beklentimizin gerisinde kalması<br />

ya da beklemediğimiz olumsuzluklarla<br />

ortaya çıkan bir ruh halidir. Mutsuzlukla<br />

oluşan olumsuz duygu zamanla azalır,<br />

kişi normalize olur. Olumsuz duygulara<br />

bedensel belirtiler eşlik ediyorsa, bu belirtiler<br />

artma eğiliminde ise ya da azalmıyor<br />

ve süre iki haftayı geçmişse depresyon<br />

olasılığı beliriyor demektir.<br />

Mevsimsel depresyon belirtileri nelerdir,<br />

kendinde gören kişi ne yapmalıdır?<br />

Depresyon ille de kişinin olumsuz bir yaşam<br />

olayına tepki olarak oluşmaz. Olumsuz<br />

yaşam olayları tetikleyicilerden yalnızca<br />

biridir? Depresyon biyolojik yapımızın bir<br />

sonucu da olabilir, mevsimsel depresyon<br />

gibi doğa olaylarınca da tetiklenebilir.


Kişi bir neden olmadan da üzgün hisseder<br />

ve sevinemediğini fark eder. Bu<br />

bazen kolay ağlama, kolay sinirlenme<br />

ya da hiçbir şey hissetmeme şeklinde<br />

de gerçekleşir. Keyif alma duygusunun<br />

kaybı, sosyal ilişkilerden uzaklaşma.<br />

Sıkıntı, kaygı hissi olabilir tam bir duyarsızlık<br />

(dünya yansa umursamaz) şeklinde<br />

de kendini gösterir. Uyku ve iştah<br />

değişiklikleri belirgindir. Enerji azlığı,<br />

çabuk yorulma, halsizlik, çaresizlik<br />

duygusu, umutsuzluk. Dikkat yoğunlaşmasında<br />

azalma ve güçlük, okul ya da iş<br />

yaşamında başarının düşmesi. Cinsel isteksizlik.<br />

Bunların bazıları iki haftadan<br />

uzun süredir kişide varsa depresyon akla<br />

gelmeli ve bir hekime başvurmalı.<br />

Kış depresyonuna özgü belirtiler neler?<br />

Genel depresyon belirtileri kişide var<br />

olmakla birlikte bazıları özel görünüm<br />

taşır. Halsizlik duygusu kol ve bacaklarda<br />

kurşun ağırlığı varmış şeklinde<br />

hissedilir. Uyku bozukluğu çok bazen<br />

de aşırı uyuma biçiminde görülür. İştah<br />

değişikliği de artış yönündedir aşırı yemeye<br />

kadar gidebilir. Karbonhidratlara<br />

düşkünlük artar, kilo alımı belirgindir.<br />

Mevsimsel depresyon kararını belirtilerin<br />

(en az iki yıl arka arkaya) mevsim<br />

içinde yalnızca birkaç ay sürmesi, diğer<br />

mevsimlerde olmamasına göre veririz.<br />

Kimlerde olur?<br />

Kış depresyonunun toplumda yaygınlığı<br />

% 5 – 6 olarak tahmin edilmektedir<br />

ve bu oran yaşanılan bölgenin ekvatora<br />

uzaklığına bağlı olarak yükselmektedir.<br />

Kuşkusuz her yaşta olabilse de ilk<br />

görülmesi genç erişkin yaşlarındadır<br />

ve kadınlarda erkeklerden dört kat sık<br />

görülmektedir. Ailevi geçiş özellikleri<br />

göz önüne alındığında ailesinde mevsim<br />

depresyonu olanlarda risk daha yüksektir.<br />

Mevsimsel Depresyonun Tedavisi Nedir?<br />

Mevsimsel depresyonun tedavisinde ilaç<br />

tedavisi, psikoterapi ve ışık tedavisi kullanılabilmektedir.<br />

Korunmak için?<br />

Korunmak için gün ışığından en çok<br />

yararlanmanın yollarını bulmakta yarar<br />

var. Sabah erken uyanmak, gündüz saatlerinde<br />

açık havada, gün ışığında yürümek.<br />

Hava kapalı bile olsa bunun yararlı<br />

olduğunu bilmekte yarar var. Çevrede<br />

kar varken gün ışığının daha etkili olduğunu<br />

bilmekte de yarar var. Akşam<br />

saatlerinde de olabildiğince aydınlıkta<br />

olmak yararlıdır. Uyku saatlerinin düzenli<br />

olması ve uyku süresinin de artışına<br />

da, azalmasına da meydan vermemek<br />

önemlidir.<br />

www.metropoldergileri.com 77


ŞEHİRDE YAŞAM<br />

Şehirde Yaşam<br />

78<br />

ÖMÜR BOYU MUTLULUKLAR DİLERİZ<br />

Kudret İncekara ve Şüheda Acar,<br />

hafta sonu gerçekleştirilen nikah<br />

töreninde ömür boyu birliktelik için<br />

‘EVET’ dediler.<br />

AK Parti İstanbul Milletvekili Abdullah<br />

Başcı’nın TBMM’deki mesai arkadaşlarından<br />

Kudret İncekara, hafta<br />

sonu gerçekleştirilen düğün merasiminde<br />

nişanlısı Şüheda İncekara ile<br />

hayatını birleştirdi. Gelin ve damadın<br />

babası İsmet İncekara ve Hasan Acar<br />

davetlileri kapıda karşıladı. Genç<br />

çiftin nikah şahitliklerini ise AK Parti<br />

İstanbul Milletvekili Abdullah Başcı ile<br />

AK Parti Konya Milletvekili Hüsnüye<br />

Erdoğan yaptı. Düğüne KONSİAD<br />

Konya Şube Başkanı Hasan Hüseyin<br />

Aydın, yönetim kurulu üyeleri ile<br />

birlikte katıldı.<br />

Kıyılan nikahın ardından AK Parti<br />

Konya Milletvekili Hüsnüye Erdoğan<br />

evlilik cüzdanını, damat ve geline<br />

teslim etti.<br />

Düğün sonunda davetlilere geleneksel<br />

Konya Düğün pilavı ikram edildi.


www.metropoldergileri.com 79


ŞEHİRDE YAŞAM<br />

DERGİMİZE ABONE OLMAK İÇİN<br />

İLETİŞİM NUMARAMIZDAN BİZE ULAŞIN<br />

AYAĞINIZA KADAR GETİRİYORUZ<br />

0507 456 85 85<br />

www.metropopuler.com


<strong>Metropol</strong> <strong>Dergileri</strong> Reklam Koordinatörü Demet Gürbüz Yeni<br />

Yaşını Kutladı<br />

Serik Belediye Başkanı Prof. Dr. Ramazan Çalık, <strong>Metropol</strong> <strong>Dergileri</strong> Sahibi<br />

Ahmet Çakır, Serik Spor Kulüp Başkanı Ragıp Utan, Zeyrek Ak Parti İlçe<br />

Teşkilatı Yönetim Kurulu Üyesi Cemal Çelik, Prof. Dr. Ahmet Koçak ve<br />

Prof Dr. Haldun Soysal Cemo Restaurant’ta yemekte<br />

Basin Yayın Enformasyon Müdürümüz Abdurrahman Cüneyd Fidancı<br />

ve Rahmi Dalmac’tan <strong>Metropol</strong> <strong>Dergileri</strong> ziyaret ...<br />

“Çalışan Gazeteciler Günü”den bir kare<br />

<strong>Metropol</strong> <strong>Dergileri</strong> Yayın Koordinatörü<br />

Çiğdem Kurut, Gazeteci Yıldız Durak’la<br />

birlikte İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.<br />

Dr. Başak Solmaz’ı ziyarette..<br />

www.metropoldergileri.com 81


RÖPORTAJ<br />

82


www.metropoldergileri.com 83


RÖPORTAJ<br />

84


www.metropoldergileri.com 85


RÖPORTAJ<br />

86

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!