You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
YURTSEVER GENÇ KADIN
40
kendi tekelinde toplamaya çalışması bundan
kaynaklıdır. Şaman bilgiyi kendi tekeline
alırken etrafında savaşçı bir erkek gücü de
oluşturmaktaydı. Bu süreç aynı zamanda
iktidar ve tahakküm olgularının geliştiği
dönemdir. Şaman bilgiyi kendi tekeline alınca
bilginin özgür dolaşımını da engellemektedir.
Şaman kendi istediği kadar bilgiyi toplumla
paylaşarak topluma eksik bilgi sunmaya başlar
ve bu günümüze kadar güçlenerek gelen bir
anlayış halini alır. Günümüzde de egemenler
istedikleri bilgiyi istedikleri oranda toplumla
paylaşmaktadır. Bilginin kadının elinden
alınma sürecinde kadının farkında olduğu ve
direnç gösterdiğini söylemek mümkündür.
Nitekim bu süreç mitolojik anlatılarda yer
edinmiştir. Örneğin İnanna’nın 104 ME için
verdiği mücadele herkesçe bilinir. 104 ME’nin
kadın tarafından bulunan uygarlık buluşları
olduğu kanısı yaygındır. Bu mitolojik anlatıda
kadının buluşlarının zorla alınması ve buna
karşı kadının direnişinin öyküsü dile gelmiştir.
Bilginin toplum yararından çıkartılıp
2022
erkek tarafından kontrol altına
alınması ve iktidar çıkarları için
kullanılması ile gelişen uygarlık süreci,
mülkiyet ve devlet yapılanmaları
ile paralellik göstermiştir. Kadının bilim ve
bilgi dünyasından uzaklaştırılması bilimsel
dünyanın zihinsel dünyasına ve metodolojik
yönteme cinsiyetçi-eril kodları hâkim
kılmıştır. Bilimin cinsiyetçi kodları sadece
kadınlar için değil, doğa, toplum ve hatta
erkekler için de tahakküme ve sömürülmeye
hizmet etmiştir. Kapitalist sistem bilimi
sadece iktidar ve tahakküm için kullanmıştır.
Önderliğimiz “Bilim toplum çıkarından
uzaklaştıkça kapitalist sistem bilgi ve bilim
üzerinden tekelini güçlendirdi. Böylece toplum
bilgi ve bilim yoksunu kılınırken iktidar ve
devlet güçleri bilgi ve bilimle alabildiğine
güçlendiler. Bilgi üretenleri ve taşıyanları
hanedanlıklara ve saraylara bağlayarak
tekellerini sağlamlaştırdılar.” demektedir.
Böylece bilginin tekelleşmesi ve mülkleşmesi
süreci başladı. Zira uygarlık öncesi süreçte
bilgi, toplum yararına kullanıldığı için bilgi
üreten ve taşıyanların özellikleri, kimlikleri
önemli değildi. Bu nedenledir ki ilk tohumun
nasıl ekildiğini, ilk çanağın-çömleğin nasıl
yapıldığını, önemli bir kimyasal olayın ve
mayalanmanın nasıl ve kim tarafından
bulunduğunu bilmeyiz. Bu dönemde bilgi
toplum içerisinde ihtiyaca göre özgürce
Kadının edindiği
bilgi ve en önemlisi
doğurganlığı
ona bilge
kadın rolünü
atfetmiştir