RAMAZAN AYINDA KADINLARIN ÖZEL DURUMLARI
Ramazan ayında adet dönemi gören kadınların oruç, namaz, Kur'an okuma ve umre yapma gibi ibadetler hakkında Şeyh Ahmed Musa Cibril'in yaptığı Ramazan ders halkalarından birinin Türkçe çevirisi
Ramazan ayında adet dönemi gören kadınların oruç, namaz, Kur'an okuma ve umre yapma gibi ibadetler hakkında Şeyh Ahmed Musa Cibril'in yaptığı Ramazan ders halkalarından birinin Türkçe çevirisi
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Downloaded from: justpaste.it/6hipp
Aşağıdaki ders Şeyh Ahmed Cibril'in(hafizehullahu) 1434 Hicri yılında yaptığı "Gems of
Ramadan"- Ramazan'ın Değerli Taşları isimli derslerinden alınmadır. Kitabın İngilizce orijinalini
Gems of Ramadan - AdviceForParadise linkinden okuyabilirsiniz.
RAMAZAN’DA KADINLAR
Ramazan ayı başlamasından itibaren bana gelen en popüler sorulardan biri kadınlar hakkında
ve bu ayda kadınların adet döngüsü meselesi hakkındadır. Herkes ibadetlerinin keyfini
sürerken kız kardeşlerimiz oruç tutamamanın ızdırabını çekmektedir. Bu nedenle bu
dersimizde birkaç dakikamızı bu konuya ayıracağız. Bu dersimiz daha ziyade kız
kardeşlerimize yöneliktir ve erkek kardeşlerimizin bu derste sabırlı olması gerekmektedir
çünkü bu aynı zamanda onların bilmesi gereken bir şeydir. Eğer onların bir karısı yoksa,
anneleri, kız kardeşleri ve teyzeleri vardır ve gelecekte inşa’Allah onların kız çocukları
olacaktır bu nedenle bilmeleri gereken önemli bir şey olacaktır. Her şeyden önce şöyle
başlamak isterim, kız kardeşlerimiz diğer insanların ibadette kendilerini geçtiğini düşünerek
ızdırap duymasınlar, üzülmesinler ve endişelenmesinler. Çünkü size oruç tutmamanızı ve
namaz kılmamanızı emreden, diğerlerine oruç tutmalarını ve namaz kılmalarını emreden
Allah’tır. Dolayısıyla siz Allah’a itaat ederek İbadet halindesiniz. Bu, kız kardeşlerimiz arasında
ve birçok kız kardeşimiz tarafından paylaşılan ortak bir histir. Ve bunun öncesinde, bu his, bu
duygu annemiz Aişe (radiyallahu anha) -ki Allah kız kardeşlerimize Cennette onun yanında
güzel mekanlar bahşetsin- tarafından paylaşıldı. Sahihi Buhari’de yer alan bir hadiste belirtildi,
buna göre Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) Hacc’a gidiyordu Mekke eteklerinde Sarif
denilen bir yerde mola verdi. Orada Aişe’yi ağlarken buldu ve nesi olduğunu sordu? Aişe
“keşke bu sene Hacc yapmasaydım” dedi. Ve Peygamber(sallallahu aleyhi ve sellem) derhal
onun neden bahsettiğini anladı ve ona “belki adet görüyorsun?” diye sordu. Aişe “evet” diye
cevap verdi. Peygamber(sallallahu aleyhi ve sellem) onu rahatlattı ve onu teselli etti ve ona
"bu Allah’ın tüm Adem’in kızlarına emrettiği, Allah’ın yazdığı bir şeydir" dedi. Onu rahatlattıktan
sonra ona hükmü verdi. Ona temizleninceye kadar Kabe’nin etrafında tavaf etmek hariç
Haccını yapmasını söyledi. Bu açıklamaya dikkatinizi verin çünkü bu ders boyunca birkaç defa
buna atıfta bulunacağız, temizleninceye kadar Kabe’yi tavaf etmek hariç, Haccı yapmasını
söyledi. Dolayısıyla işte bu mübarek zamanlarda ve mübarek durumlarda Ümmetin geri
kalanının yaptığı gibi önemli ve özel ibadetleri yapamamanın ızdırabıdır.
MEŞRU BİR GEREKÇE İÇİN İBADETTEN ENGELLENEN KİŞİNİN ECRİ
Şüphesiz şundan emin olun, gerçekten ve içtenlikle oruç tutmak ve namaz kılmak gibi (hem
farz hem nafile her ikisi de) bir ibadet işlemekte samimi olan her kız kardeş, bununla birlikte
onu bu ibadetten alıkoyan tek şey aylık adet günleri ise, yaptığı ibadetlerden en ufak bir
eksiklik olmadan tam ecir alacaktır inşa’Allah. Şu hadise kulak verin, Sahihi Buhari’de yer alır:
“Peygamber(sallallahu aleyhi ve sellem) eğer kişi hasta veya yolculuktaysa, mukim olduğu ve
sağlıklı olduğu zamanlarda yaptığı ibadetlerle aynı ecri alacağını söyledi.”
O kişi meşru bir nedenden dolayı mahrum bırakıldı bu yüzden ecrini alacaktır, ecrini almayı
sürdürecektir. Adet günlerinde olan bir kadının durumu da bundan farklı değildir, Hadisin
manasını bir kadın adet günleri dönemindeyse oruç tuttuğu zamanda aldığı aynı ecri alacaktır
olarak anlayabilirsiniz. Bir kişi kendi imkan/kabiliyetleri ötesinde bir İbadetten mahrum kalırsa,
mahrum kaldığı ibadetlerin ödülünü alacaktır çünkü mahrum kalma durumu kendi seçimi veya
kendi tercihi değildir. Hadiste hasta olan bir kişinin durumundan bahsediliyor, o kişi hasta
olduğu için ibadetini gerçekleştiremediğinden ecrini alacaktır. Adet dönemi gören bir kadın
içinde aynısı geçerlidir. Her ikisinin ortak noktası her ikisinin de ibadetlerini yapamıyor
olmalarıdır yani seçimle veya zorla yapamazlar. İbn Hacer bu hadisin imkanlarının ötesinde
koşullar nedeniyle bir ibadeti yapamayan aksi durumda ibadetini yapacak olan herkes için
geçerli olduğunu söyledi.
İmkanlarının ötesinde koşullar, kontrolü altında olmayan koşullar yüzünden ibadetini
gerçekleştiremeyen kişinin ecrinin süreceğini ve ecrini alacağını ifade eden birkaç ahad hadis
vardır. Hatta Cihad için bile geçerlidir şöyle ki Peygamber(sallallahu aleyhi ve sellem) bir gün
bir savaşa çıktı ve bazı adamları Medine’de bıraktı. Peygamber(sallallahu aleyhi ve sellem)
yanındakilere, “bize katılmayanlar, sizin adımladığınız bir yol veya geçtiğiniz bir vadi olmasın ki
sizin aldığınız ecrin aynısını almasınlar çünkü onları geri bırakan meşru bir nedendir”, dedi.
Tüm bu anlattıklarımızın ortak noktası kendinizi üzmemeniz, sıkıntı içinde hissetmemeniz ve
ızdırap duymamanızdır. İbadetlerini yapamayan kız kardeşlerimiz, İbadetlerini yapıyor çünkü
Allah onlara yapmamasını söylüyor, dolayısıyla samimi olmaları durumunda ecirlerini
alacaklardır inşa’Allah.
BİR KIZ KARDEŞ ADET DÖNGÜSÜNÜ GECİKTİRMEK İÇİN BİR HAP ALABİLİR Mİ?
Bunun basit cevabı “evettir.” Neden? Bu gibi meseleler İslam’da Haram olduğu kanıtlanmadığı
müddetçe Helal olma genel kuralına girer. Okuduklarım içinde bunun Haram olduğunu tek
düşünen kişi İmam Malik’tir. İmam Malik bunu haram kabul etti ancak ayrıca bu düşüncesinin
nedenini söyledi ve zarar vermesi olduğunu belirtti. Bu tamamen farklı bir nedendir, yani zarar
vermesi durumu. Bunun dışında El Mugni’de İmam Ahmed’in bunu caiz gördüğü keza Eş
Şafi’nin caiz gördüğü belirtildi. Yani herhangi bir zarara yol açmayacaksa bunun caiz olduğu
çok açıktır, zarar verme durumu ise tamamen farklı bir şeydir. Ödevini yapmak zorundasın ve
sana zarar vermemesine dikkat et.
Aslında hatırlarım 10 veya 11 yaşındaydım, Vallahi Medine’de babamla birlikte onun
derslerinden birinde olduğumu hatırlıyorum ki Şeyh Atiyye Salim’in (rahimehullahu) dersiydi ve
o Misvak hakkında zihnimde yer eden ve Misvakın faydalarından birinden bahseden bir
hadisten bahsetti. Daha sonra Musennef Abdur Rezzak’ta okudum, şöyle ki “Amr, İbn Umar’a
bir kadının adet dönemini geciktirmek için bir ilaç alabilir mi diye sorulduğunu, İbn Umar’ın
bunda bir sorun yoktur dediğini ve ona Misvak suyu veya çorbası tavsiye ettiğini” söyledi. Yani
eski zamanlarda da bu tür durumlar söz konusuydu. Onların yaptıkları bir Misvak getirmek ve
o Misvak’ın bir Araak Misvakı yani orijinal misvak olduğundan emin olmaktı yani gerçek
misvak ağacı yani ona yakın bitkiler değildi. Onların yaptığı gerçek Misvakı parçalara kesip, bir
kase içinde günümüzde 10 dakikaya tekabul edecek kadar kaynatırlardı ve adet döngüsü
başlangıcından önce günde iki veya üç defa içmeleriydi.
Şu an sahip olduğumuz Misvaklarla bu işe yarar mı emin değilim çünkü ben onları süresi
dolmuş misvaklar olarak adlandırıyorum. Medine’de iken kullandığım Misvaklar, satıcılardan
satın aldığım misvaklar satılmadan günler önce kesilen yeni kesilmiş olanlardı. Bazı türleri
güçlü bir doğal tada sahipti, tıpkı bir nane gibi kuvvetli bir aroması vardı hatta Misvakı birkaç
dakika ağzınızda tutamazdınız. Bu dediğim doğal, herhangi bir ilave eklenmemiş olan
Misvaklardı.
Bir diğer yan mesele ve bununla dikkat dağıtmak istemiyorum ama yine de değinmek
istiyorum. Fıkh derslerimizde gördüğümüz Ramazan boyunca yapılan yaygın hatalardan biri
hakkındadır ki ben diş macununun mekruh olduğunu bile sanmıyorum, aslında Kıyasa dayalı
mubahtır bile diyebilirim. Sizin oruçlu olduğunuz zaman boyunca Misvak kullanmanız caizdir,
akşama doğru bile ve Misvak zaman zaman diş macunundan daha kuvvetli bir tada sahiptir,
dolayısıyla bu düşüncemin arkasındaki mantık budur.
Burada aldığımız Misvakların ise zamanı dolmuştur, hatta bazen deniz aşırı ülkelerden
misvaklar satın alsanız da onların da bir çoğunun zamanı dolmuştur. Konumuza geri dönecek
olursak adet dönemini geciktirmek için eskiden Misvak çorbası kullanıldığını biliyorum. Buna
karşın bu zamanımızda bize gelen Misvakların bu konuda herhangi bir etkisi var mı yok mu
emin değilim çünkü misvakların kesim tarihleri söz konusudur. Onlar eskidir ve dediğim gibi
süresi dolmuştur. Bunu birilerinin denemesi ve sonuç hakkında bizi bilgilendirmesi değerli bir
bilgi olabilir.
BİR KADIN BU GÜNLERDE NE YAPABİLİR?
Eğer bir kadın Umre yapmaya gittiyse, oruç tutmak, namaz kılmak ve tavaf etmek dışında her
şeyi yapabilir. Kadın orucunu kaza eder ancak namazını kaza edemez. O her şeyi yapabilir.
Olan ve sorun olan şudur ki bazı kız kardeşler oruç tutmadıkları Ramazan aynın o günlerini bir
Ramazan arası ve molası olduğunu düşünmeleridir. Böylece TV’nin başına otururlar ve bu
mübarek günleri ihmal ederler. Evet siz bu durumda oruç tutamaz, namaz kılamazsınız ancak
siz halen mübarek günlerin içindesiniz ve yapabileceğiniz diğer bir çok İbadet türü vardır. Zikir
ibadeti vardır, enerjinizi Dua etmeye verebilirsiniz, Kur’an okuyabilirsiniz ki bu bizi yeni bir
meseleye götürecektir. Bir kadın Ku’an okuyabilir mi Kur’ana dokunabilir mi? Her ikisi de
ihtilaflı meselelerdir.
BİR KADIN KUR’AN OKUYABİLİR Mİ?
Adet dönemi durumunda bir kadının Kur’ana dokunmadan hafızasından/ezberinden Kur’an
okuması meselesi ihtilaflıdır ve doğru görüşü İbn Teymiyye Fetaava’sının 21. cildinde belirtir.
İmam Malik, Eş Şevkani ve diğerleri de benzer görüşü benimsediler yani bir kadının eğer
Kur’ana dokunmuyorsa hafızasından Kur’an okumasının caiz olduğudur. Bu meselenin kökü
aynı yere dayanır yani bu tür şeylerin Haram olduğu sağlam bir delille kanıtlanmadığı
müddetçe Helal olmasıdır. Ve bu konuda “haram olduğuna ilişkin” sağlam bir delil yoktur ve
doğru görüş budur.
Peygambere(sallallahu aleyhi ve sellem) atfedilen ve adet döneminde olan bir kadının Kur’an
okuyamayacağını söyleyen bir hadis vardır. İbn Ma’ce ve Et Tırmızi’de yer alır ancak çok
zayıftır hatta Peygamber Muhammed’e(sallallahu aleyhi ve sellem) atfedilemez bile.
Bazıları bir kadın ile cenabet durumda olan bir erkeği karşılaştıran bir benzetme kullandı.
Elimizde, Peygamberin(sallallahu aleyhi ve sellem) cünup durumda iken (Kur’an) okumadığını
belirten sahih bir hadis vardır. Bununla birlikte, cünup durumda olan bir erkek ile adet dönemi
gören bir kadını kıyaslamak için, benzer şeylerin söz konusu olması gerekir. Cenabet
durumunda olan bir erkeğin durumu bir zorlama değil kendi tercihidir. O kişi bu konuda
tembelliğini kaldırabilir ve gidip boy abdesti alabilir ancak adet döneminde olan bir kadın için
bu geçerli değildir. O kadın beklemek zorundadır dolayısıyla burada benzetmeyi ve Kıyas
durumunu geçersiz kılan farklılıklar vardır.
Bir kadın tüm kadınlarda olduğu gibi adet görür, bu Peygamberin(sallallahu aleyhi ve sellem)
zamanında ve öncesinden itibaren böyledir. Bir çok Müslüman kadınlar vardı ve
Peygamberin(sallallahu aleyhi ve sellem) birçok karısı vardı ki onlar bize
Peygamberin(sallallahu aleyhi ve sellem) ve kendi yaşamlarının en ince ayrıntılarını öğrettiler.
O halde bu konu gerçekten Haram olsaydı bunun Haram olduğuna ilişkin elimizde en azında
bir sağlam, sahih bir Hadis olmayacağını mı düşünüyorsunuz?
ADET DÖNEMİNDE OLAN BİR KADIN DOKUNARAK KUR’AN OKUYABİLİR Mİ?
Bu mesele yani kişinin cenabet/necis durumunda Kur’an a dokunup dokunamayacağı
meselesinin kökenine gider. Alimlerin büyük, ezici çoğunluğu kişinin temiz olması gerektiğini
söylüyor. Aralarında İbn Abbas, Eş Şa’bi, Ed Dahhak, El Hakm İbn Uteybe, Hammad İbn Ebi
Süleyman, Davud Ez Zahiri ve Ez Zahiriye’nin olduğu azınlık ise necis durumda olan bir kişinin
Kur’ana dokunmasının caiz olduğunu söylerler.
Bununla birlikte biz oya başvurmayacağız delille gideceğiz ve burada bir demokrasi yoktur.
Ben Medine’de Şeriat eğitiminin ikinci yılında iken yaptığımız her ders üzerine kısa bir yazı
yazmak zorundaydım. Galiba 15 sayfaydı veya yakın Fıkh dersim için öğretmenim bana senin
konu bu meseledir bu konu hakkında yazmak zorundasın dedi. Bu olay 90’ların başlarıydı ve
İslami ilimle araştırmaya devam ettiğiniz müddetçe zamanla bilginizi gelişecek ve
fazlalaşacaktır. Zaman geçtikçe görmediğiniz bir Hadis bulursunuz veya bilmediğiniz ve
dikkate almadığınız bir görüş ile karşılaşırsınız, bazen sahih olduğunu düşündüğünüz bir
Hadisin zayıf olduğunu görürsünüz veya tam tersi ile karşılaşırsınız ancak o zamandan
günümüze bu konuda yazdığım tezime koyduğum son cümlemin sonucunun arkasındayım.
Sonuç olarak şöyle dedim, bu konuda her açık, doğrudan söylem otantik/sahih değildir ve bu
konuda sahih/otantik olan söylem ise açık/anlaşılır değildir. Örneğin, birçok sahih olmayan
hadis vardır ancak burada birçoklarının kullandığı Kur’andan bir ayet bir delil vardır. Bunu delil
olarak kullanan insanların dillerinde yer etmiştir, şudur:
“Ona temiz olanlardan başkası dokunamaz.”(Vakia: 79)
İbn Abbas burada bahsedilen kitabın göklerde olan Lehvi Mahfuz olduğunu söyledi. Yani
Kur’an dan bile bahsedilmiyor. Meleklere ve Lehvi Mahfuz’daki Korunmuş Tabletlere atıfta
bulunuluyor. Yani bize ve Kur’ana atıfta bulunulmuyor.
Hatta dahası siz Mutahhar ki Arabça temizlendi sözcüğüdür yanılmaz olanlar için kullanılır.
Sen, ben bu sözü kendimiz için kullanmıyoruz. Bu her ne kadar bizim kullandığımız saf/temiz
sözüne benzese de biz Abdest aldığımız mutetahhir sözünü kullanırız mutahhar sözünü
kullanmayız. Mutahhar sözü melekler gibi yanılmaz olanlar içindir.
Dahası, size bahsettiğim ilk Hadis, yani Peygamberin(sallallahu aleyhi ve sellem) Aişe’ye
namaz ve tavaf hariç her şeyi yapabileceğini söylediği hadis söz konusudur. Hacc boyunca
insanlar Kur’an okur ve Kur’ana temas eder ve insanlar bunu her gün yaptılar, Hacc’da elbette
daha çok yaptılar. Neden Peygamber(sallallahu aleyhi ve sellem) ona Kur’ana
dokunmamasını ve Kur’an okumamasını söylemedi?
Burada El Hakim, Ahmed, Malik ve diğerlerinde yer alan bir sahih Hadis vardır:
Temiz olandan başkası Kur’ana dokunmasın, ancak burada taahir Küfürden temiz olan demek
olabilir yani Abdestle temiz olması gerekmeyebilir.
“Muhakkak, müşrikler necistirler.”(Tevbe: 28)
Bu, müminlerin-iman edenlerin temiz olduğu demektir yani burada İslam’ın temizliğinden
bahsediliyor olabilir.
Bir başka Hadis vardır şöyledir:
“Bir Müslüman necis olmaz.”
Yani İslam’ın saflığı ve temizliğine karşı Küfür olabilir. Hadis, Peygamberin(sallallahu aleyhi ve
sellem) Necran’da Hristiyanlar arasında yaşadığı sırada Amr İbn Hazm’a gönderdiği bir
mektupta yer almaktadır. Bu nedenle Peygamberin(sallallahu aleyhi ve sellem) ona kafirlerin
Kur’an sayfalarına dokunmasına müsaade etmemesi talimatını vermiş olması söz konusu
olabilir.
Böylece temel olarak, burada bir sahihlik yoktur, bunu yasaklayan açık bir delil yoktur ve sahih
olanı da başka anlamlar içerir.
SAYGI HUSUSU
Bu meselede Helal ve Haram olması konusunu bir yere koyun burada bir saygı hususu söz
konusudur. Kur’an, Allah’ın sözleri saygı duymayı gerektirmektedir. Ki bu tamamen farklı bir
şeydir. Ben, bir Müslüman’ın Kur’ana dokunması için temiz/saf olması gerektiğini söyleyen
anlaşılır sahih bir Hadis olmadığına inanıyor olsam da küçük bir çocuk olduğum zamandan
bugüne Kur’ana abdestsiz asla dokunduğumu hatırlamıyorum. Bu durum bir gereklilik olmasa
bile burada bir saygı meselesi söz konusudur.
“İşte böyledir, kim Allah’ın şiarları ta’zim eder, şüphesiz bu kalplerin
takvasındandır.”(Hacc: 32)
Bazı Selef, İbn Umar gibi Kur’ana dokunmadan önce abdest alırlardı. Diğerleri saygıdan ötürü
abdest alırlar, misvakla dişlerini fırçalarlar, Kıble’ye dönerler, saygı ile tevazu içinde otururlar
ve Kur’an okurlardı. Bu, Allah’ın sözüdür!
Bir kız kardeş tüm bu ihtilaftan kaçınmayı seçebilir ve Kur’anı bir takım engellerle okuyabilir ki
bu caizdir. Veya daha ileri gidebilir Kur’anı iPhone’dan, bir iPad’den veya bir bilgisayardan
okuyabilir çünkü bunlar bir Mushaf olarak kabul edilmez. Böyle yapanlar için hüküm geçerli
değildir ve bu kesinlikle caizdir çünkü bir Mushaf ile ilgili hükümler bunlara uygulanmıyor.