22.02.2022 Views

Çarçuba 3.Sayı

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

32

Aile birliği bozulmamış katılımcılar ve kötü muamele incelendiğinde, tek ebeveynli veya

ebeveynsiz katılımcıların ciddi suçluluk üzerinde olumlu ve anlamlı bir etkisi olduğu anlaşılmıştır.

Cinsel istismarın suçluluk üzerinde etkisi olmadığı ve fiziksel istismar cezasının sadece orta düzeyde

anlamlılığa ulaşan pozitif bir regresyon katsayısı olduğu (p ¼ .074) bildirilmiştir. Aile yapısı ölçütleri

modele dahil edildiğinde, kötü muamele türleri ile suçluluk arasındaki ilişkiye aracılık ettiği

bulgusuna ulaşılmıştır.

Çalışma sonuçları her iki biyolojik ebeveynden yoksun aile yapılarının, ergenleri yalnızca istismar

mağduru olmakla kalmayıp, aynı zamanda ciddi suçlara karışma riskini de artırdığını ortaya

koymuştur. Çok değişkenli modeller, biyolojik ebeveynlerinden birinin veya her ikisinin de eksik

olduğu ailelerden gelen ergenlerin suçluluğa karışma olasılığının daha yüksek olduğunu, ancak aile

yapısının suçluluk üzerindeki etkisinin orta düzeyde olduğunu göstermektedir. Ayrıca, aile türleri ayrı

ayrı incelediğinde, istismar ve suçluluk arasındaki ilişkinin aile yapısına bağlı olduğu sonucuna

ulaşılmıştır. Spesifik olarak, cinsel istismar, aile birliği bozulmamış ailelerden gelen çocuklar için

suçluluğu artırmakta ve fiziksel olarak taciz edici ceza, tek ebeveynli ailelerde suçluluğu

artırmaktadır. Cinsel istismar, aile birliği bozulmamış ailelerde tek ebeveynli ailelere kıyasla önemli

ölçüde daha büyük bir etkiye sahiptir.

Boccio ve Beaver (2017) çalışmalarında ebeveyn boşanmasının ve bir üvey ebeveynle yaşamanın

yaşam boyu suç davranışı üzerindeki uzun vadeli etkilerini incelemiştir. Çalışma, ergenlik döneminde

aile yapısındaki değişikliklerin ergenlik ve yetişkinlikteki suç davranışı üzerindeki etkisini ulusal olarak

temsili geniş bir örneklemde inceleyerek ele almaktadır.

Çalışma, adölesanların Yetişkin Sağlığına İlişkin Ulusal Boylamsal Çalışmasının (Add Health) 1'den

4'e kadar olan aşamalarından elde edilen verileri kullanmıştır. Add Health, Amerikan ergenlerinin

ulusal olarak temsili bir boylamsal örneğidir. Add Health için veri toplama 1994-1995 öğretim yılında

başlamış ve aynı katılımcıların çoğundan üç ardışık veri dalgası toplanmıştır. Add Health'in ilk dalgası,

ortaokul ve liseye kayıtlı 90.000'den fazla adölesanı içermiştir. Katılımcılara kişisel alışkanlıklar,

akranlar, ebeveynlerle ilişkiler, aile yapısı ve suçluluk hakkında sorular sorulmuştur. Anketin ikinci

dalgası 1996'da ilk yanıtlayanların yaklaşık 15.000'ine uygulanmış, aile yapısı ve suçlu davranışlarla

ilgili sorular sorulmuştur. Üçüncü dalga ise 2000-2001 yılları arasında gerçekleştirilmiş ve orijinal

katılımcıların 15.000'den fazlasını içermiştir. Üçüncü dalgadaki sorular, şu anda 18 ile 26 yaşları

arasında olan örneklem için yaşa daha uygun olacak şekilde düzenlenmiştir. Anketin dördüncü

dalgası, katılımcıların çoğunluğunun 24 ila 32 yaşları arasında olduğu ve mali durum, medeni durum,

suç davranışı ve aileye karışma ile ilgili sorulduğu 2008 yılında gerçekleştirilmiştir. Orijinal

katılımcıların yaklaşık 15.700'üne uygulanmıştır. Dalga 1 suçluluk ölçeği, son 12 ay boyunca suçlu

davranışlara karışmaya ilişkin 15 soruya verilen yanıtlar kullanılarak oluşturulmuştur. Örneğin,

katılımcılara son 12 ayda ne sıklıkta mülke kasten zarar verdikleri, hırsızlık yaptıkları, fiziksel bir

kavgaya karıştıkları veya uyuşturucu sattıkları sorulmuş ve cevaplar toplanarak ölçek oluşturulmuş

ve ikinci dalgada kullanılmıştır. Bu işlem her ölçüm dalgasında tekrarlanmıştır. Ailenin yapısı

ebeveynlerin evli olup olmadığı iki durum olarak gruplanmıştır.

Bulgular dalga 1'deki evli ebeveynleri olan katılımcıların, dört dalganın üçünde suça karışma

olasılığının önemli ölçüde daha düşük olduğunu göstermektedir. Aile yapısının sonraki dalgalarda (2

ve 4) suçluluk ile istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki sürdürmüştür. 2. Dalgadaki aile yapısı, 2. ve 4.

dalgadaki suça karışma ile istatistiksel olarak anlamlı ilişkilere sahip olduğu görülmüştür. Benzer

şekilde, evli ebeveynleri olan katılımcıların, Dalga 2 ve 4'te suça dahil olduklarını bildirme olasılıkları

daha düşük olduğu bildirilmiştir.

Dalga 1 ve 2'deki aile yapısının, mevcut veri dalgalarının çoğunda suçluluğa dahil olma ile istatistiksel

olarak ilişkili görünmesi nedeniyle aile yapısındaki değişiklikler ile suçlu katılımındaki değişiklikler

arasındaki ilişkiyi incelenmiştir. Buna göre dalga 1'de ebeveynleri evli olan ve Dalga 1 suçluluğunu

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!