22.02.2022 Views

Çarçuba 3.Sayı

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

30

görüşündedir. Ayrıca gençlere, suçlu akranlarının davranışlarından potansiyel olarak

etkilenebilecekleri daha yapılandırılmamış, denetlenmeyen boş zaman verilmektedir. Dolayısıyla

çocuklar suça daha fazla itilmektedir. Bu modelde, aile yapısının suçlulukla ilişkisine ekonomik

faktörler aracılık etmektedir.

Piang, Osman ve Mahadir (2017) parçalanmış bir aile yapısı ve zayıf aile ilişkisinin çocuk suçluluğu

oranına katkısını incelemiştir. Çalışma Malezya’da, iki rehabilitasyon merkezinden katılan toplamda

196 çocuk üzerinde gerçekleştirilmiştir. Veriler 2013 ve 2015 yılları arasında öz bildirim yöntemi ile

toplanmıştır. Katılımcıların aile ilişkileri bilgisi ve suçlu davranışlarının kaydı alınmıştır.

Aile yapısını belirlemek için ebeveyn medeni durumu ve aile yapısı dört kategori ile ölçülmüştür.

İlk kategori biyolojik ebeveynlerin evli olduğu bozulmamış aile yapısıdır. İkincisi boşanmış ailedir (tek

anneli aile, tek babalı aile, anne-üvey babalı aile, üvey babalı aile). Üçüncüsü ebeveynlerin boşandığı

ya da bir ebeveynin öldüğü ayrılmış ailedir. Son kategori ise her iki ebeveynin de öldüğü, çocuğun

akrabalarının yanında yaşadığı, diğer kategorisidir. Çalışma aynı zamanda ailelerin sosyo-ekonomik

durumunu da incelemiş ve bunu yapmak için üç kategori belirlenmiştir. Bunlar; alt sınıf, orta sınıf ve

üst sınıftır.

Araştırma bulgularına göre katılımcıların işlediği suçlar hırsızlık (%75,0), sigara içme (%92,3),

okuldan kaçma (%81,1), uyuşturucu kullanımı (%66,3), zorbalık (%51,0) ve yasadışı sokak yarışı (Mat

Rempit) (%60,7) olarak sıralanmaktadır. Ayrıca, yanıtlayıcılar tarafından gerçekleştirilen suça yönelik

eylemlerin ortalama sayısının 7,43 olduğu saptanmıştır ve bu da yanıtlayıcılar arasında yüksek bir

genel suçlu davranış düzeyini göstermektedir.

Aile yapısı incelendiğinde katılımcıların %68,4'ünün (n = 134) her iki biyolojik ebeveynle birlikte

yaşadığı, %21,9'unun (n = 43) ebeveyn boşanması yaşadığı ve %4,1'inin (n = 8) ebeveynlerin ayrıldığı ya

da birinin öldüğü ailelerden geldiğini göstermektedir. Ankete katılanların toplam %5,6'sı (n = 11) da ya

başka insanlarla birlikte yaşamakta olduğu ya da ebeveynlerinin öldüğü belirlenmiştir.

Aile sosyoekonomik durumu incelendiğinde katılımcıların %69,9'u (n = 137) orta sınıf ailelerden,

ardından %25,5'i (n = 50) alt sınıf ailelerden, en düşük yüzde ile %4,6'sının (n = 50) üst sınıf ailelerden

geldiği tespit edilmiştir.

Aile bağlılığı, çocuk-ebeveyn iletişimi ve katılımcıların aile katılımı da ölçülmüştür. Her sorunun

puanları, yanıtlayanın aile ilişkisini gösteren bir toplam puan elde etmek için bir araya getirilmiştir ve

tüm sorular olumsuz ifadelerdir. Yani daha yüksek puan daha düşük kaliteli bir ilişkiyi göstermektedir.

Katılımcıların aile ilişkileri için ortalama puan 3,175 olup, ortalama olarak yanıtlayıcıların düşük kaliteli

aile ilişkilerine sahip olduğu anlaşılmıştır.

Veriler, suçlu davranış ile aile yapısı arasında anlamlı bir ilişki olmadığını göstermektedir (r =-.038,

p <.001). Bununla birlikte suçlu davranışın ailenin sosyo-ekonomik durumuyla da önemli ölçüde ilişkili

olmadığı da (r = .105, p < .001) gösterilmiştir. Ancak sonuçlar, suçlu davranışın güçlü bir aile ilişkisi

düzeyiyle önemli ölçüde ilişkili olduğunu göstermektedir (r = .542**, p <.001). Aile faktörlerinden,

sonuçlar aile yapısının ailenin sosyo-ekonomik durumu ile ilişkili olduğunu göstermektedir; ancak,

korelasyon zayıftır (r = -.296**, p < .001).

Genel olarak, bu çalışmada suçlu davranış ile aile ilişkisi arasında güçlü bir ilişki olduğu sonucuna

varılmıştır. Katılımcılar arasında artan saldırgan suçlu davranış düzeyi, düşük kaliteli aile yapısı ile

ilişkilendirilmiştir. Ancak sonuçlar, aile yapısının suçlu davranışlarla ilişkili olmadığını göstermektedir.

Sabrina ve Suminar (2020), çalışmalarında çocuk suçluluğunda baba yokluğundan kaynaklanan

farklılıkların olup olmadığını ortaya çıkarmayı amaçlamışlardır. Çalışma 12-21 yaş arasındaki çocuklar

üzerinde yürütülmüştür. Babanın yokluğu üç grupta kategorize edilmiştir. Bunlar; boşanma, babanın

ölümü ve babanın evden uzakta çalışmasıdır.

Bulgular incelendiğinde ebeveyn boşanma grubu ile evden uzakta çalışan babalar grubu

arasında 0.032 anlamlılık düzeyi ile belirtilen farklılıklar olduğu görülmektedir. Babanın ölümü ile ev

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!